3 Mayıs 2015 Pazar

ÖLDÜREN ŞEHİR (1953)


Yönetmen Lütfi Ömer Akad
Senaryo Lütfi Ö. Akad, Osman F. Seden
Eser Orhan Hançerlioğlu
Foto Direktörü Kriton İlyadis
Yapım Kemal Film / Osman F. Seden


Prodüksiyon Müdürü: Yüksel Tanık, Ar Direktör: Sami Pandır, Işıklar: Orhan Okdemir, Reji Ast: Zeki Dinçoy, Kamera Ast: Kenan Kurt, Set: Zare Cirityan, Script: Neriman Akad, Prodüksiyon Ast: Cumhur Özcan, Ali Erşan, Montaj: Turgut Kuzu, Senkron: Diamandi Filmeridis, Ses Mühendisi: Rauf Tözüm, Işık Ast: Rıdvan Varol, Atacan Boran


Oynayanlar: Belgin Doruk (Selma), Ayhan Işık (Ali), Turan Seyfioğlu (Şevket), Settar Körmükçü (Kaptan), Kenan Pars (Kenan), Muazzez Arçay (Hatice), Pola Morelli (Nesrin), Nubar Terziyan (Osman), Kadir Savun, Mualla Sürer, Ziya Metin, Şevki Artun (Hikmet), Zekeriya Metinoğlu, Nuri Beyat, Kdir Savun, Mualla Sürer, Necla Sertel, Behzat Balkaya, Asım Nipton


KONU: Film Haliç'in fakir bir semtinde başlar, Beyoğlu'nun caddelerinde devam ederek bir kenar mahallede sonuçlanır. Henüz on sekiz yaşında olan genç kızın (Belgin Doruk) babası dürüst, ancak içkiye düşkün bir kaptan, annesi ise çaçaron bir mahalle kadınıdır. Kızın nişanlısı ise (Ayhan Işık) bir atölyede ustabaşıdır. Günün birinde kızın nişanlısı mahalle kahvesinde birini vurduğu için tutuklanır. Kız pırıltılı Beyoğlu sokaklarını cazibesine kapılarak gece kulübünde çalışan kız arkadaşının yanına yerleşir. Burada iş bulur, çalışmaya başlar. Kulübün patronuyla (Turan Seyfioğlu) karşılaşması arkadaşının kıskançlığına neden olur. Cezası biten nişanlı hapisten çıkar ve sevgilisini içine düştüğü kötü yoldan kurtarır ve fakir mahallelerine mutlu olarak dönerler.


► “Öldüren Şehir”i çok beğendim. Cahide Sonku’nun “Beklenen Şarkı”sı kendi janrına ne kadar muvaffaksa, bu da bir gangster ve macera filmi olarak o derece güzeldir. (“Lüks Koltuktali Adam”, Sezai Solelli, Yıldız Mecmuası, 20 Şubat 1954)


Not: bu film 5 Şubat 1954 tarih ve 31 sayılı karar ile sansür kuruluna takılmış filmlerden biridir.


► Kasımpaşa’da yaşayan genç ve güzel bir kız geceleri Beyoğlu’nun ışıklarını seyreder ve oranın özlemi içinde yaşarken, nişanlısı gencin düşmesi ile tuzağa düşer ve Beyoğlu'na, kendisini satacak bir kadının yanına sığınır ve olaylar gelişir. Bu genç kız rolü için için, yeni bir kız seçmeğe karar verdik ve sonunda, Sezai Solelli'nin aracılığı ile Belgin Doruk'la anlaşma sağlanır.

Öldüren Şehir", Osman F. Seden'in önemle üzerinde durduğu filmlerden biri idi. Filmde, nişanlısı Ali (Ayhan Işık) hapse girince Beyoğlu’nda bir barda çalışan arkadaşı Nesrin'in Pola Morelli) sayesinde hayran olduğu büyükşehir hayatına adımlarını atan, ancak bu büyük aşık dünyanın içinde kaybolan Selma'nın (Belgin Doruk) hikayesi anlatılmaktaydı.


Yine her zamanki gibi gerçeklerden yola çıkılmış olan ve bir kişinin hayalini kurduğu "büyükşehir" özlemini dile getiren bu Türk sinemasında bir yenilik daha gerçekleştirilmişti; tiyatroda kullanılan ama sinemada hiç denenmemiş olan uzayda geometriye uygun "üç boyutlu dekor" kullanılmıştı.


Bugüne kadar hiç denenmemiş olan "üç boyutlu dekorların" yapılışını Lütfi Akad şöyle anlatıyor:

'Bu filmle siyah beyazın en gelişmiş ilk filmini vermiş olduk Bu filmin dekorlarını da ben çizdim. Ve şöyle bir yöntem getirdim: Derinliğine bir dekor kurduk Oyuncuları dekorun ağzına aldık Arkada "mekan kaldı. Dekorlar üç boyutlu, sinemaya yatkın dekorlardı ve dekorun içinde çekmedik O zaman ister istemez derinliğine bir, mizansen zorunluluğu çıktı. Makineye hareket vermedim, sabit tuttum, traveling denilen olayı kaldırdım. Böyle olunca oyunculara belirli bir hareket vermek zorunluluğu ortaya çıktı. Mizansen bakımından .Bana da uzayda bir geometri yapmak zorunluluğu kaldı. Bu üç boyutlu.yöntem tiyatroda oldum olası kullanılmıştır. Ama sinemada, özellikle bizde hemen hemen hiç kullanılmamıştır.


Böylesine derinliğine bir mizansen ve bu uzayda bir geometri kurmak ... Tabii bunu yaparken sinema olmaktan uzaklaşmadık hiçbir zaman.. Çok derli toplu bir film oldu. Daha ev velki filmlerde de geliştirilmiş dinamik kurgu, yeni bir mizansen, yeni ışıklandırma ve odak derinliği sağlayarak bir kilometre taşı olabilecek filmlerden birini gerçekleştirmiş olduk Yılın filmi "Öldüren Şehir" idi. Kanun Namına'dan beri erkek olan filmin başkişisi bu Kez kadın"oluyor ve konu "şehir ışıklarının hayali ile yaşayan bir genç kızın etrafında dönüyordu. Filmde hikayesi anlatılan genç kız, nişanlısı hapse girince barda çalışan bir arkadaşının teşvikiyle şehrin ışıklarına hayran kaldığı büyük kesimine geçiyor, hapisten çıkan "fakir ve mert" delikanlının nişanlısını kurtarmak için çalışmaya başla-masıyla film birden "Kanun Namına"nın çizdiği çizgiye oturuyordu. Belli bir eğitimden geçmemiş güzel ve fakir genç kızın bol ışıklı gecelere, "zengin ve lüks" hayat tarzına ilgi duyması; mücevherler arasında geçen "eğlenceli" bir hayatı özlemesi ne kadar gerçekse, bir Beyoğlu çetesinin elindekigenç kızı tek başına kurtaran nişanlı tipi de o dar gerçek dışıydı.


.Bütün bunlara rağmen "Öldüren Şehir", türünün başarılı örnekleri arasına girmeyi başarmıştı. Bu bakımdan film, Türk sinemasının kilometre taşlarından birini oluşturuyor, Osman F. Seden'in bir yapımcı olarak ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor, “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Osman Fahir Seden’le Türk Sinemasında Düet”,


ÖDÜL:


Türk Film Dostları Derneği’nce (1954) yapılan araştırmada
► “Öldüren Şehir” En iyi Film,
►“Osman F. Seden” en iyi yönetmen
► “Kriton İliyadis” en iyi foto direktörü,
► “Belgin Doruk”, en başarılı kadın oyuncu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder