20 Ağustos 2016 Cumartesi

KURBANLIK KATİL (1967)

Yönetmen:Lütfi Ö. Akad
Senaryo:Lütfi Ö. Akad,Orhan Alksoy
Kamera:Ali Uğur
Yapım:Şeref Film / Şeref Gür
Yönetmen Asistanı: Çetin İnanç


Oyuncular: Yılmaz Güney, Hülya Darcan, Hayati Hamzaoğlu, Cahit Irgat, Asım Nipton, Muammer Gözalan, Lütfi Engin


Konu: Emekli Remzi Bey (Asım Nipton), arka taraflarında inşa halinde dev bloklar yükselen arazinin sahibidir. Blokların sahibi Şefik (Cahit Irgat) ise, Remzi’nin arazisini satın almak istemektedir. Yüksek bir fiyat teklif etmesine karşılık, Remzi arazisini elden çıkarmak niyetinde değildir. Şefik, anlaşmak için mühendisiyle birlikte adamlarını gönderdiğinde Remzi, yine karşı çıkar. "Bir daha bu toprağa ayak basarsanız ayaklarınızı kırarım," diyerek tehditler savurur. Onları kovar.


Şefik ve ortağı Muammer (Muammer Gözalan) için bu arsa çok önemlidir. Kesinlikle bir çözüm yolu bulmaları ge-rekmektedir. Şefik, bu iş için adamlarından Yusuf (Lütfi Engin) ile Niyazi'yi (Hayati Hamzaoğlu) görevlendirir. Niyazi, birkaç kez hapse girmiş eski sabıkalılardandır. Niyazi, bir akşam üzeri Galata'daki meyhanelerden birine uğrar. Tezgâhın başında şarap içen, sırtı dönük biri dikkatini çekmiştir. Niyazi, onu oturduğu masadan izler

KOZANOĞLU (1967)

Yönetmen:Atıf Yılmaz
Senaryo:Ayşe Şasa
Kameraman:Gani Turanlı
Müzik:Abdullah Naili Bayşu ,Orhan Gencebay
Yapım:Dadaş Film / Kadir Kesemen


Ar Direktör: Doğan Aksel, Yardımcı Rejisör: Zeki Ökten, Seslendiren: Yorgo İliadis, Asistanı: İlya İliadis, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Montaj ve senkron: Diamandi Filmeridis,


Oyuncular: Yılmaz Güney, Suna Keskin, Tuncer Necmioğlu, Hülya Duyar, Can-dan İsen, Cahit Irgat, İhsan Yüce, Danyal Topatan, Kani Kıpçak, Asım ipton, Hasan Ceylan, Hakkı Haktan, Osman Türkoğlu, Mümtaz Ener, Ayde-mir Akbaş, Haydar Karaer, Mehmet Büyükgüngör

Konu: Olaylar Osmanlı’nın gerileme döneminde geçer. Kozanlı Hüseyin (Yılmaz Güney) savaşta bir kolunu yitiren babası Çolak Osman'la (Hakkı Haktan) tarlalarını sürerlerken Karahasanoğlu Beşir Beyin adamları gelir. Başlarında Çomar Bölükbaşı (Haydar Karaer) vardır.


Karahasanoğlu'nun emriyle eşkıya takibine çıkılacağından at ve yem istenir. Köyleri haraca kesen Kara hasan oğlunun itlerine direnir. Evde arama yapan Çomar, Hüseyin'in bacısı Zehra'ya tecavüz etmek ister. Zehra'nın çığlıkları üzerine yetişen Hüseyin onu kurtarır. Çomar'ı yakalayıp döverken etrafı sarılır. Saldırganlar Hüseyin'i yaralar, babası Çolak Osman'ı da öldürürler.
Hüseyin, bacısı Zehra'yı köylülerden Süleyman Emmiye teslim edip dağa çıkar. Dağlarda ün yapmış eşkıya Kıllı Ebubekir'in (ihsan Yüce) çetesine katılır. Çomarı ilk karşılaştığı yerde öldürüp babasının intikamını alacaktır. Çolak Osman'ın oğlu Hüseyin, dağda eşkıya Kozanoğlu'dur artık. Namı tüm bölgeye yayılmıştır. Osmanlı'nın kellesini istediği bir şaki, köylünün gözündeyse bir kahramandır. Kanlısı Çomar'ı bir köye saldırırken yakalar. Onu öldürmez, köylülere bırakır. Köy halkı Çomar'ı paramparça eder. Karahasanoğlu (Kani Kıpçak), eşkıya Kıllı Ebubekir Ağa'ya haber salıp bir elçi gönderilmesini ister. Ebubekir, bu görevi can borcu olduğu Kozanoğlu'na verir. Kozanoğlu bir ça-tışma sırasında Ebubekir'i ölümden kurtarmıştır. Kozanoğlu, şafakla Karahasanoğlu'nun konağına doğru yola çıkar. Konakta büyük bir şenlik vardır. Karahasanoğlu, güzel kızı Esma'yı (Suna Keskin) bazı çıkar ilişkileri olduğu vezir Ragıp Paşa'ya verecektir. Esma bu evliliğe şiddetle karşıdır. Ağabeyi Ataullah Ağa'ya (Tuncer Necmioğlu), "Ragıp Paşa'nın karısı olmaktansa o eşkıyanın koynuna girmeyi tercih ederim diyen Esma, kesin tavrını ortaya koysa da çaresizdir.


Kozanoğlu, Ebubekir Ağa adına elçi olarak geldiği konakta Esma’yı görür görmez vurulmuştur. Ataullah'ın karşılayıp misafir ettiği Kozanoğlu, Karahasanoğlu'nun huzuruna çıkarılır. Ataullah da babasının yanındadır. Kozanoğlu'na ismi sorulduğunda, "Hüseyin," der. Karahasanoğlu, Ebubekir'e götürülmek üzere hediyeler verirken, bir de haber gönderir. Kozanoğlu denilen eşkıyanın kellesini istemektedir.


Ataullah da babasının yanındadır. Kozanoğlu'na ismi sorulduğunda, "Hüseyin," der. Karahasanoğlu, Ebubekir'e götürülmek üzere hediyeler verirken, bir de haber gönderir. Kozanoğlu denilen eşkıyanın kellesini istemektedir.
Kozanoğlu'nun bu olaydan sonra, Karahasanoğlu'nun iti olan Ebubekir'le uzlaşması artık mümkün değildir.Yolları ayrılmıştır. Ebubekir’i terk edip kendi çetesini kurar. Artık azılı iki düşmandırlar. Ebubekir adamlarıyla Nasuh Paşa'nın (Cahit Irgat) kervanına bir suikast düzenler ve kızı Binnaz'ı (Candan İsen) kaçırır. Ebubekir paşaya ve devlet sancağına karşı çıkanın Kozanoğlu olduğunu etrafa yayar. Softaoğlu Halil (Danyal Topatan), Kozanoğlu'nu bulup onun zor durumda olduğunu bildirir. Birlikte, kaçırılan paşa kızını kurtaracaklardır. Dağda Binnaz'ı oynatan Ebubekir'den silah zoruyla kız teslim alınır. Kozanoğlu, Binnaz'ı kasabanın konağının yakınlarında bırakır.


Nasuh Paşa, dağdaki silahlı kişilerin yakalanması için emir verir. Yakalanıp zindana atılanlar arasında Kozanoğlu da vardır. Softa Halil, tüfekçi Hasan Usta, hepsi teslim olmuştur. Kızını şakilerin elinden kurtaran Kozanoğlu'nu Nasuh Paşa görmek ister. Huzuruna çıkarıldığında onu bağışlar ve kapısında asker yapmak ister. Fakat Kozanoglu, Hasan Usta'nın yanında nakkaşlık mesleğini öğrenecektir.


Nasuh Paşa, Karahasanoğlu Beşir'i idam ettirir. Kendisim öldürmek isteyen düşmanının Karahasanoğlu olduğunu öğrenmiştir, Nasuh Paşa'nın vergi toplayacak, asayişi sağlayacak bir adama ihtiyacı vardır. Tekrar Kozanoğlu'nu huzuruna çağırır ve görevi ona verir. Paşa'nın emriyle, bundan böyle yeni mütesellim Kozanoğlu'dur. Davullarla halka duyurulur bu. Görevine başlayan Kozanoğlu, savaş hazırlığı içinde olan devletin sefer akçesini almak için konağa gittiğinde Ataullah yoktur. Orada, ilk görüşünde vurulduğu Esma'yla karşılaşır yine. Kozanoğlu, onu haremdeki kızlardan biri sanmaktadır, ona sarılarak aşkını itiraf eder. Ama bunun mümkünü yoktur. Ben Karahasanoğlu'nun kızı. Ataullah'ın bacısı Esma'yım, ben sana yoldaş olamam, kaç buralardan," deyip çaresizlik içinde Kozanoğlu'nun kollarından sıyrılır.


Ebubekir. Ataullah'ın emriyle cami şadırvanında Kozanoğlu'na pusu kurar. Ebubekir, bir kılıç darbesiyle ölür, Kozanoğlu ise ağır yaralıdır. Nasuh Paşa'nın konağında iyileşir. Bir atlı, saraydan ferman getirmiştir. Padişah'ın emriyle Kozanoğlu tevkif edilip yargıla-nacaktır. Nasuh Paşa, oğlu gibi sevdiği Kozanoğlu’na kaçmayı teklif ederse de bunu ona kabul ettiremez. Kadı, asker-leriyle gelir, Kozanoğlu'nu teslim alıp zindana attırır. Ataullah, zindana konuşmaya geldiği Kozanoğlu'na kaçıp buralardan gitmesi için para teklif eder. Fakat Kozanoğlu şerefiyle ölecektir, satılık değildir. Demir parmaklık-lar arasından Ataullah'ın yüzüne tükürür.

Ataullah’ı bir telaş alır. Doğru Kadı Efendi'ye gider. Kozanoğlu’nun yargı-lanması sırasında halkın mahkemeyi basmasından korkmaktadır. Kadı Efendi'ye baskı yapar. Kozanoğlu zindanda boğdurulacaktır. Bir zamanlar Kozanoğlu'nun can yoldaşı olan Sofla Halil de Ataullah'tan yanadır. Kozanoğlu'nun boğdurulacağı gece Hasan Usta, adamlarıyla zindanı basar. Hasan Usta askerlerin saldırısıyla yaralanırken, Kozanoğlu onu bırakmaz, birlikle kaçarlar.


Olayların ardından Kozanoğlu azledilir, yerini yeni mütesellim Ataullah alır. Ve Ataullah emir buyurur. Zindanda isyan, çıkarıp kaçan Kozanoğlu'nun dirisini getirene altmış kese altın ihsan edecektir. Softa Halil, adamlarını toplar, Kozanoğlu'nu Hasan Usta'nın mezarı başında bulur, Softa Halil, "İşte, sana ordu topladım. Padişaha bile cenk açarız," derken bir işaretle çevresi sarılır. Onu kalleşçe, kıskıvrak yakalayıp götürürlerken Kozanoğlu sorar; "Kardeşliği kaça sattın, Softa ağam?"


Çarşı meydanında ulema, askerler ve halk toplanmıştır. Kozanoğlu asılacaktır. Kadı, hazırladığı fetvayı okuyup son sözünü sorar. Kozanoğlu, darağacından halka yaşlı gözlerle bakıp son sözünü söyler. ”


Ve ayağının altındaki iskemleye bir tekme atar. Ataullah infazdan sonra askerlerin arasında uzaklaşmaya çalışırken, Softa Halil de korku içinde kaçmaya çalışır. Halk askerlere saldırır. Meydanda kan gövdeyi götürmektedir, İsyan çıkmıştır...”Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney

 Kahramanın adı hariç, gerçekle hiçbir ilişki olmayan bu "Kozanoğlu", bir halk kahramanının filmde kazandığı kişilikle entrikalı serüveni arkasında halk ile devlet ilişkilerini açıklamak istiyor. Ve Yılmaz Güney'in çizdiği kusursuz kişilik bir yana - bu savını seyirciye kadar götüremiyor. Yer yer plastik nitelikleri olan bir "çağ" filmi oluyor yalııızca. (Giovanni Scognamillo, Türk Sinemasında Yönet-men, 1973, Sf. 83)


 1960'larda ortaya çıkan akım ve oluşumlar içinde, sol görüşün hakim olduğu oluşumlardan biri olan "Genç Sinema" dergisi de eleştiri yaazlarına yer verdi. Bunlar arasından önemli sayılabilecek olanı, 4 sayı boyunca incelenen Atıf Yılmaz'ın Kozanoğlu filmdir. 'Genç Sinema' dergisi ve akımının önemli isimlerinden biri olan Ahmet Soner, 6. sayıdan itibaren Kozanoğlu adlı filmi eleştirmeye başladı. Aynı zamanda filmin 3. reji asistanlığnı da yapmış olan Soner, yazısında eserin tarihsel konumu hakkında bilgi vermektedir. Konuyu oldukç;a uzun tutan yazar, dönemin en popüler gündem maddelerinden biri olan ATÜT (Asya Tipi Üretim Tarzı) ve Kemal Tahir'den de bahsetmektedir. Ahmet Soner, söz konusu yazısında sektör içi bir saptamada da bulunmaktadır:


"Bu inceleme-eleştiri, son zamanlarda sinema yazarlarımızın filmi görmeye gerek duymaksızın yazdıkları üç satırlık reçetelere karşı çıkmak için yapıldı. Yeşilçam’ı bütünüyle inkar etsek bile, onun ürünlerini nesnel ve dürüst olarak yargılamak zorundaytz." (Tanju Akerson, Sinema 65, sayı:1 Ocak 1965) “Okan Ormanlı, “Türk Sinemasında Eleştiriler” syf, 80”


 FİLMİ İZLE


 

KORKUNÇ YUMRUK (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Cevat Okçugil
Operatör:Nejat Okçugil

Yapım:Luna Film /Sadettin Düzgün

Oyuncular: Yılmaz Gündüz, Selma Güneri, Muzaffer Tema, Sadettin Düzgün, Erol Taş, Necdet Tosun, Tanju Sayın, Tevhid Bilge, Sunay Sun, Mine Sun, Bircan Düzgün, Gülgün Erdem, Kudret Karadağ, Ali Ekdal, Mustafa Dik, Küçük Yıldızlar: Vasıf Okçugil, Nurcan Düzgün


Konu: Birbirleriyle çatışan iki kardeşin öyküsü.

KOCADAĞLI (1967)

Yönetmen:Kemal Kan
Senaryo:Nilüfer Bodur
Kamera:Feyzi Yılmaz
Yapım:Ozon Film / Necil Ozon


Oyuncular: Eşref KolçaK, Muhterem Nur, Serpil Gül, Ali Şen, Kazım Kartal,


Konu: Bir efenin efelik öyküsü.

KİRALIK KADIN (1967)

Yönetmen:Ülkü Erakalın
Senaryo:Bülent Oran
Fotoğraf Direktörü:Orhan Kapkı
Yapım Duygu Film / Ülkü Erakalın


Prodüklsiyon Amiri:
Semih Sarıoğlu, Set Amiri: Naci Saraç, Set Elemanları: Kâzım Kaplan, Murat Serenli, Orhan Başkan, Reji Asistanları: Birsen Kaplangı, Celâl Ersöz, Kamera Asistanları: Vural Pekak, Tahir Teker, Montaj: Ömer Kırımlı, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Matipo: Şeref Mehtap Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu
(Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)


Oyuncular: Fatma Girik, Ekrem Bora, Kuzey Vargın, Suzan Avcı, Handan Adalı, Şakir Arseven, Taliha Saltı, Levent Kaplangı, Gülgün Erdem, Sabahat Işık, Nezihe Güler


Konu: Ekrem Kutlu (E. Bora) ünlü bir roman yazarıdır. Yeni romanını kadın erkek ilişkisi üzerine kurmayı planlamaktadır. Kardeşi Murat (K.Vargın) da ona yardım edecektir. Planları sakat bir erkek ile evlenen genç bir kız ile yaşananlardır. Bunun için gazeteye ilan verilir. Bu ilanı okuyanlardan biri de dört kişilik ailesi ile fakir bir yaşam süren Osman Bey'dir. Güzel kızı Gül'ü (F.Girik) bu evliliğe zorla ikna eden Osman Bey, onları evlendirir. Tekerlekli sandalyede olan Ekrem'dir. Ekrem, genç karısı Gül'ü sevmiş görünmektedir. Oysa kardeşi Murat Gül'e aşıktır. Bu ilk görüşte aşk ile planları yürümeye başlar. Gül kocasına sadık kalmak istemesine rağmen Murat'ın aşırı baştan çıkarma eylemlerine maruz kalmaya başlar. Ekrem her fırsatta evde kalmakta Gül ile Murat'ı sürekli gezmelere göndererek onları bir arada tutmaktadır. Gül ise oynanan oyundan habersiz Ekrem'e sadık kalmaya çalışırken Murat'a da gizlice aşık olmaya başlamıştır. Bir süre sonra Murat aşkını Gül'e açıklar. Gül ise ondan kaçmakta-dır ama daha fazla karşı koyamayacağının farkına da varmıştır. Bir akşam Ekrem gerçeği açıklayınca işler karışır. iki sevgili için engel evliliktir. Oysa o da sahtedir. Ekrem, Gül ile Murat'ı kendi eli ile birleştirir. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın, Fatma Girik”


FİLMİ İZLEYİN



KİMSESİZİM (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Nevzat Pesen
Kamera:Manasi Filmeridis
Yapım:Pesen Film / Nevzat Pesen


Oyuncular: Yıldız Tezcan, Tunç Oral, Neriman Köksal, Senih Orkan, Avni Dilligil, Yılmaz Köksal, Hikmet Olgun


Konu: Memduh Ün’ün 1958 yılı yapımı “Üç Arkadaş” filminden uyarlama.

KİLİNK UÇAN ADAMA KARŞI (1967)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo:Çetin İnanç
(Killing fotoromanı ve Superman ile Captain Marvel çizgi romanından)
Görüntü Yönetmeni:Rafet Şiriner
Yapım: Atadeniz Film / Yılmaz Atadeniz
Yönetmen Yrd: Çetin İnanç,


Oyuncular: İrfan Atasoy, Pervin Par, Mu-zaffer Tema, Suzan Avcı, Hüseyin Peyda, Melda, Mine Soley, Ferudun Çölgeçen, Hüseyin Zan, Mete Mert, Sevinç Pekin, Ergun Köknar, Enver Dönmez, Yıldırım Gencer

KİLLİNK ÖLÜLER KONUŞMAZ (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Yavuz Figenli
Görüntü Yönetmeni:Enver Burçkin
Yapım:Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Oya Peri, Oktay Gürsel, Aysel Tanju, Mine Soley, Hüseyin Peyda, Gönül Bayhan


Konu: Elmas soyguncularının peşine düşen Killing’in maceraları

KİLİNK SOY VE ÖLDÜR (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Yılmaz Atadeniz
Kamera:Ali Uğur
Yapım:Atadeniz Film/Yılmaz Atadeniz - Gür Film/Şeref Gür


Oyuncular : Yıldırım Gencer, Sevda Nur, Suzan Avcı, Devlet Devrim, Reha Yurdakul, Meriç Başaran, Cahit Irgat

Konu: Kilink furyasının en sağlam filmlerinden biri "soy ve öldür". Ele geçirilimeye çalışılan bir mikrofilm etrafında dönüyor film. Filmin en sonunda Türk polisine düzülen methiyeler ise tipik bir "istismar sineması



FİLMİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

KİLİNK İSTANBUL'DA (1967)

Yönetmen:Yılmaz Atadeniz
Foto Direktörü:Rafet Şiriner
Ses ve Müzik:Necip Sarıcıoğlu
Yapım:Atadeniz Film / Yılmaz Atadeniz


Asistan Rejisör: Çetin İnanç, Operatör Asistanı: Ferhat Bakırcı, Matipo: Şeref Mehtap, Yardımcıları: Fehmi Acar, Hüseyin İnci, Laboratuvar Şefi: İbrahim Üstün, Negatif Montaj: Ender Teker, Kenan Kaçamaz, Senkron: Mustafa Kent, Ses ve Müzik: Necip Sarıcıoğlu, Prodüksiyon Amiri: Zeki Tezcan,  (Lale Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: İrfan Atasoy, Pervin Par, Muzaffer Tema, Suzan Avcı, Hüseyin Peyda, Sevinç Pekin, Mine Soley, Ergun Köknar, Ferudun Çölgeçen, Hüseyin Zan, mete Mert, Enver Dönmez,


 "Killing İstanbuI.'da" ciddiye alınmayacak kadar sıradan bir serüven filmidir. Ama sansürcü kafalar, hangi film olursa olsun, ciddiyetlerinden asla ödün vermezler. Bir profesörün asistanı rolündeki Mine Soley bikinisiyle ayna karşısında ve arkadan görünürse profesörün gururu mu incinecektir? Sansür üyeleri bu sahnenin çıkarılmasını bu yüzden ister.


►70'li yılların başında İtalya'dan dahiyane bir eser yayıldı dünyaya ve Türkiye'ye. Bu bir fotoromandı. Erotik polisiye mi desem? Sadomazo mu? Fantastik anti kahraman mı desem? iskelet adam ya da iskelet resimli bir kostüm giymiş adı Killing olan bir anti kahraman. Yaşı 35-40 olanlar hatırlayabilir bu ünlü fotoromanı.

ikinci sayfada Killing şöyle tanıtılıyar. "Dehşet saçıyor, şeytani dehası ile insanlara kabus hayatı yaşatıyor ... " Dina adında bir sevgilisi var; seksi, devamlı siyah iç çamaşırlarıyla dolaşıyor (evde tabii ki). Fotoromandaki diğer kadınlar da çıplaklar; her fırsatta iç çamaşırlarıyla kalıyorlar, seksiler. Jartiyerler, kırbaçlar, sadomazo ölümler, işkenceler ... işte böyle bir fotoraman. Ve bu harikulade fotoramanın üzerinde "18 yaşından küçükler okuyamaz" yazmıyor, bu yüzden de bizler yedi ya da sekiz yaşımızda eli-mize geçmiş bu kitap yüzünden sakat kalmış durumdayız.


Elleri bağlanmış kadınlar, seksi siyah külot ve sütyenleriyle kanlar içinde kalıncaya kadar kırbaçlanıyor ve ölürken orgazmik çığlıklar atıyorlar. Zevk alan vücutlar cezalandırılmaIı, ama Killing'de cezalar peşin kesiliyor, cezalandırılan vücutlar zevk alıyorlar. Hep bunlar Marki De Sade'ın yüzünden, yazmayacaktı o sapık romanları. Bizim Yeşilçam'ın uyanık prodüktörleri hemen bir Kiling filmi yapıyorlar. Killing'i "Killink" yaparak yani sondaki g harfini k harfi yaparak telif problemini de çözüyorlar.


Filmin konusu kısaca şöyle: Killink gizlice Türkiye'ye geliyor. .. Bir tabut içerisinde, Profesör Hulusi tabutu açıyor. Killink çıkıyor ve formülü istiyor, çünkü bu formül sayesinde dünyayı ele geçirecekmiş. Prof. Hulusi direniyor, vermek istemiyor bu formülü, tabii Killink de haklı olarak öldürüyor Hulusi'yi. Ama formül eksikmiş meğer, bu yüzden de Killink İstanbul'da bir süre daha kalmaya karar veriyor.Prof. Hulusi'nin cesetini bulan komiser gayet Türk "Boş verin bu olayı büyütmeyelim" diyor. Hulusi'nin oğlu mezarlıkta babası için fatiha okurken bir takma sakal cin, deli karışımı ihtiyar çıkıyor, ekolu bir sesle "babanın intikamını al" diyor. Ona sihirli bir sözcük de öğretiyor, "şadem" diyeceksin diyor. Şadem diyen oğul bir anda uçan adam oluyor ...


Tabii ki erotik sahnelerde var. Profun seksi sekreteri Mine Soley o yılların en hoş kadınlarından biri, üstelik çırılçıplak, yine aynanın karşısında soyunuyor. Fotoromana sadık kalınmış ve siyah iç çamaşırı ile sadomazo bir sahne çekilmeye çalışılmış. Kilink önce öpüyor sonra gırtlaklıyor falan ... Kalleş bir makas kesiyor bu sahneleri. (Osman Cavcı)


FİLMİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

KİLİNK FRANKEŞTAYN ve Dr.NO’YA KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Görüntü Yönetmen:Mükremin Şumlu
Yapım:Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Oktay Gürsel, Oya Peri, Gültekin Ceylan, Ferhan Tanseli, Aynur Aydan, Yaşar Şener, Memduh Önsal, Giray Alpan, Türkan San

KİLİNK FRANKEŞTAYN ve Dr.NO’YA KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Görüntü Yönetmen:Mükremin Şumlu
Yapım:Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Oktay Gürsel, Oya Peri, Gültekin Ceylan, Ferhan Tanseli, Aynur Aydan, Yaşar Şener, Memduh Önsal, Giray Alpan, Türkan San

KİLİNK FRANKEŞTAYN ve Dr.NO’YA KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Görüntü Yönetmen:Mükremin Şumlu
Yapım:Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Oktay Gürsel, Oya Peri, Gültekin Ceylan, Ferhan Tanseli, Aynur Aydan, Yaşar Şener, Memduh Önsal, Giray Alpan, Türkan San

18 Ağustos 2016 Perşembe

KIZILIRMAK, KARAKOYUN (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Lütfi Akad
“Nazım Hikmet’in “Ercüment Er “takma adıyla yazdığı bir eserinden”
Fotoğraf Direktörü: Ali Uğur
Müzik:Abdullah Naili Bayşu
Yapım:Dadaş Film / Kadir Kesemen


Çalan ve Okuyan: Orhan Kençebay, Reji Asistanları: Ali uzunisa, Arif Erkuş, Kamera Asistanı: İzzet Akay, Montaj: Diamandi Filmeridis, Seslendiren: Yorgo İlyadis, İlya İlyadis, Prodüksiyon: Abdullah Ataç, (Erman Stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Yılmaz Güney, Nilüfer Koçyiğit, Kadir Savun, Tuncer Necmioğlu, Osman Alyanak, Senih Orkan, Murat Tok, Derya Tanyeli, Osman Türkoğlu, Tümer Özer, Haluk Orçun,


Konu: Kan emici, sülük gibi şişkin bir adamdır Abdi Ağa (Haluk Orçun). Civardaki obalar ve çiftlikler Abdi Ağaya borçludur. Kuraklık nedeniyle faizlerini bile ödeyemeyecek hale gelen köylülerin çiftliklerini yakıp yıkacak kadar da zalimdir. Mülküyle birlikte hırsı da büyüyen, yok pahasına civar topraklara el koyan Abdi Aga'nın borçlularından biri de Hüseyin Ağa'dır (Kadir Savun).
Kızılırmak gürül gürül akan eteklerindeki Hüseyin Ağa'nın obasında çobanlık yapan Ali Haydar (Yılmaz Güney), ince uzun, dal gibi bir delikanlıdır ve oba beyi Hüseyin Ağa'nın kızı Hatçe'ye (Nilüfer Koçyigit) sevdalanmıştır. Yüreği öylesine yanmıştır ki, hep onu düşler durur; Hatçe de bu boynu bükük çobana yakınlık duymaktadır. Birbirlerini severler. Ama o yörenin törelerine göre bey kızı bir çobana varamaz. Onlar da birbirlerine kavuşamazlarda, kaçıp Yıldız Dağı’nı aşacaklardır. Abdi Ağa'nın oğlu Ahmet (Tümer Özer), Hatçe'yi görür görmez hoşlanır. Yanından geçerken laf atar. Hatçe yüz vermez. Aklı Hatçe'ye takılı olan Ahmet: Şaban Ağa'yı (Tuncer Necmioğlu) sorgular. Bilgisine başvurur, yardım ister. Şaban suskundur. Hatçe'nin gönlünün Ali Haydar'da olduğunu söyleyemez. Ahmet, bu işe aracı olması için Şaban'a bir kese altın verir.


Şaban, kızını arayan Hüseyin Ağa'ya, Harçe'yi pınar basında Ali Haydarla birlikte gördüğünü söyler. "Eli elindedir," der. Hüseyin Ağa kızgındır. Ali Haydar'ı çağırıp sorar. Ali Haydar, "Ben çobanını, senin kulunum, Hatçe'nin kurbanı. Var bildiğin gibi hükmet. Boynum kıldan ince, sen ise kılıçtan keskinsin," deyip söylentiyi doğrular. Dillere düşen bu kara sevda obanın erenlerine duyurulur. Meydanda obanın ileri gelenleri loplanır. Ali Haydar'ı törelere göre mahkeme edeceklerdir. Şahitlerden Şaban ile Zehra (Derya Tanyeli) dinlenir. Zehra, Hatçe’nin analığıdır. Hüseyin Ağa, ilk karısı ölünce Zehra'yla evlenmiştir. Genç ve uçkuruna düşkün bir kadın olan Zehra, Hatçe'yi kıskanıp ona eziyet eder. Çünkü Çoban Ali'de gözü vardır. Obanın en yaşlılarından, gözleri görmeyen erenlerinden Ded
ecan (Murat Tok), iki sevdalı gençten yanadır. "Gönül töre dinlemez, Çoban Ali netsin? Gönlü bir bey kızına akmışsa elden ne gelir," deyip şartlı bir öneri getirir. Obanın koyun sürüsüne üç güç üç gece tuz yedirilecektir. Sürüyü su içmeden dereyi aşıp karşı kıyıya götürebilirse Hatçe, Ali Haydar'a verilecektir. Hüseyin Ağa da razıdır "Bu şartı yerine getirirse verdim gitti kızımı," der.

Şaban ve Zehra, ciğerlerine kadar işlemesi için üç gün üç gece, sürüye çuvallar dolusu tuz yalatırlar, ikisi de Abdi Ağa'nın oğlu Ahmet'ten yunadırlar. Ali Haydar, bu sınavında başarılı olamazsa obadan sürülecektir, Çoban Ali, o gün kavalını çalar. Kara koyun önde, sürü arkadadır. Kavalın içli sesiyle kara koyunun peşine takılan koyunlar ağızlarını suya değdirmeden karşı kıyıya geçerler. Ali Haydar, hak kazanıp Hatice'ye kavuşacağı sırada obaya bir kara haber gelir. Abdi Ağa, Hüseyin Ağa'nın konakladıkları yaylayı satın almıştır. Ardından adamı Fellah'ı(Senih Orkan) gönderip Hatçe'yi istetir. Oba halkı donup kalmıştır. Hüseyin Ağa, obanın kurtuluşu için kızım Ali Haydar'a vermekten vazgeçer. Abdi Ağa'nın oğlu Ahmet ve Fettan, gözleri yaşlı gelini almaya gelirler. Obanın erenlerinden Ferhat'ın (Osman Alyanak) uyarısıyla halk ayaklanır. Hak çobanındır. Ali Haydar, Hatçe'yi geri almak için babasından 'ruhsat' ister. Ve oba halkı, atlarına atlayıp Ali Haydar'la birlikte peşlerine düşerler. Kasabayı yaylaya bağlayan asma köprünün önünde gelin alayı ile karşılaşırlar. Silahlı bir çatışma başlar, Ali Haydar yaralanmıştır. Atını köprünün ortasında ellerini uzatan Hatçe'ye doğru sürerken asma köprünün ipleri kopmaya başlar. Köprü çöker,insanlar, atlar suda boğulur, kimse kurtulamaz. Hatçe'nin gelin başlığı Kızılırmak’ın sularında sürüklenerek kaybolur.


 Sinema Yazarları tarafından Seyyit Han'la birlikte 1967-1968 sinema mevsiminin 'en iyi film'i seçildi.


 Yedinci Sanat dergisinin düzenlediği, "konusuyla, anlatımıyla, oyun düzeniyle ulusal nitelikler taşıyan bütün zamanların en iyi 10 Türk filmi" soruşturmasında 10 film arasına girdi.


 As sinema dergisinin sinema yazarları arasında düzenlediği "1965-1969 döneminin en iyi 10 filmi" soruşturmasında üçüncü oldu.


 …."Kızılırmak Karakoyun'un göçebe Türkmenler'in yerleşik düzene geçmeleri konusunda getirdiği tarihi yorum ancak kökü feodaliteye dayanan sınıflı Batı toplumları için geçerli olup o devrin Osmanlı toplumunun özelliklerini yanlış aksettirmektedir. Tefecilik yoluyla sermaye birikimi ve sınıflaşma ancak toprakta özel mülkiyetin olduğu Batı toplumları için geçerlidir. 'Miri toprak sistemine', yani toprakta devlet mülkiyetine bağlı Osmanlı toplumu için 'Kızılırmak Karakoyun'un yorumu bir masa başı nazariyesi olmaktan öte geçmemekte, ayrıca Osmanlı devleti için gerçekten çok ciddi bir hal alan göçebe Türkmenler meselesini yanlış bir açıdan yorumlamaktadır. Filmde sinemanın folklordan istifadesi yolunda da Atıf Yılmaz'ın on yıl önce 'Alageyik' ve 'Karacaoğlan'da yaptıklarından daha ileri ve gelişmiş bir örnek ortaya konulmamaktadır. Türkmenlerin terzi elinden yeni çıkmış kıyafetlerle bir halk opereti sahnesinde dolaşırmış gibi dağ başlarında gezinmesi filmin ancak masal anlattığı gerekçesiyle hoş görülebilir. Bütün bunlara rağmen 'Kızılırmak Karakoyun' Lütfi Akad'ın artık kişisel damgası haline gelen yalın, ölçülü anlatım, bir satranç oyunu gibi gelişen dramatik yapısı, gösterişsiz fakat ustalıklı sahne düzenlemeleri, sınırlı malzemesinden azami istifadenin sağlanışı ile Türk sinemasının dikkate değer eserlerinden biri haline geliyor. Lütfi Akad usta 15 yıl Batılı gibi nasıl film yapılacağını öğretmeye çabaladıktan sonra şimdi de Türk gibi nasıl film yapılacağını gösteriyor.


Sinema üzerinde düşünen ve yazarlarımıızın Resnais'nin yahut Welles'in ustalıkları üzerine kafa patlatacaklarına Lütfi Akad'ın geometrik ölçüye varan sinema dili üzerinde durmaları, derin araştırmalara, uzun incelemelere giriş-meleri gerekmektedir". Türk sinemasının Akad'dan öğrenecekleri batılı ustalardan öğreneceklerinden hiç şüphesiz daha çoktur." (Halit Refiğ Uluusal Sinema Kavgası, Sayfa: 115, 1971) “Kırk Yılın Serüveni” Coşkun Çokyiğit ”


 

KİLİNG CANİLERE KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Çetin İnanç
Görüntü Yönetmeni :Ali Uğur
Yapım : Kartal Film


Oyuncular: Hüseyn Zan, Nihat Ziyalan, Neriman Köksal, Mine Mutlu, Hayati Hamzaoğlu, Figen Han, Danyal Topatan

Konu: Bir katili yakalayan polisin öyküsü

KİLİNG CANİLERE KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Çetin İnanç
Görüntü Yönetmeni :Ali Uğur
Yapım : Kartal Film


Oyuncular: Hüseyn Zan, Nihat Ziyalan, Neriman Köksal, Mine Mutlu, Hayati Hamzaoğlu, Figen Han, Danyal Topatan

Konu: Bir katili yakalayan polisin öyküsü

KIZILIRMAK, KARAKOYUN (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Lütfi Akad
“Nazım Hikmet’in “Ercüment Er “takma adıyla yazdığı bir eserinden”
Fotoğraf Direktörü: Ali Uğur
Müzik:Abdullah Naili Bayşu
Yapım:Dadaş Film / Kadir Kesemen


Çalan ve Okuyan: Orhan Kençebay, Reji Asistanları: Ali uzunisa, Arif Erkuş, Kamera Asistanı: İzzet Akay, Montaj: Diamandi Filmeridis, Seslendiren: Yorgo İlyadis, İlya İlyadis, Prodüksiyon: Abdullah Ataç, (Erman Stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Yılmaz Güney, Nilüfer Koçyiğit, Kadir Savun, Tuncer Necmioğlu, Osman Alyanak, Senih Orkan, Murat Tok, Derya Tanyeli, Osman Türkoğlu, Tümer Özer, Haluk Orçun,


Konu: Kan emici, sülük gibi şişkin bir adamdır Abdi Ağa (Haluk Orçun). Civardaki obalar ve çiftlikler Abdi Ağaya borçludur. Kuraklık nedeniyle faizlerini bile ödeyemeyecek hale gelen köylülerin çiftliklerini yakıp yıkacak kadar da zalimdir. Mülküyle birlikte hırsı da büyüyen, yok pahasına civar topraklara el koyan Abdi Aga'nın borçlularından biri de Hüseyin Ağa'dır (Kadir Savun).
Kızılırmak gürül gürül akan eteklerindeki Hüseyin Ağa'nın obasında çobanlık yapan Ali Haydar (Yılmaz Güney), ince uzun, dal gibi bir delikanlıdır ve oba beyi Hüseyin Ağa'nın kızı Hatçe'ye (Nilüfer Koçyigit) sevdalanmıştır. Yüreği öylesine yanmıştır ki, hep onu düşler durur; Hatçe de bu boynu bükük çobana yakınlık duymaktadır. Birbirlerini severler. Ama o yörenin törelerine göre bey kızı bir çobana varamaz. Onlar da birbirlerine kavuşamazlarda, kaçıp Yıldız Dağı’nı aşacaklardır. Abdi Ağa'nın oğlu Ahmet (Tümer Özer), Hatçe'yi görür görmez hoşlanır. Yanından geçerken laf atar. Hatçe yüz vermez. Aklı Hatçe'ye takılı olan Ahmet: Şaban Ağa'yı (Tuncer Necmioğlu) sorgular. Bilgisine başvurur, yardım ister. Şaban suskundur. Hatçe'nin gönlünün Ali Haydar'da olduğunu söyleyemez. Ahmet, bu işe aracı olması için Şaban'a bir kese altın verir.


Şaban, kızını arayan Hüseyin Ağa'ya, Harçe'yi pınar basında Ali Haydarla birlikte gördüğünü söyler. "Eli elindedir," der. Hüseyin Ağa kızgındır. Ali Haydar'ı çağırıp sorar. Ali Haydar, "Ben çobanını, senin kulunum, Hatçe'nin kurbanı. Var bildiğin gibi hükmet. Boynum kıldan ince, sen ise kılıçtan keskinsin," deyip söylentiyi doğrular. Dillere düşen bu kara sevda obanın erenlerine duyurulur. Meydanda obanın ileri gelenleri loplanır. Ali Haydar'ı törelere göre mahkeme edeceklerdir. Şahitlerden Şaban ile Zehra (Derya Tanyeli) dinlenir. Zehra, Hatçe’nin analığıdır. Hüseyin Ağa, ilk karısı ölünce Zehra'yla evlenmiştir. Genç ve uçkuruna düşkün bir kadın olan Zehra, Hatçe'yi kıskanıp ona eziyet eder. Çünkü Çoban Ali'de gözü vardır. Obanın en yaşlılarından, gözleri görmeyen erenlerinden Ded
ecan (Murat Tok), iki sevdalı gençten yanadır. "Gönül töre dinlemez, Çoban Ali netsin? Gönlü bir bey kızına akmışsa elden ne gelir," deyip şartlı bir öneri getirir. Obanın koyun sürüsüne üç güç üç gece tuz yedirilecektir. Sürüyü su içmeden dereyi aşıp karşı kıyıya götürebilirse Hatçe, Ali Haydar'a verilecektir. Hüseyin Ağa da razıdır "Bu şartı yerine getirirse verdim gitti kızımı," der.

Şaban ve Zehra, ciğerlerine kadar işlemesi için üç gün üç gece, sürüye çuvallar dolusu tuz yalatırlar, ikisi de Abdi Ağa'nın oğlu Ahmet'ten yunadırlar. Ali Haydar, bu sınavında başarılı olamazsa obadan sürülecektir, Çoban Ali, o gün kavalını çalar. Kara koyun önde, sürü arkadadır. Kavalın içli sesiyle kara koyunun peşine takılan koyunlar ağızlarını suya değdirmeden karşı kıyıya geçerler. Ali Haydar, hak kazanıp Hatice'ye kavuşacağı sırada obaya bir kara haber gelir. Abdi Ağa, Hüseyin Ağa'nın konakladıkları yaylayı satın almıştır. Ardından adamı Fellah'ı(Senih Orkan) gönderip Hatçe'yi istetir. Oba halkı donup kalmıştır. Hüseyin Ağa, obanın kurtuluşu için kızım Ali Haydar'a vermekten vazgeçer. Abdi Ağa'nın oğlu Ahmet ve Fettan, gözleri yaşlı gelini almaya gelirler. Obanın erenlerinden Ferhat'ın (Osman Alyanak) uyarısıyla halk ayaklanır. Hak çobanındır. Ali Haydar, Hatçe'yi geri almak için babasından 'ruhsat' ister. Ve oba halkı, atlarına atlayıp Ali Haydar'la birlikte peşlerine düşerler. Kasabayı yaylaya bağlayan asma köprünün önünde gelin alayı ile karşılaşırlar. Silahlı bir çatışma başlar, Ali Haydar yaralanmıştır. Atını köprünün ortasında ellerini uzatan Hatçe'ye doğru sürerken asma köprünün ipleri kopmaya başlar. Köprü çöker,insanlar, atlar suda boğulur, kimse kurtulamaz. Hatçe'nin gelin başlığı Kızılırmak’ın sularında sürüklenerek kaybolur.


 Sinema Yazarları tarafından Seyyit Han'la birlikte 1967-1968 sinema mevsiminin 'en iyi film'i seçildi.


 Yedinci Sanat dergisinin düzenlediği, "konusuyla, anlatımıyla, oyun düzeniyle ulusal nitelikler taşıyan bütün zamanların en iyi 10 Türk filmi" soruşturmasında 10 film arasına girdi.


 As sinema dergisinin sinema yazarları arasında düzenlediği "1965-1969 döneminin en iyi 10 filmi" soruşturmasında üçüncü oldu.


 …."Kızılırmak Karakoyun'un göçebe Türkmenler'in yerleşik düzene geçmeleri konusunda getirdiği tarihi yorum ancak kökü feodaliteye dayanan sınıflı Batı toplumları için geçerli olup o devrin Osmanlı toplumunun özelliklerini yanlış aksettirmektedir. Tefecilik yoluyla sermaye birikimi ve sınıflaşma ancak toprakta özel mülkiyetin olduğu Batı toplumları için geçerlidir. 'Miri toprak sistemine', yani toprakta devlet mülkiyetine bağlı Osmanlı toplumu için 'Kızılırmak Karakoyun'un yorumu bir masa başı nazariyesi olmaktan öte geçmemekte, ayrıca Osmanlı devleti için gerçekten çok ciddi bir hal alan göçebe Türkmenler meselesini yanlış bir açıdan yorumlamaktadır. Filmde sinemanın folklordan istifadesi yolunda da Atıf Yılmaz'ın on yıl önce 'Alageyik' ve 'Karacaoğlan'da yaptıklarından daha ileri ve gelişmiş bir örnek ortaya konulmamaktadır. Türkmenlerin terzi elinden yeni çıkmış kıyafetlerle bir halk opereti sahnesinde dolaşırmış gibi dağ başlarında gezinmesi filmin ancak masal anlattığı gerekçesiyle hoş görülebilir. Bütün bunlara rağmen 'Kızılırmak Karakoyun' Lütfi Akad'ın artık kişisel damgası haline gelen yalın, ölçülü anlatım, bir satranç oyunu gibi gelişen dramatik yapısı, gösterişsiz fakat ustalıklı sahne düzenlemeleri, sınırlı malzemesinden azami istifadenin sağlanışı ile Türk sinemasının dikkate değer eserlerinden biri haline geliyor. Lütfi Akad usta 15 yıl Batılı gibi nasıl film yapılacağını öğretmeye çabaladıktan sonra şimdi de Türk gibi nasıl film yapılacağını gösteriyor.


Sinema üzerinde düşünen ve yazarlarımıızın Resnais'nin yahut Welles'in ustalıkları üzerine kafa patlatacaklarına Lütfi Akad'ın geometrik ölçüye varan sinema dili üzerinde durmaları, derin araştırmalara, uzun incelemelere giriş-meleri gerekmektedir". Türk sinemasının Akad'dan öğrenecekleri batılı ustalardan öğreneceklerinden hiç şüphesiz daha çoktur." (Halit Refiğ Uluusal Sinema Kavgası, Sayfa: 115, 1971) “Kırk Yılın Serüveni” Coşkun Çokyiğit ”


 

KIZILCIKLAR OLDU MU (1967)

Yönetmen: Hulki Saner
Senaryo:Adnan Saner
Görüntü Yönetmeni:Mengü Yeğin
Yapım:Saner Film / Hulki Saner


Set Amiri: Şerif Ablak, yardımcısı: Ahmet Dilekay, Montaj ve Senkron: Aleko Aleksandru, Laboratuvar: Cavit Korkmaz, A. Akdeniz, Dublaj Amiri: Hayri Esen, Yardımcısı, Erhan Esenboğa, Işık Şefi: Aydın M . Yurteri, Asistan Rejisör: Oksal Pekmezoğlu, Kameraman: Erhan Canan, Prodüksiyon Amiri: Nevzat Altındal, (Saner Film Stüdysounda hazırlanmış, Süper Fon da seslendirilmiştir)


Oyuncular: Sema Özcan (Poya), Erol Büyükburç (Metin), Avni Dilligil (Hulusi), Mualla Sürer, Renan Fosforoğlu (Muhsin), Leman Akçatepe (Metin’în annesi), Hakkı Kıvanç, Süheyl Eğriboz, Mehmet Büyükgüngör, Nermin Özses, Doğan Tamer, Gülten Ceylan, Bilâl İnci, İsmail Hakkı Şen


Konu: Aile çatışmaları nedeniyle birbirlerine kavuşamayan iki gencin öyküsü

KIZIL TEHLİKE (1967)

Yönetmen:Nejat Saydam
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Şevket Kıymaz
Yapım:And Film / Turgut Demirağ


Oyuncular: Ayhan Işık, Figen Say, Kuzay Vargın, Devlet Devrim, Yılmaz Gruda, Frah Nur, Mümtaz Ener, Engin Köknar, Refik Kemal Arduman


Konu: Yabancı bir devlet adına çalışan bir casusla, emniyet örgütünün serüveni.

KIZ KOLUNDA DAMGA VAR (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Halit Refiğ
Kamera:Cahit Engin
Yapım:Uğur Film / Memduh Ün


Prodüksiyon Amiri: Adnan Uygur , Işıklar: Erol Batıbeki, Reji Asistanı: Emre Çağatay, Montaj: Özdemir Arıtan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu,
Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir


Oyuncular: Fatma Girik, Sadri Alışık, Sevda Nur, M. Ali Akpınar, Altan Günbay, Eva Abrahamsson , Adnan Uygur, Kamer Sadık, Bewhçet Nacar, İsmet Erten, İhsan Bayraktar, Nejat Özemre, Enver Dönmez,


Konu: Anadolu'da bir kızı iğfal ettikten sonra İstanbul'a kaçan Dümen Basri'nin büyük kentteki öyküsü.

KRALLAR ÖLMEZ (1967)

Yönetmen:Ertem Göreç
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Ali yaver

Yapım:Metin Film / Işık Toroman

Oyuncular: Ayhan Işık, Semiramis Pekkan, Tuncel Kurtiz, Cahit Irgat, Ayfer Feray, Sadettin Erbil, Behçet Nacar, Mümtaz Ener, Asım Nipton, Channel Ley, Danyal Topatan


Konu: Aşırı alkol kullanması nedeniyle işinden olan bir ajan ile onu bu alkol batağından kurtarmaya çalışan kadının öyküsü.

KIZIM DUYMASIN (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Semih Evin
Kamera:Vedat Akdikmen
Yapım:Roket Film / Semih Evin


Oyuncular: Yıldız Tezcan, Efkan Efekan, Neriman Köksal, Aynur Aydan, Esen Püsküllü


Konu: Neriman dansözlük yaparak kızı Yıldız’a bakmaya çalışmaktadır. Yatılı okulda okuyan genç kız, annesinin bir fabrikada çalıştığı yalanıyla büyümüştür. Sesine güvenen Yıldız, ünlü bir şarkıcı olmayı hayal etmektedir. Neriman’ın yıllar önceki evliliğinden iki çocuğu olduktan sonra kocasıyla yolları ayrılmıştır. Kızların birini yanına alan kocası, zamanla zengin bir adam olmuştur. Günün birinde onun çalıştığı gazinoya gelir ve yardım teklifi eder. Kızının eksiklik çek-mesini istememektedir. Ancak Neriman onu reddeder. Diğer kızı Pervin’in nişanlısı Ekrem’le aşk değil gösteriş için birliktedir. Ekrem de farklı duygular içinde bocalamaktadır. Nişanlısının istekleri ve yaşam tarzı genç adamla uyuşmamaktadır. Kader aileyi ilginç bir biçimde bir araya getirecek, Ekrem ilk gördüğü anda Yıldız’a aşık olunca işler karışacaktır

KIRBAÇ ALTINDA (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Kamera:Melih Seretesen
Yapım:Acar Film / Murat Köseoğlu


Sesleri alan ve Müzikleri hazırlayan: Tuncer Aydınoğlu,


Oyuncular: Cüneyt Arkın, Selda Alkor, Esen Püsküllü, Turgut Özatay, Tunç Oral, Baki Tamer, Ali Şen, Osman Alyanak, İsmail Varol, Asım Nipton, Osman Türkoğlu, Renan Fosforoğlu, Necabettin Yal, Adil Güldürücü, Tevfik Soyurgal, Çocuk Oyuncular: Hülya Gür, Taner Erhal


Konu: Igor Stravinsky’nin “L’Oiseau De Feu” (1919) (The Firebird) süitinin ‘Infernal Dance of King Koshchei’ bölümü ve gecenin çok geç bir saati bardaktan boşanırcasına yağan yağmurda nefes nefese bir çocuk, Selim. "Dükkân kapalı" diyen Akbulut'a neredeyse yalvarıyor "Ne olur bakkal amca, Hasan Dayı rakı istiyor. Alamazsam beni döver." Bakkalın "Zıkkım içsin" diye söylenerek verdiği şişeyi alır ve geç kaldığı için (bir başka dayak nedeni) kestirmeden, Eski Kuyular yoluna sapar. Yaşamını değiştirecek olan bir kanun kaçağına rastlayacaktır. Karşısına çıkan bu perişan durumdaki adam güçlükle konuşuyor "Korkma yavrum, benden sana zarar gelmez.. Üstelik yaralıyım da.. Çok kan kaybettim." Selim, önce biraz korksa da, onu yakındaki Yıkık Türbe'ye götürüp rakı ile yaralarını temizler (sonradan yemek de getirecektir). Geç kaldığı, üstelik rakısız gittiği için dayısından (her zamanki gibi kamçıyla) yediği dayağı kamera bile çekememiş. Yine böyle bir dayaktan sonra, Hülya şunları söylemişti; "Üzülme artık Selim, üzülme. Geçecek bunlar. Eğer Hasan amcanın da bir çocuğu olsaydı, çocuklara acımasını bilirdi." Köşkte, Hanife Bacı’nın söyledik-lerine kulak kabartınca yardım ettiği kişinin kim olduğunu öğrenir "Duydun mu Şaban Efendi, Yıkık Türbe'de bir katil yakalanmış.. Çakırbeyli Çiftliği'nin sahibi Osman Bey’miş.. Karısını bir seyisle yakalamış. İkisini de öldürmüş.” Osman Bey, kendisini götüren jandarmalardan Se-lim'in durumunu öğrenir. "Zavallı yavrum benim. Ben de senin gibi talihsiz bir insanım bu dünyada. İstemeyerek cinayet işledim. Halbuki Allah'ın adaletin inanmalı. Hayatım boyunca param, malım, mülküm oldu ama saadetim olmadı. Dua et cezamı bir an evvel çekip kurtulayım. O zaman seni bırakmam yavrum."
Yıllar sonra. Hülya'nın 18. yaş günündeki bir olay Selim'in, hem de hırsızlıkla suçlanarak köşkten kovulmasına neden olur. Neşeli bir şekilde başlayan eğlencede ‘Monday Monday’ (1966) (J. Phillips / M. Phillips) melodisi çalınırken Hülya'yı dansa zorlayan Semih’le kavga eder. Sonrasında, dayısı tarafından kırbaçla 'terbiye' edilir. Artık dayanamaz ve oradan ayrılmaya karar verir. 


Ancak, Semih, Hasan Bey’in çekmecesinden aldığı parayı onun bavuluna koymuş. Jan yaptığı aramada ne olduğunu şaşıran Selim oradan kaçar.
Açılan ateşle ayağından yaralanır ama Köşk’ün yakınındaki bir ırmakta izini kaybettiriyor. Yörük kızı, güzel Ferayi ve Gussa Nine yardım ediyorlar. Yaranın dağlanması sırasında, Ferayi’nin Selim'i öperek sakinleştirdiğini gören ninenin şaşkınlığı "Uy anam uy, adamın bağrından bir ateş çıktı, Ferayi'nin bağrına bin ateş düştü."


Bir rastlantı sonucu Yörük Obası’nın konakladığı çiftliğin sahibi Osman Bey. Hapisten çıkmış ama şimdi de delikanlı içerde; "Dayısı Hasan Erdinç'in evindeki dolabından 3550 lirayı çaldığı sabitleştiğinden Selim Çelik.. 2 sene hapis cezasına.."


O hapisteyken, Ferayi, Hasan Bey tarafından kirletilir. Utancından ailesinin yanına dönemez ve barlarda şarkıcı olarak çalışmaya başlar. (Murat Çelenligil – sinematurk veri tabanını)

KELEPÇELİ MELEK (1967)

Yönetmen:Mehmet Dinler
Senaryo:Osman Seden
Kamera:Necati İltaç
Yapım:Kemal Film/Osman F. Seden


Reji Ast: Yücel Çakmaklı, Kamera Ast: Özer Korkmazlar, Ses: Tuncer Aydınoğlu, Montaj-Senkron: Arif Özalp, Özdemir Arıtan, Negatif Montaj: Ali S. Berkan, Işık Ekibi: İlhan Aslım, Muzaffer Durusoy, Nedim Karabulut, Dekor: Saim N. Bilge, Set Amiri: Hasan Nurdan, Set Ast: Rıza Şenışık, Prodüksiyon Amiri: Adna İrkut, (Kemal Film Stüdyosu’nda çekilmiş, Acar Film Stüdyosu’nda seslendirilmiştir).


Oyuncular: Türkan Şoray, Ediz Hun, Tijen Par, Muzaffer Tema, Aliye Rona, Cahit Irgat, Serpil Gül, Nubar Terziyan, Ali Ekdal, Feridun Çölgeçen


Konu: Nazım (Ediz Hun) ile Nevin (Türkan Şoray) evlenme planları yapmakta olan iki gençtir. Ancak Nazım'ın babası iflasın eşiğindedir ve oğlunu zenginliği ile bilinen Hüsnü Bey'in kızı ile evlendirerek iflastan kurtulmanın yolunu aramaktadır. Öte yandan Nevin için de annesi ile karşılaşması hiç iyi olmamıştır. Sonunda işlenen bir cinayet her şeyi işin içinden çıkmaz bir yere sürüklemeye başlar.

KEDERLİ GÜNLERİM (1967)

Yönetmen : Orhan Aksoy
Senaryo: Burhan Bolan, Orhan Aksoy
Kamera:İlhan Arakon
Müzik:Metin Bükey
Yapım:Erman Film / Hürrem Erman


Ar Direktör: Fethi Oğuz, Işık Direktörü: Halit Aysan, Montaj-Senkron: Diamandi Filmeridis, Seslendiren: Yorgo İliadis,


OYUNCULAR: İzzet Günay, Behiye Aksoy, Sezer Güvenirgil, Sezer Tamer, Semih Sezerli, Gülay Alp, Muammer Gözalan,


Konu: Boynunda ur çıkan bir şarkıcıy, kendisini tedavi eden doktora aşıktır. Ancak doktor İzzet’e ilgi duyan ve ona aşık biri daha vardır. O da şarkıcı Behiye’nin kızkardeşidir. İki kız kardeşin aşk öyküsü. Behiye Aksoy’un eşsiz şarkılarıyla film bir kat daha güzelleşir.

KATIRCI YANİ EFENDİNİN DEFİNESİ (1967)

 ”Eşkıya Katırcının Definesi”

Yönetmen:Yavuz Yalınkılıç
Senaryo:Murat Sertoğlu
Kamera:Mükremin Şumlu
Yapım:Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Erol Taş, Nuran Aksoy, Mustafa Çetin, Mehmet Ali Akpınar


Konu: 1853'te devletle anlaşarak dağdan inen Katırcı Yani Efendi’nin yaşamı.

KARIM BENİ ALDATIRSA (1967)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü:Memduh Yükman
Müzik ve Besteler:Turgut Dalar
Yapım:Melek Film / Şahan Haki


Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Dublaj ve Senkron: Diamandi Filmeridis, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, Asistanı: İlia İliadis, Set Ekibi: Erol Şen, Ergun Şimşek, Orhan Akıllıgil, Prodüksiyon: Adil Kıbıcı, Işık: Kenan Eryılmaz, Rıdvan Varol, Reji Asistanı: Ferhan Üçoklar, Kameraman Fikret Temizer, Orkestra: Vasfi Uçaroğülu ve arkadaşları, Erol Sıdal (Trompet), Jan Sırap (Gitar), Şener Özkan (Saksofon), Fikret Tarabuş (Keman), Spadacinni (Org), Vasfi Uçaroğlu (Bateri), Turgut Dalar (Piyano), Semra Nuray (Şarkılar), 

(Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Sevda Ferdağ (Fatma), Öztürk Serengil (Dursun Ali), Önder Somer (Orhan), Vahi Öz (Salih Kaptan), Gülsün Kamu, Neriman Köksal (Belma), Ali Şen (Fatma babası), Sadettin Erbil (Fatma’nın nişanlısı), Ergun Köknar, Mürüvvet Sim (Remziye hanım), Çetin başaran (Badici)


Konu: Orhan ile Belma bir güzellik salonunda çalışırlar. Belma, Orhan'a yanık olmasına karşılık Orhan'ın gözü dışarıdadır ve bir gün ayağı burkulan Fatoş'a (Sevda Ferdağ) yardım ederek onun gönlünü kazanır. Kendisini doktor olarak tanıtan Orhan Fatoş'un gönlünü kazanmak için her bir kuru yaparak kendisini doktor olarak tanıtmaktan da çekinmez.


Bir taka filosuna sahip Karadenizli kaptan Salih Reis (Vahi Öz) ise hamsiden kazandığı parayı gece pavyonlarda cömertçe harcar. Bu arada pavyonda şarkı söyleyen Belma Güneş'i tanır ve ona kur yaparak, biraz da servetinin cazibesiyle eşi olmaya razı eder. Ayrıca gittiği pavyonda garsonluk yapan Dursun'u da (Öztürk Serengil) yanına alarak sağ kolu yapar.


Salih Reis, eşi Belma'nın diretmesiyle güzellik salonunu satın alır ve onu işletmeye başlar. Güzellik salonun müşterileri arasında kimler yoktur ki?. Ama güzelleşmek için değil, bir güzele sahip olmak için oraya gelmişlerdir.


 

KARDEŞ KAVGASI (1967)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo:Fuat Özlüer
Kamera:Çetin Gürtop
Yapım:Erler Film / Türker İnanoğlu


Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Nuran), İzzet Günay (Murat), Yusuf Sezgin (Doğan), Sevda Ferdağ (Alev), Süleyman Turan (İsmail), Nubar Terziyan (Ali Nazmi), Çetin başaran (Musa), İhsan Bayraktar (Kadri), Silvani Panpani, Nermin Özses, 

davetli), Serdar Gökhan (bar Müşterisi), Muzaffer Yenen (savcı), Ali Demir 8hakim), Zeki Sözer (Avni)

Konu: Anne ve babaları küçük yaşta ölmüş iki kardeşten Doğan (Yusuf Sezgin) bir fabrikada işçidir. Onu büyüten ablası Nuran ise (Hülya Koçyiğit) evde dikiş dikerek geçimlerine katkıda bulunmaktadır. Sık sık kavga eden kardeşler, bir süre sonra evin bir odasını taksi şoförü Murat’a (İzzet Günay) kiraya verirler. Doğan, patronu Ali Nazmi’nin (Nubar Terziyan) metresi olan bar kadını Alev’le (Sevda Ferdağ) ilişkiye girer. Murat’la Nuran arasında başlayan yakınlaşma ise kısa sürede aşka dönüşür. Doğan bu ilişkiye karşı çıkar, evlenmelerini istemez. İşine de ilgisizdir ve kovulur. Evdeki eşyaları satmaya başlar. Alev parasız olduğu için Doğan’ı terkeder. Doğan onunla olabilmek için Ali Nazmi’nin kasasını soymayı kabul eder. Murat ile Nuran’ın düğün gecesi fabrikayı soymaya gider. Gece bekçisi olan arkadaşı İsmail (Süleyman Turan) Doğan’a engel olmak isteyince onu vurur. Yaralı İsmail Murat’a haber verir. Murat kimseye bir şey söylemeden düğünden ayrılıp Doğan’ı bulur ama vazgeçiremez. Doğan paraları alır kaçar. Polis gelir, Murat’ı öldürülen gece bekçisi İsmail’in başında yakalar ve tutuklar. Murat hiçbir suçu olmadığı halde idam istemiyle yargılanır. Doğan İsmail’i öldürdüğüne pişmandır. Murat’ı kurtarmak ister. Alev’i öldürür. Mahkeme sıra-sında ortaya çıkıp suçu üstlenir. Doğan cezasını çekmek üzere tutuklanırken, Murat ile Nuran biraz buruk da olsa yarım kalan mutluluklarına yeniden devam etmek için elele verirler 


KARTAL EFE (1967)

“DAĞLARIN YİĞİDİ”

Yönetmen:Kayahan Arıkan
Senaryo:Kemalettin Çelme
Kamera:Yılmaz Ceylan
Yapım:Hakan Film / Kayahan Arıkan


Oyuncular: Tunç Oral, Nurlan San, Mehmet Ali Akpınar, Cemil Taylan, Tansu Sayın, Hayrunisa Demirel, Cevat Uz, Arap Celal, Vural Erman

KARAOĞLAN YEŞİL EJDER (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Suat Yalaz
Görüntü Yönetmeni:Mustafa Yılmaz
Yapım:Olcay Prodüksiyon / Suat Yalaz


Oyuncular: Kartal Tibet, Tülay Erdeniz, Senih Orkan, Recep Filiz, Süleyman Turan, Behçet Nacar, Buket Sokollu, Cemal Göncü, Yusuf Çağatay, İlhan Genç


Konu: Yeşilçam’da Karaoğlan dizisinin beşinci macerasıdır bu film ve Karaoğlan Çin sarayındadır. Bir Uygur obasını Çinli haydutlar basmıştır. Başlarında Yeşil Ejder diye bilinen Sung (Tülay Erdeniz) adlı bir Çinli Prenses vardır. Obadan Bige (Buket Sokollu) adlı bir kızı kaçıran Çinliler kıza “Kaydo” (bir çeşit çıplak dans) oynatmak isterler. Bu arada Çinli Prenses yoksul obaları basarak, onlara zulum etmektedir. Sonunda Karaoğlan’ı karşısında bulur. Aslında Prensesi yaveri (Senih aşam) kışkırtmaktadır. Karaoğlan Sung’un yaverinden hesap sorar. Karaoğlan’la Sung’un beraber olması prensesle ni-şanlı olan Ming Tien’in (Süleyman Turan) soylarının arasını açar, sarayda iktidar kavgası başlar.


Not: Kartal Tibet bu filmden sonra bir daha Karaoğlan dizileri çevirmez. Suat Yalaz ile ticari anlaşmazlığa düşmüşlerdir çünkü.

KARAOĞLAN BİZANSLI ZORBA (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Suat Yalaz
Kamera:Mustafa Yılmaz
Yapım:Olcay Prodüksiyon / Suat Yalaz


Kostüm: Ahmet Sert, Terzi: Fatoş, Dekor: Sohban Koloğlu, Makyaj: Cemal Gonca, Reji Asistanı: Mesut Taner, Kamera: Ahmet Erhan, Işık: İlyas Kürtün, Prodüksiyon: Yusuf Çağatay, Set Amiri: Sezai Kırmacıoğlu, Set Ekibi: İbrahim Uğurlu, Mustafa Karaçuga, Mehmet Çağatay, Erol Batıbeki, Profdüksiyon Amiri: Melih Altınışık, Cevat Alkan, Montaj: Turgut İnangiray, Laboratuvar: Cavit Kokmaz, Abdullah Akdeniz, Asistan Rejisör: Yücel Uçanoğlu, 

(Saner Film stüdyosunda hazırlanmış ve Süperfon stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Kartal Tibet (Karaoğlan), Esen Püsküllü (Eleni), Tanju Gürsu (İmparator Manuel), Devlet Devrim (Sofia), Reha Yurdakul (Baybora), Nurhan Nur (Kitya), Birsen Ayda, Turgut Akaslan (Yzb. Viktor), Altan Günbay (Akilas), Yavuz Selekman (Berbriks), Nevin Nuray, Gürbüz tanrısever, Turgut Savaş, Muammer Gözalan, Recep Yurdaşen, Tahiye Salem, Okktay yavuz, Nermin Özses


Konu: Karaoğlan'ın Bizanslı zalim kral Manuel Vasilas'la olan çatışmalarının kanlı öyküsü.

 

KARA KARTAL (1967)

Yönetmen:Kemal Kan
Senaryo:Nilüfer Badur
Operatör:Fevzi Eryılmaz
Yapım:Kan Film / Kemal Kan


Laboratuvar Şefi: Cemil Orhon, Laboratuvar: Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Muharrem Gündüz, İbrahim Eken, Sesleri Alan: Marko Buduris, Montaj: Süleyman Karakaya, Senkron : Cevat Sezer, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Mahmut Eskici, Kostümler: Niyazi Er, Aksesuar: Hamdi Oktay, Işıklar E.D. K Işık Servisi; Prodüksiyon Amiri: Aker Arayıcı, Ar Direktör: Ünal Uğur, Dekorlar: Ender Tanrıöver, Tarzan Baba, Rejisör Asistanı: Ender Tanrıöver, Operatör Asistanı: Ahmet Erkan,

Oyuncular: Eşref Kolçak, Hülya Darcan, Kemal Aydan, Baki Tamer, Kazım Kartal, Gülgün Erdem, Zeki Tüney, Kerem Mertoğlu, Neşe Çolpan, Ali Aslan, Faruk Panter, Hamdi Oktay, Nüsret Açıkyürek, Murat Tok, Ali Arslan, Cemal Midye, Ahmet Karaca, Ahmet Aras, Cevat Uz, Muharrem Tatlıdil, Kâzım Taş, Mehmet Çolpan, Aker Arayıcı, Ali Çolpan, Nuhbe Işıl, Ünal Uğur, Okan Konak,


Konu: Haksızlıklara karşı isyan edip başkaldıran bir eşkiyanın öyküsü.

 

KARA DUVAKLI GELİN (1967)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo:Osman F. Seden
Kamera:Necati İltaç

Yapım:Kemal Film / Osman F. Seden

Yönetmen Ast: Yücel Çakmaklı, Kamera Ast: Özer Korkmazlar, Müzik: Metin Bükey, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Arif Özalp, Kâzım Çokcan, Negatif Montaj: Ali S. Berkan, Işık Şefi: İlhan Aslım, Dekor: Saim N. Bilge, Set Amiri: Rıza Şenışık, Set Ekibi: Avni Keser, Erol Şen, Sanat Direktörü: Yüksel Tanık, Prodüksiyon Temsilcisi: Adnan İrkut, Prodüksiyon Amiri: Hasan Nurdan, Prod. Ast: Cemil Paskap, (Kemal Film stüdyolarında çevrilmiş, Acar film stüdyosunda seslendirilmiştir).


Oyuncular: Türkan Şoray, Efkan Efekan, Sezer Güvenirgil, Muzaffer Tema, Nubar Terziyan, Renan Fosforoğlu, Hakkı Haktan, Hakkı Kıvanç, Ali Ekdal, Ali Seyhan, Lütfi Engin, Muzaffer Yenen


Konu: Kiralık katiller tarafından öldürülen ustabaşı kocasının intikamını milyoner patrondan alan kadınla, iki kızının öyküsü anlatılmakta.

KARA DAVUT (1967)

Yönetmen: Tunç Başaran
Senaryo:Sadık Şendil (Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu ile Alexandre Dumas’ın Üç Silahşörler” isimli eserinden)
Operatör:Kriton İliyadis
Yapım :Arzu Film / Ertem Eğilmez


Reji Asistanı: Funda Ören, Kamera Asistanı: Abdullah Gürek, Kurgu: Diamendi Filmeridis, Negatif Kurgu: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Hilmi Başcan, Erdoğan Dolapçı, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin Yardımcısı: Himmet Tokgöz, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, İlia İliadis, Prodüksiyon Amiri: Vecdi Benderli, Set Amiri Yılmaz Kanat,


Oyuncular: Kartal Tibet, Sezer Güvenirgil, Semiramis Pekkan, Tanju Gürsu, Nurlan San, Suphi Tekniker, Yılmaz Köksal, Yavuz Selekman, İhsan Yüce, Kayhan Yıldızoğlu, İlhan Hemşeri, Abdullah Ferah,


Konu: Osmanlılar döneminde geçen dört arkadaşın kahramanlık öyküsü

KANUNSUZ TOPRAK (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Bilge Olgaç
Kamera:Cengiz Tacer
Yapım:Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Prodüksiyon Amiri: Şevket Tosunoğlu, Fon Müzikleri ve Türküleri Okuyan: Şükrü Osmanoğlu, (Saner Film Stüdyosunda hazırlanmış ve Süperfon’da seslendirilmiştir.)


Oyuncular: Kartal Tibet (Murat), Hülya Darcan (Zeynep), Hayati Yurdakul (Osman), Aliye Rona, Sami Tunç (Ali’nin adamı), Faruk Panter, Sabahat Işık, Turgut Savaş, Mehmet Büyükgüngör, Devlet Devrim, Hasan Ceylan (Ali’nin babası), Küçük Yıldız: Melih Ateş, (Mehmet)


Konu: "Murat yaylanın mert ve cesur delikanlısıdır, babası kan davasında öldürülmüştür. Kendisi de Rüstem’in oğlu Ali’yi öldürmeye yeminlidir. Annesi intikam almaması için oğluna baskı yapmaktadır. Murat yaban atı yakalar. Ali Zeynep’i sevmektedir, Zeynep’in gönlü olmadığından dedesini vurur. Zeynep Ali’ye ateş edecekken adamlarından biri Zeynepİi vurur. Zeynep kaçar, Murat’ın evine gelir annesi kurşunu çıkarır onu tedavi eder. Başka kimsesi olmadığından onlarla beraber yaşar. Ali’yi Jandarmalar alıp götürür, 10 yıl ceza alır. Murat, Zeynep’i sevmeye başlar, yakınlık gösterir, beraber gezerler, Murat’ın abisi Osman da Zeynep’i sevmektedir, annesine evlenmek istediğini söyler. Annesi de kıza bile sormadan Osman ile Zeynep’i evlendirmeye karar verir. Murat istemeyerek de olsa abisini tebrik eder. Zeynep de Murat’ı sevmektedir fakat can borcu olduğu için sesini çıkarmaz kabul eder.Murat artık kendisini içkiye verir iş yapmaz, Ali Zeynep ile Osman’ın evleneceğini duyunca adamlarına engel olmalarını ister. Nikah hazırlıkları yapılır Nikah Memuru gelmemiştir. Durumdan şüphelenen Murat Ali’nin çiftliğine gider. Adamları Nikah memurunu yakalamışlar bu işi yapmamalarını ister. Murat gelir Memuru alıp gider. Nikah kıyılır. Aradan zaman geçer Zeynep hamiledir. Murat artık mecnun gibi dolaşır Annesi durumuna çok üzülür. Leyla, Murat’a yemek götürürken, Ali önüne çıkar, Zeynep’ten intikam almak için anlaşırlar. Ertesi gün buluşurlar ve beraber olurlar. Leyla, Mehmet’i kaçırıp Ali’ye getirir. Murat durumun farkındadır. Bu arada eve taş ile mektup atılarak yeğenini almaya göl kenarına gitmesini ister. Murat’a tuzak kurarlar., Murat gidince, Ali ve adamı eve gelir, annesi Zeynep’e arka kapı-dan kaçmasını söyler. Murat buluşma yerine gider adamlarla kavga eder döver ve Ali’nin yerini öğrenerek çiftliğe gelir. Ali anneyi de alarak çıkar onu öldürecektir, Zeynep ona saldırı fakat bir şey yapamaz. Ali onu da yakalar elbise-lerini yırtar, tecavüz edecekken Murat gelir kavga ederler. Kavga sırasında Ali’nin adamı Murat’a ateş ederken yanlışlıkla Ali’yi vurur, Ali yere düşer. Adam kaçar. Murat Zeynep’in yanına gider yaralı olan Ali yerde duran bıçağı Murat’a fırlatır ve sırtından bıçaklanır. Aradan zaman geçer iyileşen Murat evden ayrılıp dağlar kızının yanına gide-rek ondan karısı olmasını ister.


 

KANUNSUZ KAHRAMAN (1967)

 “RİNGO KIT”

Yönetmen:Zafer Davutoğlu
Senaryo:Bülent Oran, Muzaffer Aslan
Görüntü Yönetmeni :Kenan Davutoğlu
Yapım :Sine Film/Muzaffer Aslan


Oyuncular: Cüneyt Arkın (Ringo Kid), Sevda Ferdağ (Mary), Muzaffer Tema (Jimmy Vallas), Peri Han (Ringo Kid’in karısı), Altan Günbay (Ramon), Cenk Er (Jack), Meral Sayın (Tğm. John), Abdullah Ferah (Pedro), Orhan Çoban (Fernando), Enver Dönmez (Reks), Hü-seyin Zan (Çarli), Oktar Durukan (Tom), Nusret Ataer (Cesi), Faruk Panter (Kızılderili), Necati Er, Çetin Başaran, Mustafa Dik, Dilek Akpak, Hüseyin Kutman (Şerif Yardımcısı), Muzaffer Yenen, (Banka Md.) Çetin Başaran (Kızılderili), Yılmaz Ateş, Şahin Kızıltaş, Baykal Kent

Konu: Ramon ve 6 arkadaşı Silver City bankasındaki yirmi bin dolarlık altını çalıp,şerif Ringo Kitin oğlunu ve eşini öldürürler.Artık bundan sonra Ringo Kitin hayattaki tek gaye bu kanlı yedi katilden ailesinin intikamını almaktır,bunun içinde Buene Vistaya şerif yıldızını çıkararak yola çıkar…

KANLI TAKİP “VAHŞİ İNTİKAM” (1967)

Yönetmen:Yavuz Figenli
Senaryo:Erdoğan Tokmakçıoğlu
Kamera:Dinçer Önal
Yapım:Topkapı Film / Yaşar Tunalı


Oyuncular: Fikret Hakan, Sevda Ferdağ, Nuran Aksoy, Hüseyin Baradan, Yılmaz Köksal, Hüseyin Kaşif, Tahsin Koray


Konu: Bir kan davasının öyküsü.

KANLI HAYAT (1967)

Yönetmen:Ertem Göreç
Senaryo:Halit Refiğ
Foto Direktörü:Ali Yaver
Yapım:Metin Film/M. Işık Toroman


Oyuncular: Fikret Haklan, Esen Püsküllü, Tunç Oral, Mümtaz Ener, Ali Seyhan, M. Ali Akpınar, İsmet erten, Behçet Nacar, Engin İnal


Konu: Hapisten çıkıp yıllar önce öldürülen babası ve dayısının intikamını alan bir gencin öyküsü.

KAN DAVASI (1967)

“Eceline Susayanlar”

Yönetmen:Ertem Göreç
Senaryo:Sefa Önal
Kamera:Nejat Okçugil
Yapım :Er Film/Berker İnanoğlu


Oyuncular: Fikret Hakan, Nilüfer Koçyiğit, Turgut Özatay, Suzan Avcı, Yılmaz Köksal, Kayhan Yıldızoğlu, Hakkı Haktan, Necip Tekçe, Selahattin İçsel


Konu: Evledirilmek istenen evli adamdan kaçıp İstanbul’da kötü yola düşen genç bir kızla onu kurtarmaya çalışan kan davalı bir genç adamın dramatik öyküsü konu edilmekte. Fikret Hakan kanlılarından kaçmıştır. Kimsesiz bir kızla (Nilüfer Koçyiğit) tanışır. Intikam almak için peşlerinden Fikret Hakan’ın kanlısı Yılmaz Köksal ve bir kaç adamı gelir. Sonunda ise Fikret Hakan ağır yaralanmasına rağmen kendisini pusuya düşürmeye çalışan bütün kanlılarını öldürür..

KAMALI ZEYBEĞİN İNTİKAMI (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Kamera:Cezmi Ar
Yapım:Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Tanju Korel, Tijen Par, Refik kemal Arduman, Feridun Çölgeçen, Memduh Ünsal


Konu: Babasının intikamını alan Kamalı'nın macerası

KADIN PARMAĞI (1967)

Yönetmen:Semih Evin
Senaryo:Gürkan Ök
Operatör Fethi Mürenler
Yapım:Rokert Film/Semih Evin


Sesleri Alan: Ferruh Kırmaz, Kunt Tulgar, Laboratuvar: Yılmaz Erman, Aslan Tektaş, Erol Cıntan, Halit Birol, Senkron, Montaj: Adrina Muradyan,

Oyuncular: Eşref Kolçak (Mehmet), Tijjen Par, Neriman Köksal (Neriman), Erol Taş, Cahide Sonku, Yaşar Şener (Badik), Hakkı Kıvanç (Fedai), Behçet Nacar, Muammer Gözalan (Polis), Kadri Ögelman , Asuman Arsan, Renan Fosforoğlu, Mehmet Aslan, Özdemir Akın, Hüseyin Zan, Haluk Orçun, İsmet Etrten, Küçük Yıldız: Nilüfer Özhan,


Konu: Denizci olan Mehmet , seferden dönmüş ve artık bir daha ayrılmayaca-ğını sevgilisi Tijen’e söylemektedir. Dönüşünün şerefine bir gazinoya giden ve orada şarkıcı kadın Neriman’ın tuzağına düşen Mehmet’i kötü kader beklemektedir.