Yönetmen: Osman Taşcı, Senaryo: Tufan Bora, Görüntü Yönetmeni: Erhan Ergün, İzzet Güneş, Salih Fahlioğulları (Uygulayıcı Yapımcı), Meriç Gültekin (Reji Koordinasyon),Uygur Taştan (Işık Şefi), Uygur Taştan (Gaffer), Yapım: Limon Yapım/Hayri Aslan
Oyuncular: Burak Tozkoparan (Rüzgar), Hayal
Köseoğlu (Deniz), Gizem Güneş (Selin), Mine Çayıroğlu, Cezmi Baskın (Şükrü
Dede), Feride Çetin Deniz Barut
Konu: Deniz, lise son sınıfta Rüzgar’a
aşık olarak bütün dengesi bozulan güzeller güzeli bir kızdır. Rüzgar ise
Deniz’in sesindeki aşkı, tutkuyu ve tadı keşfeder. Önce sesini duyar ve daha
görmeden aşık olur. Deniz, daha 17 yaşında, derslerinde başarılı cıvıl cıvıl,
neşe dolu bir genç kızdır. Anne babasını çok küçükken kaybeden Deniz, dedesinin
de desteği ile derslerine başarıyı yakalamıştır. Deniz’in en büyük zevki ve
yeteneği şarkı söylemektir. Fakat dedesi Şükrü, kendi geçmişinde yaşadığı bir
travma nedeniyle Deniz’i öyle baskılar ki, Deniz en büyük yeteneğinin bu
olduğunu bile fark etmemiştir. Ta ki okula yeni gelen bir rüzgara kapılıp
gidene kadar. 18 yaşındaki Rüzgar, elinden gitarı düşmeyen tam bir müzik
aşığıdır. Deniz, Rüzgar’a ve müziğe kendini kaptırıp gerçekten yapmak istediği
şeyi keşfetme yolculuğuna çıkar. Bu yolculukta aşkı ona hem kılavuz olacaktır
hem de yoldaş. Fakat Deniz’in hiç hesaplayamadığı şey, tüm bu yaşadığı keşif
sürecinin dedesinin rahatsızlığını tetiklemesidir. Deniz kendisini büyüten, tek
başına ona aile olan dedesi ile aşkı ve müzik tutkusu arasında bir tercih
yapmak zorunda kalır. Deniz, hayatının en zor kararını vermek üzereyken anne ve
babasıyla ilgili büyük sırrı öğrenir ve her şey bir anda tersine döner. Deniz,
içine düştüğü büyük kararsızlıktan Rüzgar’a ve müziğe olan aşkının yardımıyla
çıkabilecek midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder