19 Aralık 2022 Pazartesi

 

NE DE OLSA ÇOCUK (2003) 

Senaryo ve Yönetmen: Eriş Akman, Görüntü Yönetmeni: Naim Bahadır, Müzik: Aliye Mutlu Kameraman: Banu Demirci, Yapım: Eks Film/Eriş Akman

Oyuncular: Eriş Akman, Altan karındaş, Serap Ogan Eren, Arzu Vandemir, Zeynep Akman, Mehmet Akman, Aliye Mutlu, Ebru Şahin

&Mutlu bir aile tablosu: Büyükanne kazak örüyor, baba kitaba dalmış. Küçük kız fısıltıyla telefonda konuyor. Bu huzurlu tablonun tek eksiği anne! Kapı çalınıyor. Büyükanne kapıya yöneliyor. İşte o an küçük kız 'If you insist on your position, we'll lose the battle' (siz bu kafayla giderseniz biz bu savaşı çoktan kaybederiz') deyip telefonu kapatıyor. Akabinde salona rüküş bir kadın giriyor. Babayı 'Hi Tony' diyerek geçiştiriyor ve hedefine yönelip 'I come to take you' (Seni almaya geldim) diyor küçük kıza...

 Yukarıdaki sahne Türkiye'de çekilen bir filme ait. Ama yabancı bir yönetmenin ülkemizde film çektiği yanılgısına düşmeyin. Tanık olduğumuz sahne, Etiler'de müstakil bir evde çekimleri süren Eriş Akman'ın yönettiği 'Ne de Olsa Çocuk' filminden. Aynı sahne kısa bir süre önce Türkçe olarak çekildi. Akman hem dinlenmek hem de bizimle konuşmak için kısa bir ara veriyor çekimlere. 'İki dilde film çekmek zor olsa gerek' Akman da bize "Zor değil ama zamanımızı alıyor" cevabını veriyor.

Akman'ın çocukları Zeynep Akman ile  Memet Akman'ın dahil olduğu kalabalık  çocuk oyuncu kadrosu eşlik ediyor.

Kameranın önünde ve arkasında olan sadece Akman değil. Ayla karakterini canlandıran diğer başrol oyuncusu Arzu Vandemir de yönetmen yardımcısı görevini üstlenmiş. Vandemir bu durumdan memnun. Çünkü bu sayede işin ne kadar yoğun bir emek gerektirdiğini çok daha iyi anladığını söylüyor.


Vandemir'e göre canlandırdığı Ayla karakteri cesur bir kadın. Çünkü, kocasıyla sevişerek evlenmesine, üç çocuğuna rağmen onun sorumsuzluklarından bıktığı için boşanma kararı alabilmiş ve Engin'le ilişkiye girmeyi göze almış. Tabii çocukları bu durumdan memnun değil. Çocukların haleti ruhiyetini öğrenmek için Vandemir annesi babası ayrı olan birçok insanla konuşmuş. Sonuç çarpıcı. Vandemir "Çocuklar anne ve babaları ayrı olsa bile onları üçüncü kişilerle hayal edemiyorlar. Bir gün tekrar bir araya geleceklerini düşünüyorlar" diyor. Zaten Akman da filmde çocuk yapma kararının önemine dikkat çekiyor.

Çocukların varlığı sete neşe getiriyor. Bıcır bıcır dolaşıyorlar. Film çekmek bir oyun onlar için. Ekipteki herkes "bu bizim filmimiz" diyor. Bunun arkasında tabii ki Eriş Akman var. O filmin yönetmene ait olduğu düşüncesine inanmıyor. Akman'a göre film projeye emeği geçen herkesin yani tüm ekibin. Kendisi, ekibe sürekli bunu hatırlatmış 'bu sizin filminiz'.

Akman çocuklarla istediği iletişimi kurmuş. Onların olağanüstü performans sergilediklerini söylüyor. Ama filmin hem İngilizce hem Türkçe çekilmesi, çekimlerin uzamasına neden olduğu ve okulların açılma vakti yaklaştığı için biraz huzursuz olduğunu vurguluyor. ” O zaman çocuklarla sadece hafta sonu çalışmak zorunda kalacağım" diyen Akman bu ihtimali düşünmek bile istemediğini belirtiyor.

Filmi Altın Portakal'a yetiştirmek isteyen Akman bunun sebebini ekibin, özellikle çocukların festivali görmek, istemesine bağlıyor. Yoksa ödül o kadar önemli değil. “Olkan Özyurt , Radikal 8.9.2003



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder