ARAF (2006)
Yönetmen: Biray Dalkıran, Senaryo:
Hakan Bilir Görüntü Yönetmeni: Aşkın Sağıoğlu, Öykü: Biray
Dalkıran, Müzik: Hayko Cepkin, Yapım: D.F.G.S/Biray Dalkıran Yönetmen
Yardımcısı: Hakan Bilir, Kurgu: Hüseyin Biçe, Işık Şefi: Ozan
Toroman, Sanat Yönetmeni: Duygu Kabaçam, Interno Artist: Okan
Sönmez, Prodüksiyon: Aydoğan Gündoğdu, Editör: Hüseyin Biçe, Dijital
Efekt: Okan Sönmez, Ses : Hakan Çiçek, Renk Uzmanı: Okan
Sönmez, 1. Yönetmen asistanı: Hakan Bilir, 2. Yönetmen asistanı: Hatice
Keskin, 3. Yönetmen asistanı: Ümit Özbek, Set: Halil Gündüz, Prodüksiyon
Görevlisi: Erhan Orhanoğlu, Şevket Pamir, Yardımcı Yapımcı: Dilek
Duran, Kostüm: Duygu Kabaçam, Işık: Recep Ali Yazıcı, Hüseyin
İbiş, Güven Haydan, Makyaj: Deniz Namoğlu, Özer Bıyık, Set: Fahrettin
Saraç, Sanat Yön. Ast: Tarkan Güneş, Yapım Asistanları: Ahmet
Küçük, Erman Dişçi, Ömer Demirci, Afiş Tasarım: Abdülfettah Safi, Web
Tasarım: Ferhat Poye, Kamera: Deniz Kuruoğlu, Focus Puller: Sedat
Koçak, Jenerik: Okan Sönmez, Catring: Tatlıcı Tombak, (Şafak Film
Stüdyolarında hazırlanmıştır)
Oyuncular: Akasya
Asıltürkmen (Eda), Murat Yıldırım (Cenk), Kubilay Tunçer (Cihan), Yasin Şerif
Tulun (Kaan), Serhan Ernak (Doktor), Kevork Türker (Cenk'in babası), Tülay
Bekret (Cenk'in annesi), Deniz Soyarslan (Oya), Mehmet Birkiye (Psikiyatrist),
Serhan Ernak (operatör doktor), Aytaç Ağırlar (doktor), Hayfa Safi (hemşire),
Deniz Soyarslan (Oya), Gizem Oğlakçı (küçük kız), Mehmet Birkiye (Psikiyatris),
Hande Gökçe (1.Dr), Feridun Gökçe (2.Dr.)Aliye Özcan (parktaki kız), Deniz
Nayır (1.hemşire), Sinem Kader İmert (cihan sekreteri), Sebahattin Kırk
(yoldaki adam), Hatice Kırk (yoldaki kız), İlayda Kırk (yoldaki 2. Kız), Arzu
Dönmesz (2.hemşire), Yasemin Karaman (3.hemşire),
Konu: Genç ve güzel bir
dans öğrencisi olan Eda yaşadığı yasak ilişki sonucu hamile kalır ve 16
haftalıkken kürtaj olur. Yıllar sonra geçmişindeki izleri silmiş olarak yeni
bir hayata başlayan Eda halisülasyonlar görmeye başlar ve hayatı çaresizlik
içinde devam eder. Onu çok seven kocası Cenk hiçbir şeye müdahale edemez.
Eda'nın düştüğü çaresizliğin sebebi, yıllar önce yaşadığı travma değil
geçirdiği kürtaj sonucu geride bıraktığı küçük kızıdır.
NOT:
(1)
İtalyan filozof Dante Alighieri'nin (12651321) ünlü eseri ilahi komedya nin
ikinci cildinin adı “Araf”. Cehennemde günahlarını çeken insanların cennete
gitmeden once günahlarından arınıp cennete geçmeyi bekledikleri dağın adı.
(2)
Araf Suresi: Mekke'de nazil olmuştur. 206 ayettir. 46. ve 48. ayetlerde
A'râf'ta yani cennet ve cehennem ehli arasındaki yüksek bir yerde bulunan
insanlardan söz edildiği için sûreye bu ad verilmiştir. www.biriz.biz/kuran/araf/07araf.htm
& “Bir
hikâye arayan, ama bulamayan gerilim filmi”: Filmin ana kahramanları, gizemli
balerin Eda, ona sırılsıklam aşık fotoğrafçı arkadaşı Cenk, onu bir nesne gibi
kullanan ve kâğıt mendil gibi atan zengin, nüfuzlu ve antipatik bir işadamı.
Filmin başında Eda, bale öğretmeninden hamile kalır ve gebelik hayli ilerlediği
halde, çocuğu aldırır. Yıllar sonra Cenk ile beraberliğinde, o düşük olayı,
kabuslar halinde karşısına çıkmaya başlar. Hiç de estetik olmayan sevişme
sahneleri, filmi sanki Altman'ın Kumpanya'sı gibi saran hayli estetik
bale bölümleriyle çelişiyor. Ama filmin asıl sorunu, hikâyenin hiçbir biçimde
içermediği korku duygusunu, asla var olmayan bir gerilimi, sırf görselişitsel
öğelerle yaratma çabası: yani görsel efektler, ses bandındaki korkutucu tonlar,
gizemli, hatta apaçık ürkünç bir müzik, vs. Ama hikâyede gerçek anlamda ürkünç
bir şeyler olmadığı için, tüm bu çabalar alabildiğine yapay kaçıyor. Sürekli
kabuslar halinde dönen 'düşük bebek' motifi, sanki Uzakdoğu sinemasının 'ürkünç
küçük kızlar' saplantısından ödünç alınmış. Aşırı biçimci, yer yer deneysel,
ama son derece sıkıcı ve gereksiz bir film. (Atilla Dorsay, Sabah Gaz.
13.10.2006)
Araf,
Dante’den Cemil Meriç’e kadar birçok entelektüelin üzerinde kalem oynattığı bir
kavram. Esas itibarıyla İslam kökenli bir kavram (ki aynı isimli sure vardır).
Yönetmen Biray Dalkıran ise popüler sinemayı ve teknolojiyi takip eden
yetenekli bir reklamcı. Film bir debut, yani ilk film. Bu nedenle hoşgörülü
olmak durumundayız. Ancak ciddi anlamda kavram kargaşası olduğunu
düşünmekteyim. Araf, sekerat, yakaza, fetret gibi kavramlara tam hakim
olamamanın birtakım sıkıntılarını görmekteyim. (M. Nedim Hazar Sayı: 618
09.10.2006 Aksiyon Haftalık Haber Dergisi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder