6 Ocak 2018 Cumartesi

SABAH YILDIZI (1968)



Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo Bülent Oran Muazzez Tahsin Berkant’ı n aynı isimli romanından uyarlama.
Kamera: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Oyuncular: Filiz Akın (Nevin), Ediz Hun (Nevzat), Gülsüm kamu (Zeynep), Nubar Terziyan (Kâmil Dayı), Aynur Aydan (Nevin’in annesi), Önder Somer, Feridun Çölgeçen (Mehmet), Renan Fosforoğlu (Muzaffer), Burak Tuna, Necabettin Yal (Ahmet Selim), Mahmure Handan (Şefika), Mehmet Büyükgüngör (Ömer)

Konu: Trende küçük bir kız, Nevin Rauf, Tanju Şarman’ın sesiyle anlatıyor; “Bu filmin hikâyesi benim hayat hikâyemdir. Biz aslen İstanbulluyuz. Babam.. ben iki yaşındayken ölmüş. Şimdi annemle İzmir’e gidiyoruz. Bundan sonra..orda oturacakmışız artık. İstanbul’da benden biraz büyük bir erkek oyun arkadaşım vardı. Ondan ayrılmak beni çok üzüyordu.” Boynundaki madalyonda onun resmi var.
Neden buralara geldikleri söylenmiyor ama artık geride bıraktıkları büyük bahçeli köşkten oldukça farklı olan ve tek odalı evde yaşamak zorundalar. Sonradan anneciği de ölünce yapayalnız kalıyor.

“Bir gün evimize Mehmet amca adındaki biri geldi. Benim kimsem olmadığı için o bakacakmış. Babamın uzak akrabalarından biri olan bu adamı..sevmemiştim her nedense.” ‘Çocuklar hislerinde yanılmazmış’, ne kadar haklı olduğunu ilerde anlayacak.
Yıllar sonra. Nevin artık genç bir kız; Parasızlık, ilkokulu bile zorla bitirmeme sebep oldu. Mehmet amca bana hiç okutmadan bir sürü kâğıt imzalatırdı. Vasim, bir gün, ‘yaşamak için çalışmak lazımdır’ diye beni eski İzmir valisi Beşir (romanda ise arkadaşlarından birinin annesi onu eski Konya valisi Reşit) Paşanın konağına götürdü. Karısı Şefika Hanıma can yoldaşı olacakmışım..Her türlü işe koşuyordum. Çamaşır, bulaşık, yemek servisi, orta işi. Ama memnundum hayatımdan, karışanım görüşenim yoktu. Mağrur ve dik başlı olduğumdan bu kapıdan daha iyi bir kapı bulamazdım. Bu mutluluk bir gün bozuldu..”
Nevin bir elinde bavul, bir elinde Avukat Muzaffer’e yazılmış mektupla Haydarpaşa Garına indiğinde ‘peri masalı’ başlıyor. Ekrem Bey’in (romanda Maçka’daki) evinden ‘sahtekârlıkla suçlanarak’ kovulur. Şaşırtıcı bir şekilde burada başka bir ‘Nevin Rauf’ var. Yazıhanesinde (Zafer Önen’in seslendirdiği) Muzaffer Bey’i dinlerken her şeyi ve annesinin 25 sene önce annesi ile Nuri Bey’in evlilik arzuları aileler arasındaki düşmanlık nedeniyle gerçekleşmemiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder