23 Şubat 2018 Cuma

AZAP (1973)


Yönetmen: Türkan Şoray
Senaryo: Safa Önal, Bülent Oran (Tamer Yiğit’in bir öyküsünden)
Görüntü Yönetmeni: Mustafa Yılmaz
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Oyuncular: Türkan Şoray (Elif), Ayfer Feray, Nihat Ziyalan (Vedat), Suzan Avcı, Selim Kaya (Murat), Mümtaz Ener (Doktor), İhsan Yüce, Şükriye Atav, Nermin Özses, Remziye Fırtına, Yaşar Şener (dolandırıcı), Muzaffer Civan (dönerci), Ahmet Turgutlu (bekçi), Mustafa Yavuz, Tahsin Koray (Murat), Refik Kemal Arduman, İbrahim Uğurlu, Muzaffer Doğan, Ajlan Aktuğ (sami), Meral Kurtuluş, Feridun Çölgeçen, Orhan Erdamar, Tomris İncer (hemşire)

Konu: Film Şoray'ı felçli yavrusu Murat'ı (Selim Kaya) ne pahasına olursa olsun tedavi ettirmeye kararlı Elif kadın rolünde karşımıza çıkartıyor. Sırtladığı yavrusuyla köyden İstanbul'a inen Elif’in başına gelmedik kalmıyor.

* Türkan Şoray "Dönüş"le yönetmenliğe başarılı bir giriş yapmış, gerek tema zenginliği, gerekse, coşkulu bir duyarlık ve sinema duygusuyla dikkatleri çekmişti. Şoray, çabasını bu kez" Azap"la sürdürüyor.

Tamer Yiğit'in bir öyküsünden alınan ikinci filmi, birincisi gibi yer yer oldukça abartılmış bir melodram yükü getiriyor karşımıza... Kötülerin, kötülüklerin bir antoloji gibi birbirini izlemesi, seyircide inanma duygusunu eksiltiyor gitgide... Gerçi İstanbul'da vardır tüm bu gösterilenler, hepsi olabilir gerçekten... Ama hepsi böyle birbiri ardına, aynı insanın başına gelir mi? Öykü, tüm abartılmışlığına karşın, bir ana çizgiyi, evlat sevgisini ve evladını mutlaka kurtarmak isteyen bir ananın inadını işlediğinden, dramatik gücünü sonuna dek koruyabiliyor. Şoray, yönetmen olarak yine başarıdan uzak değil. Çekimleri, duyarlı, düşünülmüş, yer yer özgün, vurucu buluşlar içeriyor... Benimsediği, sevdiği bir öyküyü anlatmasını biliyor Şoray ve fılminden seziliyor, öyküyü sevdiği, benimsediği... Ismarlama bir iş karşısında olmadığınızı seziyorsunuz. Bu içtenlik bile az şey değil aslında... "Azap''', konu/tema bütünlüğü bakımından nerdeyse "Dönüş" kadar ilginç bile sayılabilir. Ancak melodram yanının aşırı ağır basmasının yanı sıra, oldukça savruk bir teknik çalışma da filmin lehine sonuç vermiyor. (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları”, syf, 128)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder