Powered By Blogger

29 Mart 2020 Pazar

GARİP (1986)


Senaryo ve Yönetmen: Memduh Ün
Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz
Konuşmalar (Diyalog): Bülent Oran, Kemal Sunal, Memduh Ün
Yapım: Uğur Film/Memduh Ün

Yardımcıları: Adem Ayral, Melahat Cengiz, Kamera Yardımcısı: Necdet Kaygın, Set Ekibi: Kemal Kundak, Yılmaz Sengelli, Sesleri alan: Necip Sarıcıoğlu, Montaj: Memduh Ün, Işık Şefi: Recep Biçer, Senkron: Necdet Tok, Negatif Montaj: Mustafa Kul, Laboratuvar: Mustafa Yıldız, Selahat-tin Kaya, Renk Uzmanı: Hikmet Ku-yucu, Prodüksiyon Müdürü: Reha Yurdakul, Prodüksiyon Yardımcısı: Günay Girik,
(Lale Film stüdyosunda hazırlanmış, yeni stüdyoda seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Kemal Sunal, Nilgün Saraylı, Reha Yurdakul, Sevil Üstekin, Fatoş Sezer, Ekrem Dümer, Ahmet Turgutlu, Renan Fosforoğlu, Nejat Gürçen, Necdet Yakın, Acslan Altın, Tuncer Sevi, Seyfettin Karadayı, Zeki Sezer, Osman F. Seden, Memduh Ün, Muzaffer Civan, Ekrem Dümer, Osman Seden, Çocuk Yıldız: Ece Alton

Konu: Kemal geçinmek için bin bir türlü iş yapan, futbol meraklısı bir gençtir. Ekmeğini taştan çıkaran delikanlı, bir gün bir kenara bırakılmış, kundakta bir bebek bulur. Ona acır ve yanına alır; bakar büyütür.

Memduh Ün Anlatıyor:
Garip'in konusunu ellili yıllarda seyretti-ğim küçük bir kız çocuğunun baş rolünü üstlendiği Yasemin adlı bir Mısır filminden aldım, çok büyük ticari başarı sağlamış bir filmdi. Yasemin, Charlie Chaplin'in Yumurcak'ının uyarlamasıydı aslında. Ama erkeği kız yapmış, konuyu daha derinleştirmişlerdi. Bu konuyu Kemal'e iki sene boyunca defalarca teklif ettim. Yanaşmadı. Bir çocukla oynamaktan korkuyordu sanıyorum, çocuk rol çalar diye düşünüyordu herhalde. Sonunda peki dedi. Ben de çoğu filmimde olduğu gibi Bülent Oran'ı Levent'teki evimize kapadım. Bülent öğleye kadar çalışıyor, sonra çıkıyor, aldığı öteki senaryolarla uğraşıyordu. Akşam geliyor, bizde kalıyordu. Sabah kaldığımız yerden devam ediyorduk.

Film 25 iş gününde çekildi. Ticari başarısı, çok iyiydi. Filmi bugün yeniden seyrettiğimde, bu filmime karşı haksız davranmışım duygusu geldi. Çünkü çok düzgün çekilmiş bir film bu. Benim iyi filmlerim arasına girmesi gereken bir film. Komedi sahnelerini yüzüme gözüme bulaştırmamış komedi havasından melodrama geçişi de iyi ayarlamışım.

Ama film gösterime girdiğinde, çoluk çocukla pek buluşmadı. Salon sahipleri böyle demişlerdi. Sinemaya çok sayıda çocuk girmemiş çünkü. Açıklamasını kolayca yapabilirim bunun. Filmin ancak belli blr bölümü, yani baş taraftaki sahneler çocukların ve Kemal Sunal filmlerinin hedef kitlesinin hoşuna gidecek türdendi sonlarda film drama dönüşüyordu. Filmin baştaki temposu, ortalarda biraz düşer gibi oluyor, ama ondaki trajik durumları seyirciye daha iyi yaşatabilmek için gerekli. Flmin so-nundaki mahkeme sahnesi de çok başarılı Ağlamamak mümkün değil.

Kemal Sunal büyük bir oyuncu. "Eşşoğlu eşşek" diyerek, atasözlerini tersine çevirerek şöhret olmuş biri değil asla. Gerçek oyunculuğunu bu filmde görüyoruz. Kemal bir filminde bir kadın oyuncuyla oynadığı zaman, kolay kolay onunla bir daha oynamazdı. Belki de dedikodudan korkuyordu, eşini çok seven, ailesine çok bağlı biriydi. İçe dönük bir yaşam sürerdi. Beraber o kadar içki içmemize beraber olmamıza karşın iç dünyasından fazla bir şeyler sızdırmazdı.

Filmdeki kadın rolü pek önemli değildi. Aradık ve Nilgün Saraylı'yı bulduk. Bahar Öztan'ın kardeşiydi. Orta karar bir oyuncuydu. Filmde de idare etmiş, rolü sakatlamamış. 
(“Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor, Vadullah Taş Kabalcı yayınları, Ağustos 2009-İstanbul”)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder