Powered By Blogger

28 Nisan 2015 Salı

SÖZ BİR ALLAH BİR (1933)



Yönetmen Muhsin Ertuğrul
Senaryo Nazım Hikmet Ran (Mümtaz Osman takma adıyla, Mahmut Yesari'nin M. Hennequin ve P. Weber'den Kudret Hel-vası adıyla dilimize uyarladığı Et moi j'dis qu'elle t'a fait d'l'oeil adlı oyundan)
Kamera Cezmi Ar
Müzik Muhlis Sebahattin Ezgi
Yapım İpek Film / İpekçi Kardeşler
Yönetmen yardımcısı: Necdet Mahfi (Ayral)

Oynayanlar: Hazım (Körmükçü) (Recep), Melek (Tayfur) (Ayten), Vasfi Rıza (Zobu) (Şadan), Cahide (Sonku) (Leyla), Necla (Sertel) (Teyze), İ. Galip (Arcan) (uşak Yavuz), Semiha (Berksoy) (feminist), Mahmut (Moralı) (Şerafettin) ve Ferih (Egemen)

İlk gösterim: 3 Ekim 1933, İpek Sineması, İstanbul

Konu: Şadan evli kadınlarla düşüp kalkan bir avukattır. Teyzesi onu da bu durumdan kurtarıp evlendirmek ister. Şadan ise evlilikten korkar. İlkin Büyükada'da kaldığı otelde bir feminist kadınla konuşup tartıştıktan sonra, arkadaşı Arnavut Piştovzade Debreli Recep'in nişanlısı  

Leyla'ya göz koyar. Recep'i de ertesi gün Mis Sokağı'ndaki garsoniyerinde kendisini bekleyecek evli bir kadın olan Ayten'i görüp artık kendisinin bu işlerden el etek çektiğini söylemek üzere görevlendirir. Recep bu işi görmeye bir kere söz vermiş bulunur.

Garsoniyere giderek, orada gördüğü Ayten'e durumu anlatır. Ancak kocasından ayrılıp Şadan'la evlenmeyi iyice kafasına yerleştirmiş olan Ayten , suçüstü yaptırması için kocasına da anonim bir mektup yazarak bu randevudan bilgi vermiştir. Bu yüzden Recep'i bırakmaz; kocasına karşı yalancı çıkmamak için, onu, Şadan'ın yerine kendisiyle yatmaya zorlar; aksi takdirde pencereden atlayarak intihar edecektir.

Recep kadının oyununa gelerek onunla kalmaya ve bu sırrı kimseye açıklamamaya söz verir. Ayten bir ara Recep'in giysilerini de pencereden fırlatır atar. Ayten'in kocası Şerafettin polislerle birlikte baskın yapar; Recep'i büründüğü havlu ve başına koyduğu hamam taşıyla karakola götürürler. Orada karı koca ayrılmayı kararlaştırırlar; Şerafettin, Recep hakkındaki şikayetini geri aldığından onu serbest bırakırlar. Recep'in düğün dolayısıyla Arnavutluk'tan halası gelecektir.

Leyla otelde ilk kez gördüğü Ayten'i bu hala sanmaktadır. Halbuki Ayten Şadan'ın uşağına Recep'in metresi olduğunu söyler. Uşak Yavuz da bunu Leyla'ya açıklar. Bir yandan da Şerafettin Recep'i karısıyla evlenmeye zorlamaktadır. Leyla da Şadan'la dertleşir.

Biri nişanlısının, diğeri de arkadaşının hainliğinden söz açar. Gerçekten Şadan da Recep'i metresiyle kendisine hainlik etti sanmaktadır. İkisi de aldatıldıklarına inanırlar ve birbirleriyle evlenerek bunun öcü-nü almayı kararlaştırırlar. Bu kararı bir öpücükle mühürlemek isterlerken Recep çıkagelir. Onların öpüştüklerini görünce tabancasını çeker, ama tabancada kurşun yoktur. Şadan Recep'i yatıştırır; onun da pekala metresini baştan çıkardığını ileri sürer. Bu durumda Recep gerçeği kendisine açıklamaya mecbur olur. Ama böyle de olsa, Leyla ile Şadan birbirlerini sevdikleri için, Şadan, Recep'ten artık son bir arkadaşlık yapıp Leyla'yı kendisine bırakmasını diler. Recep buna katlanır. Nasıl olsa diğer kadınla namus belası evlenmek zorundadır. Ancak Ayten kocasına, kendisinin bir hafta öncesi baloda bir sarışına göz kırptığını gördüğü için, öç almak üzere bu durumu düzenlediğini, kendisinin Recep'le hiçbir ilişkisi bulunmadığını yeminlerle temin etmiştir ve o da karısından özür dilemiştir. Bu durumda ayrılmalarına ve Recep'in Ayten'le evlenmesine lüzum kalmamıştır. O gece şölen sofrasında Leyla ile Şadan nişanlanırlar. Şadan arkadaşını övmekte, Recep de kendi kendine, bir daha rastgele kimseye söz vermemeye and içmektedir. [1]


[1] Alim Şerif Onaran “Muhsin Ertuğrul’un Sineması”





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder