Powered By Blogger

26 Ağustos 2016 Cuma

YAPRAK DÖKÜMÜ (1967)

Yönetmen:Memduh Ün
Senaryo:Halit Refiğ, Memduh Ün(Reşat Nuri Gültekin’in bir Eserinden)
Diyalog: Orhan Kemal
Kamera:Yücel Uçanoğlu, Mine Cezzar
Filmi Çeken Mustafa Yılmaz
Müzik: Metin Bükey ve Arkadaşları
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün,


Sesleri Alan: Tuncer Necmnioğlu, Prodüksiyon Amiri: Adnan Uygur, Prodüksiyon Yrd: Orhan Çoban, Ar Direktör: Stavro Yuanidis, Reji Asistanları: Yücel Uçanoğlu, Mine Cezzar, (Acar Film Stüdyolarında Hazırlanmıştır.


Oyuncular: Cüneyt Gökçer Ali Rıza), Ediz Hun (Şevket), Fatma Girik (Leula), Semiramis Pekkan (Necla), Gürel Ünlüsoy (Kenan), Nurhan Nur (Fikret), Esin Gülsoy (Ferhunde), Güzin Özipek (Hayriye), Funda Postacı (Ayşe), Suha Doğan (Muzaffer), Orhan Elmas (Doğan), Meriç Başaran (Leman), Faik Coşkun, Selahattin içsel (Cevdet), Eşref Vural (Tahsin), Recep Yurdeşen, Mem-duh Alpar (Saffet), Taliha Saltı (Naciye), Hakkı Haktan (Kahveci Hüseyin), Nezihe Güler, Semiha Kocamemi, Müşerref Çapın (Müşerref), Mesut Sürmeli (Av. Hulusi), Zeki Alpan, Niyazi Er, Sevinç Pekin, Nermin Özses, Meral Kurtuluş, Niyazi Başak, Adnan Uygur, Sıdıka Duruer, Ço-cuk Oyuncu: Reyhan Tuğsavul, Funda Postacı,


KONU: Yaprak Dökümü; toplumun değişen koşullarına ayak uyduramayıp, fazilet, dürüstlük gibi kavramlara sıkı sıkıya sarılan, muhafazakar Ali Rıza Bey'in dramını, ekonomik etkenlerin, bu ailenin fertleri üzerine yarattığı çözülmeyi, dağılmayı ve parçalanmayı anlatır. Yokluğa düşen, köklü bir ailenin, hiçbir direnç göstermeden bu koşullara yenik düşme-lerinin acılarla kuşatılmış bir serüvenidir film.

Kalabalık ailesinin yükünü çekemeyen ve başka bir dünyada yaşayan eşinin kışkırtmasıyla zimmetine para geçirmek zorunda kalıp hapse düşen iyi ama pısırık bir oğul. Lüks yaşama özenip, farklı bir yaşama uymaya çalışırken, ailenin düzenini yıkarak, bir başka yaşamın içinde; randevu evinde kendini bulan kızlar. Çocuklarıyla babaları arasında köprü kuramayan varlığı ile yokluğu belli olmayan iyi niyetli ama çaresiz bir anne. Ailesinin dağılıp param parça olmasını yalnızca izlemekle yetinen inmeli bir baba. Hepsi yaşama direnemeyip, silik kalmış, beceriksizlikleri ve zayıf kişilikleri nedeniyle cezalandırılıp, yaprak dökümüne uğ-ramış gibidirler ... “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”


ÖDÜLLER:
 4. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (25 Mayıs – 5 Haziran 1967)
► Fatma Girik “ en başarılı oyuncu”


Jüri Üyeleri: N. Nazif Tepedelenlioğlu, Claude Mathiss, Faruk Timurtaş, Aclan Sayılgan, Orhan Çağman, Ayfer Feray, Temiz Gürses, Hikmet Türkmen, Charles Courtnay, Muharrem Ergin, Orhon M. Arıburnu, Aram Gülyüz, Emine Işınsu, Orhon Batı, Tarık Buğra.


Memduh Ün Anlatıyor:
Yaprak Dökümü’nü okuduğumda da etkilenmiştim. Batılaşmanın getirdiği yanlış anlamaların, yaşanan değe kargaşa-sının aileleri nasıl yozlaştırdığını şahane sergiliyordu. Yaprak Dökümü daha önce çekilmiş ve çok iyi iş yapmıştı.
Tretmanı Halit Refiğ hazırladı. Ama farklı bir final düşünmüştük. Kitapta baba kızıını randevuevinde görmüyordu. Halit'in eklediği bir sahneydi bu. Filmin ticari başarısı ilki kadar büyük olmadı ama 8 numaralık iş yaptı yine de. Oysa ilk film çok ilkel bir filmdi.


Basında çıkan eleştirilerde filmin tiyatro koktuğu söylendi. Film Antalya Festivali'ne katıldı, ama berbat bir seçici kurul vardı orada. Yılmaz Duru'nun imamlı bir filmine verdiler büyük ödülü. Antalya Belediye Başkanı Avnı Tolunay koyu sağcıydı jüriyi o oluşturuyordu. Yılmaz Güney'In başrolünü oynadığı, Lütfi Akad'ın Hudutların Kanunu adlı ünlü filmi de dereceye girememişti Cüneyt Gökçer'in oyunu tiyatro kokuyordu. Ama Cüneyt Gökçer'i seçtiğimde bunu göze almıştım. Cüneyt Gökçer filmde canlandırdığı karakterin tam aksi, batılılaşmanın en ucunda bulunan bir adamdı. Takke giydiremedim kendisine, paltosunu zımparalıyorduk eskisin diye. Niyazi Er yapıyordu zımparalama işlemini. Devlet Tiyatroları genel müdürüydü, bu nedenle bitpazarından bir şey alıp giydiremedik kendisine yenisini yaptırdık, ama eskitiyorduk.


Randevuevine girerken kafasında gördüğümüz fötr şapkayı özellikle çok eski seçmiştik Yamru yumru bir şeydi. Planın çekim öncesi , ben kameramana bir şeyler anlatırken ·geriye dönüp bir baktım Cüneyt Gökçer parmaklarını tükürüklemiş, şapkayı düzeltiyor. Sözün kısası Cüneyt bey rolü giymedi, yalnızca oyunculuk sezgileriyle ve yeteneğiyle oynamaya çalıştı. Yani hissetmedi taaa içinde.


Tam tersi bir adam çünkü. Filmde aslında pek sorun yaşamamıştım onunla çalışırken. Ama küçük bir numara çekmiştim çekimlerin başında. Gökçer tiyatroda bir yetke olduğu için dahaen başta üzerinde baskı kurarsam daha rahat çalışırım diye düşünmüştüm. Settekilere tembih ettim, filme başlarken, çocuklar ben aranızdan birkaç kişiye kötü bağıracağım, ama alınmayın sakın, bunu Cüneyt Gökçer'e gözdağı vermek için yapıyorum dedim. Sert biriydim zaten, aksi ve naletliğimle tanınmıştım Yeşilçam'da. Ve gözünün üstünde kaşın var diye verdim veriştirdim özellikle Fatma'ya. Gökçer dehşete düştü bunu görünce. Pek sesi çıkmadı çekimlerde. paltonun zımparalanması, bere, takke giymeyi reddetmesi ve şapkayı tükürükle düzeltmesi dışında. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı yayınları Ağustos 2009-İstanbul ”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder