Powered By Blogger

7 Ekim 2015 Çarşamba

İKİ AŞK ARASINDA (1961)

Yönetmen Osman F. Seden
Senaryo Bülend Oran
Kamera Kriton İliyadis
Yapım Kemal Film / Seden Film


Oyuncular: Göksel Arsoy (Ali), Nilüfer Aydan (Gül), Peri Han, Öztürk Serengil, Şaziye Moral, Mümtaz Ener, Reha Yurdakul, Ziya Metin, Nubar Terziyan


Konu: Ali (Göksel Arsoy) zengin Azmi Bey'in oğlu, bir kazada annesini ve babasını yitiren Gül (Nilüfer Aydan) ise Azmi Bey'in yanına sığınan yeğenidir. Ali'nin bir de ağabeyi vardır; sürekli borca giren Selim. Avukat Tahsin, ortağı Nejat ve metresi Yale’nin (Jale, Nejat'ın kız kardeşidir) etkisi altında kirli işlere karışır, babasının imzasını taklit etmeye kalkar.


Selim günün birinde bir kaza geçirir ve ölüm döşeğinde Ali'yi çağırtıp hamile olan Jale ile evlenmesini ister. Ağabeyinin bu son arzusuna karşı gelemeyen Ali, ailesinin şerefini korumak gayesiyle kabul eder. Oysa Jale hamile değildir. Bu Selim’i ona bağlamak için uydurulmuş bir yalandır. Bir süre sonra düğün hazırlıkları başladığında Gül asabi krizler geçirmeye başlar ve Ali'ye nispet olsun diye kendisini zorlayarak Avukat Tahsin ile nişanlanır. İki düğün bir arada yapılır ve zifaf gecesinde Gül dayanamayarak intihara kalkışır. Ameliyat olur fakat kötürüm kalır, üstelik dili tutulmuştur. Bu noktadan sonra olaylar daha da hızlanır, Selim’in eski ortağı Nejat, Jale'nin yardımı ile Azmi Bey'in evinden değerli, mücevherleri çalar, Jale'den ayrılmaması için Selim'in kullanmış olduğu bonolarla Ali'ye şantaj yapar. Tüm baskılara boyun eğen Ali ise günlerini kötürüm olan Gül’ün yanında geçirmektedir. Bu sırada Ali'nin önce babası sonra da annesi ölür. Nejat, Jale'nin yardımı ile Ali'yi öldürmek ve koca mirasın tek varisi olarak servete el koyabilmek için bir plan kurar. Bir gece köşkün bahçesinde Nejat, Ali'yi vurmaya karar verir. Olaya tanık olan Gül'ün geçirdiği şokla dili çözülür. Ali ölümden kurtulur, kötüler cezasını bulur. Gül tamamen iyileşir ve iki sevgili nihayet birbir-lerine kavuşurlar.

► Bu özetten, bir kez daha "antolojik" bir filmin karşısında bulunduğumuz anlaşılıyor. Taraflar kesinlikle ayrılıyor, gerçekten tahammül edilmez şekilde iyi, kötülerse tam anlamıyla kötü. İki taraf arasında bocala-yan, sürüklenen iyilik-kötülük çizgisinin ötesinde kalan, zayıf karakterine kurban gidenbir Selim var. Kişiler kadar olaylar da bilinen çizgiyi izliyor. Mantık ve neden aramaksızın kazalar, ölümler, cinayet teşebbüsleri, son dakikada kurtulma ve kaçınılmaz mutlu son birbirini izliyor. İyiler her şeye boyun eğerler, çilelerini son ana kadar çekerler. Seden, onları iyiden iyiye eziyor, işkence çektiricesine intihara sürüklüyor, sakat bırakıyor... Uzun süre olaylar, durumdan kötülerin istedikleri, diledikleri şekilde oluyor; Selim'in gereksiz ölümü arkasından Ali’nin babasının ve annesinin ölümleri; görevi gereğince saf kız Gül’'ün sakatlanması ve dilinin tutulması. Sonra bilinen, beklenen şekilde bir mutlu sonuca varılıyor. Yine de konunun tüm ucuzluğuna karşın bir Osman Seden var, tutkuları ve tikleri ile; tanıtma yazıları izleyen uzun, karmaşık simgesel, heykeller, sarmaşıklarla süslü öpüşme" bölümü, trafi-ğin arasına karışan kötürüm kızın "şok" bölümü. Şiddet tutkusu, koskoca baş planları, hızlı kamerası ile. “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Osman Fahir Sedenle, Türk Sinemasında Düet” syf, 158 ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder