Senaryo ve Yönetmen Sermiyan Midyat Müzik Cem Yıldız Görüntü Yönetmeni Hayk Kirakosyan Yapımcı Necati Akpınar Sanat Yönetmeni: Kaan Kaşıkır Dekor Tasarım : Kurtuluş Turgay, 2. Yönetmen Yardımcısı: Silva Delioğlu, Steadicam Operatörü: Akın Çakır
Oyuncular:
Demet Akbağ, Sermiyan Midyat, Ercan Kesal, Bülent Çolak, Cezmi Baskın ;Mahir
İpek, Rıza Akın, Haki Biçici, Ahmet Sarsılmaz, Doğukan Polat, Bahadır Efe,
Ayberk Atilla, İpek Bilgin, Aziz Sarvan, Olgun Toker, Burcu Gönder, Gülhan
Tekin, Renan Bilek, Kemal Uçar, Resul Kenru, Orçun Kaptan, Sarp Aydınoğlu,
Nazmi Kirik, İpek Elban, Dilek Yorulmaz, Muhittin Oymakçıer
Hükümet gibi kadın Xate, işleri elinin
hamuru ile çözmenin yolunu her seferinde buldu. Midyat'ta henüz kimse farkında
olmasa da sadece onun için değil tüm ülke için hayat eskisi gibi değildi
aslında. Ama en azından Midyat’ın değişimine giden yol, kahkahalarla doluydu!.
Türkiye’de 12 Eylül sonrası yetişen her
çocuk “sakın politikaya bulaşma”, “aman siyasetten uzak dur” cümleleri zihnine
kazınarak büyüdüğünden olsa gerek, politik mizah dendiğinde akla fazla suya
sabuna bulaşmadan, derdini şakayla karışık anlatmaya çalışan ve pek de sivri
dilli olmayan bir mizah anlayışı gelir oldu. Genç kuşak sinema izleyicisinin
ülkede olup bitenlerden pek fazla haberi olmadan büyüdüğü bir iklimde, işini
siyasi iktidarla fazla çatışmaya girmeden yapmak tabii sinemacıların da işine
geldi. Hal böyle olunca da birkaç yılda bir beyazperdede BKM yapımı eğlencelik
filmler izler olduk. Ancak bu tutmuş formül ne yazık ki her zaman başarılı
sonuç vermiyor. Hele de önümüzde hafızalarına yer etmiş, söylemeye çalıştıkları
kadar mizahı ve görselliğiyle de yaptığı işin hakkını veren bir “Vizontele”
örneği olunca, ardıllarının işi zorlaşıyor. İşte yönetmenliğini Sermiyan
Midyat’ın yaptığı “Hükümet Kadın” bu zincirin “Ay Lav Yu” ile beraber en zayıf
halkası.
Yönetmenin, babaannesinin hikayesinden
esinlenerek yazdığı film, halk tarafından sevilen ve tek derdi beldeye su
getirmek olan sekiz çocuklu Midyat Belediye Reisi Aziz Veysel’in talihsiz bir
kaza ile hayatını kaybetmesinin ardından, onun misyonunu üstlenen karısının,
yani Midyat’ın ilk kadın belediye başkanı Xate’nin hikayesini anlatıyor.
Okuması yazması bile olmayan, kendi halinde bir ev kadını olan Xate,
gerektiğinde hem çocuklarını hem de belde halkını karşısına alarak kolları
sıvıyor ve beldeye su getirmek için amansız bir mücadeleye girişiyor. Tabii bu
arada kendi çıkarlarının peşinde olan ahali de boş durmuyor.
Sermiyan Midyat, “Hükümet Kadın”da, “Ay
Lav Yu”daki gibi gene hem yazıyor, hem yönetiyor, hem de oynuyor. Yönetmenin bu
bir koltuğa kırk karpuz sığdırma sevdası filmin söylemine de aynen yansıyor.
Hazır film çekiyoruz ne derdimiz varsa bir avazda anlatalım mantığı yapılan
işin son sürat duvara toslamasına yol açıyor. Filmde baştan sona bir kakafoni
hüküm sürerken, inanç özgürlüğünden dem vurarak başlayan didaktik anlatım, 67
Eylül olaylarına da hafifçe dokunan, “siyah olmazsa beyazın ne kıymeti var” söyleviyle
devam ediyor. Yönetmen hızını almışken hem çocuk gelinlerden bahsediyor hem
anadil probleminden… Gel gelelim doğru kurulamamış dramatik yapı, verilmek
istenen bütün mesajları kenar süsü gibi boynu bükük bırakıyor. Dramatik yapının
zayıflığı, üzerine bir de kötü mizah eklenince, iyice göze batıyor. Israrla
tekrarlanan boru döşeme esprisi, anlatıla anlatıla eskimiş Karl Marx fıkrası,
kapitalizmsosyalizm kıyaslamasının yanı sıra anca çocukları güldüren kelime
oyunları izleyicinin damağında paslı bir tat bırakıyor. O kadar ki, Demet
Akbağ’ın “Vizontele”nin Siti Ana’sından aşina olduğumuz performansı bile filmi
kurtarmaya yetmiyor.
Diğer yandan tüm olumsuzluklara rağmen
film belli bir dinamiği korumayı başarıyor ve sonuna kadar sıkmadan kendini
izletiyor. Bu noktada Sermiyan Midyat’ın oyuncu olarak hakkını vermek gerek.
Her ne kadar olan bitene pek müdahale etmeden, kenardan sırasının gelmesini
bekleyen kötü adam karakteri filmin bütünü içinde yetersiz kalıyorsa da Midyat
üstüne aldığı filmin kötü adamı rolünün altından ustalıkla kalkıyor. Hal böyle
olunca da filmden geriye acaba Sermiyan Midyat kendine bu kadar yüklenmeyip,
senaristliği ve yönetmenliği ehil ellere bıraksa olamaz mıymış sorusu kalıyor…
(www.eksisinema.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder