Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Ali Yaver
Müzik Direktörü İsmet Nedim
Yapım: Duru Film / Süreyya Duru
Prodüksiyon Amiri: Saltuk Kaplangı, Reji Asistanı: Yılmaz Atadeniz, Prodüksiyon Asistanı: Abdullah Barut, Kamera: Tosun Bayrı, Işık: Hüseyin Özşahin, Dekoratör ve Jenerik Kompozisyonu: Remzi Cöntürk, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Diamendi Filmeridis, Negatif Montaj: Ali Siyavuş, Senkron: Temel Gürsu, Arif Özalp, Laboratuvar: Mihal Skarpetis.
Oyuncular: Leyla Sayar, Göksel Arsoy, Rengin Arda, Suphi Kaner, Hüseyin Peyda, Hüseyin Baradan, Avni Dilligil, Ulvi Uraz, Reha Yurdakul, Ayla Musaballı, Gülseren Esen, Afif Yesari, Necdet Yakar, Fikret Uçak, Osman Türkoğlu, Hakkı Haktan, Hidayet Pelit, Nuri Alpan, Madelet Tibet, Hüseyin Peyda,
Konu: Leyla ve mecnun öyküsü.
____________________________________________
“*” Leyla ile Mecnun Hikayesi: Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur. Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar. Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla'nın annesi öğrenir. Kızının bu durumuna kızan annesi, kızına çıkışır ve bir daha okula göndermez. Kays okulda Leyla' yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar. Mecnun' un babası, oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leyla'yı isterse de Mecnun (deli, çılgın) oldu diye Leyla' çölde, Leylâ' nın evlendiğini arkadaşı Zeyd' den işitince çok üzülür. Leylâ' ya acı bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir mektupla Mecnûn' a anlatır. Kendisini anlamadığından dolayı o da sitem eder. Bir müddet sonra Mecnûn' un âhı tutarak İbn-i Selâm ölür. Leylâ baba evine döner. Bir çok tereddütten sonra her şeyi göze alarak, Mecnûn' u çölde aramaya başlar. Fakat Mecnûn, dünyadan elini eteğini çekmiş ilâhî aşk yüzünden Leylâ'nın maddî varlığını unutmuştur. Leylâ, çölde Mecnûn' u bulduğu hâlde, Mecnûn onu tanımaz. Leylâ onun erdiğini anlarsa da yine onsuz yaşayamaz. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür. Mecnûn, Leylâ' nın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar, ağlayıp inler; "Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez Cânânsuz cihân gerekmez." Der, kabri kucaklayarak ölür. Bir müddet sonra Mecnûn' un sâdık arkadaşı Zeyd Rüyasında, Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür. Bunlar kimdir? diye sorunca, derler ki: "Bunlar Mecnûn ile onun vefalı sevgilisi Leylâ' dır. Aşk yoluna girip temiz öldükleri, aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluştular. (kyn: http://www.edebiyatogretmeni.net)
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Ali Yaver
Müzik Direktörü İsmet Nedim
Yapım: Duru Film / Süreyya Duru
Prodüksiyon Amiri: Saltuk Kaplangı, Reji Asistanı: Yılmaz Atadeniz, Prodüksiyon Asistanı: Abdullah Barut, Kamera: Tosun Bayrı, Işık: Hüseyin Özşahin, Dekoratör ve Jenerik Kompozisyonu: Remzi Cöntürk, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Diamendi Filmeridis, Negatif Montaj: Ali Siyavuş, Senkron: Temel Gürsu, Arif Özalp, Laboratuvar: Mihal Skarpetis.
Oyuncular: Leyla Sayar, Göksel Arsoy, Rengin Arda, Suphi Kaner, Hüseyin Peyda, Hüseyin Baradan, Avni Dilligil, Ulvi Uraz, Reha Yurdakul, Ayla Musaballı, Gülseren Esen, Afif Yesari, Necdet Yakar, Fikret Uçak, Osman Türkoğlu, Hakkı Haktan, Hidayet Pelit, Nuri Alpan, Madelet Tibet, Hüseyin Peyda,
Konu: Leyla ve mecnun öyküsü.
____________________________________________
“*” Leyla ile Mecnun Hikayesi: Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur. Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar. Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla'nın annesi öğrenir. Kızının bu durumuna kızan annesi, kızına çıkışır ve bir daha okula göndermez. Kays okulda Leyla' yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar. Mecnun' un babası, oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leyla'yı isterse de Mecnun (deli, çılgın) oldu diye Leyla' çölde, Leylâ' nın evlendiğini arkadaşı Zeyd' den işitince çok üzülür. Leylâ' ya acı bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir mektupla Mecnûn' a anlatır. Kendisini anlamadığından dolayı o da sitem eder. Bir müddet sonra Mecnûn' un âhı tutarak İbn-i Selâm ölür. Leylâ baba evine döner. Bir çok tereddütten sonra her şeyi göze alarak, Mecnûn' u çölde aramaya başlar. Fakat Mecnûn, dünyadan elini eteğini çekmiş ilâhî aşk yüzünden Leylâ'nın maddî varlığını unutmuştur. Leylâ, çölde Mecnûn' u bulduğu hâlde, Mecnûn onu tanımaz. Leylâ onun erdiğini anlarsa da yine onsuz yaşayamaz. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür. Mecnûn, Leylâ' nın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar, ağlayıp inler; "Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez Cânânsuz cihân gerekmez." Der, kabri kucaklayarak ölür. Bir müddet sonra Mecnûn' un sâdık arkadaşı Zeyd Rüyasında, Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür. Bunlar kimdir? diye sorunca, derler ki: "Bunlar Mecnûn ile onun vefalı sevgilisi Leylâ' dır. Aşk yoluna girip temiz öldükleri, aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluştular. (kyn: http://www.edebiyatogretmeni.net)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder