Powered By Blogger

31 Mart 2018 Cumartesi

BIKTIM HER GÜN ÖLMEKTEN (1976)

Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Erdoğan Engin
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Montaj: İsmail Kalkan, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu,

Oyuncular: Orhan Gencebay (Orhan), Necla Nazır (Meral). Erol Taş, Hukusi Kentmen, Hüseyin Peyda (Orhan’ın dayısı), Turgut Boralı, Şemsi İnkaya, Tevfik Şen, Leman Akçatepe, Mehmet Emre, Aran Aktuğ, Osman Çağlar (öğrenci), Osman F. Seden, Erol Şen, Arap Celal (Arap Şerif), Dündar Aydınlı

Konu: Hikaye'nin başında Almanya'dan san arabasını alıp gelen gurbet yorgunu, gurbet zengini Orhan çaresiz şekilde kan davasının içine sürüklenir. Bu akışın göbeğinde yer alan kahramanımız "amca katili" peşinde geldiği İstanbul'da bir kıza, bir edebiyat öğretmenine aşık olur. Meral karakterinde Necla Nazır kan davalısı olduğu ailenin yani İbrahim Ağa'nın (Erol Taş) kızıdır. Orhan her ne kadar cinayet işlemeye karşı çıksa da kan davasının dinimize bile karşıt olduğunu söylese de sonunda kabak yine kahramanımızın başına patlar. Yoksa genç lise öğrencisi kardeşi teslim alacaktır tabancayı. Bu durumun düşüncesi bile kahramanımıza endişe verir. Taraflar harekete geçmeden önce, yani işler kızışmadan önce, Orhan'la Meral aşkının filizlenmesi İstanbul'un masmavi, yemye-şil. Şipşirin mekanlarında gerçekleşir. Filizlenen aşkın başlangıç mekanı olarak lunapark seçilmiş ki lunaparktan sonra deniz kenarında, dağda, bayırda, kayıkta, samanların üzerinde devam eder bu aşk. İntikam vakti gelip de i aşık birbi-rinden ayrıldıklarında, Meral elinde çiçeklerle Orhan da elinde silahıyla birbirlerini nasıl sevdiklerini düşüneceklerdir. Ancak Orhan tam kanlısını vuracakken ilk"onu" yani Meral'i görür gencin yanında, siiahı da mermileri de pencere pervazına bırakır. Şimdi aniden ortaya çıkan ve doğal gelişen olaylarla iki kan davalı aile arasında bir uzlaşmanın, bir barışmanın çağrısı akar gözlerden yüreklere. Sahil kasabasına dönülüyor yeniden. Kasabada tatsızdır gelişmeler.

İbrahim Ağa ve oğulları kanlılarını öldüremedi diye Orhan ve babasıyla alay ederler. Daha da kötüsü yaşlı adamın suratına tukürür, Orhan'a da bir entari ve tef getirirler. Orhan'ın babası evlatlıktan reddeder oğlu Orhan'ı, ona "cenazeme bile gelme" der. İstanbul'dan babasının zoruyla ayrılan Meral, Orhan'ın kardeşi Dündar'ın sınıfına öğretmen olarak atanır. Tatsız olayların ortasında mutlu bir tesadüftür bu. Bütün olan biteni böylece öğrenir Meral, Sevdiğinin kim olduğunu, neden ortadan kaybolduğunu, kan davası hikayesini öğrenir O da karşıdır bu insanlık suçuna. Böylece Orhan'la Meral barışır ve Dündar'ı da yanlarına alırlar.

Kaçmaya karar verir iki sevgili son çare olarak ve İstanbul'a kaçarlar. Her şey süt liman oldu derken Dündar'ın vurulduğunu öğreniyorlar. Meral karşı çıksa da Orhan kasabaya döner ve gidip bulur İbrahim Ağa'yı. Bir güzel dövüp alır elinden silahını, mermilerini de boşaltıp atar. Bunu bilmeyen Meral babasını öldürmesin diye silah çeker sevdiğine, vurup öldürür onu. Sonradan öğrenir babasından silahın boş olduğunu Kahrolur sevdiğini silah çekip öldüren genç kız silahı kafasına dayayıp öldürür kendini. (Vadullah Taş)

filmi izle



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder