Senaryo: Sadık Şendil
Foto Direktörü: Erdoğan Engin
Yapım: Arzu Film / Nahit
Ataman
Reji Asistanı: Orhan Topçuoğlu, Kamera Asistanı:
Galip Kızıltan, Ar Direktör: Basri Büyükcan, Set Amiri: Azmi
Yıldız, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Set Elemanları: Cengiz Ökten, Aziz
Kıskanç, Doğan Atakan, Sesleri Alan: Necip Sarıcaoğlu, Renk uzmanı:
S. Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, İsmet
Tomaçgil, Selâhattin Kaya, Montaj Amiri: Mustafa R. Gürsel, Montaj-Senkron:
İsmail kalkan, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Prodüktör: Oktay
Barkan, (Yeni stüdyoda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir).
Oyuncular: Kemal Sunal m(Saffet), Zeki
Alasya (Himmet), Metin Akpınar (Hayret), Halit Akçatepe (Gayret), Meral Zeren
(Emine), Münir Özkul (Mehmet Çavuş), Adile Naşit (Mesude), Hulusi Kentmen
(Komiser), Ali Şen (Kayserili Behçet), Oya Alasya (Himmet’in karısı), Perran
Kutman (Gülsüm), Rukiye Göreç (Alev), Osman Han, Hikmet Gül (Melek), Rauf
Öztürk, Necip Sarıcıoğlu, Aziz Kıskanç, Ekrem Ülgey, Erkan Esenboğa, İsmail
Kündem
Konu: Babalarından kalma eski bir
haritanın peşinde İstanbul'a define aramaya gelen Kayserili dört kardeşin
öyküsü. Ellerinde kazma- kürek, Beyoğlu'ndan Dolmabahçe Stadı'na, Taksim'den
Üsküdar'a her yeri kazıp duruyorlar. Sonunda aradıkları defineyi hiç
ummadıkları bir yerde buluyorlar.
► Ertem
Eğilmez "Sürtüğün Kızı" ile sinemamızda geçmişten bir dönemi ilk kez
bu denli başarıyla veren bir nostalji filmine imzasını attıktan, "Canım
Kardeşim’le küçük insanların dünyasını yine sinemamızda az görülmüş canlı,
içten bir anlatımla dile getirdikten, "Oh Olsun"la, "Yalancı
Yarim"le bize özgü bir güldürü tarzının özgün bazı unsurlarını
yansıttıktan sonra, "Salak Milyoner"le güldürü türüne artık iyice
bağlandığını gösteriyor. Babalarından kalma eski bir haritanın peşinde
İstanbul'a "define aramaya" gelen Kayserili dört kardeşin öyküsü ...
Ellerinde kazma, kürek, Beyoğlu'ndan Dolmabahçe Stadı'na, Taksim'den Üsküdar'a
her yeri kazıp duruyor ahbaplarımız... Sonunda aradıklarını hiç beklemedikleri
yerde buluyorlar ...
Ertem
Eğilmez'in yeni filmlerinin belli başlı özelliği, yönetmenin önceki filmlerinde
taşıdığı kimi kaygıları, örneğin "Sürtüğün Kızı"ndaki çağ filmi
havasını bütünlemeye yönelik üslup çalışmasını veya "Oh Olsun"daki
sınıfsal belirlemeyi bu kez tümüyle bir yana bırakmış olması... Gerçekten de
Eğilmez, bu kez yalnızca güldürmeyi amaçlamış, Bunun için, sinemasında zaten
var olan "popülist" unsurları bu kez iyice bilemiş, ortaya çıkarmış
... "Salak Milyoner", sanırız ki gerçekten de ticari başarı
kazanacaktır. Çünkü Eğilmez, oyunun kurallarını iyi uygulamış. Elindeki
Devekuşu Kabare Tiyatrosu oyuncularından oluşan altın madenini iyi
değerlendirdiği gibi, Sadık Şendil'in özgün, denenmemiş öğeler, buluşlar
taşıyan senaryosunu, özellikle İstanbul'un göbeğinde akıllıca yapılmış dış
çekimler ve ustalıklı bir kurgu yardımıyla seyirciye kabul ettirebilmiş...
Filmin sonundaki "boşalma" bölümünün (evin kazılar sonucu çökmesi)
de, filmin tüm gelişimini iyi noktalayan, kendi türü içinde çok başarılı bir
final olduğunu kabul etmek gerekir. Ama bu olumlu noktaların yanı sıra film
yine söyleyelim, "popülist" yanının, kolaya kaçmasının belirginliği
yüzünden Eğilmez'in filmografisinde önemli bir yer tutacak düzeyde değil.
Geçici bir başarıya aday, ancak kalıcı olmayacak bir film
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder