Powered By Blogger

25 Ocak 2016 Pazartesi

BALATLI ARİF (1967)

(HODRİ MEYDAN – YİĞİDİN ÖFKESİ)

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Konu ve Senaryo: Ayşe Şasa
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: İrfan Film / İrfan Atasoy,


Reji Asistanı: Zeki Ökten, Ahmet Soner, Işık: Aydın Türkeri, Prodüksiyon Amiri: Şevki Tozunoğlu, Prod. Ast: Yusuf Çağatay, Kamera Asit.: Rafet Bakır, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar Şefi: İbrahim Üstün, Lab. Ast.: Hüseyin İnci, Şaban Aldemir, Matipo: Şeref Mehtap, Negatif Senkron:
Mustafa Kent, Negatif Montaj Ender Teker,(Lâle Film Stüdyosu’nda hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Candan İsen, Sami Tunç, Tülin Oray, Uğur Say, Hüseyin Kutman, Birsen Gökgücü, Danyal Topatan, Ersun Kazançel, Ahmet Turgutlu, Hakkı Haktan, Muadelet Tibet, Meral Küçükerol, Lütfi Engin, Mustafa Alabora, Aşkın Dilek, Erdal Özyağcılar, Erdoğan Akduman,


KONU: Arif (Yılmaz Güney), Balat'ın bir kenar mahallesinde annesi ve babasıyla oturan yoksul bir delikanlıdır. Babası Rasim (Hakkı Haktan), atlı arabasıyla yük taşıyıcılığı yapmaktadır. Tıp Fakültesi öğrencisi olan Arifin tek amacı, okulunu başarıyla bitirip bir muayenehane açmaktır. Çok konuşan annesinin dırdırına karşılık gece gündüz derslerine çalışır. Arif, elinden geldiğince fakir fukarayı, özellikle de düşkün çocukları muayene ederek, onlara yardımcı olmaya çalışır. Sevilen, sayılan delikanlının bir adı da Doktor'a çıkar. Fakülte arkadaşlarından zengin kızı Çiğdem (Candan İsen), Arife gönlünü kaptırmıştır. Peşini bırakmaz. Ama Arif, aynı mahallede oturduğu ve kendi gibi yoksul olan Gülşen'i (Nebahat Çehre) sevmektedir.


Derslerinden başını kaldıramayan Arif, Çiğdem'in aşırı ısrarları üzerine onunla gizlice buluşmaya başlar. Bir kenar mahalle kızı olan Gülşen ise, Arifi kendine bağlamak için fal baktırır, büyü yaptırır. Tüm mahalle bu aşk dedikodusuyla çalkalanırken, Arif’in arkadaşı Hamza (Ersun Kazançel), herkesten para toplar. Mahallede düzenleyecekleri mütevazı bir törenle Arif’i Gülşen'e nişanlayacaklardır. Nişan yüzükleri parmaklara takılır, mutludurlar..


Çiğdem bir gün, arkadaşı Feryal (Tülin Oral) ve nişanlısı Erol'la birlikte Arif’e rastlar. Onu arkadaşlarıyla tanıştırır. Hep birlikte eğlenmek için bir gece kulübüne davet ederler. Arif tedirgindir. Özür dileyerek daveti kabul etmez. Ders çalışmak zorunda olduğunu söyler. Ama ok yaydan çıkmıştır. Bu tür eğlence ona göre değildir. Sıkılır, kaçmak ister, bırakmazlar... Gece yarısı Çiğdem'le Arif gruptan ayrılır. Çiğdem, onu müteahhit babasının inşaatına götürür. İkisi de içkilidir. Binanın bir köşesinde sevişirler. Çiğdem kendini teslim etmeye hazırdır. Ancak Arif’in yetişme tarzına ve ahlak anlayışına, Çiğdem'in bu özgür davranışı ters gelmiştir. Kendini toparlar ve bir parka gidip sabaha dek çocuklar gibi konuşurlar. Ertesi gün ise Çiğdem'in ısrarıyla bir kuyumcuya gidip aralarında nişanlanırlar. Daha sonraki günlerde Arif, Çiğdem'in annesi ve zengin babasıyla tanışır. Bu oyun nerede ve nasıl bitecektir, şaşkındır, yanlış bir davranış içinde olduğunun da farkındadır.

Evlenme hazırlığı içinde olup bir fabrikaya girmeyi düşleyen Gülşen, Arif’in Çiğdem'le gizli ilişkisini duyunca yıkılır. Tartışırlar ve Gülşen parmağındaki nişan yüzüğünü fırlatıp atar. Ayrılırlar ... Bir kaza nedeniyle Arifin babası hastadır. Hayat zorlaşmıştır. İş başa düşünce Arif, atı ve arabayı teslim alıp arabacılığa başlar. Çiğdem, babası ve annesiyle, lüks arabalarıyla mahalleye gelir Kızını vereceği adamın gerçek kimliğini araştırıp hakkında bilgi almak için gelmiştir. Mahallede Arif’le karşılaşırlar. Arif, at arabasının üzerindedir. Kamçısıyla, arabacı kıyafetiyle... Şaşkın anne-baba kızlarını alıp mahalleyi terk ederler. Gülşen, Arif’e inat, mahallenin gençlerinden jilet Turan'la (Sami Tunç) evlenmeye kararlıdır. Turan, daha önce de onu babasından istemiştir. Yıldırım nikahıyla evleneceklerdir. Öte yandan Arif’i bir türlü unutamayan Çiğdem, tekrar bir araya gelme umuduyla, ressam arkadaşı Feryal’i araya koyar. Ama sonuç değişmez. Arif, nikah dairesini basar. Birden şok geçiren damat Turan'ın şaşkın bakışları arasında Gülşen'i, kapıda bekleyen at arabasına atıp kaçırır. Arif, yanında beyaz gelinliğiyle Gülşen ve elinde kamçı, kentin caddelerinde arabayı dört nala sürmektedir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder