Powered By Blogger

27 Ocak 2018 Cumartesi

ÖLÜM FERMANI (1970)

Yönetmen: Kemal Kan
Senaryo: Melih Gülgen
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Topkapı Film / Işık Toraman

Oyuncular: Murat Soydan, Cihangir Gaffari, Figen Han, Gül Çekiç,

Konu: Öldürülen babasının intikamını alan bir kovboyun öyküsü.

► Yeşilçam sinemasında Kovboy" filmleri dönemi diyebiliriz Başrollerde Murat Soydan ve Cihangir Gaffari oynuyor, Figen Han da kötü adamın sevgilisi rolünde ... Kasaba?. Değil tabii, köy, taş evlerle dolu. Eğreti duvarlar yığma taş ve tezek karışımı buram buram fakirlik kokan bir köy burası. Benim bildiğim kovboy kasabaları ahşap evler, bar, salon, cenaze levazımatçısı, banka falan gibi yapılardan oluşur. Taş evlerden ve birkaç tavuktan başka bir şey görmüyoruz bizimkinde. Bir kelebek kapılı bar yapsaydınız hiç olmazsa ama o da yok. Kırlar, tepeler, bakımsız atlar, Meksikalı ve Amerikalı kostümleri giydirilmiş,

Anadolu'nun utangaç insanları "başımıza bu da mı gelecekti" ruh haliyle figürasyon yapmaktalar. Bir kilise bile yok, oysa benim Anadolum Rum ve Ermeni kilisesi dolu. Tabi filmlerin yaratıcılarının müslüman olması ile de ilgili bu, ama cami de göstermiyorlar, bak bunu başarmışlar; hep köyün camisinin yanlışlıkla kadraja girmesini bekledim durdum.

Yo kameraman başarılı ve dikkatliydi. Amerikalı kasabaIılar ellerini gökyüzüne açıp "Allah'ım!" diye yakarıyorlar, olabilir vücut dili yalan söylemez. Kasabanın şerifi roIünde Yeşilçam'ın tek zenci oyuncusu Arap Celal var. Amerika'da o tarihte zenciler şerif olabiliyor muydu? inanın bilmiyorum. Zaten o da kötü adamın hesabına çalışıyor. Filmin arasına orijinal Amerikan filminden parça yapıştırmışlar. Bir anda her şey değişiyor, büyük prodüksiyon, dekorlar, ışık, kostüm, insanlar. .. Tekrar bizimkine döndüğümüzde yine taş evler, fakirlik, coğrafya, tipoloji her şey farklı, ekoloji bile farklı, bulutlar bile. Hiç gitmesek de, kalmasak da, o köyün bizim köy olduğunu anlıyorsun.

Sanki kıyafet balosunda insanlar eğleniyor, kiraz festivali kutluyorlar. Hani çocukken sokakta kovboyculuk oynardık da ateş edip ölme numaraları yapıp kendimizi yerlere atardık ya, "teslim ol Tom!" işte film hep bu havada gidiyor. Jo bara giriyor, raftaki viskiler göze çarpıyor, conivolker, ballantines markaları, hah oldu işte kovboy barı. Murat Soydan Jo rolün de bara yaklaşıyor ağır ağır adımlar. 'Merhaba Jo,"

"Merhaba,"
"Dayın nasıl iyi mi?" "iyi."
"Hala sığır çobanlığı yapıyor mu?"
İçeri kötü adamlar giriyor, bunu tiplerin bozukluğundan anlıyoruz, hepsi allahına yan bakıyor ... Jo'nun yanına yakIaşıp "Seni Henri çağırıyor" diyorlar. Aslında biri diyor bunu, diğerleri arkada bekliyor ama hepsi birden sopayı yiyorlar. Sonra Jo bardan çıkıp Henri'nin yanına gidiyor, önce uzun uzun bakışıyorlar, hiç konuşma yok, kim daha uzun bakac
ak ...
"Beni çağırmışsın Henri"
Henri yere tükürüyor, "Evet, defol" diyor. O halde niye çağırdın lavuk... Hayda niye, niçin?
Anladığım kadarıyla yönetmen bir sürü kovboy filmi seyretmiş, aklında kalanları çekmeye çalışıyor, tabii ortada senaryo falan da yok. Ne gerek var.
Bir posta arabası soyulacak... Sıfır maliyet prodüksiyon zerzavatçı arabasının üzerine baraka çadır karışımı titrek bir dekor inşa etmiş, üzerinde şu yazı yazmakta "Bank Of Dallas." Hoop! bir dakka, bu araba da tam o zamanın parası 100.000 dolar var. Koskoca Dallas bankası sallanıyor, paralar çifte hesapla off sert olmuş bu fukara arabada para taşıyorlar. Kemal Uzan arabanın içinde, ama biz görmüyoruz.

Fonda Maricone'nin meşhur bir avuç dolar müziği, telif falan da ödenmemiş Allah'a emanet araba yol almakta anla işte. Bizim yamuklar saldırıyorlar arabaya, bin bir güçlükle soyuyorlar posta arabasını. Arabanın atının s.kinde değil soygun, atın karnı aç, otluyar yerden. Haybeye tabancalar patlıyar, Figen Han hiç konuşmuyor, tek laf etmiyor, anlıyoruz ki bu filme konuşsun diye alınmamış. Ama film TGRT'de oynadığından boşuna bekliyorum asıl yapması gereken işi. “Osman Cavcı “Yanlış Anlaşılmış Filmler” 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder