Powered By Blogger

18 Ekim 2024 Cuma

CELAL İLE CEREN (2013)

Yönetmen Togan Gökbakar Senaryo Şahan Gökbakar Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki Müzik Oğuz Kaplangı Yapım Çamaşırhane Film/ Şahan Gökbakar , Emrah Çoban Genel Koordinatör: Pelin Kaya, Uygulayıcı Yapımcı: Barış Ayaztaş, Kurgu: Erkan Özekan, Sanat Yönetmeni: Tural Polat, Kostüm Tasarım: Melis Atınç Gamsızoğlu, Kameraman: Serkan Gülgüler, Panther Operatörü: Erdoğan Gündoğdu,

Oyuncular: Şahan Gökbakar (Celal), Ezgi Mola (Ceren), Gökşen Gökçebağ (Kubilay), Dilşah Demir (Gözde), Zehra İçöz , Ahmet Vuran (Havaalanı görevlisi), Burcu Bozkuş, Hamza Gören, Açelya Kardel Soy

Konu: Babasının dükkânında çalışan esnaf Celal’le, büyük bir yapı markette departman sorumlusu olarak çalışan Ceren, yaklaşık altı yıldır birliktelerdir. Evlenmeye karar veren çiftin yakın arkadaşlarının sebeb olduğu çeşitli olaylardan dolayı Ceren ile Celal’in evlilik planları da suya düşer.

Celal ile Ceren (Gulcin Kaya16 Ocak 2013)

Bir televizyon kanalında sessiz sedasız başlayan ve kısa bir süre sonra belirli bir kitle içerisinde fenomene dönüşen bir şov vardı. ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’, alışılmadık tarzda absürt ve gerçek üstü tiplemelerin başrolü oynadığı skeçler içerisinde gündüz kuşağını şenlendiren kadın programlarını, bilgiye dayalı yarışmaları, siyasetten başka her şeyin konuşulduğu siyaset programlarını, reytingleri; kısacası televizyon gerçekliğinin absürtlüğünü daha önce görülmemiş bir üslupla eleştiriyordu. Başındaki yetenekli isim Şahan Gökbakar’ın televizyon sektöründe başlayan kariyeri böylece tepe noktasını gördü. Bu şovdaki skeçlerden birinin başrolü olan tiplemesi ‘Recep İvedik’ ise komedyenin sinemadaki (hayattaki) kurtuluşunu sağlayan şey oldu.

Recep İvedik serisi için söylenecek hiçbir şey kalmadı çünkü ilk filmin gösterime girmesinin ardından başlayıp yıllar süren tartışmalarda söylenebilecek her şey söylendi. İşin en ilginç yanıysa sadece sinema seyircisini değil toplumu ikiye bölmüş olmasıydı. Bir kitle tarafından Recep İvedik’e gülmek kabul edilemez bir hata olurken; filmi izlememek ve ondan nefret etmek bir gereklilik haline gelmişti. Recep İvedik üçlemesinden her anlamda galip çıkan taraf Şahan Gökbakar, kendi yapım şirketini kurup içerisinden çıkan ilk filminde sözde yeni bir türü denedi. Celal ile Ceren, her ne kadar romantikkomedi türünde bir yapım izlenimi uyandırsa da ikili ilişkiler üzerinden komedi yaratmaya çabalayıp bunu da başaramayan bir yapım niteliğinde.

Uzun süredir birlikte olan ve evliliğe pek de uzak olmayan bir çift olduğunu düşündüğümüz Celal ve Ceren’in ayrılık sürecini işleyen film, komedi malzemesini bu ayrılık ve bekarlık sürecinden çıkarıyor. Bu süreç, ikili ilişkiler üzerine daha önce defalarca dillendirilmiş, bilindik tespitler üzerinden ilerleyen bir öyküye ve inandırıcılık derdi olmayan karakterlere sahip.

İlk yirmi dakikasında oldukça umut veren ve gerçekten de bir şeyler anlatacakmış gibi görünen film, ilerleyen anlarda öyküsünü kendi elleriyle yok edip kimi yerlerde eğlenceli olabilen ancak çoğu zaman katlanılmaz şakalar üzerine kurulu skeçler bütününe dönüşüyor. Öyle ki başkarakteri Celal bile bu parçalanmışlığa ayak uydurup her bölümde ayrı bir karakteri canlandırıyor. Böylece yapılmak istenen mizaha göre başkarakter durmaksızın değişiyor ve bu da filmi parçalara bölen başka bir nokta oluyor. Böylece filmi katlanılabilir kılacak tek şey mizahı olabilecekken bu noktada da ne tür mizahtan hoşlandığınız gerçeği tek faktör haline geliyor. Zira Şahan Gökbakar, tuvaletten mizah çıkarmaya ve cinsiyetçilik üzerine kurduğu şakalarıyla bilindik yolundan ilerlemekte. Gökbakar’ın bu mizah anlayışı ısrarı üzerine herhangi bir şey söylemek anlamsız zira kendisinin de çok iyi bildiği gibi halen daha bu mizahın kredisini harcamaktan imtina eden bir kitle mevcut ve filmden büyük keyif alacakları bir gerçek. Artık yorulmuş olan ve daha fazlasını isteyen izleyiciyi sadece birkaç an dışında bolca sıkılacağı saatler bekliyor.

Filmin en ve belki de tek övgüye değer yanı ise doğaçlama hissini uyandıran kimi ‘anlık’ şakaları neticesinde ortaya çıkıyor. Şahan Gökbakar’ın mizahi zekasını ortaya çıkaran bu anlar ekibin komedi potansiyelini de su yüzüne çıkarıyorlar. Gökçen Gökçebağ’ın sığ ancak eğlenceli karakterinin filme kattıkları da ziyadesiyle aşikar. Şahan Gökbakar ile Gökçen Gökçebağ’ın karşılıklı oynadıkları sahneler filme bir iskelet kazandırmak açısından değerli olarak yorumlanabilir. Öte yandan daha önce yapmadığı bir şekilde kadın karakterler arasındaki ilişkiden mizah çıkarmaya çalıştığı sahneler ise kendisinin kadın dünyasına attığı yetersiz dokunuşlarla dolu.

Celal ile Ceren, kolaycılık konusunda bir hayli istikrarlı olan Şahan Gökbakar filmografisinin varlığı pek de şaşırtıcı olmayan bir üyesi olarak anılacakmış gibi görünüyor. Şahan her zamanki gibi mümkün olan en ‘genel izleyici’ye seslenip evvelki formülünü sürdürmekte kararlı, ortaya çıkan film ise seyircinin sinemadan beklentilerine orantılı olarak iyi ya da kötü; komik ya da sıkıcı. Hem de Recep İvedik’siz. (www.eksisinema.com)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder