6 Mart 2020 Cuma

YARABBİM (1980)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senarist: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Işık Şefi: İsmet Yurtçu, Set Ekibi: Adil Kıbıcı, Ekrem Çınaroğlu, Hacı Fidan, Sami Meriç, Prodüksiyon Ami-ri: Mustafa Doğan, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Kameraman: Mehmet Gün, Müzik Direktörü: Orhan Gencebay
(Yeni lale film stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Gencebay, Perihan Savaş, Eşref Kolçak, Kadir Savun, Suzan Avcı, Ali Şen, Metin Orkay, Mustafa Doğan, Yadigâr Ejder, Orhan Çoban, Küçük Yıldız: Suat Arkan, Nejat Özbek

Konu: Orhan hasta annesine ve evine bakan, bir delikanlıdır. Evin erkeği odur. Babasını öldü bilen Orhan annesinin bunca yıl saklayıp da öleceğini anlayınca itiraf etmesiyle öğrenir . Gerçekleri; babası aslında hayattadır ve onları istemediği için çıkmıştır hayatlarından. Annesinin elinde Orhan'ı babasının topraklarına ortak eden bir tapu da vardır. Annesi son nefesini vermeden önce Orhan'a hakkını aramasını tembihler.

Hiç tanımadığı babasını bulmaya gider Orhan. Tam da evlendiği gün çıkar karşısına. Şaşıran Kemal (Eşref Kolçak) reddeder oğlunu; adını ve toprağını vermediği gibi bir de "yalancı" der ona, "piç der ve itip kakar. Öksüz, yerim Orhan yemin eder hakkını alacağına ve düşer Almanya yollarına.

Kemal sahip olduğu topraklar dışında. bütün parasını kumarda kaybeden kötü bir karakterdir. Sırf parasız kaldığı için Müjgan'la (Suzan Avcı) evlenir, üstelik ölen kocasından bir kızı olmasına rağmen. Öz oğlunu kovan Kemal başkasının kızına babalık yapacaktır bundan sonra para uğruna.

Aradan yıllar geçer ve Almanya'da çalışan Orhan Türkiye'ye döner, Kemal'in arazisini bulur. Orhan Kemal'in arazisinin tam ortasına kazık diker. Kemal'in kızı Gülcan (Perihan Savaş) ve kahyası Kadir'le (Kadir Savun) birlikte koşarak gelen Kemal'e doğru seslenir Orhan: "Anam Zeynep, baba yerinde adem oğlu, tanıdın mı beni?" der. İlk bakışmalarında aralarında bir aşk yaşanacağının ipuçlarını veren Orhan'la Gülcarı, daha ilk konuşmalarında karşılıklı atışırlar. Orhan'ın el koyduğu ahırda kalan kuzularının derdine düşen Gülcan,
hem kuzularını alamadığı için, hem kendisine yalakalık yapmadığı için hem de sözünü dinletemediği için nefret eder Orhan'dan, "kendime kul köle yapacağım" der ve bir oyuna girişir.

Orhan kuzularını hediye eder Gülcan'a, üstelik gider yanına ve özür diler. Gülcan masum, sevecen kız rolü yapar. Sırıta sırıta dolaşmaya başlar Orhan'ın yanında. Bir de komşu köyün ağası Abbas (Ali. Şen) vardır. Topraklarını bir türlü satmadığı için Kemal'e kinlenen Abbas düşmanımın düşmanı dostumdur" diye düşünerek çalar kapısını Orhan'ın. Reddedilince hain bir planla bir taşla iki kuş vurmayı amaçlar. Kemal'e pusu kurup öldürmek ister ama yapamaz, bütün suçu Orhan'a yıkar.

Orhan'ı yani kendi öz oğlunu hiç acıma-dan arabanın arkasına bağlayıp yerler-de sürükleyen Kemal, adamlarından şahitlik etmelerini ister ona karşı. Başta Kadir baba olmak üzere hepsi reddeder. Kadir baba ve tayfası köle gibi değil insan gibi çalışmak için çitin diğer tarafına, Orhan'ın yanına geçerler bundan sonra.

Gülcan ise hain planlarına devam et-mektedir, "İyice girmiştir Orhan'ın kanma. Türlü cilvelerle ümit verir ona ama, "beraber olmamız imkansız" der. Gülcan'a bütün gerçekleri açıklayan Orhan gidip sevdiğinin üvey, kendisinin öz babasından ister Gülcan'ı, Kemal'in aslında anasını değil kendisini istemediğini öğrenince yüreğine su serpilir "ver kızını al topraklarımı" der. .

Müjgan kocasına ve kızına düşkün bir ev kadınıdır. Hatta merhametlidir. Orhan'a acır, "yapma" der kızına "ümit vermesen o zavallı top-raklarından olmazdı" der, ama dinletemez. "Seni sevdiğimi düşünmen bile bana hakarettir" diye mektup yazıp kaçar gibi İstanbul'a giden Gülcan'ın arkasından önceleri yıkılan Orhan, sonra toparlanıp peşine düşer, kaçırıp getirir doğduğu eve.

Gü!can'ın numaradan yaptığı bütün aşk oyunları gerçektir artık. Kendisinin de bilmediği bir sevgi biriktirmiştir Orhan'a karşı içinde. Derken bir gün Kemal beliriverir kapının önünde. Orhan! Vurmasınlar diye razı olur Gülcan babasıyla İstanbul'a gitmeye. Gider, fakat dayanamayıp bir süre sonra döner gelir sevdiğinin yanına, Yine Kemal biter kapının önünde. Bu sefer kararlıdır Orhan'ı öldürmeye. Ama bu sefer Abbas'ın adamı girer devreye Kemali vurmak için. Onu son anda fark eden Orhan atılır önüne, kurtarır Kemal'i bedenini kurşunlara siper ederek. Kemal insafa gelir böylece. Ağlar, sizlar "ben ettim sen etme, babanım ben senin, oğlum" der, "şimdi iki evladım var" der Kemal ve barışıp sarılırlar birbirlerine. Mutlu sona ulaşırlar. Gülcan'la Orhan evlenirler. (Vadullah Taş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder