Senaryo ve Yönetmen Memduh Ün
Görüntü Yönetmen Turgut Ören
Müzik Yorgo İlyadis (Plak)
Yapım Pars Film / Kenan Pars
Görüntü Yönetmen Turgut Ören
Müzik Yorgo İlyadis (Plak)
Yapım Pars Film / Kenan Pars
Oyuncular: Muhterem Nur, Eşref Kolçak, Memduh Ün,
Nimet Alp, Belkis Fırat, Reha Yurdakul, Avni Dilligil, Öztürk Serengil, Atacan
Boran, İhsan Aşkın, Salih Tozan, Belkıs Fırat, Muzaffer Nebioğlu, Danyal
Topatan, Nazmi Ülgen, Öztürk Serengil, Hasan Ceylan, Mehmet Özekit, Atacan
Boran, Uğur Kıvılcım, Halit Akçatepe
Konu: Memduh Ün o yıllarda gördüğü bir Fransız
filminden gördğüğü sahneleri bir hikaye haline getirerek çektiğinden
bahsetmektedir. Bu filmde Evli bir kadının militan bir kardeşi vardır, polisten
kaçıyor. Kadın kocasına söz edemiyordu bundan. Yaralı geliyordu bir gün
militan, ablası yazlıktaki evlerine götürüyordu onu. Kocası uyuduktan sonra
kardeşinin yanına gidiyor, yiyecek falan götürüyordu.
Para
toplayıp Fransa'dan kaçırmayı düşünüyordu kardeşini. Parayı denkleştirdiğinde
bir gece vermeye gidiyordu. Fakat kocası şüphelendiği için önce uyuma taklidi
yapıyor, ardından da karısının peşine takılıyordu. ; Iki kardeşin vedalaşırken
birbirine sarıldığı goruluyordu pencere perdesinde gölge olarak ve koca eşinin
aşığıyla sarıldığını düşünerek, gizlice içeri giriyor, ikisini de öldürüyordu.
Bu filmden esinlenerek çekilen filmin konusu şöyle : Öykü kopuk kopuk
ilerliyor. Bir bölüm çocuklarla gidiyor, bir bölüm Eşrefle gidiyor. Kız kardeşi
olan Muhterem Nur bir süre yok oluyor.
Ablası
ve eniştesi ile beraber yaşayan bir genç, evden kaçarak sokaklarda yaşamaya
başlar. Çeşitli serüvenler içinde büyüyen genç bir iftiraya uğrayıp cezaevine
girer. Çıktığında ise kötü işlere bulaşmış başı polisle belaya girmişiti. Ancak
kardeşine yardımı esirgemeyen kadın durumu kocasına söyleyememektedir. Ancak
kocası durumdan haberi olunca karısını ve kardeşini öldürür.
Kurgu
da oldukça kötü; özellikle bugünkü sinema anlayışına ters gelen bir kurgu
anlayışı egemen Yetim Yavrular'da. Çok Iondu, çok superpoze var. Fondüler ve
süperpozeler makinelerle yapılmıyordu, Çünkü öyle bir teknik yoktu. Elle
yapılıyordu o yıllarda. Negatif siyanur denilen bir eriyik içine batırılıp
çıkartılarak resim vardan yok olana kadar elle daldırılıp çıkarılıyordu. Süper
pozelerde de önce yukarda anlattığım işlem yapılıyor, sonra atkı halinde
birbirinin üzerine yapıştırılıyordu filmler.
Bağlantı
acemilikleri de rahatsız etti beni. Sahne gece başlamış, sonra gündüz devam
ediyor. Filmde iyi olan tek şey ıstanbul diyeceğim, Istanbul görüntüleri
harika. Bunun başlıca nedeni de kuşkusuz benim İstanbul'u çok iyi, hatta en
küçük girdisine çıktısına kadar bilmemdi o yıllarda.