Powered By Blogger

25 Ağustos 2016 Perşembe

SON GECE (1967)

Yönetmen:Memduh Ün
Senaryo:Memduh Ün,Halit Refiğ
Eser:Esat Mahmut Karakurt
Kamera:Mustafa Yılmaz
Yapım:Uğur Film / Memduh Ün


Sanat Yönetmeni: Niyazi Er, Kurgu: Özdemir Arıtan,


Oyuncular: Kartal Tibet, Fatma Girik, Aliye Rona, Naci Erhun, Cahit Irgat, Sevda Nur, Ahmet Turgutlu, Asım Nipton, Nezihe Güler, Eva Abrahamson, Hüseyin Güler, Enver Dönmez, Erdoğan Seren, İhsan Gedik, Mehmet Büyükgüngör, Gani Dede, Kamer Sadık, 


Konu: Birinci Dünya Savaşı sırasında geçen filmde Romanya sınırları içerisindeki bir kasabaya giren Türk birliğinin komutanı Yüzbaşı Faruk (Kartal Tibet) ile Romen bir generalin kızı olan Mariora (Fatma Girik) arasındaki aşk anlatılır. Düşman kamplarda savaşa girmiş iki ülkenin çocukları olmaları yetmiyormuş gibi Mariora’nın babası da Yüzbaşı Faruk tarafından öldürülmüştür. Bu içinden çıkılmaz durum Yüzbaşı Faruk’un karargah olarak Mariora’nın halasının evini seçip oraya yerleşmesiyle daha da karmaşıklaşır.

Memduh Ün Anlatıyor:

 
O günlerde, her yıl olduğu gibi, işletmelerime film teslim edeceğim tarih yaklaşmıştı ve yine konu bulamamıştım. Bu nedenle ve Halit’e kendi seçtiği bir dizi film çektirdim. Carmen'den uyarladığı Erkek ve Dişi, Alexandre Dumas'nın ünlü Üç Silahşörler’inden uyarladığı Üç Korkusuz Arkadaş, Canım Sana Feda, İstanbul'un Kızları, Karakolda Ayna Var, Kız Kolunda Damga Var adlarını taşıyordu bu çalışmalar. Bunlardan Fatma Girik'in dişi Bond oynadığı Karakolda Ayna Var filmi iyi iş yapmış, gene Fatma'nın oynadığı Kız Kolunda Damga Var orta karar İstanbul'un Kızları da maliyeti düşük olduğundan küçük bir kar bırakmıştı.…


Bu nedenle toparlanmak amacıyla bir yöntem düşündüm Kırkların sonundan başlayarak iş yapmış filmleri listeledim, bunlardan bazılarını yeniden çekmeyi kararlaştırdım. Son Gece bu toparlanma tasarımın içinde yer alan ilk çalışmaydı.


Son Gece'yi ilk çeken Sami Ayanoğlu'ydu ve film çok büyük iş yapmıştı. Ama filmi iyi irdeleyememişim herhalde, neden çok iyi iş yaptığını anlayamamışım. Kendi filmimi bugün izlediğim zaman gördüm bunu. oysa Son Gece'yi büyük bir özenle çekmiştim.


Son Gece'nin ilk yapımının hasılat getirmesinin nedeni, ulusal duygularımızı harekete geçirmesiydi. Ben çekim öncesi, Ayanoğlu'nun filmlerinin negatifini de bulmuş, içinden bazı belgesel sahneleri alıp kullanmıştım. Ama ellilerin hamasi duygularıyla, altmışların duyarlığı tam örtüşmediği için olacak ticari başarı beklediğimiz kadar büyük olamadı. 7 numaralık iş yaptı Son Gece ve çok kötü filmlerim arasında seçkin yerini aldı.


Filmin en büyük tutarsızlığı, senaryosundaki aksaklıklardan geliyor. Kahramanımız jön kızın babasını öldürüyor istemeden de olsa ve doğallıkla bir nefret doğuyor aralarında. Ama nefretin aşka dönüştüğü süreci filmde görmüyoruz. Çok büyük bir eksiklik bu. Nefret dolu kızın kahramana pat diye aşık olduğunu izliyoruz sadece.


Filmin öyküsü Romanya'da geçiyordu. Oysa bütün köylüler Türkçeyi mükemmel konuşuyorlardı. Altyazı yapsak o zaman da bütün film altyazıyla dolar, seyirciler salona girmezdi. Yani doğru olanı yapmamızın olanağı bulunmuyordu. Bir yığın Amerikan filminde de söz ettiğim bu tutarsızlığı gördüm ben. Üstelik de çok iyi iş yapmış olan Son Gece'nin ilk yapımında da herkes Türkçe konuşuyordu.


Romen askerlerinin Fatma'ya tecavüz ettikleri sahneyi göstermeyerek Fatma'nın haykırışlarıyla vermeye çalışmışım, ama gene de ünlü sansür kurulu oraların filmden çıkarılması koşuluyla oynamasına izin vermişti. Sansürde parça kestikleri zaman negatifi istiyorlardı. Bu uygulamadan o kadar usanmıştık ki, buna bir önlem geliştirmiştik topluca. Negatifi istedikleri zaman şut, yani atılan sahnenin tekrar çekilmiş olanlarını veriyorduk, haliyle anlamıyorlardı. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, kabalcı yayınları Ağustos 2009)-İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder