21 Haziran 2015 Pazar

YETİM YAVRULAR (1955)



Senaryo ve Yönetmen Memduh Ün
Görüntü Yönetmen Turgut Ören
Müzik Yorgo İlyadis (Plak)
Yapım Pars Film / Kenan Pars 

 Oyuncular: Muhterem Nur, Eşref Kolçak, Memduh Ün, Nimet Alp, Belkis Fırat, Reha Yurdakul, Avni Dilligil, Öztürk Serengil, Atacan Boran, İhsan Aşkın, Salih Tozan, Belkıs Fırat, Muzaffer Nebioğlu, Danyal Topatan, Nazmi Ülgen, Öztürk Serengil, Hasan Ceylan, Mehmet Özekit, Atacan Boran, Uğur Kıvılcım, Halit Akçatepe 

 Konu: Memduh Ün o yıllarda gördüğü bir Fransız filminden gördğüğü sahneleri bir hikaye haline getirerek çektiğinden bahsetmektedir. Bu filmde Evli bir kadının militan bir kardeşi vardır, polisten kaçıyor. Kadın kocasına söz edemiyordu bundan. Yaralı geliyordu bir gün militan, ablası yazlıktaki evlerine götürüyordu onu. Kocası uyuduktan sonra kardeşinin yanına gidiyor, yiyecek falan götürüyordu.

 Para toplayıp Fransa'dan kaçırmayı düşünüyordu kardeşini. Parayı denkleştirdiğinde bir gece vermeye gidiyordu. Fakat kocası şüphelendiği için önce uyuma taklidi yapıyor, ardından da karısının peşine takılıyordu. ; Iki kardeşin vedalaşırken birbirine sarıldığı goruluyordu pencere perdesinde gölge olarak ve koca eşinin aşığıyla sarıldığını düşünerek, gizlice içeri giriyor, ikisini de öldürüyordu. Bu filmden esinlenerek çekilen filmin konusu şöyle : Öykü kopuk kopuk ilerliyor. Bir bölüm çocuklarla gidiyor, bir bölüm Eşrefle gidiyor. Kız kardeşi olan Muhterem Nur bir süre yok oluyor.

 Ablası ve eniştesi ile beraber yaşayan bir genç, evden kaçarak sokaklarda yaşamaya başlar. Çeşitli serüvenler içinde büyüyen genç bir iftiraya uğrayıp cezaevine girer. Çıktığında ise kötü işlere bulaşmış başı polisle belaya girmişiti. Ancak kardeşine yardımı esirgemeyen kadın durumu kocasına söyleyememektedir. Ancak kocası durumdan haberi olunca karısını ve kardeşini öldürür. 

 Kurgu da oldukça kötü; özellikle bugünkü sinema anlayışına ters gelen bir kurgu anlayışı egemen Yetim Yavrular'da. Çok Iondu, çok superpoze var. Fondüler ve süperpozeler makinelerle yapılmıyordu, Çünkü öyle bir teknik yoktu. Elle yapılıyordu o yıllarda. Negatif siyanur denilen bir eriyik içine batırılıp çıkartılarak resim vardan yok olana kadar elle daldırılıp çıkarılıyordu. Süper pozelerde de önce yukarda anlattığım işlem yapılıyor, sonra atkı halinde birbirinin üzerine yapıştırılıyordu filmler. 

 Bağlantı acemilikleri de rahatsız etti beni. Sahne gece başlamış, sonra gündüz devam ediyor. Filmde iyi olan tek şey ıstanbul diyeceğim, Istanbul görüntüleri harika. Bunun başlıca nedeni de kuşkusuz benim İstanbul'u çok iyi, hatta en küçük girdisine çıktısına kadar bilmemdi o yıllarda. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder