Powered By Blogger

28 Nisan 2015 Salı

AYNAROZ KADISI (1938)



Yönetmen Muhsin Ertuğrul
Senaryo Necdet Mahfi Ayral
Görüntü Yönetmeni Cezmi Ar
Yapım İpek Film / İpekçi Kardeşler 

Yönetmen Yardımcısı: Necdet Mahfi Ayral, Kurgu: Muhsin Ertuğ-rul, Ses Mühendisi: Osman İpekçi, Ses Sistemi: Tobis-Klang Film

Oyuncular: Hazım Körmükçü (Kadı Yakup Efendi), Halide Pişkin (Eda), Şevkiye May (Afrodit), İsmail Galip Arcan (Rahip Gregoryus), Vasvi Rıza Zobu (Şemsi Molla), Müfit Kiper (Pavlos), Mahmut Moralı (Rükneddin), Behzat Butak (Adem Ağa), Kadri Ögelman (Muharrem), Emin Beliğ Belli (Kehkeşanizade), Necla Sertel (Zahide), Perihan Yanal (Safter), Nevin Akkaya (Nurbanu), Sami Ayanoğlu (Anadolu Ka-zaskeri), Neşet Berküren (Rumeli kazaskeri), Yaşar Özsoy (Dehri), Muammer Karaca (Hristo), Refik Kemal Arduman, Selahattin Yazgan, Muvaffak İhsan Garan (Hezergradi Dehri), Zihni Rona (Haykandi İshak), Talat Artemel (Hristos)

KONU: Şeyhülislam Kehkeşanizade Lem’i Molla’nın bacanağı Divriki Yakup medreseyi bitirip, yardımlarla çeşitli görevlerde bulunduktan sonra rüşvet ve kadın düşkünlüğünden dolayı sonunda bir kadılığa getirilir. Mahkeme katibi Rüknetlin'in yardımı ile, hakların yitirilmesi için hile-i şer'iye yollarına başvururlar. Kalyoncu Adem Ağa'nın mahkemede işini görürken onu soyup soğana çevirirler. Afroditi isimli Rum dilberinin ailesinden kalma 15 bin duka altını olduğunu öğrenen Aynaroz'lu papazlar bu parayı elde etmek isterler. Yakup, Afroditi'nin paralarını ele geçirilmesinler diye önce kızı evine kapatır, buradan kaçırılması üzerine peşlerine düşer, altınları geri aldığı gibi kızı da sevdiği Rum genci ile evlendirir. Aynoroz baş papazının Şeyhülislam nezrinde açtığı davada ise Yakup çeşitli oyunlarla (arada rüşvetle vererek) şikayetçi rahibi haksız duruma düşürür, rahip davasından vazgeçerek canını kurtarır. Aynaroz Kadısı Nevres halasının kızı Nesime ile nişanlıdır, eniştesi Hayret Efendi padişahın saksoncu başısıdır (köpek çobanı). Eşref, Nevres'in iyi dostudur. Neşati zevk alemlerinde gezen bir dalkavuktur. Çengi Şehnaz, Nevres'e vurgundur, Eşref ise Çengi Şehnaz'a... Bir gün Neşati, Eşref'i Şehnaz'ın bulunduğu bir eğlenceye götürür, burası yeni sadrazam olmuş Hayret Efendi'nin yalısıdır. Eşref ile Şehnaz burada buluşurlar.

Yeni sadrazam Eşref ve Neşati'ye görevler verir. Sadrazama danışmanlık yapan Neşati, önemli meselelerde karar vermek için aşık atmasını önerir. Aşık, cuk oturunca mesele olumlu halledilecektir. Sadrazam, Fransız setirinin işini bu yolla olumlu çözerken, yeniçeriler için olumsuzkarar verir. Yeniçeriler ayaklanırlar. Araya adamlar konularak, padişaha sunulmak üzere bir tezhipçide (Nevres'in babası Revnaki) bulunan bir kitabı vererek Hayret Efendi'nin hayatını kurtarırlar. Sonunda Nevres ile Nesime evlenirler. [1]

Eleştiri:  Filmde mükemmel bir kompozisyon çizen Hazım Körmükçü, henüz rüştü kabul edilmemiş yetim bir Rus kızının mirasını, hile yaparak ve kitabına uydurarak, Manastır ele geçirmeden ve şeyhülislam'ın başkanlık ettiği divanda açılan davada, yine bir hile kullanarak haklı çıkarılan dalavereci bir kadıyı canlandırmaktadır .

Oyunda yer alan erotik sahneler nedeniyle filmin yurtdışına çıkması engellenmiş konu 1939'da meclise Aynoroz Kadısı, Türk Tiyatrosunun en kuvvetli komedilerinden biridir. Tiyatrosunu bile dört beş defa severek ve kahkahadan adeta kırılarak seyredenlerin bulunduğunu düşünürsek, mizansen imkanlarının daha genişlediği ve daha zenginleştiği filmdeki komedinin ne parlak bir şey olacağını kolayca tahmin edebiliriz.

İpek film stüdyoları, bu film için altı aya yakın bir zaman uğraştı. Sahnelerin mühim bir kısmı Yunanistan'da olayın geçtiği yerlerde çevrildi. Aynaroz Kadısı bizzat stüdyo sahiplerinin de söyledikleri gibi, işe başlanırken tahmin edildiğinden bir hayli daha pahalıya mal olmuş bulunuyor. Fakat zengin ve güzel bir film olması için elden gelen hiçbir şey esirgenmiş değildir.

“Mevzu ve rejisindeki iptidailikten başka, filmin bazı münasebetsiz derecede açık sahneleri, birçok karilerimizin de mektuplarında yazdıkları gibi, bu eser hakkında iyi fikirler beslenmesini icap ettirecek mahiyette değildi. Nitekim hükümette “Aynoroz Kadısı”nı Türkiye hudutları dışında oynatmamak suretiyle yerinde bir kara vermiştir. [2]

Eleştiri:  Muhsin Ertuğrul 1938 yılında Müsahipzade Celal tarafından yazılmış olan Anaroz Kadısı adlı bir oyunu sinemaya aktardı. Daha önce sahnede de oynanan metinden yola çıkılarak oluşturulan film için "Yıldız Dergisi"ndeki 'Rejisör' imzalı eleştiride milliyetçi bir yaklaşım göze çarpmaktadır.

"Türkiye'de filmcilik belki henüz istenilen derecede ileriye gitmemiştir. Belki daha biraz geridir. Ne olursa olsun, Türk kafasından çıkmış bir eserin, tatlı Türk diliyle, sevilen Türk artistler tarafından oynanışı başka bir türlü oluyor. (Yıldız Dergisi15 Kasım 1938) [3]


[1] Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf, 47
[2]  Rejisör, Yıldız Dergisi, 13 Şubat 1939
[3] Okan Ormanlı, “Türk Sinemasında Eleştiri




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder