5 Nisan 2018 Perşembe

HER GÖNÜLDE BİR ASLAN YATAR (1976)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Ahmet Üstel
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Yardımcı Yönetmen: Yaşar Seriner, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Montaj-Senkron: İsmail Kalkan, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kazım Çakırman, Laboratuar: Hasan Örnek, Abdullah Deniz, İsmet Karslı, Set Eibi: Necati Buvan, Mustafa Kıtır, Mansur Kırık, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Müzik: Cahit Berkay (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Zeki Alasya (Zeynel), Metin Akpınar (Danyal), Selma Güneri (Şükran), Perran Kutmanm (Nermin), Hulusi Kentmen (Komiser), Ali Şen (Fırıncı), Baki Tamer, Gülten Ceylan (Öğretmen Necla), Mehmet Emre (Hasan), Erhan Aydınbaş, Süheyl Eğriboz, Sabahat Işık (Zehra), Coşkun Göğen, Osman Çağlar (Hırsız), Madelet Tibet (Tefeci Mualla), Hakkı Kıvanç (Kahveci Hakkı), Ekrem Dümer (Okul müdürü), Feridun Çölgeçen Memduh Ünsal, Renan Fosforoğlu (Hayri), Memduh Ünsal (Komiser yrd.), Tevfik Şen, Orhan Aydınbaş, İbrahim Uğurlu (Hırsız), Nermin Özses (Mahalleli), Cevdet Arıkan

KONU: İstanbul'un kenar semtlerinden iki arkadaşın öyküsü bu film. Zeynel, en büyük emeli polisliğe geçmek olan bir mahalle bekçisi... Danyal ise belalı karısından bıkmış, gencecik oğlunu yetiştirmeye uğraşan ve önüne ne iş gelirse yapan bir garip... İki arkadaşın gündelik yaşam uğraşları, sevinçleri, üzüntüleri, sevgileri ile gelişiyor film.

► Zeki Alasya—Metin Akpınar ikilisi, bence gerçek birer güldürücü kumaşı-na sahip, "otantik" iki komedi oyuncu-su ... Aslında bu kadarı bıİle önemli kuşkusuz Türk toplumda, halkın gele-neksel mizah duygusuna, hiciv gelene-ğine karşılık, gülmenin, son yıllarda kendisine "komedyen" adı veren bir takım kişilere nasıl yozlaştırıldığı hep gözler önünde ...

TV'deki Gülünüz, Güldürünüz" progra-mındaki soğukluk 've bayağılıklar, eğlen-ce programlarındaki sözüm ona "skeçler" toplumumuzda her alandaki yozlaşmanın gülmece alanındaki uzantı-sı .. Ama Türk toplumunda gerçek gül-mece ustaları da var. Yazında olsun sahnede olsun, perdede olsun Alasya/Akpınar ikilisi bunlardan ...
Özellikle Zeki Alasya, taşıdığı sonsuz ifa-de, mimik zenginliği ve espri yeteneğiy-le, bence yalnız Türkiye'nin değil, dünya-nın sayılı güldürü ustaları arasına girebi-lir... Alasya / Akpınar ikilisinden Türk sine-ması ne yazık gereği gibi yararlanamı-yor. Yaptıklan gerçi hemen her zaman belli bir düzeyin üstünde kalıyor .. Son filmleri de aslında öyle..İstanbul'un kenar semtlerinden iki arkadaşın öyküsü bu. Zeynel, en büyük emeli polisliğe geç-mek olan bir mahalle bekçisi... Belalı karısından bıkmış, gencecik oğlunu ye-tiştirmeye uğraşan ve önüne ne iş gelirse yapan bir garip ...

İki arkadaşın gündelik yaşam uğraşları, sevinçleri üzüntüleri sevgileri, ile gelişiyor film... Zaman zaman sözcük oyunların-dan, durumlardan, yanlış anlaşılmalar-dan gelen klasik güldürü ögeleri, yeterli bır karışım ve sağlam bir güldürme mekanizması oluşturamıyor. O zaman da yönetmen, ikilinin kişisel güldürme yeteneklerine ve özellikle Alasya'nm mimikle-rine bırakıyor işi...
Seyirci bu kadarına da gülüyor gerçi... Özellikle Alasya'nın Louis de Funes'le Oliver Hardy (Lorel Hardi'nin şişmanı) karışımı kişiliği oyunu, seyirciyi sürüklemeye yetiyor Bu kadarı, ne var ki, bu filmi ve benzerlerini sinemamıza ve güldürüye yeni bir şeyler katabilecek düzeye getirmeye yetmiyor. Mahallenin, yan tipleriyle birlikte çizimindeki başarıya, finalin ekonomik uygusalığına ışaret edelım. Bir de, toplumumuzda polislik kurumunun böylesine yıprandığı bir dö-nemde bu kuruma getirdiği olumlu ve insancıl bakış ilgiye değer ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 166 ”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder