6 Ocak 2018 Cumartesi

NİLGÜN (1968)



Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Burhan Bolan (Refik Halid Karay’ın
aynı isimli eserinden)
Operatör: Kriton İlyadis
Yapım: Arzu Film/ Ertem Eğilmez,
Nahit Ataman

Yönetmen Yardımcısı: Temel Gürsu, Kamera Asst.: Aytekin Çakmakçı, Abdullah Gürek, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin, Ses Kayıt: Yorgo İlyadis,

Oyuncular: Kartal Tibet (Ömer), Fatma Girik (Nilgün), Önder Somer (Mapa Meliki Ahmet), Oya Peri (Dilbeste, Münir Özkul (Tayfur), Ahmet Turgutlu (Garson), Tevhit Soyurgal (Barmen), Mümtaz Alpaslan (kaptan), İlhan Hemşeri, Muazaffer Yenen, Ali Seyhan, Ali Ekdal, Adnan Mersinli, Arap Celal (meyhaneci), Oktay Yavuz, Zeki Sezer (krupiye), Erdoğan seren, Orhan Çoban (garson), Mehmet Büyükgüngör (nikâh memuru)

Konu: Maceraperest bir adam olan Ömer (K. Tibet) Hindistan yolculuğu dönüşünde, bindiği gemide prenses olduğunu söyleyen Nilgün isimli (F. Girik)bir kıza aşık olur. Nilgün gerçekten de bir prensestir. ama erkeklerle alay etmektedir. Yanında teyzesi Dilbeste (O.Peri) olduğu halde bu huyunu gemide bile sürdürmektedir. Ayrıca zengin ve ihtişamlı görüntüsü altında fakir bir kızdır. Ömer bunu anlamıştır. Nilgün, Ömer'i de diğerleri gibi alay edeeek terk etmiştir. Aslında o da Ömer'i çok sevmiştir ama ona çok muhteşem bir hayat vaad eden Melik Ahmet (Ö.Somer) ile evlenmiştir. Ömer, Nilgün'ü uzun zaman arar fakat bulamaz. Nilgün uzak bir Hint diyarındadır. Ömer daha fazla dayanamaz ve Türkiye'ye gelmek üzere bir yolcu gemisine biner. Bu gemide Nilgün ile tekrar karşılaşır. Nilgün aslında Melik Ahmet ile evlenmemiş sadece planlı bir şekilde Ömer'in sevgisini denemiştir. Onları tekrar birleştirmek kaptan Tayfur (M.Özkul) ve Melik Ahmet' e düşecektir.

► 60’lı yıllar. Önce, Ömer’i tanıyoruz. “Serseri ruhlu bir İstanbul çocuğu. Dünyada gezmediği tozmadığı yer kalmamış.” Onunla, İspanya’da Kiti adlı bir gece kulübünde karşılaşıyoruz. (Bu sahne için Orhan Günşiray’ın kayınvalidesinin Yeniköy’deki villası kullanılmış.) Çıkışta Konçita’sı ile karşılaşır. Ama, Ömer artık, özlediği Türkiye’ye dönmek istiyor. Konçita’nın bedduası kısa bir süre sonra gerçek olacaktır; “..Dilerim tanrıdan karşına öyle bir kadın çıkarsın ki inim inim inletsin seni.”

Ömer, parasını kumarla sağlıyor. Zar atarak ‘don gömlek bıraktığı’ denizciler, arkadaşı Tayfur’un kaptan olduğu gemide çalışıyorlardı. İki arkadaşın yıllar sonra karşılaştığı sahnede güzel bir pasodoble var. ‘El Gato Montes : Si Torero Quieo Se’ (Manuel Panella).

Vapurla Türkiye’ye dönüş. Yolculuk sırasında yine çapkın. ‘Controluce’ (1962) (Cassano) melodisini dinlediğimiz sahnede Zülma ile güvertede (birkaç sahne sonra onları yatakta göreceğiz) konuşurlarken çapkınlığın zirvelerindeydi. Gemi görevlisinin getirdiği mektupta şunlar yazılıdır; “Şehzade Rüknettin Efendinin kerimeleri Nilgün Sultan görüşmeyi arzu buyuruyorlar. Teşrifinizi istirham ederim.

Teyzezadesi Dilbeste.” Prenses Nilgün.. Üçüncü sınıf kamarada yaptıkları konuşmanın sonrasında güzelliği ile Ömer’in aklını başından alır. ‘Zengin ve ünvanlı’ bir koca bulmak için İstanbul’a gidiyormuş. Teyze kızı Dilbeste ile ceplerindeki son 28 dolarla bilet farkını verip ‘birinci mevkie’ çıkarlar.

İzmir ve Efes Oteldeki numaralarına dayanılır gibi değil. İstanbul’a giden Samsun Vapurunda delikanlıya içine ‘Monuba’ karıştırılmış içki bile içirir. . ‘İnsana cüret ve cesaret veren bu karışım’ın etkisiyle gerçek hayatta ancak omzundan öpebildiği Nilgün’e rüyasında sahip olur.
Tayfur’un aldığı yüzüklerle nişanlanırlarAma, Ömer’e çektirdiklerini yeterli bulmamış olacak ki (sonradan sahte olduğu anlaşılan bir nikâhla) Prens Ahmet’le evlenir. Üstelik ne yapıp yapıp Ömer’i şahitlerden biri olmaya kandırıyor. Diğeri Tayfur tabii. ‘Eclisse’ (1965) (Ammonio / Fusco) melodisi ile striptiz yapan güzeli seyrettiğimiz gece kulübünden çıkınca ‘yeni evlilerin’ bir kaza yaptıklarını öğrenir. Nilgün yaralıdır. Neyse ki bu da, genç kızın onu kendisine daha çok bağlamak için yaptığı bir oyun çıkıyor. Dilbeste, Ahmet ile Endonezya’ya giderken (romanda ise Tayfur ile evleniyor ve 1938 affı ile Türkiye’ye dönüyorlar) Nilgün, Ömer’in ‘evliler gibi bir gece’ geçirmesine izin verir. Son sahnede, o yılların filmlerinde sıkça görüldüğü gibi genç kızı çapkınca yatağa bırakan Ömer kameranın görüntüsünü bir perde ile kapatıyor. (Murat Çelenligil – sinematürk internet veri tabanı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder