Powered By Blogger

31 Mart 2020 Salı

NAMUS DÜŞMANI (1986)


Yönetmen: Zeki Alasya
Senaryo: Umur Bugay
Kamera: Abdullah Gürek
Yapım: Özer Film/Enver Özer

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Özlem Onursal, Güzin Özipek, Oya Palay, Merih Fırat, Orhan Çağman, Asuman Arsan, Reha Yurdakul, Sümer Tilmaç, Ferdi Altuner, İlknur Yontar

Konu: Yaşar Kemal'in “Sarı Sıcak” isimli kitabında yer alan Dükkancı öyküsünde: köyün orta yerinde büyük bir gölgelik yapan bir dut ağacı vardır ve ağaca dayanmış duran, köyün yerlilerinden daha yerlisi olan Mehmet Efendi'nin dükkanı. Köyün kadınlarına zahire karşılığı mal verir, Köylü" dükkanın dayandığı dutun gölgesinde oturur. Bir gün köye bir vabancı gelir, dolu dizgin atıyla dükkana iner. Mehmet Efendi’ye komşu Yeriyokuş köylerinden -yapılan ticaretten yakınır. Ertesi gün köyden bir kız kaçırılır. Yeriyokuş köylülerinden biri kaçırmıştır. Kızın anası dükkancıdan bilir, gelip kapısını taşlar, dükkancı sonunda birkaç metre kumaş ve bir kese kağıdı kesme şeker vererek kadının suçlamalarından kurtulur. Her gün dükkanın karşısına gelip oturan annesinden başka kimse ile konuşmayan bir çocuk (Süllü) vardır. Bir gece dükkanda yangın çıkar. Büyük bir kısmı yanar. malların bir kısmı köylülerin yardımı ile kurtulur. Köylüler-den Tos Osman, Süllü’den şüphelenir. 

Yangının ertesi günü Süllü yine dükkanın önüne gelir, Ürkek dükkanı çocuğa şeker, ayna vs. şeyler verir ve istediğini alabileceğini söyler, çocuk dükkandan sadece üç çift kuş lastiği alır. Köylüler kendi aralarında konuşurlar: köylülerden biri çocuğun yaptıklarını haklı bulurlar, dükkancının pahalı mal sattığını söyler. Dükkana gelip 'toka' soran bir kıza 'yok' diyen dükkancı çıkıp giden kızın peşine takılırr ve kıza yetişip "karakol komutanı onbaşının kendisini istediğini" söyler, kız ise köyden Ali ile sevişmektedir. Dükkancı, kızın Ali'yi bırakıp komutan (onbaşı) ile evlenmesini ister. Onlar konuşurken yanından bağırarak çerçi geçer. Bir sabah erkenden, dükkancı köyün ağasına gidip, Yeriyokuş köyünden köylerine geleceği söylenen yerli dükkancıya, ağanın dükkanını vermemesini söyler, yalvarır. Ağa 'dediğin' gibi olsun der. Köyün çocukları ceplerine taş doldurmuş beklerler. Biraz sonra geçen çerçiyi taşlamaya başlayınca, Süllü çocukların önüne durup, onları durdurur. Aslında çocukları dükkancının örgütlenmesi ile Kara Duran fitlemiştir. Kara Duran, Süllü'nün yaptığını dükkancıya bildirir, O da anasına biraz kumaş şeker gönderip Süllü’nün birkaç saatliğine köyden uzaklaşmasını sağlar: Süllü döndüğünde çerçinin bütün malları kırılıp dağıtılmış ve kendisi de dövülmüş, taşlanmıştır. Süllü dükkana girip çok şeyleri mendiline sarıp alır ve dükkancının yüzüne tükürür, çıkar gider. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye” syf, 123 ”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder