30 Eylül 2015 Çarşamba

ÜÇ ARKADAŞ (1958)

Yönetmen Memduh Ün
Senaryo Memduh Ün - Ertem Göreç, Atıf Yılmaz (Aydın Arakon), Muammer Çubukçu ve Metin Erksan'ın daha önce hazırladıkları “Kuşçu” isimli bir tretmandan)
Operatör Turgut Ören
Yapım Emin Film / Talat Emin


Operatör Asistanı: Yılmaz Gürbüz, Reji Asistanı : Ertem Göreç, Müzik-Beste: Abdullah Yüce, Şarkılar: Aynur Akın, Prodüksiyon Amiri: Semih Sezerli, Montaj-Senkron: Ertem Göreç, Negatif Montaj: Halit Kunal, Ses Mühendisi: Rauf Tözüm, Ar Direktör: Niyazi Er, Laboratuvar: Cemil Orhon, Operatör Asistanı: Yılmaz Gürbüz, Işık: Yakut - Ören Işık Servisi, 

(Yakut-Ören laboratuarında Hazırlanmış ve Erman Film stüdyosunda Seslendirilmiştir) 

Oyuncular: Muhterem Nur (Gülperi), Fikret Hakan (Murat), Semih Sezerli (Mıstık), Salih Tozan (Mösyö Artin Dartanyan), Mehmet Ali Akpınar (Ayı Recep), Hüseyin Güler (Meyhane müşterisi), Mualla Sürer (Saraylı Şehnaz), Selahattin Yazgan, Faik Coşkun (Abdürrezak Efendi), Suat Evgin, Selahattin yazgan (Osman Büyükbulut), Zeki Tüney (Hasan), Ali Seyhan, Turgut Ören, Fuat Evgin,


KONU: Üç Arkadaş diğer kült filmlerde oldu-ğu gibi romantizmi ve bunun çevresinde oluşan melodramatik aşk öyküsü ile dikkat-leri çeker. Kuşkusuz bu tür filmlerin kült olma nedenlerinden biri deromantik olmalarıdır. Filmde duygusallığın doruk noktasına eriştiği bir ayrım da Murat Ve Mıstık'ıon Artin ile Gül'den ayrıldıkları ayrımdır. Ayrıca Gül'ün, Murat, Artin Usta ve Mıstık'ı tanıdığı ve bu arada "Geceleri Yıldızlar Sanki Derdimi Sarar" şarkısını söylediği film son ayrımda duygusallığı pekiştirir.


Murat hapishanedeyken Gül'ün gözleri açılır. Gül kısa sürede tüm gerçeği çözer. Bu arada Murat hapishaneden çıkmıştır ve Gül 'ü aramaya başlamıştır. Duvarlara afiş ya-pıştırarak yaşamını kazanır. Bir gün Gül'ün afişini görür. Adı Gül Peri olmuştur. Çünkü Gül bir peri kadar güzel, saf ve masumdur. Filmde Murat (kuş ve tavşana niyet çektirir) Artin Usta (fotoğrafçı) ve Mıstık (boyacı) adlı kimsesiz yoksul üç arkadaşın öyküsü anlatılır. Üç Arkadaş günün birinde kör bir kız olan Gül'e rastlar ve ona yardım ederler.


Murat, Gül'ün umutlarını kırmamak için para bulmaya çalışır. Bu arada çok sevdiği kuşu Mahmure Abla ölür. Artık umutları sönmüştür. Tüm film bu umutsuzluk üzerine kurulur. Filmin arkatipleri arasında en önemli yeri umutsuzluk alır. Murat "Seni öldürdüler" der ve diğer kuşları uçurur. Artık dürüst olmamaya karar vermiştir. Mıstık ile birlikte zengin bir adamın evini soyarlar ve teslim olurlar. Kendilerini zengin olarak tanıtıp, kızın gözlerini açtıracaklarına ilişkin umut verirler. Bu arada Murat Gül'e aşık olur. Murat annesiz büyümüştür ve Gül'de anne şefkati bulmuştur. Onun dizinde uyur ve kokusunu arar.


Murat, Gül'ün umutlarını kırmamak için para bulmaya çalışır. Bu arada çok sevdiği kuşu Mahmure Abla ölür. Artık umutları sönmüştür. Tüm film bu umutsuzluk üzerine kurulur. Filmin arka tipleri arasında en önemli yeri umutsuzluk alır. Murat "Seni öldürdüler" der ve diğer kuşları uçurur. Artık dürüst olmamaya karar vermiştir. Mıstık ile birlikte zengin bir adamın evini soyarlar ve teslim olurlar.

Filmde duygusallığın doruk noktasına eriştiği bir ayrım da Murat ve Mıstık'ıon Artin ile Gül'den ayrıldıkları ayrımdır. Ayrıca Gül'ün, Murat, Artin Usta ve Mıstık'ı tanıdığı ve bu arada "Geceleri Yıldızlar Sanki Derdimi Sarar" şarkısını söylediği film son ayrımda duygusallığı pekiştirir.

Murat hapishanedeyken Gül'ün gözleri açılır. Gül kısa sürede tüm gerçeği çözer. Bu arada Murat hapishaneden çıkmıştır ve Gül 'ü aramaya başlamıştır. Duvarlara afiş yapıştırarak yaşamını kazanır. Bir gün Gül'ün afişini görür. Adı Gül Peri olmuştur. Çünkü Gül bir peri kadar güzel, saf ve masumdur.


Filmde erkek söylemi başattır. Murat, Gül 'ün gözü olur. Eş deyişle kadının göremediği her şeyi erkek tanımlar. Gül'ün dünyası Murat'ın tanımladığı bir dünya olur. Ancak Murat'ın oluşturduğu dünya gerçek bir dünya değildir. Kuşkusuz dönemin ünlü oyuncusu Muhterem Nur'un (Gül) yarattığı imge ezilen, mutsuz bir yaşam sürmesine karşın, namusunu korumasını bilen sonunda yakışıklı bir gencin gelip kurtarmasını bekleyen bir kadın imgesidir. Böylece filmin olay örgüsü içindeki kadın imgesi de bu imgeyle örtüşür.


Öte yandan Murat fiziksel açıdan da güçlü bir erkektir. Kendisi ve arkadaşlarıyla alay edenleri tek başına döver. Gül, Murat'ın tavşanıyla konuşur. Murat'ı sevdiğini söyler. Murat'ın da sözünde duracağına inandığını belirtir. Çünkü gerçek bir erkek verdiği sözü tutmak zorundadır. Üç Arkadaş'da diğerlerinde olduğu gibi herkes kendi adına mutsuzdur. Murat hem Gül'ü sevdiği hem de ona yardım edemediği için, Gül kör olduğu için, Artin ve Mıstık iki sevgiliye yardım edemedikleri için. Filmin arketipleri ise aşk, gözyaşı, acı, hapishane, masum genç kız, şarkıcı olup zengin olma ve kavuşma mitleri oluşturur. (Canan Uluyağlı) (“Sinema Yazıları “hazırlayan: Seçil Büker”)




 "Üç Arkadaş" sağlam bir film grafiği çiziyor. Devamlılığı, geçişleri, bütünlüğü kusursuz değilse bile, olumlu sonucu aksatmayacak güçte. Fotoğrafları yönünden de ayrıca ilgi çekici. Geri planları, çevreye gösterdiği titizlik başarılı. "Üç Arkadaş" senaryo tekniği yönünden de benzerlerinden daha kuvvetli. Asıl Diyalogları övülmeye hak ka-zanmış. Oynayanların hepsi yerli yerinde. Fikret Hakan'dan Güvercin Mahmure Abla'ya kadar. (Çetin A. Özkırım, "Geciken Yazı", Sinema 59, Sayı: 2,1 Mayıs 1959)


Not: Sevgi dayanışmasıyla, şiirsel anlatıımıyla 'Türk sinemasında yeni bir dönemi başlatan film. Buna karşılık Basın -Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Cannes Film Festivali'ne katılmasına izin vermedi. Filmde Fikret Hakan’ı Abdurrahman Palay, Muhterem Nur’u Adalet Cimcöz, Semih Sezerli’yi Reşit Gürzap, konuşmuştur.
Film 35 iş gününde çekilmiş ve 110 bin liraya mal olmuş, galası da İstanbul Saray Sinemasında yapılmıştır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder