5 Ekim 2015 Pazartesi

NAMUS UĞRUNA (1960)

Senaryo ve Yönetmen Osman F. Seden
Kamera Kriton İliadis
Yapım Kemal Film / Osman F. Seden


Yön. Asist.: Mehmet Dinler; Prod. Amiri: Adnan İrkut; Set Amiri: Hasan Danabaşoğlu; Kamera Asist.: Yavuz Gönenç; Işık Asist.: İlhan Aslım, Fikret Güryalçın; Set Ekibi: Cemi! Paskap, Ali Kan; Işık Şefi: Necati İltaç; Prod. Temsilcisi: Yüksel Tanık; 

(Acar Film Stüdyosu'nda Hazırlanmış ve Seslendirilmiştir)

Oyuncular: Eşref Kolçak, (Eşret), Peri Han (Neriman), Memduh Ün, (Kenan), Serpil Gül ,(Gül), O. Nuri Ergün, Suphi Kaner, Eşref Vural, Diclehan Baban, Mualla Sürer, Haydar Karaer, Memduh Alpar, Leman Akçatepe, Bedri Çavuşoğlu, Hakkı Haktan, Asim Nipton, Hüseyin Güler, İlhan Hemşehri, Yaşar Şener


► Küçük bir mahallede yaşanan bir aile dramını büyük şehrin acımasız kuralları içinde yoğuran Seden, saf insanların dünyasının. Kötü insanların çirkin emelleriyle nasıl gölgelendiğini melodramın tuzaklarına düşmeden vermektedİr.


Bir garajda şoförlük yapan Eşref (Eşref Kolçak), aynı mahallede oturan ve fakir bir kız olan Neriman'a (Peri Han) aşıktır. Bir müddet peşinde koştuktan sonra, evlenme teklifi yapar. Eşref'in annesi ise oğlunu mahallede terbiyesi ve namusu ile tanınan Gül (Serpil Gül) ile evlendirmek istemektedir. Fakat Eşref, Gül'ün babası zengin, kesemiz onlara uymaz diyerek Neriman'ı tercih eder. Üstelik Neriman daha güzel ve alımlıdır. Sonunda evlenirler. Neriman'ın bitmek bilmeyen istekleri yüzünden Eşref, çok borçlanır. Neriman çılgınlar gibi alışverişe, düşkündür. Kocasının verdiği kira paralarını bile giyime ve süse harcar. Bu arada, mahalleden yıllar evvel ayrılarak kötü yola düşen ve çok zengin olan Perihan'la görüş-meye başlarlar. Perihan, Neriman'ı alır, kendi evine götürür. Ona elbiselerinden verir, ne kadar güzel bir kadın olduğunu, eline birçok fırsat geçebileceğini, bunları iyi değerlendirmesini söyler. Eşref bu görüşmeye çok kızar.bir sabah peşine düşer. Kenan'ın evine kadar takip eder. Eve gizlice girerek Kenan'ı ve karısını vurur. Daha sonra terk edilmiş bir eve sığınır. Polis, teslim olmasını söyler ama a edemez. O esnada Gül gelir, Eşref'e yaklaşarak onu ikna etmeyi başarır. Teslim olan Eşref'e onu bekleyeceğini söyler.


Yozlaşmış çevre ve arkadaşlar ailenin genç üyelerini etkilediği kadar büyüklerini de etkileyebilir" temasından yola çıkan Seden, çok başarılı olduğu büyükşehir dramlarından birini daha işlemiş, ortaya özgün bir yapıt çıkarmıştı.
Gayet yalın ve oldukça rahat bir anlatımı olan, ne vermek istediğini bilen ve kendinden emin bir sinema diliyle perdeye aktarılan "Namus Uğruna da, Usta, kendisi için baştan beri bir tutku olan gerilimi, ama psikolojik gerilimi yeterli dozda filme yansıtır ve sanatının doruğüna çıkar. "Düşman Yolları Kesti" örneğinde olduğu gibi Seden, bu filmde kendini ortaya koyuyor, bir yönetmen olarak ağırlığını fazlaca hissettiriyordu. Bu bakımdan "Namus Uğruna", onun filmografisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.


Seden, "Namus Uğruna"nın hikayesini düz bir çizgide yürütmüş, bazen monotonluğa bile kaçabilecek bir sadelik ve açıklığa kavuşturmuştu. Anlatımı alabildiğine rahat, ölçülü ve soğukkanlıydı; özellikle J:!dümünde bu anlatım göz alıcı bir ustalığa varmakta idi.


Düşman Yolları Kesti" ile biçim ustalığını ispatlayan Seden, "Namus Uğruna"yla daha önceki büyükşehir dramlarının entrikalarını, kişilerini çatışmalarını bir senteze götürüyor; çeşitli denemelerinin getirdiği bir taşkınlık ve rahatlıkla, eninde sonunda belirli bir noktaya varıyordu. Namus Uğruna’da Seden'in tipik kişileri olan iyiler ve kötüler daha karşı karşıya geliyor, süresiz mücadelelerini sürdürüyorlar. Öykü Seden'in kurduğu şaşmaz ve çok tutumlu bir düzen içinde bu dörtlünün etrafında dönüp dolaşıp sonuçlanıyor. Ve hikaye. mahallelerin birinde başlayıp kentin "yüksek" semtlerine varıncaya kadar sürüyor. Bir tarafta kenar mahalleIerin birinde eşiyle yaşayan dürüst bir delikanlı, ötetarafta çevresinden, sürdüğü sönük yaşantıdan usanan kira parasını süs eşyalarına düşüncesizce harcayan, lüks tutkusuna kapılmış eşi; bu mahalle dilberini ele geçirmek isteyen istismarcı bir patron ve ona yardımcı olan bir fahişe. Bu kişiler, bir bakıma Seden'in kuklalarıdır, üstelik iyice tanıdığımız kuklalardır bunlar. Davranışlarıyla, patlamalarıyla, sakatlıklarıyla. Seden bu kuklalarını yerleştirip kamerasını etrafında döndürüp dolaştırıyor ve iyice yaklaşıyor onlara, gözlerinin içine girinceye dek. Bir an gelecek, dürüst kenar mahalle delikanlısı patlayacak, gürültü patırtı kopacak ve kötüler cezasını bulacak. Burnu peşin olarak biliyoruz, çünkü Seden bize tüm bunları daha önce de anlatmıştır. Buna rağmen bile bile kurulan oyunun içine giriyoruz, bile bile dalıyoruz; inanmadan, yapaylığını bilerek meraktan dolayı.


"Namus Uğruna", Türk sinemasının teknik bakımdan en sağlam filmlerinden biriydi. Bu film de yönetmen, mizansenden kurguya kadar alışılmışın dışında "güçlü" bir çalış-ma yapıyordu. Film, Seden’in varabildiği en uç noktayı belirliyor, sinemanın "iyi teknikeri" hakkında beslenen ümitlerin artışına vesile oluyordu.


Seden, yer yer oldukça belirgin bir şekilde yakın planlar kullanmış, karakterlerin psikolojik gerilimini olduğu gibi perdeye yansıtmıştı. Senaryonun tutarlılığı, teknik başarı ve yine isabetli seçilen oyuncu kadrosu, filmin başarısını arttıran unsurlardı. “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Türk Sinemasında Düet”,


ÖDÜL


► 9 – 22 Mayıs 1961 arasında İstanbul Belediyesi Sanat Festivali çerçevesinde
► "Namus Uğruna". Ten iyi 2. Film
► Eşref Kolçak “en iyi erkek oyuncu

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder