25 Ekim 2015 Pazar

VURUN KAHPEYE (1964)

Senaryo ve Yönetmen: Orhan Aksoy
Eser: Halide Edip Adıvar 

Foto Direktörü: Kriton İlyadis
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman


Kurgu: Turgut İnangiray, Sanat Yönetmeni: Danyal Topatan, Yönetmen Yardımcısı: Alpay Ziyal, Yılmaz Korkut, Işık Şefi: Mehmet Çakar, Ses Kayıt: Yorgo İlyadis,



Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Aliye Öğretmen), Ahmet Mekin (Fuat), Reha Yurdakul (Kumandan), Ali Şen (Hacı Fettah), Vahi Öz (Ömer), Talat Gözbak (Hüseyin), Hakkı Kıvanç (Selim), Hüseyin Zan (Haydar), Muzaffer Yenen (Maarif Md.), Selahattin İçsel (Lâtif), Nezihe Güler (Gülsüm), Danyal Topatan (karaoğlu), Asım Nipton (Ali Bey) Yabancı güçlerin ülkeyi paylaştığı sırada Kız Öğretmen Okulu’ndan mezun olarak bir Anadolu kasabasına atanan öğretmen Aliye'nin (Sezer Sezin) öyküsü. “Toprağınız toprağım, eviniz evim. Bu diyarın çocukları için bir ana, birışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım diyerek ettiği yemine sadık kalan genç öğretmen, bir iftira sonucu yobazlar tarafından taşlarla, sopalarla linç edilir.


►Miklós Rózsa sanki o güzel melodileri ‘Ben Hur’ (1959) ve ‘El Cid’ (1961) için değil Hülya Koçyiğit ve ‘Vurun Kahpeye’ için bestelemiş. ‘El Cid’deki ‘Overture’ ve ‘Ben Hur’daki ‘Love Theme’ ile izlediğimiz tanıtım yazısından sonra olaylara dur durak yok. Turgut İnangiray’ın soyadı ‘İnan’ olarak yazılı. 400 bin lira harcanan ve 1000’i aşkın figüranın rol aldığı film Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde çekilmiş. Aliye’nin giysileri hayranlık verici… Sadi Işılay, 1949’daki çevrimde olduğu gibi alaturka melodileri düzenlemiş… Maarif Müdürü rolündeki Muzaffer Yenen’i, posbıyığı nedeniyle tanımak çok zor. Vahi Öz komedi dışında da başarılı… Nargile içen kasabalıları izlediğimiz kahveyi unutamıyoruz… İlk çevrimden farklı olarak Aliye, Bayrak için 5 ‘arşın’ kumaş alıyor. Sonunda üzerine bu bayrak örtülür. Elinde ise sevdiği erkeğin armağan ettiği anne yadigârı kolye vardı… Fuat Bey, silah ve cephane için eşraftan para istiyor; 


“..Bu mücadeleye kimi canı ve kanıyla (o ‘kaniyle’ diyor) kimisi de parası ve puluyla katılacaktır.” Yaşamın değişmez kuralı böyle galiba. Mutlu azınlık ‘parasıyla’ bitli çoğunluk ‘canıyla’… Çok çarpıcı bir sahnede Kumandan, Ömer Efendi’ye Fuat Bey’in onun evinde kalıp kalmadığını sorar. Kasabalı böyle diyormuş. “Benim evim herkese açıktır Kumandan.Bugün de siz geldiniz. Fuat Bey’i misafir ettim diye ‘bugün’ beni suçlayanlar, ‘yarın’ da sizi misafir ettiğim için suçlayacaklardır.” Kumandan, bu kez ‘yarın’ın ne demek olduğunu sorar. Yanıt, bir ‘oh’ dedirtici; “Siz gittikten sonra demek.”…

Aliye’yi, ilk çevrimdeki gibi Adalet Cimcoz; Fuat’ı Hayri Esen; Hacı Fettah’ı Mümtaz Ener; Kumandan’ı Toron Karacaoğlu; Ömer’i Vahi Öz; Ali Bey ve Maarif Müdürünü Rıza Tüzün seslendirmiş… . Görev için geldiği kasabada Ömer Efendi ve eşi olmasa yapayalnız kalacak. Fuat Bey de öyle. Onca kişi arasında bir tek Ömer Efendi’ye güveniyormuş… Ömer Efendi, Kuvayı Milliye’ye yardım etmekte çekingen davrananlara şunları söylüyor; “Para, pul her zaman bulunur. Ama vatan, namus bulunmaz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder