15 Ağustos 2016 Pazartesi

EŞKİYA CELLADI (1967)

Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo: Aydın Engin
Kamera: Mahmut Demir
Yapım: Dadaş Film / Kadir Kesemen


Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Tülin Elgin, Tuncer Necmioğlu, Danyal Topatan, Ayton Sert, Göktürk Güney, Türkan San, Sevgi Damlı, Semra Baylar, Ali Onkun, Güngör Tetiker, Ab-dullah Ataç, Niyazi Enginsu, Sırrı Elitaş, Oktay Yılmaz, Ayhan Silifke, Serdar Baylar, Nejat Özemre, Remzi Jöntürk, Turhan Emli, Ahmet Türk


Konu: Devlet ünlü eşkıya Kerim’in (Yılmaz Güney) başına para koymuştur. Onu yakalayan ya da öldüren Mükâfatlandırılacaktır. Kerim bir soygun dönüşü çocuklarını görmek için evine gittiğinde jandarmalar çevreyi sarar Çoban Kerim, çocuklarına veda eder-ken oğlu Satılmış'a kucağındaki kardeşine okutmasını söyler. 'Ben sana babalık yapamadım, sen kardeşin Durali’ye babalık yap," deyip silahıyla dışarı çıkar. Kurşun yağmuru altında kaçmaya çalışırken vurulur Onu vuran jandarmalar değil, Kerimi ihbar eden köylülerden Çalık'dır (Ayton Sert).


Aylar, yıllar geçer. Durali büyümüş, babasını vuran Çalık, devletten aldığı paralarla çiftlik sahibi olmuştur. Satılmış (Yılmaz Güney) ise Çalık ağanın yanında çalışmaktadır. Satılmış, babasının vasiyetini yerine getirmek için ağadan yardım ister. Durali’yi okula yazdırıp okutacaktır. Durali öğretmen olacaktır. Durali, civar kasabalardan birine gönderilip okula yazılır.
Üç avradıyla birlikte yaşayan Çalıkağa'nın oğlu Davut (Tuncer

Necmioğlu) köye gelir, İstanbul'da okuyup imam olmuştur. Satılmış, babasını jandarmaya gammazlayıp, sonra da onu öldürenin ağa olduğunu öğrenir. Çalık ağa'nın avratlarından Döndü her şeyi anlatır. Satılmış, öfkeyle silahını çekip ağayı, avratlarının gözü önünde vurur Sonra da dağa çıkar. O artık bir eşkıyadır. Çevresine topladığı adamlarıyla otobüsleri çevirir, köylüleri soyar.
Kardeşi Durali (Yılmaz Güney) ise okulu bitirip, köyündeki okulda öğretmenliğe başlar. Ancak ihtiyacı karşılamadığı için okulu biraz daha büyütüp ek bir bina yaptırmak ister, imam Davut, okula karşıdır. Onun için köye gerekli olan cami-dir. Davut, çevresine topladığı köylüleri Durali'ye karşı kışkırtır. Durali bir eşkıyanın oğludur. Ağabeyi Satılmış da babasının katili olup dağlarda terör estirmektedir.


Durali ile Davut arasındaki sürtüşme sürerken okuldan çocuklar kaçırılır. Suç, Satılmışın üzerine yüklenir. Davut'un iddiasına göre Satılmış, fidye almak için çocukları kaçırmıştır. Durali, çocukları kurtarmak için bir tefeciden maaşına mahsuben borç alır. Köylülerden para toplanır. Durali, ağabeyi Satılmış’ı bulmak üzere dağlara çıkar. Durali, eşkıyalar arasında anası babası öldürülen Bubik (Nebahat Çehre) adlı bir kızla tanışır. Bubik; intikam için dağlara çıkmıştır. Durali, ani bir kararla köye dönmek istemez. Dağlardaki eşkıyaya karşı savaş verecektir. Önce Bubik'ten ders alır. Artık attığını vuran keskin bir nişancıdır. Kısa bir sürede adı Eşkıya Celladına çıkar Durali’nin. Dağları saran korkuyla eşkiyalardan bazıları Jandarmaya teslim olurken, bazıları da Eşkıya Celladı'na karşı birleşir Durali, ağabeyi Satılmışla karşı karşıya gelince gerçeği öğrenir. Çocukları kaçırtan Satılmış değil, imam Davut'tur. Satılmış, suçu üzerine atan Davut’u vurmak üzere köye iner. Haberi alan jandarma tüm yolları tutmuştur. Davut, korkudan köylüleri cami önünde toplar. Satılmış, caminin karşısındaki tepeden haykırır.Davut'un gerçek kimliğini bir bir ortaya döktükten sonra jandarmaya teslim olacaktır. Meydana indiğinde Davut'un casusu Selim (Danyal Topatan), onu sırtından vurur. Olay yerine Durali'yle gelen Bubik, kaçmaya çalışan Selim’i öldürür. Durali de caminin önündeki Davut'a yaklaşıp , "Senin kıldığın namaz haramdır, ama kanın helaldir," der ve onu vurur. Sonra da kelepçelerin takılması için bileklerini jandarmaya uzatır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


 Filmin jeneriğinde senaryo yazarı olarak Mehmet Aydın adı geçer. Temelde Mehmet Aydın’ın da katkıları olduğu senaryo, sonraki aşamalarda Aydın Engin tarafından yazıldı. Çekim sırasında bazı bölümleri Yılmaz Güney değiştirdi. Ve üç ayrı karakteri (Kerim, Satılmış, Durali) canlandırdı. Filmin türkülerini de Murat Çobanoğlu seslendirdi. (Agah Özgüç)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder