12 Kasım 2015 Perşembe

BIÇAKLAR FORA (1966)

Yönetmen: Hasan Kazankaya
Senaryo: Vecdi Uygun
Operatör: Vedat Akdimken
Yapım: Kazankaya Film / Hasan Kazankaya


Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Operatör Asistanı: Salih Dikişçi, Işık Asistanları: İlyas Kürtun, Cemil Koncagül, Çetin İlter, Işık Şefi: Mazhar Eröz, (Güneş Işık Servisi), Asistan Rejisör: Alpay Ziyal,


Oyuncular: Ayhan Işık, Sevinç Pekin, Hayati Hamzaoğlu, Mehmet Ali Akpınar, Sami Güçlü, Behçet Nacar, Süheyl Eğriboz


KONU: Yeşilçam’ın çok sevdiği Beyoğlu. ‘Hisar Night Club’daki sanatçılar; İnci Birol, Kamelya, Yılmaz San, Sumru Han Ertan Anapa Orkestrası.


“Buranın ışıkları ve renkli hayatı ilk bakışta insanı aldatır. Bu dış âlemidir Beyoğlu’nun. Bir de arka sokakları, gizli bir dünyası vardır… Bataktır, çamurdur. Bir sürü sarhoş türlü rezillikler yapar, sağa sola sataşır, kavga çıkarır. Kaldırım kumarbazları, çeşit çeşit insan... Türlü karanlık işler ve bu işleri çeviren türlü insanlar vardır Beyoğlu’nda… Bu kuytu ve karanlık sokaklarda her çeşit rezalet hüküm sürer. Sebepli sebepsiz kavgalar çıkar, cinayetler işlenir.


Ekseriya sopalar, yumruklar, tabancalar, bıçaklar fora edilir. Bu insanların birbirleriyle alıp veremediği nedir? Neyi paylaşamazlar? Neden kavga ederler? Neden vururlar? Kendi felsefelerine göre de daima haklıdırlar. İşte bu film Onların karanlık sonlarının Yıldız Bar’ın ‘yeni’ sahibi, ‘rutin haraç ziyareti’ne gelen 4 kişiyi ‘tekme tokat dışarı atıyor.


Babası öldükten sonra gazinonun idaresi Orhan’da . Aslında kahramanımız, üzerine gelinmediği sürece, kendi halinde biri. Kız kardeşi Nihal, eniştesi ve dadıları Emine Hanım’la sakin bir yaşantısı var. Yaşadıkları tek heyecan, bir bebek bekliyor olmaları. Hafize Hanım’a ait Yeniköy’deki köşk Antepli’nin mekânı. Adamları zor bulunur kişiler; Sami Tunç anlatıyor; “Mehmet Bey’in barına gittik. Kendisi yoktu. Ölmüş. Karşımıza biri çıkıp ‘ne istiyorsunuz, ben O’nun oğluyum’ dedi. Parayı istedik. Dalga geçti bizimle. Biraz gözdağı verip okşayalım diye giriştik ama hepimizi hakladı… Bildiğin gibi değil abi. Herif malın gözü.”


Ali için gazinodan gelecek para çok da fazla bir şey değil. Her türlü dümenin döndüğü bir Kahvesi, Tilt Salonu ve Bitirimhanesi var. Kunduracı Selahi İçsel dâhil haraç almadığı kimse yok. Ama ipin ucu bir kaçarsa toparlayamayacağını deneyimleri ile öğrenmiş. 20 kişi gazinoya gelip Orhan’ı acımasızca dövüyor. Kahramanımız yaka paça Ali’nin önünde. Yine kısa bir emir; “Ayıltın şunu “Bana karşı koymak isteyen sen misin? Bu sana ders olsun. Haftalıklar muntazam gelecek. 10 dakika geç kalırsa leşini Haliç’te bulurlar. Götürün hadi.” Tekrar dövülerek Levent’te bir arsaya bırakılır Evine perişan bir şekilde ulaşıyor. Nihal ve Emine Hanım şaşkın. İyileşmesi günler sürecektir.


Zamanla Orhan kendini toparlamış. Yüzündeki yaralar iyileşmiş ama kırılan gururu edeniyle şimdi bir intikam makinesi gibi. Önce Anteplinin evine gidip 4 adamını bir güzel döver. Ali’nin kız kardeşi Sevim ile karşılaşması bu sırada. Ali geldiğinde ev bir hastanenin ‘Acil Servis’i gibiydi. Adamların ellerinde pamuk önlerinde tentürdiyot şişeleri. Kötü bir şeyler olacağı ortada.. Yine de Ali’ye ait yerler sıkı bir kontrol altında tutuluyor. Sonunda Antepli kararını verir. O gece barlar kapandıktan sonra Bursa Sokağı’nda pusu kurup ‘kendileriyle uğraşan bu iti gözünün yaşına bakmadan temizleyecekler’. Sevim “Abi öldürecek misiniz O’nu” diyor. Sesinden Orhan’a âşık olduğu belli. Gizlice telefon edip delikanlıyı uyarır. Fakat bu konuşmayı Hüseyin Güler dinlemiş. Planda yapılan değişikliğe rağmen kahramanımıza bir şey olmaz. Ali, Evi basıp Nihal’i döverek öldürüyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder