Yönetmen Tekin Akpolat, Muhteşem Durukan, Ahmet Bedri Özalp
(Refik Halit Karay’ın rpomanından)
Foto Direktörü Vedat Akdikmen
Yapım Ata Film / Hadi Yaman
oyuncular: Ali Ekdal, Nermin Ruhsever, Tomris Hakgüder, Asım Nipton, Oral Altay
Konu: Binnur, Kız Sanat Enstitüsüne yeni tayin olmuş güzel bir öğretmendir. Burada Zehra adında başka bir öğretmenle çok kısa bir süre içinde ahbap olur. Onun aracılığıyla Ulvi adında yakışıklı bir mühendisle tanışır. Ulvi Binnur’a daha ilk gördüğü andan itibaren alaka gösterir. Zehra onun Ulvi’yle evlenmesini istemektedir. Çünkü Ulvi geleceği parlak olan birisidir ve Ulvi’nin de Binnur’u istediğini bilmektedir. Fakat Binnur çelişki içerisindedir; Ulvi’ye bir türlü aşık olamıyor, eğer onunla evlenirse yaşayacağı hayat onu cezbediyordu.
Zehra, her yıl düzenlenen Kocadağ gezilerine Binnur’un da katılmasını ister. Böylece onunla Ulvi’yle yakınlaşıp evleneceklerini düşünür. Binnur onun bu isteğini kabul eder. Dağ yolculuğu boyunca Zehra ikisini baş başa bıra-kır. Binnur ilk defa bir şeyler hissetmeye başlar. Misafirhaneye vardıklarında herkes Yusuf adında birinden söz etmektedir. Yusuf Kocadağ’da bir kulübede yaşayan, bu dağı çok iyi bilen ve kadınları kendine çeken bir cazibeye sahip kırk yaşlarında bir kayakçıdır. Binnur ilk zamanlarda fazla ilgi göstermemek-le beraber, daha sonra onu çok merak eder. Hiçbir kadına yüz vermeyen Yusuf, ilk karşılaş-tıkları andan itibaren Binnur’dan etkilenir.
Ama Binnur onu bir yabani gibi görür. Fakat daha sonra o da Yusuf’tan etkilenerek, bir şeyler hissettiğini anlar ve ona aşık olur. Ama Ulvi ile evlendiği zaman yaşayacağı hayat onu bu aşkından vazgeçirmiştir. Geri döndüklerinde aklı hala Yusuf’tadır. Nitekim, şehre çok nadiren gelen Yusuf, şehre indiğinde Binnur’u tam İstanbul’a babasından izin istemeye giderken bulur. Onu alıp Kocadağ’daki kulübesine götürür. İkisi de mutludur. Günler çok güzel geçiyordu, ta ki Binnur’un o kulübede bir ömür boyu yaşanmaz düşüncesine kapılana kadar. O artık birilerinin gelip onu oradan götürmesini beklemektedir. Yalnız başına gitmeye cesareti yoktur. Aklına teyzesinin oğlu Erbil gelir.
Onun kendisini çok sevdiğini bildiği için, ne olursa olsun kendisini kabul edeceğini bilmek-tedir. Ama o hala Yusuf’u çok seviyor ondan ayrılmak istemiyordu. Bir gün Yusuf kulübede yokken birisi çıka gelir. Bu kişinin Yusuf’un oğlu Kaya olduğunu öğrenir. Binnur ona içini döker ve ona Erbil’den bahseder. Fakat daha sonra, söylediklerini unutmasını ister. Yusuf geldiğinde Kaya çoktan gitmiştir .
Bir gün Yusuf ile Binnur kayarken derin bir uçurumla karşılaşırlar. Binnur Yusuf’a bir gün buradan birlikte bilinmeyene uçmayı teklif eder. Yusuf da bunu kabul eder. Günler böyle geçerken Erbil çıkagelir. Fakat artık Binnur için tek saadet o uçurumdan Yusuf ile birlikte atlamaktır. Erbil ile konuştuktan sonra Yusuf’la birlikte ortadan kaybolurlar. Onlar gerçek saadetlerine çoktan ermişlerdir ama Erbil, hala Binnur’un bir gün döneceği umuduyla beklemektedir
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Romanda geçen olayların hepsinde Binnur vardır.İki aşığın uçurumdan atlaması dışında ilgi çekici hiçbir olay yoktur.
Binnur, orta gelirli bir ailenin kızı olup, iyi bir aile ahlakı almış, dış görünüş itibari ile kendisine ilk bakışta aşık olunacak kadar güzel bir öğretmendir. Para ile aşk arasında bir tercih yapamamasından dolayı sürekli bir tereddüt içindedir.
Yusuf, kendisini çok beğenen, daha doğrusu dışarıya bu imajı veren, sevdiğini açıkça söylemeyip içine atan, dış görünüş itibari ile fazla çekici olmayan, fakat yaşadığı hayattan ötürü herkesin ilgisini çeken, kırk yaşlarında bir kayakçıdır.
Zeria, çok kısa bir zamanda, konuştuğu kişiyle samimi olabilecek kadar sıcakkanlı, kendisini başkalarının mutlu olması için görevli biriymiş gibi gören hayat dolu bir öğretmendir. Ulvi, geleceği parlak olmasından dolayı genç kızların ilgi odağı olan, ama giydiği kıyafetlerden dolayı yadırganan sarışın, yakışıklı bir mühendistir. (www.edebiyatekibi.com)
(Refik Halit Karay’ın rpomanından)
Foto Direktörü Vedat Akdikmen
Yapım Ata Film / Hadi Yaman
oyuncular: Ali Ekdal, Nermin Ruhsever, Tomris Hakgüder, Asım Nipton, Oral Altay
Konu: Binnur, Kız Sanat Enstitüsüne yeni tayin olmuş güzel bir öğretmendir. Burada Zehra adında başka bir öğretmenle çok kısa bir süre içinde ahbap olur. Onun aracılığıyla Ulvi adında yakışıklı bir mühendisle tanışır. Ulvi Binnur’a daha ilk gördüğü andan itibaren alaka gösterir. Zehra onun Ulvi’yle evlenmesini istemektedir. Çünkü Ulvi geleceği parlak olan birisidir ve Ulvi’nin de Binnur’u istediğini bilmektedir. Fakat Binnur çelişki içerisindedir; Ulvi’ye bir türlü aşık olamıyor, eğer onunla evlenirse yaşayacağı hayat onu cezbediyordu.
Zehra, her yıl düzenlenen Kocadağ gezilerine Binnur’un da katılmasını ister. Böylece onunla Ulvi’yle yakınlaşıp evleneceklerini düşünür. Binnur onun bu isteğini kabul eder. Dağ yolculuğu boyunca Zehra ikisini baş başa bıra-kır. Binnur ilk defa bir şeyler hissetmeye başlar. Misafirhaneye vardıklarında herkes Yusuf adında birinden söz etmektedir. Yusuf Kocadağ’da bir kulübede yaşayan, bu dağı çok iyi bilen ve kadınları kendine çeken bir cazibeye sahip kırk yaşlarında bir kayakçıdır. Binnur ilk zamanlarda fazla ilgi göstermemek-le beraber, daha sonra onu çok merak eder. Hiçbir kadına yüz vermeyen Yusuf, ilk karşılaş-tıkları andan itibaren Binnur’dan etkilenir.
Ama Binnur onu bir yabani gibi görür. Fakat daha sonra o da Yusuf’tan etkilenerek, bir şeyler hissettiğini anlar ve ona aşık olur. Ama Ulvi ile evlendiği zaman yaşayacağı hayat onu bu aşkından vazgeçirmiştir. Geri döndüklerinde aklı hala Yusuf’tadır. Nitekim, şehre çok nadiren gelen Yusuf, şehre indiğinde Binnur’u tam İstanbul’a babasından izin istemeye giderken bulur. Onu alıp Kocadağ’daki kulübesine götürür. İkisi de mutludur. Günler çok güzel geçiyordu, ta ki Binnur’un o kulübede bir ömür boyu yaşanmaz düşüncesine kapılana kadar. O artık birilerinin gelip onu oradan götürmesini beklemektedir. Yalnız başına gitmeye cesareti yoktur. Aklına teyzesinin oğlu Erbil gelir.
Onun kendisini çok sevdiğini bildiği için, ne olursa olsun kendisini kabul edeceğini bilmek-tedir. Ama o hala Yusuf’u çok seviyor ondan ayrılmak istemiyordu. Bir gün Yusuf kulübede yokken birisi çıka gelir. Bu kişinin Yusuf’un oğlu Kaya olduğunu öğrenir. Binnur ona içini döker ve ona Erbil’den bahseder. Fakat daha sonra, söylediklerini unutmasını ister. Yusuf geldiğinde Kaya çoktan gitmiştir .
Bir gün Yusuf ile Binnur kayarken derin bir uçurumla karşılaşırlar. Binnur Yusuf’a bir gün buradan birlikte bilinmeyene uçmayı teklif eder. Yusuf da bunu kabul eder. Günler böyle geçerken Erbil çıkagelir. Fakat artık Binnur için tek saadet o uçurumdan Yusuf ile birlikte atlamaktır. Erbil ile konuştuktan sonra Yusuf’la birlikte ortadan kaybolurlar. Onlar gerçek saadetlerine çoktan ermişlerdir ama Erbil, hala Binnur’un bir gün döneceği umuduyla beklemektedir
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
Romanda geçen olayların hepsinde Binnur vardır.İki aşığın uçurumdan atlaması dışında ilgi çekici hiçbir olay yoktur.
Binnur, orta gelirli bir ailenin kızı olup, iyi bir aile ahlakı almış, dış görünüş itibari ile kendisine ilk bakışta aşık olunacak kadar güzel bir öğretmendir. Para ile aşk arasında bir tercih yapamamasından dolayı sürekli bir tereddüt içindedir.
Yusuf, kendisini çok beğenen, daha doğrusu dışarıya bu imajı veren, sevdiğini açıkça söylemeyip içine atan, dış görünüş itibari ile fazla çekici olmayan, fakat yaşadığı hayattan ötürü herkesin ilgisini çeken, kırk yaşlarında bir kayakçıdır.
Zeria, çok kısa bir zamanda, konuştuğu kişiyle samimi olabilecek kadar sıcakkanlı, kendisini başkalarının mutlu olması için görevli biriymiş gibi gören hayat dolu bir öğretmendir. Ulvi, geleceği parlak olmasından dolayı genç kızların ilgi odağı olan, ama giydiği kıyafetlerden dolayı yadırganan sarışın, yakışıklı bir mühendistir. (www.edebiyatekibi.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder