Powered By Blogger

28 Nisan 2015 Salı

İSTANBUL SOKAKLARINDA (1931)



Senaryo ve Yönetmen Muhsin Ertuğrul
Görüntü Yönetmeni Cezmi Ar, Nicolas Farkas
Müzik Hasan Ferit Alnar, Hüseyin Sadettin Arel

Yapım: İpek Film / İpekçi Kardeşler (Türk-Yunan-Mısır Ortak Yapımı)

Filmin çekildiği yer: İstanbul, Bursa, Kahire, İskenderiye, Atina

İlk gösterim: 2 Aralık 1931, Melek ve Elhamra sinemalan, İstanbul

Oyuncular: Semiha Berksoy (Semiha), Bedia Muvahhit, Azize Emir (Semra), Perikles Gavrilidis, Talat Artemel (Talat),
Hazım Körmükçü, Behzat Butak (Hancı Halil Ağa), İsmail Galip Arcan, Nişanyan, Periklis Gavrilidis, Gris Nişanyan

Konu: Rahmi ile Talat orta halli bir ailenin çocuklarıdır. Babaları ölmüş, anneleri hastadır. Böyleyken Rahmi, bir zamanlar ağabeyinin de sevmiş olduğu uygunsuz bir bar kadınıyla düşüp kalkmakta, ona para yedirmektedir. Bu yüzden çal ıştığı bankanın parasına bile el atmış ve belli bir tazminat ödemeye zorlanarak işinden ayrılmak zorunda kalmıştır. 

Bütün bu şartlara rağmen, bir gün Talat onu barda yine aynı kadınla yakalayınca, önündeki içki bardağını suratına fırlatır. İçki daha önce bir garsonun sızması için bardağa koyduğu bir ilaç yüzünden Rahmi'yi kör eder.

Bu duruma üzülerek hasta anneleri de ölür. İki kardeş para bulmak umuduyla Bursa'daki dayılarına sığınmak isterler ama dayılan ölmüştür. Onu tanıyan bir hancı, iki genci himaye eder. Uzunca bir süre onun hanında kalırlar. Bu arada evin  kızı Semiha, Rahmi'yle ilkin hissi, sonra da fiziki bir ilişki kurar.
Bir gün handa hırsızlık yapan bir yolcuyu kaçamadan yakalar Talat. Hırsızın düşmanlığını kazanır. Hırsız iki yıl sonra hapisten çıkıp hana gelerek, bir para meselesi yaratarak iki kardeşi birbirine düşürür. Bu yüzden Talat bir misafirin beş lirasını çalarak Rahmi'’ye vermek mecburiyetinde kalır. İşe polis el koyar; para, Rahmi'den geri aldığı için Talat'ın üzerinde bulunur. Bir zaman için tutuklanırsa da sonradan suçsuzluğuna inanılarak salıverilir Rahmi. ..

Ama bu kısa süre Rahmi'ye ağabeyinin fedakarlığını anlaması için yetmiştir. Artık handa kalamazlar. Rahmi öteden beri çaldığı armonikasını boynuna asıp dokunaklı sesiyle şarkılar söyler.  Böylece İstanbul sokaklarında dolaşarak dilenirler. 

Bir gün Mısırlı bir romancı olan Semira, İstanbul'da oturmakta olduğu evin penceresinden bu iki genci görür. Rahmi'nin söylediği acı şarkıyı duyar. Bunları evine çağırarak kendileriyle ilgilenir, . geçmişlerini öğrenir. Aslında yakışıklı bir genç olan Rahmi'ye yakınlık duyar ve gerekli parayı vererek gözlerini açtırır.

 Bu yakınlık sevgiye dönüşür ve evlenmeye karar verirler. Tam nişan yapılırken, Semiha kucağında Rahmi'den peydahladığı çocukla çıkagelir. Halil Ağa onu yanından sürüp çıkarmıştır. Semira'ya iki genci birleştirmek ve Rahmi'nin hikayesinden bir roman çıkarmak üzere Mısır'a dönmek düşer.

► M. Ertuğrul 1931 yılında ilk sesli-şarkılı Türk filmini izleyiciye sunar. "İstanbul Sokaklarında" adındaki bu film Darülbedai kadrosunu barındıran, kimi sahneleri Mısır ve Yunanistan'da çekilmiş bir ortak yapımdır. Cumhuriyet Gazetesi yazarları, film içeriğinin vasat olduğu ama ses unsurunun filmi izlenebilir kıldığı gibi çeşitli yorumlarda bulunur“

Ne var ki film karmaşık ve ayrıntılarla yüklü senaryosu, yer yer teatral havasıyla tutarlı olmaktan uzaktı. Ancak ilk sesli film oluşu ve melodramatik havasıyla geniş kitleler tarafından ilgiyle izlendi. “Mevzu, fazla mübalagaya kaçılmış tarafları rötüş edilmek şartı ile güzel intihap edilmiştir. Yalnız ne var ki, rejisörün iktidarı bu mevzuu sahneye koymak hususunda kafi gelmemiştir. (Ahmet Hidayet, Cumhuriyet, 2 Aralık 1931) [1]


[1] Agah Özgüç “Türk Filmleri Sözlüğü 1. Cilt, s:31" 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder