BÜYÜK YALNIZLIK (1989) 

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Özkan Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay Yapım: Z Film/Yavuz Özkan Müzik: Onno Tunç, Yönetmen Yardımcıları: Nuray Demirel, Adalet Güven, Kamera Asistanı: Volkan Kocatürk, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Işık Şefi: Mustafa Koçyiğit, Işık Teknisyenleri: Ercan Durmuş, Mehmet Ali Gündoğdu, Set Teknisyenleri: Erdal Sümer, Mahir Gül, Recai Sümer, Yapım Sorumlusu: Sadık Deveci, Yapım İlişkileri: Mehmet Güleryüz, Fotoğraflar: Reis Çelik, Makyaj: Suzan Kardeş, Laboratuvar: Yıldırım Kumral, Hikmet Laçin, Polat Aktaş, Ahmet Keskin, Kurgu: İsmail kalkan, Müslim Ertuhi, Negatif Montaj: Cem Gürbüzer, Ses Teknisyenleri: İhsan Küçüktepe, İsa Yücel, (Acar Film stüdyosu ve  laboratuvarlarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Sezen Aksu, Ferhan Şensoy

Konu: Ayrılmak üzere olan bir kadın (Sezen Aksu) ve bir erkek (Ferhan Şensoy) fırtınalı bir gecede evlerinde ilişkilerini masaya yatırırlar. Ancak kendi içsel karmaşalarının açığa çıkmasıyla geriye dönük biçimde hem kendi hayatlarıyla hesaplaşırlar, hem de ilişkilerindeki tutumlarıyla. Her ikisi de kendilerinin de aynı hataları yaptığına yönelik bir bilgisi olsa da bunu ilişkilerindeki güç dengesini korumak için birbirlerine itiraf etmekte zorlanırlar. Yağmurluklarını giyip evden çıkarlar ve gidip şarap satın alırlar. Evlerine dönerler ve sürekli olarak dalgalanan ruh halleriyle birlikte zaman geçirmeye devam ederler. Adam kadına ıslak giysilerini değiştirmezse hasta olacağını söyler, kadın da adam için adam kendisine bakamaz diye endişelenmektedir. Artık bir eş olmanın ötesine birbirlerinin anne babası da olmuşlardır. İlişkilerindeki rolleri yüzünden kendilerini kaybetmişlerdir. Sabaha kadar aryalar dinleyerek sohbet ederler ve bu sohbet onları kendilerine yabancılaştırır. Çünkü aynı dünyanın içinde birbirlerini kaybetmiş ve bulamayan iki ruh olduklarını fark ederler. Ne birlikte olabiliyorlardır ne de ayrılabiliyorlardır. Ayrılmamak için türlü bahaneleri olduğu gibi ayrılmak için de türlü nedenleri vardır. Ancak temel sorunları yalnızlıkla başa çıkamayacak oluşlarıdır. Yalnızlıkları içinde iki kişinin olduğu bir yalnızlığa dönüştüğünden artık ruhları birbirine dokunamaz ama aynı hayatın içinde iki siluet gibi gezinir durur.