4 Kasım 2015 Çarşamba

POSTA GÜVERCİNİ (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Nevzat Pesen “Kerime Nadir’in aynı isimli romanından uyarlama”
Kamera: Gani Turanlı
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen


Senkron: Nazmi özer, Kamera Asistanı: Ahmet Erhan, Seslendiren: Nevzat Pesen, Işıklar: Turçin Solok, Reji Asistanı: Şengül Gökçay,
(Süperfon Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Şahiser), Yusuf Sezgin (İskender), Sevda Ferdağ (Semra), Muzaffer Tema (Nazım), Nilüfer Koçyiğit (Ecmel), Feryal Koçyiğit (Mübeccel), Orhan Elmas (Turhan), Haydar karaer (Hilmi), Engin İnal (Rahmi)


Konu: I’ve Got You Under My Skin” (1936), (Cole Porter) melodisi ve Yeniköy’deki Yazlıklarında sofra hazırlayan Şahizer, Mübeccel, Ecmel. Koçyiğit kardeşler daha önce Yeni Komedi Sahnesindeki Hadi Hün ve Gülistan Güzey’li ‘Eyüp Üzerine Oyun’da (yönetmen Nüvit Özdoğru) birlikte rol almışlar. Bu, beyaz perdedeki tek beraberlikleri. Şahizer; “İnsan sevdiğine en çok yaklaştığı anda ondan en fazla uzaklaştığını hisseder.” ‘Unchain my Heart’ (1961) (Bobby Sharp) melodisi ile izlediğimiz ‘mezuniyet kutlaması’nda tanıyoruz. Eczacı amcası Nazım ve yengesi Şahizer’le yaşıyor. İktisat Fakültesini geçen hafta bitirmiş. Evde ayrıca, Nazım’a bazen amca bazen enişte diyen Ecmel ve o gün doktor çıkan Mübeccel var. En iyi arkadaşları Rahmi de Tıbbiyeden mezun olmuş.


Bir iftiranın üzüntüsüne dayanamayıp canına kıyan politikacı babası Celal Bey’in ardından annesi de evlerindeki bir yangında ölür. İskender’i kurtarmaya çalışan amcanın sol eli yanmış. Bu nedenle hep eldivenli (filmde bastonlu). İlk eşi Nuriye Hanım’la çocukları olmadığı için İskender’e çok düşkün. Evleri ta Yakacık, Ayazma Yolu üzerinde. Eczane ise Sirkeci’de. Çapkın amcanın bu kadar uzakta ve neredeyse her gece nöbetçi olması hep o ‘malum’ nedenden Şahizer’i görüp eli ayağına dolandığında karısı “Sizin zaten güzellere ağzınızın suyu akar Bey!” demişti  Komşuları Pertev Bey’in iki kızı var; Mübeccel ve Ecmel. İki yıllığına gittikleri Fransa’dan Şahizer’le beraber dönmüşler.


Genç kız, Mübeccel’in okuldan arkadaşı. Halası, Avrupa’da Nevrasteni sağaltımı sırasında ölünce Pertev Beylerle gelmiş. İskender 14, Şahizer 18 yaşında. Karşılaşmaları, genç kızın 4 iri inci tanesini düşürdüğü havuz başında olur. ‘Kahramanımız henüz bulûğa ermemiş ama onun yanında adeta bir çeşit duygusal ergenliğe varıyor’. Aslında o da Rahmi de Ecmel’e tutkundu.
Sonrası fırtına gibi. Yengenin ölümü ve ‘daha kefeni solmadan’ amcasının Şahizer’le evlenmesi (Nazım’ın en belirgin özelliği bu galiba. Romanın sonunda, bu kez Şahizer’in ‘kırkı çıkmadan’ hizmetçileri Cazibe ile nikâhlanır); Pertev Bey’in hastalığa yenik düşmesi ve kızlarının eğitim için Avrupa’ya gitmeleri; Yıllar sonra Münevver, Haydarpaşa Numune Hastanesi Cerrahi Servisi Şefi, Rahmi de aynı yerde doktor ve Ecmel, Sanat Enstitüsü mezunu; İskender bir bankada çalışıyor ve iki ay sonra (romanda yok) askere gidecek.]


Filmde İskender ve Rahmi, okulu bitirmeleri-ni ‘Kızıl Serçe Lokali’nda kutluyorlar. Rahmi’-nin abisi Hilmi burada Şef Garson. Kahra-manımız o gece Erdoğan Üçkaya Orkestra-sı eşliğinde izlediğimiz Dansöz Semra Yakıcı (romanda Kamra/Kamiy) ile beraber olur. Amcasının kadın düşkünlüğüne laf etmişti ama dayanamayıp aynı şeyi yapıyor. Sa-natçının Turhan Tiyatrosunda ‘La Violetera’ (1958) (Jose Padilla) ile dansı da çok güzel. [Bu melodi ‘Scent of a Woman’ (1992) filminde kullanılacaktır.]


“Kalfa ‘yine’ rahatsızlandığı için Amcasının eczanede nöbetçi olduğu”(!) gece Şahizer’e yaşamındaki gizi açıklıyor. Üç sene öncesine kadar onu bir abla gibi severken banyoda yıkanışını anahtar deliğinden seyrettiği ‘o meşum’ günden sonra bir erkek gibi sevmeye başlamış. Genç kadın tüm içtenliğiyle onu böyle bir ilişkiden uzak tutmaya çalışıyor. “Senin erkekliğinle zapt edip ezemediğin duyguları ben kadınlığımla çiğniyorum.”


Bu arada Mübeccel, ‘aktör-rejisör’ Turhan’la evlenir. Günler sonra piyanodaki Ecmel’in arkadaşlarıyla The Shadows’dan ‘36–24–36’yı (1961) (Welch / Marvin / Harris / Meehan) çaldıkları gece Turhan’ın Şahizer’le konuşmasından kuşkulanan İs-kender ertesi gün onları izler.


Talihsiz kadından, hem de onun pantolonunu onardığı sırada hesap soruyor. ‘. Önce Turhan’la beraber olmakla suçluyor. Doktora gittiklerini öğrenince bu kez de çocuk aldırdığını zanneder. Neyse sonuçta durum anlaşılıyor; Şahizer’in sol göğsünde ‘ilerlemiş bir kanser’ bulunmuş. Mübeccel’in yaptığı ameliyat başarılı geçer. (Turhan’ın neden olduğu bir yığın sorunun ardından mutluluk Ecmel’le geliyor; ‘La Cumparsita’ (1917) (G. M. Rodriguez). İskender, Şahizer’le gönülleri arasında ‘kâh sevgi, kâh ıstırap, kâh teselli, kâh mutluluk taşıyan’ bu Posta Güvercini’yle evlenir. Biraz buruk olan Rahmi’nin gölünü aldığı sahnede ‘Prinz Methusalem Operası’nın Uvertürü (1877) (J. Strauss II) var. Şahizer de hep affettiği (ve büyük olasılıkla daha kimbilir kaç kez edeceği) kocasıyla çok mutlu. (Romandaki Nazım ise para koparmak için yaptığı girişimde başarılı olamıyor.) (Murat Çelenligil sinematürk veri tabanı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder