13 Mart 2020 Cuma

ZULÜM (1983)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Arda Uskan
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Temel Film/Temel Gürsu

Reji Asistanı: Ömer Uğur, kamera Asistanı: Cem Esertepe, Işık: Aslan Yıldız, Recep Biçer, Set Teknisyenleri: Gürcan Küçüker, Engin Aydın, Selim Acar, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Montaj-Senkron: Mevlüt Koçak, Negatif Montaj: Gültekin Kaya, Suat İşlek, Renk Uzmanı: Sabahattin Hıoşsöz, Laboratuvar: Selahattin Kaya, Ziya Uçak, Asistan Rejisör: Engin Temizer, Prodüksiyon Amiri: Erol Emerle, (Yeni Lâle Film Stüdyosu’nda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Orhan Gencebay, Güngör Bayrak, Yıldız Kenter, Kadir Savun, Çetin Köroğlu, Turgut Özatay, Suat Özbek, Sırrı Elitaş, Ömer Uğur, Necati Er

Not: Filmin çekimleri, Foça’nın Bağarası köyünde yapılmıştır.

KONU: Çalışkan Rıza baba gayretli eşinin yardımıyla tarlasını sular, işletir. Komşu toprakların sahibi zengin ve güçlü Mustafa Ağa (Turgut Özatay) ise tarlasını kendisine salmadığı için vurur Rıza'yı. "Yalancı tanıklar" sayesinde paçayı sıyırır. Rıza'nın oğlu Orhan (Orhan Gencebay) büyür, Mustafa Ağa, Ayşe Kadın'a sürüp giden tarla kavgası yüzünden tekme tokat girişince küçük Orhan dayanamaz, iki el ateş eder Mustafa Ağa'ya. biri babasını öldürdüğü için, diğeri de annesini dövdüğü için.

Bu durumda hapse girer Orhan. Içeride kaldığı on dört yıl boyunca düşünmüş, olgunlaşmış, geçmişinden ders almıştır. Kan davasının bitmesi gerektiğine karar vermiştir. Amacı kasabaya döndüğünde bu töreyi söküp atmaktır. Orhan kararını vermiştir vermesine de, kinle büyümüş, gözlerini kan bürümüş kan davalıları olan Mustafa Ağa'nın dört yetimini hesap edememiştir. En büyük Recep (Sırrı Elitaş), ortanca Kazım (Necati Er) ve kız kardeş Zeynep oldukça kararlılardır. Hele hele Zeynep evlerinin balkonunda gösterişli bikinisiyle yarı çıplak dolaşırken, elinin hamuruna aldırmadan Recep ve Kazım ağabeylerinden daha çok öldürmek istediğini haykırmaktadır Orhan'ı.

Aralarında sadece İstanbul'da üniversitede okuyan Kemal Orhan gibi düşünür, Bu cinayetlerin insanlık dışı olduğunu söyler ama kimse dinlemez onu, gerektiğinde susturulur, gerektiğinde tokatlanır Orhan köye döndüğünde medeni bir şekilde düşman evine gider. Amacı bitmesidir bu töre cinayetleri saçmalığının. Ama Zeynep'in kurşunlarıyla karşılanır, canını zor kurtarır. Yaralanmıştır üstelik. Gidip civarda yaşayan dostu iyi kalpli balıkçı Hüseyin Reis'e (Kadir Savun) sığınır. Bu oğlanın yokluğunda Recep'le Kazım Orhan'ın yaşlı annesine etmedik eziyet bırakmazlar. Su bakraçlarını yerlere atar, bakkalı ona bir şey satmasın diye tehdit eder, ellerini sımsıkı bağlayıp eşeğin peşine tıakarlar yaşlı kadını, sonra onu köy meydanında gezdirir, rezil ederler .

Orhan da döner, annesine yapılan eziyet dursun diye bu kez Zeynep'i kaçırır köyün orta yerinde. Zahmetli bir takip başlayacaktır önce denizde, sonra karada. Orhan balıkçı dostunun barakasına getirir yorgun, bitkin, iki genç farkına bile varmadan aşık olmuşlardır birbirlerine. Günler geçmiş kardeşlerin azgınca takibi sonuçsuz kalmıştır. Zeynep Orhan'dan bir çocuğu olacağını anlayınca bu mutlu haberin ağabeylerini yumuşatacağı ve Orhan'ın hayatını kurtaracağı evine döner bir sabah. Ama yanlış yapmıştır. Kardeşler öfkeyle ağzını burnunu kırarlar, karnını tekmelerler üstelik. Azgınlıkları bu haberle azalacağına daha da artmıştır Recep ve Kazım'ın. Çocuklu bir karnı tekmelemek yatıştırma
mıştır onları. Orhan'ın annesi Ayşe Kadın'a da tecavüz ederler üstelik. Bu bardağı taşıran son damladır. Zavallı kadın oğlunu bu utançtan kurtarmak amacıyla intihar eder. Orhan elinden geleni yapmış ama becerememiştir, olmamıştır işte. Sona ermesini istediği kan davası istemediği şekilde devam edecek, yine kan dökülecektir. Tek tek öldürür kardeşleri. (Vadullah Taş)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder