24 Nisan 2018 Salı

MİNİK SERÇE (1978)



Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo : Deniz Türkali
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Müzik: Hurşit Yenigün
Yapım: Yeşilçam Film/Atıf Yılmaz

Oyuncular: Sezen Aksu, Bulut Aras, Tun-ca Yönder, Hulusi Kentmen, Bilge Zobu, Hüseyin Kutman, Renan Fosforoğlu, Ekrem Dümer,

Konu: Şarkıcı olmayı kafasına koymuş yoksul bir genç kız olan Hülya bir gün bir zamanların sevilen şarkıcısı Orhan'la tanışır. Aralarında duygusal bir ilişki başlar ve Hülya, Orhan'ın desteğiyle çok geçmeden ünlü bir şarkıcı olur. Bu arada iki sevgili evlenirler ama yıldızı gide-rek parlayan Hülya'nın iş yoğunluğu nedeniyle evlilikleri yolunda gitmemeye başlar...

► Atıf Yılmaz, bu "yerli müzikal"i kıvamına getirmek, kotarmak için bir hayli uğraşmış... Ancak olumlu öğelerle olumsuz öğelerin bir araya gelişi, film için başarılı sözcüğünü kullanmaya pek olanak vermiyor. Sezen Aksu, Türk sineması için yeni ve değişik bir yetenek sayılabilecek, "fantezist" türünde değişik bir oyuncu... Bu yetenekleri geliştirilebilir ve Aksu, ilerde başaralı bir fantezi, giderek güldürü oyuncusu olabilir. Ancak Aksu'nun filmde kendisini seslendirmesi çok yanlış olmuş... ilke olarak oyuncuların kendi kendilerini konuşmalarına yüzde yüz katılmakla birlikte, bu konuda Aksu'nun başarılı olmadığını, birçok konuşmada ses tonunun yanlış1ığı yüzünden dramatik duyguyu tümüyle bozduğunu belirtmek zorundayız... .

Ama asıl sorun filmin öyküsü... Bu öykü sinema tarihinin ünlü filmlerinden "Bir Yıldız Doğuyor"un hemen tümüyle kopyası. Bu durumda, hele bizim gibi, üç kez çevrilen bu konunun en azından son iki çevirimini seyretmişseniz, özellikle ikinci çevirimi (1954, yönetmen: George Cukor, oyuncuları: Judy Garland; James Mason) , sinema tarihinin en sevdiğiniz filmleri arasında yer alıyorsa, "Minİk Ser-çe"yi ciddiye almak, ilgiyle izlemek ve beğenmek bir hayli zorlaşıyor... Çünkü, ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, Türk sineması henüz, en azından teknik düzeyde, bir Amerikan sineması olmadı-ğı gibi, Atıf Yılmaz bir Cukor, Sezen Aksu da bir Judy Garland değil... Onun için, bu gibi kıyaslamaları kaçınılmaz olarak getirecek kopyalardan kaçınmak, bizce en akıllı davranışolur ..
Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 144”.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder