HEMŞO (2000)
Yönetmen Ömer Uğur, Senaryo Ömer Uğur, Resul Ertaş, Görüntü Yönetmeni Uğur İçbak, Müzik Arto Tunçboyacıyan, Yapım Arzu Film/Ferdi Eğilmez ; Avşar
Film/Şükrü Avşar, Kurgu: İsmail kalkan, Sanat Yönetmeni: Mustafa
Ziya Ülkenciler, Kostüm Tasarım: Gülümser Gürtunca, Yürütücü Yapımcı:
Cengiz Çağatay, Kamera Arkası: Serpil Altın Urkan, Panther
Asistanı: Hakan Yamaç, Işık Şefi: Nezir Yücel, Işık Asistanı: Kayhan
Yılmaz, Berzan Yücel Yardımcı Yönetmen: Aydın Sayman, Yönetmen
Asistanları: Şükran Elmalıoğlu, Görkem Kiter, Mert Keçik, Senaryo Ekibi:
Raşit Çelikezer, Nüans Ocak, Hülya Tufan, Altuğ Yücel, Kamera
Asistanları: Soykut Turan, Ersan Çapan, Erşen Ersoy, Ses Mühendisi: Levent
İntepe, Boom Operatörü: Serkan Akar, Işık Şefi: Nezir Yücel, Asistanları:
Berzan Yücel, Abit Eliş, Oruç Demir, Korhan Aysan, Hamit Paksoy, Emrah
Yıldırım, Set Amiri: Ahmet Topal, Set Ekibi: Godzilla Selahattin
Geçgel, Bedri Uğur, Sonay Dökmeci, Savaş Dökmeci, Taşkın Geçgel, Selmaa Kazgöz,
Murat Toprak, Ali İhsan Yurt, Muhammed Ali Erbil, Ali Muhammed Demirci, İlker
Balıkalan,
Oyuncular: Mehmet Ali Erbil
(Yaşar), Okan Bayülken (Cebrail), Demet Şener (Tatyana), Özlem Yıldız
(Mariana), Sümer Tilmaç (Hamit), Dilaver Uyanık (Kahveci), Yılmaz Köksal
(Zülfikar Dede), Cengiz Küçükayvaz (2. Sivil Polis), Levent Kazak (1. Sivil
Polis), Ümit Okur (Taksici Kemal), Yıldo (Bakkal), Yıldız Kaplan (Gözde), Oya
Aydoğan, Yaşar Güner, Yakup Yavru (Takoz Salih), Oya Aydoğan (Bankamatikçi
kadın), Hasan Arslantürk (Mecit’in babası), Doğukan Durmuşlar (Çocuk Yaşar),
Mehmet Akşahin (çocuk Cebrail), Ali Tutal (Halil), Can Polat (Hasan Selim),
Özgül karaman (Nesime), Aylin Kömürcü (2. Gelin), Tolga Cihan Dirlik (Tolga),
Bülent Arslan (barmen), Tezcan Conker (barmen yrd), Yaşar Polat (garson),
Alanya Zeynep Kaplaner (bar müşterisi), Recep Bülbülses (bar müşterisi), Meliha
Demirel (bar müşterisi), Mehmet Bereket (bayrakçı ), Mürsel Yaylalı (doktor),
Ömer Uğur (ustabaşı), Ali Güney (şişme kadıncı adam), Ufuk kayar (Currok
Fevzi), İnan Biçer (işçi), Ümit Can Güven (işçi), Neşe Arda, Süleyman Yağcı,
Selim Canpolat, Makyaj: Simay Muratoğlu, Asistan: Gülcan Öğe, Aylin Kömürcü,
Kuaför: Uğur Yaman, Oğuz Yurttaş
KONU: 20 yıl önce babası kan davalılarının
oğlu Yaşar tarafından öldürülen Cebrail ve dedesi köylerinin ilerisindeki ovada
atış talimi yapmaktadır. Bu sırada dede, Cebrail’e öğütler vermekte, kanlısını
öldürecek kişide olması gereken vasıfları anlatmaktadır. Bir yandan da torununu
atıcılık konusunda yetiştirmektedir. Akşam eve gittiğinde yeğeni Tolga, onu
kanlısının yerinin bulunduğu haberiyle karşılar. Ancak evde Cebrail dışında
kimse bununla ilgilenmemektedir. Annesi babasının kanlı gömleğini Tolga’ya top
mintanı yapmış; ağabeyi de babasının silahını cep telefonu almak için
satmıştır. İkisi de bu devirde kan davası kalmadığını düşünmektedir. Yaşar
hapis yatmış ve cezasını çekmiştir. Ama Cebrail bunun yeterli olmadığını
savunur: Yaşar, Mecit’in kanını kendi kanıyla, törelere göre ödemelidir. Cebrail
hemen dedesine gidip ondan silahını ve yolluk parasını alır. Trenle İstanbul’a,
kanlısını gördüğünü söyleyen dayısı Zülfikar Pehlivan’ın yanına gider. Ancak
onun Romen kadın fotoğrafları biriktiren, bunamış bir ihtiyar olduğunu görünce
kanlısı Yaşar’ı kendisi aramaya karar verir. Sokağa çıkar çıkmaz biriyle
çarpışır ve iki kişinin onu kovaladığını görür. Bunun mertliğe uymayacağını
düşünerek ona yardım eder. Ama Cebrail dövüşüp kafasına sopa yediği sırada adam
sıvışır. Cebrail, gittiği kahvede kaçan adamı görür, herkes ona Çavuş
demektedir. Çavuş, cebinden çıkardığı bir tomar parayı görünce Cebrail’e
teşekkür etme numarasıyla yakınlaşır.
Cebrail’in alacaklısını aradığını
söylediği Çavuş paralarını araklamak için ona yardım edeceğini söyler. O akşam
Cebrail’i evine davet eder. Eve geldiklerinde Cebrail, Çavuş’un sevgilisi Romen
Tatyana’yı görür ve ona vurulur. Ama o Çavuş’un sevgilisidir. Tatyana onları
evde yalnız bırakıp arkadaşı Maşenka ile Laleli sokaklarına iner. Tatyana,
Maşenka’yla birlikte fahişelik yapıp doktor ofisi için para biriktirmektedir.
Çavuş o akşam Cebrail’i soymayı beceremez. Ertesi sabah kanlısını aramaya çıkan
Cebrail yeniden Çavuş’u bulduğu kahveye gider. Çavuş kahvenin sahibi Hamit’in
eşi Gözde’nin yanından geliyordur. Bir yandan Hamit’e iktidarsızlığı için sahte
ilaçlar satarken bir yandan da birlikte kanlısını aramaya devam etmektedir.
Çavuş onu barlardan birine kanlısına aramaya götürür. Cebdail etrafa bakınırken
Çavuş da barda sürekli fantezi yapacak erkek arayan bir kadınla mutfak
tarafında birlikte olur. Dönüşünde Cebrail’e bunu anlattığında Cebrail bardan
kızgınlıkla çıkar. Peşinden giden Çavuş o anda kendisini arayan şişme kadın
sattığı bir adamla burun buruna gelir. Çavuş’la adamın arasına girip silah
çeken Cebrail’in hamailini gören Çavuş onun kendisini aramaya gelen kanlısı
olduğunu anlar. Fakat herkes kendisine Çavuş dediği için Cebrail onun kim
olduğunu bilmemektedir. Akşam durumu Tatyana’ya anlatan Çavuş, sabah Gözde’nin
zorlamasıyla onunla sevişmeye gider. Fakat Hamit’in evde unuttuğu anahtarını almaya
gelmesiyle basılırlar. Hamit onu vurmak ister. Hamit’i atlatıp eve dönen Çavuş,
Cebrail’e Hamit’in kanlısı olduğunu detaylar vererek anlatır. Cebrail Hamit’in
evine gider ama onun kanlısı olmadığını anlayınca Çavuş’un verdiği detaylardan
kanlısının Yaşar olduğunu fark eder.
4
Okullu
yönetmen Ömer Uğur'un son uzun metrajlı filmi "Hemşo", çekilmeye
başladığı dönemlerde vizyona girmeden önce medyanın gündemini işgal etmişti. Bu
durum şüphesiz öncelikle filmin medyatik başrol oyuncularından kaynaklanıyordu.
Hemşo, temelde bir kan davasını mizahi bir bakış açısından ve dozu fazla kaçmış
argo kullanımıyla ele alıyor. Film günümüzde artık anlamsız olduğu düşünülen
kan davası, töre vb. unsurları önemsizleştirirken ya da vulgarize ederken,
çağımızın yükselen değerleri küreselleşme, cep telefonları, yozlaşan insan
ilişkileri, ahlaksızlaşan kamu görevlileri, Romen fahişeler gibi pek çok
eklektik malzemeyi ise filmin ana eksenine oturtuyor ve bunların
karşılaştırması üzerinden yol alıyor.
Öncelikle filmin gerek
biçimsel açıdan görüntü kalitesi, aydınlatma tasarımı gibi gerekse de oyunculuk
açısından özellikle Okan Bayülgen'in yöresel ağızIa konuşarak canlandırdığı
Cebrail karakterindeki başarısı, kısmen Demet Şener'in Romen fahişedeki ve
Levent Kazak'ın ahlaksız polis rolündeki performanslarından bahsedilebilir. Ne
yazık ki Mehmet A. Erbil'in Cebrail'in kanlısı Yaşar'da, Sümer Tilmaç'ın
kahveci Hamit'de ve Yılmaz Köksal'ın yıllardır değişmeyen gülüşü ve pala
bıyıklarıyla Zülfikar Pehlivan'da kendilerini tekrar etmekten öte yeni bir şey
yapmadıklarının altını çizmek lazım. Peki geriye ne kalıyor sorusunun yanıtı
ne? Şüphesiz Hemşo gibi öncelikle gişeyi garantiye almaya çalışan filmlerin
bazı düşmeler yaşaması olağan. Ama Ömer Uğur, sinema alanında yaşadığı önceki
deneyimlerinin de katkısıyla Hemşo'da geleneksel Türk sinema anlatı yöntemine,
alt kültürel katmanlara hitap eden espri anlayışına sığınmadan da yolunu
açabilirdi. Film dramaturjinin ana elemanlarından komediyi, dramı iç içe geçmiş
bir şekilde kullanıyor.
Fakat bu kullanımın nedeni yok. Film daha
başlangıcında otantik bir yörede kendi değerlerini bu kadar önemsemez hale
gelmiş ve bunlarla alay eder bir uslupla gerçekçi yaklaşımdan uzaklaşacağının
ipuçlarını veriyor, diğer yandan fantezinin sınırları içinde gezinmesi konusundaki
beklentileri boşa çıkarıyor. Hemşo aslında 1990'lar sonrasındaki Türk
sinemasının değişen yüzündeki öğelerden birini, PR'ı iyi kullanıyor ve istimini
de bu bağlamda oluşturuyor. “Prof. Dr. Alim Şerif Onaran/Doç.Dr.Bülent Vardar,
“20 Yüzyılın Son Beş Yılında Türk Sineması” syf, 279”
FİLMİ İZLE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder