Powered By Blogger

5 Kasım 2022 Cumartesi

 

ÇÖZÜLMELER (1993)



Yönetmen: Yusuf Kurçenli, Senaryo: Yusuf Kurçenli, Cezmi Ersöz, Görüntü Yönetmeni: Colin Mounier, Müzik: Cem İdiz Yapım Film Film/Yusuf Kurçenli Sanat Yönetmeni: Serdar Günbilen, Negatif Kurgu: Tamer Eşkazan, Kurgu: İsmail Kalkan ,Ses: Burhan Şahgin, Film Baskı: Uğu Orbay

Oyuncular: Tarık Akan, Nurseli İdiz, Savaş Dinçel, Tunca Yönder, Ömer Çolakoüğlu, Duygu Ankara, Tomris Oğuzalp, Arif Erkin, Kutay Köktürk, Mehtap Anıl, Metin Yıldırım, Münir Akça, Hülya Arslan, Yılmaz Uyar  (Kültür Bakanlığı ve Efes Pilsen Katkılarıyla)

 Konu: 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerini yaşayan insanların psikolojik öyküsü. Muhasebecilik yaparak hayatını sürdüren Uğur (Tarık Akan), bu darbelerin oluşturduğu toplumun yeni yükselen değerlerine uyum sağlamakta zorlanır. Kaldı ki küçük kardeşini politik yaşama sokarak onun idam edilmesine yol açmanın verdiği suçluluk duygusuyla yaşamaktadır. Yazmakta olduğu romanında da bu iç hesaplaşmayı işleyen genç adam, benzer sorunlar içinde çırpınan ve 12 Eylül öncesi bir arkadaş grubundan tanıdığı Nihal'le (Nurseli İdiz) karşılaşır. Genç kadın kayınvalidesi ve kayınpederi ile aynı evi paylaşmaktadır. Kocası ise siyasal bir suç nedeniyle hapistedir. Yaşamakta oldukları sorunlar bu iki insanı birbirlerine yakınlaştırır. Birbirlerine masum bir sığınmayla başlayan bu duygusal ilişki giderek tutkulu bir aşkı doğurur. Ne var ki çevre baskısı ve hapisteki kocanın tahliyesi yakınlaşınca dönüşü olmayan bir yola sürükleneceklerdir.

ÖDÜL:

7.Ankara Film Festivali, 1995

►En İyi Özgün Senaryo “Yusuf Kurçenli”

►En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu “Tunca Yönder”

►En İyi Kadın Oyuncu “Nurseli İdiz”

►En İyi Yönetmen “Yusuf Kurçenli”

13.İstanbul Film Festivali, 1994

►En İyi Yönetmen “Yusuf Kurçenli”

16.Siyad Türk Sineması Ödülleri, 1994

►En İyi Kadın Oyuncu “Nurseli İdiz”

►En İyi Film “Yusuf Kurçenli”

& Çözülmeler, 12 Eylül sonrasında toplumumuzda yaşanan olaylardan, aydın kesiminin içine düştüğü çaresizlikten bir kesit veriiyor. Ama alabildiğine alçakgönüllü bir kesit bu ... Bağırmak, büyük laflar etmek, yargılamak bir yana... Çok kesin saptamalar yapmayan, çok keskin sonuçlara da varmayan bir film ... Giderek finali bile olasılıklara açık... Keskin ve keskin yaklaşımlara alışkın (alıştırılmış) genel seyirci kitlesinin bu filme fazla ısınamamasına şaşılır mı?

Çözülmeler'de çok belirli bir öykü yok. Kişiler, kişilikler, durumlar, ruh halleri var. Bir zamanların solcusu, devrimcisi Uğur'un 12 Eylül sonrası "çözülmeleri" içinde, patronu da eski solcu bir arkadaşı olan bir şirkette muhasebeciliğe sıvanması, yeni uğraşı ve yaşamı içinde, temelde insancıllığını, solculuğunu hep korumak ve fırsat geldiğinde ezilenlerin yanında yer almakla birlikte gerçek anlamda pasifizmi seçmiş, eylemden uzaklaşmış bir kişilik olması şaşırtıcı mı? 12 Eylül sonrasında sayısız insan aynı yollardan geçmedi mi?

Kurçenli, filmdeki tüm kişilikleri, zaman zaman işlevi pek anlaşılmayan, ama kuşkusuz o dönemde yaşanan toplumsal paranoyanın dışa vurum örnekleri gibi algılanabilecek yan kişilerle birlikte ustalıkla işliyor, boyutlandırıyor. Sineması, yeterince kıvrak ve sürükleyici.

Filmin genelde bıraktığı doyumsuzluk ve öykünün bir türlü ilerlememesi ise, bizce senaryoyu da yazan yönetmenin bilinçli seçiminden, çok açıklayıcı, çok çözümleyici, çok kesin tavırlı bir film yapmama isteğinden kaynaklanıyor. Unutmamalı, bu, "çözümler" değil, "çözülmeler" filmi ...

Tarık Akan, boyutları çok iyi çizilmemiş bir rolde elinden geleni yapıyor. Uğur karakterinin tüm inandırıcılığı, Akan'ın oyunundan geliyor. Nurseli İdiz de Kızkulesi Aşıkları felaketinden sonra bu kez inandırıcı, sade, gerçek bir NihaI kişiliği çiziyor. Çözülmeler, günümüz Türk sinemasından düzeyli ve oldukça önemli bir örnek. “Arilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları”,

& Sınanmış köklü dostluklardan ortak acılara, maddimanevi baskılardan ahlaki yargılara ve her şeye kadir aşka kadar, bildik temaları ve tanıdık kahramanlarıyla "Çözülmeler"den yayılan titreşimIere ilgisiz kalmak ne mümkün? Ne var ki filmin anlatımının ortalama bir düzey tutturmaktan öteye geçemediği, toplumsalsiyasal çağrışımların genelde ikiüç diyalogla sıınırlı kaldığı, günümüzün gazete sayfalarına yansımış kimi güncel anekdotlarla beslenmiş ilginç gözlemleriyle renklendiriImiş öykünün (baştaki polis coplarının çalıştığı Sultanahmet'teki antisiyonist gösteri, patronun emriyle işyerinde uygulanan, Japon usulü, birlikbağlılık tazeleyici marşsabah duası fasl biraz Zülfü Livaneli'nin "Sis"ini anıştıran, sürekli geriye dönüşlerle verilen gizemli tarikat ayini sahneleri vb.) yeterince işlenemediği de söylenebilir. Uğur'un ölen kardeşiyle ilişkilerindeki dramın da belirgin biç mde netlik kazanmadığı filmin savrulup sürüklenirken birbirlerine tutunarak 'aşkı keşfeden" kahramanlarının, genelde derinlemesine geliştirip zenginleştirilemediği de ileri sürülebilir. (Sungu Çapan, "12 Martzede erkekle, 12 Eylülzede kadının yasak ilişkisi". Cumhuriyet g., 13 Mayıs 1994)

& Toplumumuzdaki genel barbarlaşma ve lümpenleşmeden de manzaralar sunan Çözülmeler', yükselen yeni değerleri reddedenlerin ya da direnenlerin değil, yalnızca uyum sağlamakta zorlananların, uyum sağlamaları biraz zaman alacak olanların portrelerini getiriyor perdeye. Kurçenli öykü anlatmaktaki ustalığı ve yalın sinema diliyle ... bir "yorgun demokrat" öyküsü anlatıyor Sonuçta, tiplemeleriyle birlikte son derece anlamsız ve havada kalan 'pavvyon sevişmesi' sahnesi dışında iyi kotarılmış, ne dediği anlaşılabilen yoruma açık olmakla birlikte 'Tekke ve Zaviye' bölümleriyle de canlılık kazanan bir film Çözülmeler" (Arslan, Aydınlık, 07.03.1994).

& Colin Mounier'in görüntü çalışması, çevre mekan seçimi ve kullanımı, 12 Eylül sonrasında 1980'li yıllardan acı ve kahır çekmiş insan manzaraları üstünde odaklanan hikayesi, kuşkusuz erdemlerinin kusurlarını örtbas ettiği, belirgin bir duyarlılığı, yapış yapış duygusallığa düşmeden yakalamış bu Yusuf Kurçenli’nin 'artı'ları.. 1980'lerin sonunda giderek akıma dönüşen 12 Eylül filmlerinin yönetmen Kurçenli'nin üslubuna ve çizgisine oturtulmuş, yeni ve izlemeğe değer bir uzantısı sayılabilir" (Çapan, Cumhuriyet, 13.05.94).


FİLMİ İZLE 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder