9 Ekim 2015 Cuma

ARAMIZA KAN GİRDİ (1962)

Yönetmen Tarık Dursun K.
Senaryo Cengiz Tuncer
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı, Halit Aysan
Yapım Erman Film / Hürrem Erman


Oyuncular: Ahmet Mekin (Mekin), Semra Sar (Necla), Kenan Pars (Galip), Kadir Savun (Kadir baba), Aysel Tanju (Betül), Ayfer Koray (Ayfer), Hayati hamzaoğlu (Hayri), Suphi kaner (Suphi), Suzan Avcı (Suzan), Atıf Kaptan (Avukat Ulvi), Senih Orkan (Senih), Hüseyin baradan (kapıcı), Mine Soley (hemşire), Mehmet Ali Akpınar (Ulvi’nin adamı), Ertuğrul Bilda (Ulvi’nin adamı), Zeki Tüney (Hayri’nin adamı), Sevil Sev

Konu: Necla öylesine güzel ki, gece yarısı o ıssız yerde ne aradığı şimdilik pek önemli olmuyor. Ama polisin "Tımarhaneden kaç-mış bir deli kız arıyoruz. Uzun boylu, sarışın, güzelce bir şeymiş" demesinden durum biraz da olsa anlaşılır. Daha sonra yollarını kesen arabadaki üç kişi Mekin'i fena şekilde dövüp Necla'yı kaçırıyorlar. (Film ilerledikçe kavgadaki yeteneklerine tanık olacağımız genç adam, onlar geldiğinde genç kızı öpmekle meşguldü. Dayak yemesinin ne-deni bu olsa gerek.) Hastanede ziyaretine gelen (Mekin bu sırada hemşireyi öpüyordu) Komiser Kadir'den genç kızın öldüğünü ve tanınmaz bir halde olduğunu öğrenir.


"Araya kan girdi, bu işin peşini bırakmayacağım."


Hastaneden eve gelince ortalığı alt üst edilmiş olarak bulur. Evde biri vardır. Onun açıklamalarından olay biraz daha aydınlanır ; "Ben geldiğimde evi bu halde buldum. Adım Senih. Necla'nın kardeşiyim. (Ama, abisi gibi. Zaten biraz sonra, genç kız için ‘kardeşim’ diyor.) Necla öldürülmedi, yaşıyor. Öldü diye gösterip işi daha da karıştır-mak istiyorlar..Necla vasıtasıyla beni bulacaklarını hesaplıyorlardı..İki milyonluk bir hesap meselesi. Ne bahasına olursa olsun bunu ele geçirmek istiyorlar. En iyi çare Necla'ydı. İstemeyerek de olsa bu işe karıştınız bir kere. Paranın saklı olduğu yerin anahtarı Necla'nın odasında. Onu alıp buraya getirmenizi istiyorum. Evinizi yokladılar. Yeniden geleceklerini sanmam. İzin verirseniz burada kalayım." Fakat, anahtarı göremeden haydutlar tarafından öldürülecektir.


Necla’nın evi. Arkadaşı Suzan tüm eşyaları toplayıp götürmüş. Mekin, evin kamburkapıcısından [‘Mazimdeki Kadın’ (1969) filminde Murat’ın Meyhaneci Dayı’yı konuşturduğu ‘banknot’ yöntemiyle] adresini öğrenir ; “Gökdil Sokak, Numara 75.” Bir kaç sahne sonra, bu afeti de kolları arasına alıyor.
Sonuçta Necla’ya nasıl ulaşabileceğini öğrenir ; Model olarak çalıştığı Ege Reklam. Burada, onu değil ama Galip’i, Betül’ü ve en az Necla kadar güzel Ayfer’i bulur. Taksideki sarılmalar dışında, Ayfer’in evinde 3 dakika 10 saniye öpüşüyorlar. Genç kız onu, sarışın bir sanatçıdan (ağız hareketleri uymasa da) Ella Fitzgerald’ın sesiyle ‘I Love You Madly’ (1951) (Duke Ellington) şarkısını dinlediğimiz kulübe götürür. Müşteriler arasında bulunan Avukat Ulvi, Neclaların aile avukatıymış.


Mekin, herkesin peşinde olduğu anahtarı en olmayacak yerde, öldürülen güzel Suzan’ın midesinde (çetenin eline geçmesin diye yutmuş) bulur.
Necla ile birlikte yaşadıkları tehlikeli pek çok olaydan sonra (onu korurken öldürülecek olan) Betül ve Ulvi’ye (aslında bize) şunları söylüyor ; "Sürüyle adam öldü. Dereler gibi kan aktı. Hep o menhus, kirli, pis işleriniz yüzünden.. Buradan Avrupa'ya sahte para kaçırıyorsunuz. İstanbul'da şebekenizi kurmuşsunuz. Kamufle işinde reklam ajansını kullanıyorsunuz. Fakat son iki milyonluk işte Senih paraların üstüne yatıp ortadan kayboldu. Senih'i ele geçirmek için zavallı kar-deşi Necla'yı kaçırıp deli diye bir kliniğe sakladınız. Oysa kızın hiç bir şeyden haberi yoktu. Öldü numarasını da ‘belki Senih ortaya çıkar’ diye tertiplediniz. Bu işte yardakçı-larınız Hayri ve Galip'ti. Çetenin başı da seninle Ulvi. Fakat 'bir tek' noktayı unuttu-nuz; İnterpol'ü (o, ‘Enterpol’ diyor) ve beni."


Necla'yı öperken film biter. Bu sırada (sağlığında epeyce öptüğü) Betül ikisinin ayaklarının dibinde cansız yatıyordu. ( Murat Çelenligil – sinematürk veri tabanı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder