30 Nisan 2015 Perşembe

CEM SULTAN “*” (1951)


Yönetmen Münir Hayri Egeli
Senaryo Melih Başar
Kamera Cezmi Ar
Müzik Sadettin Kaynak
Yapım Halk Film Fuat Rutkay


Oyuncular: Bülent Ufuk, Suzan Yakar Rutkay, Zeynep Sırmalı, Ali Korkut, Vedat Örfi Bengü, Silvia Degandi, Berrin Aydan, Nana Aslanoğlu, Efi Palmi, Pola Morelli, Ali Küçük


Konu: Kardeşleriyle girdiği taht savaşı sonucunda Avrupa'ya kaçan Cem Sultan'ın öyküsü.


_______________________________________

“*” CEM SULTAN

Cem Sultan: Fâtih Sultan Mehmed’in küçük oğlu. 1459 yılında doğdu. Annesinin adı Çiçek Hâtun’dur. İlk terbiyesini saray hocalarından aldı. Beş yaşına gelince, bir hocaya verilerek Kastamonu sancakbeyliğine gönderildi.Eğitim ve öğrenimine burada da devâm etti. Fâtih Sultan Mehmed, büyük oğlu Mustafa’nın vefâtı üzerine (1474) Cem’i Karaman eyâletine gönderdi.

1481’de Mısır Seferine çıktığı tahmin edilen Fatih Sultan Mehmet Gebze’de hastalanarak vefât edince, babasının yerine tahta çıkan İkinci Bayezit’e kardeşi Cem Sultan muhalefet etti. Cem, Bayezit’in aksine, babasının padişahlığı zamanında doğduğunu, bu yüzden Uzun Hasan Seferi sırasında babasına vekâlet ettiğini belirterek, asıl kendisinin tahta geçmesi icap ettiğini iddia ediyordu. Bu sebeple harekete geçen Cem Sultan, bir ara Bursa’ya hâkim olduysa da, Gedik Ahmet Paşanın Sultan İkinci Bayezit’le birleşmesi üzerine Konya’ya çekilmek zorunda kaldı. Daha sonra Kâhire’ye giden Cem Sultan burada Sultan Kayıtbay tarafından merasimle karşılandı. Cem, 20 Aralık 1481’de hac farîzasını yerine getirmek üzere Mekke’ye gidip, 12 Mart 1482’de Kâhire’ye geri döndü. Bu arada eski Karaman beyi olan Kasım Bey, Cem’i tahrik ederek Karaman beyliğini yeniden kurma düşüncesindeydi. Aynı zamanda Ankara sancakbeyini de yanına çekmeyi başarmıştı. Bu durum üzerine bir defâ daha şansını denemeye karar veren Cem Sultan’ın, Konya ile Ankara’ya karşı bizzat giriştiği taarruz başarısızlıkla neticelendi. Bunun üzerine önce Akşehir’e sonra da Kasım Bey ile birlikte Taşeli’ne çekilmek zorunda kaldı. Konya Ereğlisi’ne gelen Sultan İkinci Bayezit’le yeniden müzakerelere girişti. Ancak bu müzakereler de diğerleri gibi neticesiz kaldı. Çünkü onun Kudüs’te oturmasını teklif eden Sultan İkinci Bayezit’e karşılık Cem Sultan, Osmanlı topraklarında hâkim olacağı bir bölgenin kendisine tahsis edilmesi hususunda ısrar ediyordu. Bunun üzerine kardeşi ile uğraşan Sultan İkinci Bayezid’in kendisine bâzı tavizlerde bulunacağını ümiteden Kasım Beyin teşviki ile Cem Sultan, nihayet Rodos şövalyelerine müracaat etmeye karar verdi. 29 Temmuz 1482 günü, Rodos limanında karaya ayak bastı. Talihsiz şehzade için, 12 yıl 7 ay sürecek ve sonu ölümle nokta-lanacak olan acı gurbet hayatı başlamış oluyordu.

Rodos şövalyelerinin başı Pierre d’Aubusson daha önce imzaladığı bir senetle Cem Sultan’a istediği zaman Rodos’tan ayrılabilme hakkını tanımıştı. Ancak bu sözünü çabuk unuttu. Şehzadeyi elde tutmakla Sultan Bayezit Hana istedikleri yolda anlaşma yapmaya ve adalarını Osmanlıların fethinden kurtarmaya, aynı zamanda para koparmaya muvaffak olabileceğini umuyordu. Ancak Cem Sultan’ın Türk topraklarına yakın olan bu adada bırakılması tehlikeli olacaktı. Böylece Cem Sultan, maiyetiyle birlikte bir müddet Nis’de, bir müddet de Şambri ve Puy kalelerinde ikâmet etti. Öte yandan d’Aubusson ile Sultan İkinci Bayezid arasında bir antlaşma imzalandı. 7 Aralık 1482 tarihli bu antlaşmaya göre Cem Sultan’ın bakım masrafı olarak, Rodos’a her yıl 45.000 duka altını ödenecekti.
Cem Sultan

Şövalyeler 6,5 yıl ellerinde tutmaya muvaffak oldukları Cem Sultan’dan azami derecede istifadeye bakıyorlardı. Bu arada Avrupa’da Cem Sultan’ı elde edebilmek için yoğun siyasî faaliyetler vardı. Fransa, Macaristan, Venedik ve hatta Memlûk Sultanlığı bu gaye ile şövalyelere cazip tekliflerde bulunuyorlardı. Nihayet Cem Sultan’ın Alman İmparatorluğunun eline düşmesi ihtimalinin belirmesi üzerine endişeye düşen Fransa, onun Papa’nın himayesine verilmesini kabul etti. Bu faaliyetlerden şüphelenen Cem Sultan, Bayezid’e gönderdiği bir mektupta kendisini küffar elinde bırakmamasını istedi. Nihayet Toulan’dan yola çıkan Cem Sultan ve maiyeti,Mart 1489’da Roma’ya vardı. Burada büyük bir törenle karşılanarak Vatikan Sarayına yerleştirildi. Papa Innocent’in 1492 yılında ölümü üzerine yerine AltıncıAlexandre Burgia seçildi. 1494 yılında İtalya sınırını aşarak Roma’ya giren Fransa Kralı Sekizinci Charles, papa ile anlaşarak Cem Sultan’ı yanına aldı. Cem Sultan 28 Ocak günü Fransız ordusu ile Roma’dan ayrılarak Fransızların Napoli seferine iştirak etti ve birçok kalelerin zaptına şahid oldu. Napoli Krallığının mukavemetinin kırıldığı sıralarda Cem Sultan’da hastalık belirtileri ortaya çıktı. Bir müddet sonra, hastalık daha da ilerleyerek, yüzü ve boynu şişti. Artık ata binecek hâli kalmadığından sedye ilenaklediliyordu. Nihâyet 25 Şubat 1495 Çarşamba sabahı, Cem Sultan öldüğünde 35 yaşındaydı. (www.dallog.com/tdsa/cemsultan.htm)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder