15 Aralık 2022 Perşembe

 DERVİŞ (2001) 


Yönetmen Alberto Rondalli, Senaryo: Alberto Rondalli Boşnak yazar Mesa Selimoviç’in “Derviş ve Ölüm isimli romanından uyarlama””, Görüntü Yönetmeni: Claudio Collepicolo, Müzik: Mehmet Fatih Çıtlak, Kemal Karagöz Yapım: AFS Film/Asaf Özpetek, Sıddık Özpetek – Cinema 11 Undici/Milano, Ipotesi Cinema/Roma, Rai Cinem/Roma (Türkİtalyan Ortak yapımı Yönetmen Yardımcısı: Rengin Arvay, Arzu Volkan, Kurgu: Alberto Rondalli, Kostüm: Nicoletta Taranta, Sanat Yönetmeni: Luigi Marchione, Cosimo Gomez, Kostüm ve Sanat Danışmanı: Mehmet Fatih Çıtak, Organizasyon: Federico Boldrini Parravicini, Devamlılık: Federica Ciciarelli, Yapım Yönetmeni: Şarl Berger Şahbaz, Yetkili Yapımcı: Alessandro Calosci, Kameraman: Roberto Seveso, Makyöz: Ropsabella Russo, Kuaför: Massimo Gattabrusi, Prodüksiyon Asistanı: Ali Baran Nuımanoğlu, Işık Şefi: Gianni Gentili, Işıkçılar: Stefano Manco, Stefano D’offisi, Simone Balestrini, Set Şefi: Mauro Pezzoti, Set: Ettore Micalizzi, jacopo Astengo, Adem Paylan, Ali Akyol, Ali Yaşar, Yakup karagöz,

Oyuncular: Antonio Buil Puejo, Yüksel Arıcı (Muselim), Soner Ağın (Sinaneddin), Cezmi Baskın (Hasan), Haldun Boysan (Cemal), Başak Köklükaya (Sersen), Ruhi Sarı (Yusuf), Menderes Samancılar (Izak), Erdem Özipek (Muhammed), Mete Dönmezer (Devlet Memuru), Tuncer Necmioğlu (Kadı), Umut Demirdelen (Vezirin Elcisi), Emin Gürsoy (Ali), Atilla Pakdemir (Osman Paşa), Emin Gürsoy, Atila Pekdemir, Yüksel Arıcı,

 KONU: 1900'lerin başında Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içindeki bir kasabada, Ahmet Nurettin bir Mevlevi Tekkesi'nin şeyhidir. Şeyhin kardeşi Harun Nurettin, iki ay önce kale de hapsedilmiştir. Şeyhi, kardeşini hapishaneye attıran kadının kayınpederi yaşlı Canik'in evine çağırmışlardır. Canik'in kızı ve kadının karısı dervişi karşılamış ve ona kardeşi Hasan'ın annelerinden kalan serveti, zevki için çengilerle tüketmekte olduğundan şikayet etmiştir. Yaşlı Canik, oğlu Hasan'ı mirasından mahrum etmeye karar vermiştir. Genç kadın dervişin Hasan'ın üzerinde etkisi olduğunu bildiğinden, ondan Hasan'ı mirastan kendi isteğiyle vazgeçmeye ikna etmesini ister. Amacı ailesinin hakkında dedikodu yapılmasını engellemektir. Derviş, Hasan'la görüşmeye gider. Hasan ona tek yolun kardeşini hapisten kaçırmak olduğunu söyler. Derviş, Hasan'a kız kardeşinin teklifini iletir, fakat Hasan mirastan vazgeçmeyeceğini söyler. Şeyh hapishaneye giderek kadı Nuh Selim ile görüşür. Kadı, dervişe ketum davranmış ve soğuk yaklaşmıştır. Derviş, kardeşinin hapse atılmasının nedenini Hasan'dan öğrenir. Harun gizli kalması gereken bir evrakı belgeleri arasında unutmuş, bu bilgi birilerine, özellikle kadıya ulaştırıldığında ise Harun hapishaneye atılmıştır. Bir gece askerlerden kaçan İzak, tekkeye sığınır ve dervişten bir gecelik kendisini saklamasını ister. Hattatlık yapan Yusuf isimli bir genci derviş, küçük yaşta tekkesine almıştır. Şeyh, Yusuf'a bir kaçağı bahçedeki kulübede gizlediğini anlatır. Yusuf ertesi gün kaçağı ihbar etmiştir. Şeyhin babası kasabaya gelmiş ve Harun'un durumunu merak etmektedir. Şeyh yaşlı Canik'i ziyaret ederek ona Hasan'ı mirastan vazgeçmeye ikna ettğini söyler ve ondan kardeşi için yardım ister. Tekkeye dervişi ziyarete gelen yaşlı bir adam, kardeşinin üç gün önce öldürüldüğünü söyler. Bir gece üç kişi tekkeyi basarak dervişi tutuklar. Adamların başındaki kişi dervişi daha önce dikkatli olması yönünde uyarmıştır. Uzun süre Derviş'in ziyaretine kimse gelmez. Dervişin hücresini değiştirerek onu İzak'ın bulunduğu hücreye koyarlar. Derviş, uzun süren bir hapislikten sonra serbest bırakılır. Hasan, Yusuf'la ilgilenmeye başlamış, onun hattat olarak yazdığı bir kitabı satın almak istemiştir. Derviş, Yusuf'a ilişkin bazı gerçekleri öğrenmiştir. Bir gün onunla konuştuktan sonra, tekkedeki yaşlı adamdan Yusuf'un kendisini astığını öğrenir. Yusuf ölmemiştir ve kendisini asmasının nedeni Harun'a ihanet etmesi ve kadının casusu olduğunu dervişin anlamasıdır. Derviş, Yusuf'u kendi haline bıraksa da, Yusuf kendisini cezalandırmasını ya da bağışlamasını ister. Derviş kardeşinin mezarını bularak açtırır ve cenazeyi kasabaya getirerek cenaze namazını kıldırarak defnettirir. Şeyh kardeşinin mezarı başında bulduğu Yusuf'tan kendisi için birisini öldürmesini ister. Yusuf'a kuyumcu Sinanettin'in kaledeki asileri kaçırttığını kadıya söylemesini ister. Kadı esnafın infailine karşın Sinanettin'i tutuklatır. Şeyh, Yusuf'a Sinanettin'in oğluna iletilmesi için bir mektup verir. Kasaba'da isyancıların çıkardığı ayaklanmada kadı öldürülmüş, şeyh de yeni kadı olmuş ve Hasan'ın kız kardeşiyle evlenmiştir. Vezirin elçisi kasabaya gelerek Şeyh’den Hasan'ın tutuklanmasını ister, direnen şeyhi tehdit eder. Şeyh kadı sıfatıyla tutuklama emrini onaylar. Yusuf şeyhin yazısını ve imzasını taklit ederek Hasan'ı kaçırtır. Sinanettin şeyhe gelerek İstanbul'dan hakkında ferman geldiğini ve kadının vacip olduğunun yazdığını belirterek kaçmasını önerir. Prof. Dr. Alim Şerif Onaran/Doç. Dr. Bülent Vardar, “20 Yüzyılın Son Beş Yılında Türk Sineması” syf, 341”

 ÖDÜL:

54. Locarno Film Festivali (2002)

►“Jüri Özel Mansiyonu”

Gallio (İtalyan) Film Festivali'nde (2002)
    ► En İyi Film

& Yönetmen, romanın edebi değerini, içeriğini ve anlamını yorumlamada, sentezlemede çok başarılı olmuş ve kültürel alt yapısının ne kadar hazırlıklı olduğunu ortaya koymuştur. Rondalli bunu olağanüstü görüntülerle, oyuncuların mükemmel yorumuyla ve sinema dilinin bütün öğelerinin titizlikle, özenle seçilmiş kullanımıyla bir araya getirmesi" gerekçesiyle "en iyi film" ödülü almıştır.

İtalyan sineması için hayli özgün bir yapım Derviş. Çoğunluğunun Hollywo0dvari aksiyon ya da sabun köpüğü komedilerle gişe zaferlerinin peşinde koştuğu ortamda böyle bir filme niyet etmek, romanı Türkçe çekmek cesur bir adım. Ayrıca, Doğu öğretilerini, etnik tatları abartmayı, magazine dönüştürmeyi seven Batı piyasasında bu derce tecimsel kaygıdan uzak kalmak da bir diğer önemli seçim. Güncel dinamiklerden uzak, kendi kristal dünyasında yaşarken kardeşinin haksız yere öldürülmesi üzerine değerlerini sorgulamaya başlayan, düşmanlarıyla aynı silahları kullanmayı kararlaştıran ve sahne sahne yıkıma giden Mevlevi şeyhi Ahmet Nurettin'in kişiliğinde, insanoğlunun varoluş sorunlarını, ikilemlerini, nefsiyle giriştiği kavgayı sorgulayan yönetmen klasik trajediden, güç ile iktidarın oynak rolüyle ve de insan zaaflarıyla şekillenen Shakespeare dramlarındaki tekniklerden bolca yararlanıyor. Bu tip bir kulvarı tercih etmesi, diyalogların fazla didaktik olması ve fondaki minimal müzik sonucu tempo, özellikle ilk yarıda müthiş düşüyor. (Cumhur Canbazoğlu, Altyazı d., s.: 14, Ocak 2003)

 *senarist yönetmen Rondalli, romana çok bağlı kalmış. Uzun, felsefi diyaloglarla ağır ağır yürüyen filmin durgun ilk yarısını seyretmek, biraz derviş sabrı gerektiriyor. Daha soma hareketlenip az buçuk tempo kazanan film, kadı olup iktidarın dizginlerini ele geçirince, nefsine yenilerek başkalarına adaletsiz davranmaktan kurtulamayan ve insanlık sınavından çakan şeyhin trajik sonuna bağlanıyor, anlaşılabildiği kadarıyla. Masumiyetini yitiren şeyhin, geri dönüşü olmayan ama yeterince anlam kazanamayan 'yolculuğunu' aktaran, anlatımı sorunlu filmin 'muğlak' içeriği sonuçta yaya kalırken nefis görüntüleriyle, başarılı mekan kullanımıyla belirginleşen görsel düzeyi ve teknik alt yapısına diyecek yok (Sungu Çapan, Cumhuriyet G., 20 Aralık 2002)

&Boşnak yazar Meşa Selimoviç'in Derviş ve Ölüm adil tanınmış bir romanı varmış. Bu romana bir İtalyan yönetmeni ilgi duymuş ve senaryosunu yazıp bir Türk İtalyan ortak yapımı olarak filme çekmiş. Filme adını veren ana kahraman, 20, yy. başı Osmanlı’sında Osmanlı Mevlevi şeyhi Nurettin rolünü bir İtalyan, diğer tüm rolleri Türk oyuncular yüklenmiş. Birkaç festivalde Ödül alan film, İtalya'da gösterime çıkmasından bir küsur yıl sonra da ülkemize geliyor.

Derviş, insanı birden alıp uzak bir dünyaya sokmayı deniyor: hem zaman, hem temalar, hem felsefe açısından.,. Ama başardığı söylenemez. Film başlar başlamaz, bizim görüp tanımadığımız kardeşi, Osmanlı'nın zulmüyle haince öldürülen bir derviş ve bu dramın onun üzerindeki etkileriyle karşılaşıyoruz. Sonra bir aile entrikası, adaletsizliğe karşı dikelen Mevlevi felsefesi, bizim bir (türlü iyice kavrayamadığımız nedenlerle hareket eden değişik insanlarla karşılaşıyoruz. Belki romanda hayata geçen ve bir anlam kazanan tüm bu kişiler, davranışlar, sözler ve felsefe kırıntıları, bu filmde ne yazık ki sonbahar yaprakları gibi uçuşup duruyor ve bizim için yeterince somutlaşamıyor, anlam kazanamıyor.

Elbette bir yabancının bizim kültürümüzle ilişkili bir hikâyeye ilgi duyup bu hikâyeyi Anadolu'da çok güzel çekimlerle film yapması ilginç bir olay. Filmin tüm oyuncularına ve özellikle Sufi etkili müziğine de büyük saygı duydum. Ama tüm bunlar, filmi bu konularla özellikle ilgili olanların dışında kimse için ilginç kılmıyor ne yazık ki...”Atilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları”

 

Tamamlayıcı Not:

Derviş, bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi. Dinî sebeplere dayandırdıkları aşırı fakirlik ve sadelikleri sebebiyle Hint/Cain/Budist Sadhular ve diğer farklı dinlerdeki benzeri mistik fakirlerle benzerlik arz ederler. Birçok derviş, mollalardan farklı olarak, maddî yoksulluk yemini etmiş kişilerdir ve dilencilik yaparlar. Dilencilik yapmaları ise çeşitli dinî ve mistik öğretilere dayandırılır ve sıklıkla tevazu gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Kökeni Farsça olan derviş sözcüğünün esas sözlük anlamı "fakir"dir. Sözcüğün çoğulu dervişândır. Dervişlerin oldukça sade bir hayat yaşamaları tasavvuf öğretileri gereğidir ve zaman içinde İslam kültürünün etkin olduğu birçok farklı kültürde oldukça sade ve maddî gereklilik ve mülke uzak hayat tarzı dervişlerle özdeşleştirilmiştir. Ayrıca bazı dillerde sofu hayat tarzı ve huy ile ilgili de derviş sözcüğü sıklıkla kullanılmaktadır; örneğin Urdu dilinde darvişane tabiyat deyimi sofu mizaç (veya fıtrat) anlamında kullanılır. dervişler oğuz askerlerindendir. (kyn:tr.wikipedia.org)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder