12 Aralık 2022 Pazartesi

 

ESKİ FOTOĞRAFLAR (1998) 


Yönetmen: Necef Uğurlu, Jülide Övür, Senaryo: Ahmet Uğurlu (Dinçer Sümer'in oyunundan) Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi, Kurgu: Sedat Karadeniz, Müzik: Uğur Dikmen, Yapım: Grup Üç Ajans/ Necef Uğurlu, Ahmet Uğurlu


Oyuncular: Bennu Yıldırımlar, Ahmet Uğurlu


 Konu: Bir pavyonda komi olarak çalışan Seyit'i patronu, pavyonun şarkıcısı Sevtap'ı getirmesi için kadının oteline gönderir. Sevtap sürekli öksürmekte ve hasta görünmektedir. Rahatsız olan kadına Seyit yardımcı olur. Sevtap Seyit'e kendiisini gizlice gözetlediği için bozulmuştur. Seyit böyle bir şey yapmadığını söyleyince Sevtap, Seyit'e, pavyonda aranjman söyleyen Hicran'ın kapısına dayanmasını anımsatır. Aslında öykü gerçekte Sevtap'ın bildiği gibi değildir ve Seyit. Hicran'a aşık olmuştur. Bu arada Veli aramış Seyit'e küfrederek acele gelmelerini söylemiştir. Ağırdan alan Sevtap, Seyit'e eski günlerden bahsetmektedir. Sevtap'ın gerçek adı Nurcan'dır. Geçmişte o da genç, güzel ve masum bir genç kızdır. Serseri bir adam olan eniştesi Cavit, ablasını ihmal etmekte ve işsiz güçsüz dolaşmaktadır. Sürekli Nurcan'a aşık olduğunu söyleyen Cavit, onu sık sık taciz eder ve birlikte yaşamak istediğini söyler. Bir istasyonun bekleme salonunda  uyumakta olan adam trenin kalkışını kaçırır. Gelen trenden başörtülü genç bir kadın iner. Kadınla istasyondaki adam sohbet ederken, kadın adama türkücü olduğunu söyler ve ona gideceği yerin adresini sorar. Adam genç kadının masum olduğuna inanmaz fakat kendini de kadına yardımcı olmaktan alıkoyamaz. Üşüyen kadına montunu verir. Kadın montun cebindeki silahı alarak intihara yeltenir, Sevtap isimli kadın yalnızlıktan ve çaresizlikten bıkmıştır. Adam kadını ikna ederek silahı almaya çalışır. Adamın Halilgiller lakaplı bir aileyle arasında kan davası vardır ve silahı onun için taşımaktadır. Kadın gitmek ister ama adam onu bırakmak istemez. Birlikte bir oda tutarlar. Adam kadını üç gün yalnız bırakmıştır. Geri döndüğünde yatarlarken adam çok mutlu olduğunu, kadın da onu çok sevdiğini söyler. Sevişirlerken birden kaldıkları odanın camları kırılır ve yaylım ateşi açılır. Adam ortadan kaybolduğu üç günde ağabeyinin katilini öldürmeye gitmiş düşmanları ise onu öldürerek intikamlarını almıştır. Neslihan, Numan isimli zengin bir adamın apartmanında ona verdiği alt kattaki bir dairede çocuğuyla kalmaktadır. Numan onu himayesine almıştır. Neslihan yaş gününde telefonla ablasıyla konuşmaktadır. Fakat telefonun ucundaki fiş takılı değildir. Eve gelen Numan, Neslihan'ın saçlarını kestirip boyamasına sinirlenmiştir. Bu arada Neslihan'dan getirdiği yaş günü hediyesi olan elbiseyi giymesini ister. Neslihan, Numan'a tepki göstererek ona evindeki fotoğraflardaki kişinin kim olduğunu sorar. Ondan kendisiyle sevişmesini ister. Sevtap'la Seyit otel odasındadırlar. Seyit banyoda olan Sevtap'ı telefona çağırır. Telefondaki kişi Sevtap'ın kızı Suna'dır. Sevtap, Suna'ya beş ay sonra yanında olacağını söyler. Neşesi yerine gelen Sevtap başına peruğunu saçlarının üstüne ise asasını takar. Bu arada telefon çalmış ve Veli Sevtap'a kovulduğunu söylemiştir. Fenalaşan kadın Seyit'in elleri arasına düşer. Seyit onu yatağa yatırır ve öldüğünü fark eder. Veli'ye telefon açıp durumu bildiren Seyit'e, Veli, onu duyamadığın söylemektedir. (Prof.Dr.Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında Türk Sineması” syf, 168” )

ÖDÜL:

35. Antalya Altın Portakal Film Festivali (1998)

►TRT Özel Ödülü",

►"En İyi Müzik Ödülü" (Uğur Dikmen).

& Oyunculuğuyla tanınan Jülide Övür ile özellikle senaryo yazarlığıyla akıllarda yer edinmiş Necef Uğurlu'nun ortak yönettiği Eski Fotoğraflar, onların ilk uzun metrajlı film yönetme deneyimlerini oluşturuyor. "Dinçer Sümer'in aynı adlı oyunundan sinemaya uyarlanan ve senaryosu Ahmet Uğurlu tarafından hazırlanan filmin... Sevtap'ın geçmişi ile Seyit'in geleceği arasındaki gelgitler çerçevesinde, oyun yazıldığından bu yana hiç değişmeyen sıradan insanların sıradan olmayan öykülerini anlatıyor Eski Fotoğraflar". Yakalandığı hastalığın farkında olmayan Sevtap ev borcu bitene dek dans etmek zorundadır. Pavyon'da yeni çalışmaya başlayan gariban Seyit ise Almanya'ya gitme hayalleri kurarak bu cehennemden kurtulmanın peşindedir Film kendi içinde ilginç özellikler içerirken, diğer yandan ekonomik yetersizlikleri aşma çabasını da minimalist bir oyunculuk ve mekan anlayışına da yaslanarak çözüyor. Filmin, Türk sinemasında çok aşına olduğumuz kan davası, çaresizlikten pavyona düşme, imkansız aşklar, garibanlık vb. gibi alt başlıklar üzerinden hareket ettiği dikkati çekerken, yaşanılan tüm durumlar dramlar iki oyuncu tarafından canlandırılıyor. Aslında bu denemeci tavır, toplam üç mekandan oluşan fakat filmin bütününe başarıyla yedirilmiş hissi veren mekan kullanımına karşın, "Eski Fotoğraflar", filme çekilmiş tiyatro duygusundan, teatral anlatım üslubundan tam olarak sıyrılamamış bir film. Bu bir zaaf mı? Şüphesiz bir sinema filmi için zaaf. Filmin gerek başrol oyuncularının gerekse de yönetmenlerinin tiyatro geçmişleri ve senaryonun da bir tiyatro oyunundan uyarlanması bir filmde bir araya geldiğinde, ortaya çıkan sonuç, sinemanın tiyatronun etkisinden sıyrılamamasına yol açıyor. Buna karşın Ahmet Uğurlu, canlandırdığı komi, işsiz serseri enişte, intikam peşinde koşan adam ve zengin, fakat iktidarsız adam tiplerini son derece başarıyla yansıtıyor. Diğer yandan sonraki filmlerinde oyunculuğunun düzeyini geliştirdiği gözlenen Bennu Yıldırımlar, Eski Fotoğraflar' da aynı kadının yaşamın dayatmalarına bağlı olarak farklı yaşamlarını, kimlik arayışlarını yansıtmada belli bir başarıyı yakalıyor. "Oyunla tanıştıktan tam 26 yıl sonra film tasarısını gerçekleştirme olanağı bulan Ahmet Uğurlu, hem mali koşulları hem de doğru oyuncuyu bir araya getirmenin zaman aldığını söylüyor. Proje için özellikle mi kadın yönetmen seçtiği yolundaki soruları ise şöyle yanıtlıyor: 'Jülide ve Necef'i kadın oldukları için değil, filmi iyi yöneteceklerine inandığım için seçtim. Çok zor; büyük emek isteyen bir işti. Elbette kadın. duyarlığının da filme katkısı olmuştur. Ama son toplamda bir araya gelmememizin nedeni kadın olmaları değil, adam olmaları" Her ne kadar Eski Fotoğraflar sinema dili açısından bir iddia içinde görünmese de, aslında yaşamı yorumlama ve bağımsız bir tavırdan hareket ederek ele aldığı temayı yansıtma açısından bir başarı tutturuyor. Yönetmenler aynı karakterlerin farklı kişilere dönüşmesini kullanırken ve ülkemize özgü melodram kıvamında öyküler anlatırken bir bakıma seyirciye içinde yaşadığı ülkenin koskocaman bir köy, birbirinin kopyası yaşamlar ve insanlardan oluştuğu duygusun iletiyorlar. Biçim açısından ise üzerinde durulabilecek, özellikle altı çizilebilecek ayrıntılar dikkati çekmiyor. (Cumhuriyet G, Kültür Servisi, 13.07.1998). “

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder