5 Ocak 2018 Cuma

AZRAİL BENİM (1968)

Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Senaryo: Yılmaz Güney
Görüntü Yönetmeni: Feridun Kete
Yapım: Amaç Film / Yücel Uçanoğlu


Oyuncular: Yılmaz Güney, Esen Püsküllü, Nihat Ziyalan, Ünsel Aybek, Gülgün Ok, Sami Tunç, Meriç Başaran, Alp Aslan, Turgay Torun, Zeki Sezer, Kenan Tüzer, Osman Baş, Ahmet Koç, Orhan çağman, Ramazan Yaşınhak, Savaş Eşici, Cezmi Kahraman, Hayrinüsa Demirel, Aşkın Dilek, Güler Sürer, Selahattin Ersoy, Sezgin Polat

Konu: İlkyardım Hastanesi'ne ağır yaralı bir adam gelir. Büyük Orfi (Yılmaz Güney) adıyla çevresine korku salan ünlü kabadayılardan biridir bu. Karnında beş kurşun vardır. Hemen ameliyata alınır. Orfi, çocukluk arkadaşı Recep (Nihat Ziyalan) tarafından vurulmuştur. Polis, hastaneye ifade almaya geldiğinde, Orfi şikayetçi olmaz. Recep'in ismini de vermez. Recep'le birlikte büyüyen Örfi, babasını bir liman kazasında yitirmiş, annesine laf atan kahveciyi de ekmek bıçağıyla öldürmüştür. Hapisten çıktıktan sonra annesi ölmüştür,
kız kardeşi Cemile'yi de zengin bir aileye evlatlık vermiştir. Şimdi Cemile (Gülgün Ok) bir polis şefiyle evlidir ve bir çocuğu vardır, mutludur. Cemile, Orfi'nin ağabeyi olduğunu bilmez. Orfi, tehlikeli ve kanun dışı bir yaşam sürdüğünden bu gerçeği kız kardeşinden saklamıştır. Cemile, çok küçük yaşlarda evlatlık olarak verildiği zengin avukatı da gerçek babası sanmaktadır.
Hastanede yatan Orfi'yi bir kız ziyaret eder. Sevgilisidir bu (Meriç Başaran). Orfi, sevgilisinin yardımıyla hastaneden kaçar. Aşırı kan kaybı sebebiyle öldüğü sanılan Orfi ortaya çıkınca Recep'i büyük bir korku alır. Kendisi gibi ünlü bir kabadayı olmak isteyen gençleri çevresine toplayan Recep, Orfi ölmediği için üzgündür. Çünkü, kim Orfi'yi öldürmeyi başarırsa, o bölgenin 'azraili olacaktır.

Orfi'nin Recep'e beş kurşun borcu vardır. Düşmanını bulur ve beş kurşunu karnına boşaltır. Recep ağır yaralı olarak hastaneye kaldırlır. Orfi borcunu ödeyip öcünü de almıştır. Ameliyattan sonra sorguya çekilen Recep de ondan şikayetçi olmaz. Kentin huzurunu bozan kabadayıları takibe alan Cemile'nin kocası Komiser Enver (Ünsel Aybek), kesin sonuca bir an önce ulaşabilmek için tahkikatı genişletir.
Orfi, kız kardeşini evlatlık olarak verdiği avukat Şevket'in evine uğrar. Komiser Enver, eşi Cemile ve çocukları yemektedirler. Orfi, avukatla gizlice bir odada görüşür. Ölümle burun burunadır. Recep hastaneden kaçmıştır. Eğer kendisine bir şey olursa durumu kız kardeşine anlatmasını tembihlerdi.

Orfi'nin yaraları, tedaviyi yarım bıraktığından henüz iyileşmemiştir. Kent dışına çıkmaya karar verir. Recep'in baş adamı Sinan (Sami Tunç) tayfasıyla evi bastığında Orfi yoktur. Sevgilisini sorguya çekerler. Orfi'nin yerini söylemeyince de kızı öldürürler. Ardından polis de Orfi'nin evine gelir. Komiser Enver, evde araştırma yaparken çerçeve içinde karısının resmini görür. Şaşırmıştır. Cemile'nin fotoğrafı bir kanun kaçağının evinde ne arıyordur diye kendi kendine sorar.

Örfi, kent dışında arabasını sürerken birden fenalaşır. Karnını tutarak kendini dışarı atar. Bir köstebek tarlasına geldiğinde yığılıp kalır. Gözlerini açtığında kendini bir çiftlik evinde bulur. Başucunda bir kız vardır. Çiftlik sahibinin baytar kızı Ayşe (Esen Püsküllü) ameliyat yerlerini yeniden dikmiştir. Babası ise polise haber vermeye gitmiştir. Polisten önce evi saran Recep ve adamları Orfl'yi öldürmeye gelmişlerdir. Sinan ve Recep anlaşamazlar. Orfi'yi öldürme hakkı Recep'tedir. Sinan buna karşı çıkar. Polis, teslim olmaları için çağrıda bulunur. Orfi, önce Sinan'ı, sonra da Recep'i vurup öldürür.

Avukat babalığından Orfi'nin ağabeyi olduğunu öğrenen Cemile de Orfi'yi kurtarmaya gelmiştir, ancak geç kalır. Orfi, kız kardeşinin polis kocasının kurşunuyla vurulur. Ağabeyinin üzerine kapanan Cemile üzgün, kocası Enver ise onu sağ yakalayamadığı için pişmandır...(Agah Özgüç, “Bütün filmleriyle Yılmaz Güney” syf; 213-215)


Asker kaçagı olarak aranan Yılmaz Güney, aynı anda dört filmde birden oynar: Marmara Hasan, Aslan Bey, Kargacı Halil ve Azrail Benim. Sonuncu filmin çekiminin bitmesine üç gün kala, askerlik şubesine teslim olmak zorundadır. Alınan üç günlük izinle Polonezköy'de “Azrail Benim”'in çekimi gece gündüz çalışılarak bitirilir. Çekimden sonra Yılmaz Güney tutuklanarak Sivas'taki tugayına gönderilir (Yücel Uçanogğlu'yla 29 Mart 2004 tarihli konuşmamızdan- “Agah Özgüç"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder