20 Şubat 2018 Salı

SEV DEDİ GÖZLERİM (1972)


Yönetmen: Orhan Aksoy,
Senaryo: Safa Önal,
Foto Direktörü: Orhan Kapkı,
Yapım: Erman Film/ Hürrem Erman

Senkron ve Montaj: İsmail Kalkan, Ses Mühendisi: Yorgo İlyadis, Reji Asistanları: Erdoğan Avcı, Sami Güçlü, Ar Direktör: Adil Kıbıcı, Set Amiri: Bak, Soğukpınar, Set Asistanları: Ethen Açıkalın, Mustafa Kıt, Prodüksiyon Asistanı: Ercüment , kamera Asistanı: Suha Kapkı, Mehmet Varol, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Işık Asistsanı: Mustafa Kıtır, Kazım Pekmez, Laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucuk, Negatif Montaj: Hüsam Üren, Prodüksiyon Müdürü: Avni Turan, (Ören Film Stüdyolarında renklendirilmiş Süperfon stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Orhan Gencebay, Perihan Savaş, Selma Güneri, Nihat Ziyalan, Şükriye Atav, Baki Tamer, İ. Hakkı Şen, Ekrem Dümer, Hakkı Kıvanç, Ahmet Şenses, Erol Şen, Küçük Yıldız: Azize Gökmoğol, Hüseyin Salıcı, İhsan Bayraktar, Orhan Çoban

Konu: Serap bir işçi ailesinin kızı, 16 yaşlarındayken zavallı babası hastalanıyor ve yatağa çakılıyor. Kıt kanaat yaşayan aile de sıkıntıya düşüyor, elde avuçtaki bitince aile yokluğun, açlığın pençesine teslim oluyor, kira veremez duruma geliyor. Yaşlı Anne çalışamaz durumda, ir zırha bürünür. kız kardeş de çok küçük. Böylece Serap zorunluluktan dolayı dikenli hayat yollarına koyuluyor, ailenin dayanağı olmaya ant içiyor. Iş arıyor, ama bulamıyor. Karabulutlar dağıtıyor bir gün. Serap'ın Nusret abisiyle karşılaşmasıyla sıkıntılar son buluyor, kederler dağılıyor. Nusret abisinin saz salonunda şarkıcılık yapmaya başlıyor Serap, karşılığında da yüklü para kazanıyor.

Serap da hayatı da değişiyor haliyle, artık mutlu bir yuva, altın çocuklar, şirin kız rüyaları süslemez oluyor gecelerini Serap'ın. Işıl ışıl güneşin ve temiz havanın yerini kırmızı yapay ışıklar, cigara dumanı, buram buram alkol ve şehvetten kuduranların saldırganca yaydığı kokular alıyor. Serap sahneye doluşmuş kavruk çalgıcıların edepli eşliğinde paraya yürüyor. Nusret abinin kardeşi Cemil de hep gülümseyen, hep şuh ve ağır makyajlı şarkıcı kadın afişlerinin arasında lambri duvarları kaplayan başka bir kirli görüntü oluyor. Cemil hoşlanmıyor Nusret abisiyle bu kısa saçlı, kalın dudaklı genç kızın arasındaki elektrikten, ama çekindiği için ses çıkaramıyor. Ve bir gün zorla sahip oluyor Nusret abi Serap'a, metresi yapıyor. Zaman akıyor ve Serap kazandığı parayla anne ve kız kardeşine villa alıyor şehir dışında, Meral de kolej de yatılı okuyor. Her şeye bedeldir Serap'ın verdikleri. Zaman tekrar akıyor, Serap'la Nusret işi büyütüyor ve büyük bir gazino satın alıyorlar. Serap'ın tek amacı var artık; Meral'in okuması, büyümesi, aşkla sevebileceği biriyle yuva kurması, mutlu olması sözün kısası. Bir gün Nusret araba kazasına uğruyor ve ölüyor. Gazinoyu Serap'a bırakmıştır. Cemil ise hissesi verilmiş ve kovulmuştur. Bu sıra Cemil gelip de almaya kalkınca gazinoyu kızılca kıyamet kopuyor. Ama yağma yoktur, pabuç bırakmıyor Serap. Çünkü on beş yılını vermiş, alın teriyle hak etmiştir bu gazinoyu.

Serap kader ananın karşısına çıkardığı Orhan'a aşık olur. "Mert adam" der onun için, kollar, gözetir. Şarkıcı yeteneğini görüp sahneye çıkarır. Bu ilişkiye emek verir, alın teri, göz nuru verir. Yıldız yapacaktır Orhan'ı. Emeğini akıttığı kız kardeşiyle Orhan yine kader ananın pis bir oyunuyla karşılaşıp aşık olurlar birbirlerine. İşler, önce karışır, ama finalde geri adım atacak olan, hep öteki için yaşayan Serap olacaktır. (Vadullah Taş)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder