Powered By Blogger

14 Nisan 2018 Cumartesi

ZEHİRLİ ÇİÇEK (1977)


Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Engin Temizer
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Arzu Okay, İlkay Gün, Orhan Alkan, Nizam Ergüden, Yaşar Şener, Turgut Özatay, Tevhid Bilge

Konu: Arzu bir şarkıcıdır ve Tarık’ı sev-mektedir fakat Tarık evlenmeye yanaş-mamaktadır. Tarık Arzu’yu iki adama peşkeş çeker ve onların Arzu ile ilişkiye girmesini sağlar. Tecavüze uğrayan Arzu kaçar ve yine şarkıcılık yapmaya başlar ve bir turneye çıkar. Bu turne de Arzu bir benzin istasyonu sahibinin dikkatini çeker, zamanla arkadaşlıkları ilerler Tarık da bu arada iş aramaktadır benzin istasyonuna gelir benzin istasyonun sahibi onun askerlik arkadaşı çıkar orada çalışmaya başlar. Bu arada Arzuyu görür yine ilişki kurmak ister ve Arzu’yu kandırıp benzin istasyonunu birlikte soyarlar

YUVANIN BEKÇİLERİ (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Işık Şefi: Ali Yaşar, Kamera Asistanı: Recep Biçer, Set Amiri: Erdil Demirbağ, Renk uzmanı: Hikmet Kuyucu, Laboratuvar: Aslan Tektaş, Hüseyin Yazıcı, Montaj ve Senkron: Necdet Tok, Negatif Montaj: Mehmet Tezgahtar, Prodüksiyon Amiri: İbrahim Mertoğlu, Yardımcı Yönetmen: Tarık Günlü, Ses Mühendisi: Kunt Tulgar, (Kunt Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Müşerref Tezcan (Zeynep), Serdar Gökhan (Kemal), Fikret Hakan (Enver), Eşref Kolçak (Nazım), Kadir Savun (Başkomser Eşref), Aliye Rona, Osman F. Seden (Avni Bey), Nubar Terziyan (Basdri Baba), İhsan Gedik (Fedai), Ahmet Karaca (Fedai), İbrahim Uğurlu (Fedai), Cevdet Balıkçı (fedai), Reşit Çıldam, Baki Tamer (kumarbaz), Yusuf Çetin (fedai), Memduh Ünsal , Mehmet Yağmur, İhsan Özenç , Apti Algül,

Konu: Filmde, aynı kadını elde etmeye çalışan iki adamın mücadelesi konu edilir. İdam cezasına çarptırılan Enver, arkadaşı Nazım'a oğlu Kemal'i emanet eder. Çocuğa sahip çıkamayan Nazım, Kemal'in izini kaybeder. Büyüyen ve araba tamircisi olan Kemal, sevgilisi Zeynep'le evlilik hazırlığı yapmaya başlar. Bu sırada iyi bir iş teklifi alıp bir süreliğine şehir dışına çıkar. Kemal gittikten sonra para kazanmak zorunda kalan Zeynep, Nazım'ın gazinosunda şarkı söylemeye başlar. Bir müddet sonra Zeynep'e âşık olan Nazım, Kemal'i kızdan uzak tutmaya çalışacaktır. (Koray Sevindi)

YIKILMAYAN ADAM (1977)


Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo: Ali Fuat Kalkan
Eser: Celal Uysal
Görüntü Yönetmeni: İzzet Akay
Yapım: Kalkavan Film/Deniz Kalkavan

Yardımcı Yönetmen: Tarık Günlü, Set Teknisyenleri: Erdil Demirbağ, Halit Dedeoğlu, Bedri Uğur, Aslan Gül, Prodüksiyon Yönetmenleri: Mehmet Güler, İbrahim Mertoğlu, Asistanlar: Erdoğan Kar, Sedat Ül-ker, Montaj: Mustafa Kul, Dublaj Zafer Önen, Senkron: İsmail kalkan, Prodüktör: Hasan Baykara, (Yeni Stüdyo’da hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Çakır), Suna Yıldızoğlu (Fatoş), Eşref Kolçak (Nadir), Levent Çakır (Hayri), Kayhan Yıldızoğlu (Doktor), Memduh Ün (Memduh), Ma-cit Flordun (Gani), Kemal İskender (Kel Murat), Oflaz Onur (Oflaz), Feridun Çölgeçen (Edip Arlı), Halit Vurgun, Turgut Özatay (Gazete patronu), Kadir Kök, Yadigâr Ejder (Mahkum), Yadigâr Dağdeviren, Ateş Osman, Necip Tekçe (Veli), Mehmet Ali Güngör (Mehmet Ali Ağa), Kudret Karadağ (Fedai Memduh), Kenan Karagöz (Memduh’un adamı), Muhteşem Durukan, Tervfik Şen, Nuri Tuğ, Şevket Soyurgal, Kayhan Yıldızoğlu, Rıza Genç, İsmet Atalay, İbrahim Uğurlu, Mehmet Uğur, İhsan Gedik, Sönmez Yıkılmaz, Arsen Lüpen, Muam-mer Hacıoğlu, Yılmaz Kurt, Yavuz Özkan, Remzi Jöntürk, Aydın Haberdar, Zeki Alpan, Ribab Işıl, Küçük yıldızlar: Cemil Ercan, Ali Osman Odabaşı

Konu: Yıkılmayan Adam bir yıkımla başlar ve yıkımla biter. Büyük olasılıkla ekmek karnesi günlerinin yaşandığı 19402’lı yılların ilk yarısında dünyaya gelir "öksüz" Çakır. Daha doğumunda annesini kaybeder. Aslında bu olay bir cinayettir ve film boyunca canlı tutulacak intikam ve gizem öğesinin de başlangıcıdır. Aziz bir insan olan demiryolu isçisi Gani Ustanın oğlu Çakır eli kalem tutmaya başladığı yıllarda ise ikinci yıkımla karşılaşır. Demiryolu firmasının sahibi "büyük patron" Memduh gecekondularının bulunduğu bölgeye blok apartmanlar yapmak için orda oturan halkın tamamını evlerinden zorbalıkla çıkartır. Küçük Çakır’ın umudu okuma isteğinin sembolü elindeki kitabı ayaklarının altında ezer. Evlerini kaybeden Gani usta ve oğlu bir kumarhaneye yerleşirler. Babası hem orada çalışmakta hem de oğlunu okutmak için ezilmeyi sineye çekmektedir. Bir gün kader ağlarını örer ve Çakır babasının ezilmesine dayanamayarak kumarbazlardan birini öldürür. Çakırın hayatını o andan sonra değiştirecek kişi çıkar sahneye. Nadir Baba! "Bırak da Çakır senin gibi ezilmesin kafası kadar yumruğunu da çalıştırsın, hayat üniversi-tesinin arka kapısından mezun olsun. Tekmeyle!" der ve Yıkılmayan Adam hayata, ezenlere, sömürenlere karşı doğar. Kore Savaşından itibaren Türkiye’nin çeyrek asırlık dönemi kesitler şeklinde sunulur ve tarih (muhtemelen 1974 affı dönemi) kapıyı çaldığında Yıkılmayan Adam hapisten çıkar. Kısa sürede ünü tüm İstanbul’a yayılan ezilenlerin umudu bir sembol bir halk savaşçısı haline gelir. Bu mücadele esna-sında filmin başından beri süregelen annesinin cinayetinin esrarını da çözmek ve intikamını almak için bekler. Sonunda vakit gelir. Aşık olduğu kızın babası ha-yatını mahveden insandır, intikam vakti gelmiştir; "Yıkılmayan Adam” derler na-mıma, gerekecek sonunda birimiz ölecek "
Arkının Sönmez Yıkılmaz ile dövüşürken kameranın 360 derece dönmesiyle ya-ratılan etki izlenmeye değerdir. İntikam almak için Memduh’un işyerini basan Çakır ile es zamanlı olarak sevgilisinin gösterilmesi ikisinin de aynı anda duygusal çöküntüyü yaşaması ve bunun kameranın ilginç açılar ve planlar kullanılarak seyirciye yansıtılışı birer post modern sinema örneğidir.

Çakır’ın okuduğu kitapların sokaklarda satılması mutlu azınlığın lüks kitapevlerinden pembe bir dünyayı okumaları. Gerçek dünyayı dört kelimeyle özetleyen Çakır’ın mağrur duruşu izlenmeye değerdir. Sermaye ve Halkın zirvesindekilerin, iyi ve kötünün en güçlü adamları olan Çakır ve Memduh’un ilk kez karşılaştıkları sahnede kullanilan diyaloglar 70 li yılların Türkiye’si kadar günümüzde de halen geçerliliğini koruyacak kadar güçlüdür. İlk buluşmanın ardından Arkın’ın sesinin eko verilerek Memduh’un kulaklarında yankılanması ve seçilen görüntüler yine post modern birer deneydir. Filmin müzikleri Mikis Theodorakis, Ennio Morricone, Nino Rota ve Lalo Schifrin’in film müzikleri ile Kerem Güney, Cem Karaca, Edip Akbayram, Nükhet Duru ve Selda Bağcan’ın dönemin popüler şarkılarının kullanılmasıyla oluşturulmuştur. Yıkılmayan Adamı yabancı kökenli "duygusuz" kıyıcılığı veren günümüz filmlerine tamamen bir alternatif ve kesinlikle Mert bir film olarak tüm sinemaseverlere tavsiye ediyorum. (www.cuneytarkin.com)

YEŞİLÇAM SOKAĞI (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Kamera: Ergun Köksal
Yapım: Ülkü Film/Ülkü Erakalın

Oyuncular: Bülent Kayabaş, Aydemir Akbaş, Ceyda Karahan, Gönül Tansel, Mete İnselel, İlhan Daner, Mete İnselel, Handan Adalı, Cahide Sonku, Birsen Pınar, Zeyno Çilem

Konu: Film, aktör olma hevesiyle İstanbul’a gelen iki gencin başından geçenleri anlatır. Hazım ve Kazım küçük bir kasabada yaşayan iki arkadaştır. Hazım okula devam etmektedir. Kazım ise bir kıraathanede çırak olarak çalışmaktadır. Ancak Kazım’ın aklı fikri aktör olmaktadır. Hazım’ın dersleri pek parlak olmadığı için Kazım onu da aktörlük için kandırmaya çalışmaktadır. Kazım günün birinde Hazım’ın fotoğrafını gizlice bir yetenek yarışmasına gönderir. Yarışmadan gelen cevap olumludur. Ajans, iki arkadaşı diplomalarını almak üzere İstanbul’a davet eder. Ancak bu iş tamamıyla dolandırıcılıktan ibarettir. Üstelik iki arkadaş, gittikleri her film şirketinden alay edilerek kovulur. (Hasan Sakın)


YAŞAMAK GÜZEL ŞEY (1977)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Tamer Yiğit
Kameraman Dinçer Önal
Yapım: Er-Ta Film/Tamer Özyiğitoğlu

Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ziya Uçak, Ahmet Kuru, Recep Çakmak, Ses Mühendisi: Feridun Kınay, Ses Asistanı: Şakir Ozan, Senkron Montaj, Mustafa Karadağ, Işıklar: Gaye Film Işık Servisi, Şef: İlyas Akarsu, (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmış ve renklendirilmiştir )

Oyuncular: Tamer Yiğit, Aysun Güven, Kâzım Kartal, Baki Tamer, Sami Tunç, Canan Candan, Turgut Özatay, Tevfik Şen, İbrahim Uğurlu, Kadir Kök, İbrahim Kurt,

Konu: Uyuşturucu ve kadın ticareti ya-pan bir şebekeyle mücadele eden bir komiserin hikayesi

YANSIN BU DÜNYA (1977)



Senaryo ve Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Kamera İzzet Akay
Yapım: Umut Film / Abdurrahman Keskiner

Set Ekibi: Necati Bostancı, Cem Esentepe, Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, Işık: İbrahim Sabuncu, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuvar: Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Montaj ve Senkron: İsmail Kalkan, Reji Asistanı: Nisan Yönder, Kamera Asistanı: Uğur Emindöndür, (Yeni Stüdyo Renkli laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Adnan Şenses, Esengül, Saa-det Sun, İ. Hakkı Şen, Yüksel Gözen, Gül-ten Ceylan, Aysel Gürel, Yaşar Yağmur, Feridun Çölgeçen

Konu: Şarkıcı olarak yetiştirdiği kıza aşık olup, trafik kazası geçiren bir şarkıcı gencin dramatik öyküsü.

YANGIN (1977)


Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Ahmet Üstel
Görüntü Yönetmeni: Erdoğan Engin
Yapım: Akün Film/İrfan Ünal

Prodüksiyon Amiri: İsmet Demirkol, Işık Düzeni: İsmail Sandalcıoğlu, Fevzi Öcal, Set Teknisyenleri: Halil Deda, Yusuf Avcı, Turan Alok, Aslan Gül, Kamera Asistanı: Galip Kızılova, Prodüksiyon Asistanı: İbrahim Mertoğlu, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Senkron ve Montaj: İsmail Kalkan, Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Çakırman, Laboratuvar: Hasan Örnek, İsmet Karslı, İsmet Tomaçgil, Hayri Çakmak, Yönetmen Yardımcıları: Şahin Gök, Jan Brandizi, (Yeni Stüdyo Renkli Film laboratuarında hazırlanmış ve seslendirilmişitir)

Oyuncular: Fikret Hakan, Necla Nazır, Ayhan Işık, Tugay Toksöz, Gönül Hancı, Kenan Pars, Şükriye Atav, Muammer Gözalan, Feridun Çölgeçen, Ekrem Dümer, Yuısuf Sezer, Hakkı Kıvanç, İhsan Gedik, İbrahim Kurt, Yadigar Dağdeviren,

Konu: Karısı düşmanları tarafından kaçı-rılan bir savcı ile olaylara karışan bir ar-kadaşının öyküsü.

VUR GÖZÜNÜN ÜSTÜNE (1977)


Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Engin Temizer
Foto Direktörü: Dinçer Önal
Yapım: Erdoğan Tilav

Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuvar: Ziya Uçak, Ahmet Kuru, Recep Çakmak, Ses Mühendisi: Feridun Kınay, Ses Asistanı: Şakir Ozan, Senkron: Bayram Türkkan, Işıklar: Gaye Film Işık Servisi, Şef: İlyas Akarsu, Reji Asistanı: Engin Temizer, Prodüksiyon Amiri: İbrahim Mertoğlu, (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Tamer Yiğit, Alev Altın, Emel Aydan, Ali Sururi, Gülşen Gürsoy, İbrahim Uğurlu, Kudret Karadağ, Tevhid Bilge, Tevfik Şen, Kadir Kök, Aysel Gürel, Nizam Ergüden, Yüksel Gözen, İbrahim Kurt, Yusuf Çetin, Ferhat Ünal,

Konu: Biri muhasebeci, diğeri serseri olan iki kardeşin öyküsü.

VAHŞİ SEVGİLİ (1977)




Yönetmen: Tolgay Ziyal
Senaryo: Metin Erksan, Bülent Oran, Berrin Giz
Kamera: Çetin Tunca
Yapım: Elif Film/Atilla Gökbörü

Oyuncular: Müjde Ar, Selçuk Özer, Perihan Ümran, İlkay Gün, Oya Başar, Leman Akçatepe, Neriman Köksal, Sevtap Erdemli, Belkıs Gökçe, Banu Bengi

Konu: Ayıların kaçırıp büyüttüğü (Müjde Ar) ve o bölgeye avlanmaya gelen Selçuk’u kurtaran bir kız ve onu gazinosuna götürüp para kazanmak isteyen bir adamın öyküsü.

UNUTAMAM SENİ (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film / Erdoğan Tilav

Oyuncular: Alev Sezer, Aysun Güven, Orhan Alkan, Tarık Şimşek, Mine Eren

Konu: Randevu evine düşen bir kadını kurtarmak için çaba gösteren ve sonunda ona aşık olan bir adamın öyküsü.

TÖVBEKAR (1977)




Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Er Film/Berker İnanoğlu - Türk-İran Ortak yapımı

Oyuncular: Kadir İnanoğlu, Peru Bemai, Erol Taş, Sami Hazinses, Turgut Özatay, Hakkı Kıvanç, Küçük Oyuncu: Sezer İnanoğlu (d.1967)

Konu: Tövbe etmiş bir kabadayı ile ba-basını hasımlarının elinden kurtaran küçük bir çocuğun öyküsü.


TOKAT (1977)


Yönetmen: Ümit Efekan
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni Hüseyin Özşahin
Yapım: Özer Film/Enver Özer

Yapım Yönetmeni: Nihat Cerit, Ahmet Özdoğan, Set Teknisyenleri. Nejat Buvan, İsmail Gündem, Ömer Bubu, Aydınlatma Yönetmeni: Aslan Yıldız, Yardımcı Yönetmen: Erbil Altanay, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Asistan: Erkan Esenboğa, Montaj ve Senkron: İsmail kalkan, Demirhan Ersunar, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Laboratuvar: İsmet Tomaçgil, Hayerettin Çakmak, Kâmil Kutay, Mahmut Doğan,
(Yeni Stüdyoda renklendirilmiş ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Müjde Ar, Aydın Tansel, Sevda Ferdağ, Mete Sezer, Manucher Vusug, Neriman Köksal, Ayla Oranlı, Tevfik Şen, İbrahim Uğurlu, Cevdet Arıkan, Mesut Sürmeli, Erol Irak,

Konu: Oldukça varlıklı işadamı ile kızı Banu (Müjde Ar) arabayla çarptıkları Gamze'yi (Sevda Ferdağ) hastaneye götürüp tedavisini üslenirler. Daha sonra onu evlerinde konuk ederler. Banu kendisiyle içten bir ilişkiye giren Gamze'yi çok sever kendileriyle birlikte kalmalarını ister. Sonunda babası kızının bu isteğin yerine getirerek Gamze'yi sekreter olarak alıp evlerinde kalmasına razı olur. İsviçre'de eğitim gören Banu yaz tatili için geldiği İstanbul'da bir görüşte ışındığı Gamze'ye tüm sırları açıklamaktan hiç çekinmez. Sevgilisi Murat'la (Aydın Tansel) tanıştırıp, daha sonra da Gamze'yi babasıyla evlenmeye zorlar ve evlendirir. Geçmişi bilinmeyen Banu kendisine dört elle sarılan bu aileye yardım etmek, onların sevgi-sini ve güvenini kazanmak için elinden geleni yapar. mafya tarafın-dan tehdit edilir. Ama tehditlere aldırmadan işine devam eder ve ihaleye gireceğini söyler. Mafyanın adamlarından kaçarken kendisini Fikret adlı bir taksi şoförü kurtarır. Yaşamını borçlu olduğu taksi şoförünü de hem muhafızı hem de şoför olarak işe alır. Fikret'in işe girmesiyle mutlu bir seyir izleyen ailenin düzeni bozulur. Çünkü şoför Fikret ile Gamze birbirlerini çok eskilerden tanırlar. Birlikte yaşamışlar ama ne var ki Gamze, Fikret'in kendisinin özlediği lüks yaşamı veremediği için onu terk etmiştir. İş adamı-nın yaşlı ve kalp hastası olması Gamze'nin öteden beri özlediği yaşama bir hayli yaklaştırmıştır. Fikret ise geçmişini anımsatan önündeki tek engeldir.

TATLI MELEK (1977)




“ATEŞ PARÇASI"

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Recep Filiz
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Ender Film/Mehmet Çakar

Oyuncular: Arzu Okay, Salih Kırmızı, Bilâl İnci, Nejat Gürçen, Zeki Alpan, Necdet Yakın, İhsan Gedik, Bilge Zobu

Konu: Bilimsel bir eser hazırlayan uzman grupla, bir dansöz kızın arasında geçen öykü.


TATLI KAÇIK (1977)


 Yönetmen: Ergin Orbey
Senaryo: İhsan Bilsev
Kamera: İzzet Akay
Yapım: Özer Film/Enver Özer

Prodüksiyon Şefi: Hüseyin Çalışkan, Set Ekibi: Ahmet Akdoğan, Necati Bostancı, İbrahim Kul, Cem Ebertepe, Işık Şefi: Erol Batıbeki,

Oyuncular: Müjde Ar, Mahmut Hekimoğlu, Nisa Serezli, Ercan Yazgan, Nevzat Açıkgöz, Ahmet Turgutlu, Ahmet Açan

Konu: Üç hırsız, polisten kaçarken bir eve sığınır. Bu evde yıllar önce kaybettiği oğlunun hasretini çeken yaşlı bir kadın (Nisa Serezli) ve kadının öğretmenlik yapan genç ve güzel yeğeni (Müjde Ar) yaşamaktadır. İhtiyar Kadın hırsızlardan birinin kaybettiği oğlu olduğuna inanmaya başlar...

ŞÖHRETİN BEDELİ (1977)





Yönetmen: Naki Yurter
Senaryo: Ahmet Ündağ
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Hülya Film/Naki Yurter

Oyuncular: Salih Kırmızı, Necla Fide, Baki Tamer, Kenan Pars, Meral Deniz, Birtane Güngör, Tevhit Bilge, Zeki Sezer, Kâzım Kartal

Konu: para ve şöhret yüzünden hayatını kaybeden kabadayı Salih’in hikayesi.

ŞEREF YUMRUĞU (1977)


Yönetmen: Remzi A. Jöntürk
Senaryo: Recep Filiz
Foto Direktörü: Salih Dikişçi
Yapım: Barlık Film/B. Ali Barlık

Reji Asistanı: Erol Erdoğan, Kameraman: Bedii Ener,

Oyuncular: Serdar Gökhan, Nalân Çöl, Müge Güler, Osman Han, Nejat Özbek, Turgut Özatay, Tevhit Bilge, Süheyl Eğriboz, Ata Saka, Cevdet Balıkçı, Niyazi Gökdere, Tevfik Şen, Engin Vural, Sezai Kaya, Semiha Yağız, Aysun Işılay, Aslan Tekta, Necdet Tok, Hikmet Kuyucu, Mehmet Tezgahtar, Hüseyin Yazıcı, Kunt Tulgar,Neslişah Azaklı, Öz-demir Akın, Küçük Yıldız: Buket Işılay

Konu: Kız kardeşi iğfal edilen bir boksör eski günlerini hayal etmektedir bu arada yeni bir boksör bulup onu yetiştirmeye başlar .

ŞEREF SÖZÜ (1977)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım Sezer Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Tarık Akan (Sedat), Perihan Savaş, Selen Büke, Eşref Kolçak, Kadir Savun, Beyk İmamverdi, Ayşin Tansel, Osman F. Seden

Konu: Babalarını genç yaşta kaybeden iki erkek kardeş büyük dayanışma içinde hayatın zorluklarına karşı direnirler. Rıfat mahallenin gurur kaynağı amatör boksördür. Babasının borçlarını ödemek için gece gündüz çalışan genç adam onun ölümünden sonra kardeşini okutabilmek için manavlık yapmaktadır. Abisinin destek ve beklentilerini boşa çıkarmayan Sedat, mezun olabilmek için büyük gayretle çalışmaktadır. Her ikisinin de mahallelerinden bir sevgilisi vardır. Kardeşi için evliliğini sürekli erteleyen Rıfat, nihayet nişanlanır. Sedat, ona daha fazla yük olmamak için para kazanmaya karar verir. Kendini istemeden bir takım kirli işlerin içinde bulacak ve fakir sevgilisiyle zengin kız arasında tercih yapmak zorunda kalacaktır.


ŞABANOĞLU ŞABAN (1977)



Yönetmen : Ertem Eğilmez
Senaryo: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım : Arzu Film/Nahit Ataman

Yönetmen Yardımcısı: Ahmet Sezerel - Halit Güngör, Kamera Ast.: Ertunç Şenkay, Sesleri Alan: Necip sarıcıoğlu, Renk Uzmanı: Hasan Ör-nek, Dekor-Kostüm : Peyman, Laboratuvar: İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Mahmut Doğan, Hüseyin Bulut, Negatif Montaj, Mahmut Eskici, Kazım Çakırman, Montaj-Senkron: İsmail Kalkan, Işık Ekibi: Süleyman Çekiç, Teoman Sayın, Şükrü Kara, Set EKibi: İsmail Kündem, Taci Terşan, Ömer Bubu, Aziz Kıskanç, Aslan Gül, Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Kanat, (Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir).

Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen, Ayşen Gruda, Şevket Altuğ, Sevda Aktolga, Sevil Üstekin, Güler Ökten, Sıtkı Akçatepe, Ayben Erman, Dinçer Çek-mez, İhsan Yüce, Engin Orbey, Necdet Yakın, Ergin Orbey,

Konu: Her şeyin taklit ve şakaya dayandığı, temaşa sanatının ilk olarak uygu-landığı bir film. Şaban ile Ramazan'ın savaştaki sakarlıklarını konu alan bir film. Bu ikilinin salaklıklarına katlanan komutanlar, savaş sonrasında da yakasını bu ikiliden kurtaramaz. İki kafadar, bu sefer polis müfettişi olarak komutanlarının hayatına girerler.

SON GÜLEN TAM GÜLER (1977)




Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu Çetin İnanç
Kamera: Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Yalçın Gülhan, Neclâ Fide, Kâzım Kartal, Alev Altın, Tuncer Necmioğlu, Coşkun Gözen, Renan Fosforoğlu, Tevhid Bilge, Ali Demir,

Konu: Bir köşke çeşitli kılıklarla girip, kanun kaçaklarını ortaya çıkaran iki polisin öyküsü

SİVRİ AKILILAR (1977)


Yönetmen : Zeki Alasya
Senaryo: Zeki Alasya, Yaşar Seriner
Görüntü Yönetmeni: Kaya Ererez
Yapım: Erman Filmcilik ve Sinemacılık /Hürrem Erman

Yardımcı Yönetmen: Yaşar Seriner, Yönetmen Asistanı: Aydın Sayman, Kamera Asistanı: Erdoğan Ererez, Prodüksiyon Asistanı: Bilal Güşcan, Set Teknisyenleri: Mustafa Buvan, Nejat Buvan, Mehmet İnci, Ercan Akyıldırım, Seslendirme Yönetmeni: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar: Hasan Örnek, İsmet Tomaçgil, Hayrettin Çakmak, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Işık yardımcıları: Süleyman Çekici, Yaşar Çalışkan, Kurgu-Eşleme: İsmail Kalkan, Negatif İşleme: Mahmut Eskici, Kazım Çakırman, (Yeni Stüdyoda ha-zırlanmıştır.)

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Gönül Hancı, Perran Kutman, Gülsen Gürsoy, Hulusi Kentmen, Gülümser Gülhan, İsmail Hakkı Şen, Aytaç Öztuna, Tuncer Necmioğlu, Atilla Pekdemir, Hüseyin Kutman, Tarık Şimşek, Ahmet Kostarika, Coşkun Göğen, Küçük Yıldız: Rana Solak

Konu: Filmde, bir otelde çalışan iki arkadaşın kaybolan mücevherleri ararken başlarına gelen komik olaylar anlatılıyor. Zeki ve Metin, otelde kalmaya gelen eski arkadaşlarına iftira atılınca çalınan mücevherlerin peşine düşerler ve komik
olaylar başlar...

SİLAH ARKADAŞLARI (1977)


Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım: Sezer Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Kadir İnanır (Murat), Perihan Savaş (Sevda), Eşref Kolçak (Fahri), Beyk İmamverdi (Kemal), Kadir Savun (Kadir), Reha Yurdakul (Zeki), Süha Eğriboz (Çete reisi), Baki Tamer, İlhan Hemşeri, Feridun Küçükakdere, Ceyhan Cem, Karga Kemal

Konu: Kemal başarılı bir komiser, Murat acar bir gazeteci, Fahri kanunsuz işler çeviren bir iş adamı ve Kadir lokantacıdır. Bunların ortak özellikleri ise yıllar evvel Kıbrıs'ta birlikte savaşan onbaşılar olmalarıdır. Onlar, beraberlikleri asla bozulmayan, yılın bir günü mutlaka bir araya gelen eski dostlardır. Murat, büyük bir kaçakçılık haberi alır. İş adamı Zeki'nin (Reha Yurdakul) gemisinde kaçak silahlar bulunmuştur. Zeki, gemisinde bulunan silahları inkar eder ve haberinin olmadığını söyler. Birkaç gün sonra Zeki'nin küçük oğlu kaçırılır. Çocuğu kaçıran mafya babası (Süheyl Eğriboz), Zeki'yi tehdit ederek bir kaçakçılık işi daha yapacaklarını silahları gemilerine yüklemelerine izin vermesini, yoksa çocuğu öldüreceğini söyler.

Çocuğun kaçırılma haberi polise ulaşır. Fakat Zeki polise yalan söyleyerek oğlunun halasında olduğunu söyler. Polis, Murat’la aynı gazetede çalışan Sevda'yı (Perihan Savaş) kullanarak, Zeki'nin evinde gör-dükleri eski bir eroin kaçakçısı olan İsmet'i yakalar ondan çocuğun yerini öğrenirler. Çocuğu saklayan Abbas'ın evine girerek kurtarırlar. Babasına götürürler. Oğlunun, susturulmak için kaçırıldığını bildiklerini söylerler. Zeki, polise her şeyi anlatacağını bildirir.
Fakat ertesi sabah evinin havuzunda ölü bulunur. Murat, gazetede bunlara savaş açacağını, tüm bildiklerini haber yapa-cağını Kemal’e söyler. Kemal buna pek razı olmasa da, suçluları ortaya çıkarmak için başka çareleri yoktur. Mafya, Murat'ın haberlerinden rahatsız olur. Murat’la bağlantı kurarak, kalemini satın almak istediklerini söylerler. Ancak Kemal, Murat'ı göndermez. Kendisi gider ve mafyanın tuzağına düşerek ölür. Murat, Kemal'in ölümünden kendini suçlar, bu suçlu psikolojisiyle Zeki'nin çocuğunu da evlat edinir, Kemal'in öcünü almaya yemin eder. Abbas'ın izini bulur ve onu konuşturur. Abbas, Necati-İbrahim-Servet beylerin isimlerini verir. Sırasıyla adamların evine gider ama onları öldürülmüş olarak bulur. Murat'tan kurtulmak isteyen Abbas, öldürülen komiser Kemal'in karısı Nurten'i tehdit ederek Murat’a telefon ettirip evine gelmesini sağlar. Ancak Murat, Nurten'in kendisine "gazeteci" diye hitap etmesinden şüphelenir ve çelik yelek giyer eve gider. Abbas ve adamları, Murat'a ateş ederek oradan kaçarlar.

Ölümden dönen Murat, son olarak Ser-vet'in evine gider. Onu da bulur ama hemen oradan gitmez. Biraz bekler, katil de henüz evdedir. Katilin peşine düşer ve onu evine kadar takip eder. Sonunda onunla yüz yüze gelir. Fakat bu kışı Kıbrıslı onbaşı Fahri'dir. Fahri, Kemal'i vurmadığını, asıl onu öldürenleri öldürerek onun intikamını aldığını söylerler. Murat ona inanmaz ve vuruşurlar. Fahri tutuklanır. “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Osman Fahir Sedenle Türk Sinemasında Düet” syf, 208”

SİHİRLİ GÖZLÜK (1977)


Senaryo ve Yönetmen: Alev Akakar
Görüntü Yönetmeni : Mehmet Ali Özdemir
Yapım: Kader Film/Alev Akarar

Prodüksiyon Amiri: Yusuf Özel, Sesleri Alan: Raci Tözüm, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Tümay Rızai, Nejat Doğansu, Şemsi Tokgöz,
(Ar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve slendirilmiştir)

Oyuncular: Ünsal Emre, Nükhet Egeli, Sami Hazinses, İlknur Taçbaş, Özcan Özgür, İhsan Yüce, Aynur Akarsu, Çetin Tonbaz, Ali Demir, Nilgün Ceylan, Gülten Kaya, Misafir Oyuncu: İhsan Yüce, Saadet Gürses,

Konu: Bir sihirli gözlükle yaşadığı ortamda hayal ettiklerini gören bir adamın öyküsü.

SEVGİLİ OĞLUM (1977)


Yönetmen: Cüneyt Arkın
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Sezer Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Perihan Savaş, Berhan Şimşek, Tuğrul Meteer, Mahmut Terhani, Kudret İrani, Sera Sekitmen, Simini Gaffari, Aydın Haberdar, Mustafa Doğan, İhsan Gedik, Kudret Yenici, İ Hakkı Şen, İlhan Hemşeri, Renan Fosforoğlu, Osman Alyanak, Küçük Yıldız: Murat Arkın (d:1972)

Konu: Oğlu uğruna büyük bir fedakârlık yapan bir babanın dramatik öyküsü... Şehir dışında bir çiftlikte toprağa ve köklerine bağlı yaşayan bir aileyi dramatik olaylar beklemektedir. Babalarıyla birlikte yaşayan kardeşler hayatlarından memnunken en büyükleri olan Ahmet huzursuzdur. Birkaç kez gittiği büyük şehir genç adamı adeta büyüler. Köyde toprağa bağlanıp bir çiftçi olmak istememektedir. Tüm aileyi karşısına alma pahasına şehre gitmeye karar verir. Babası Ahmet’in kararlılığı karşısında geri adım atar ve onun izin verir. Ancak kısa süre sonra oğlunun ölüm haberini alan baba büyük şehrin bela ve ölüm kokan karanlık sokaklarında intikam takibi başlatır.

SEVGİLİ DAYIM (1977)


Yönetmen Zeki Ökten
Senaryo Süleyman Turan
Görüntü Yönetmeni İzzet Akay
Yapım  Özer Film/ Enver Özer

Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuvar Şefi : Recai Karataş, Işık Şefi: Erol Batıbeki , Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Çalışkan- Set Ekibi: Ahmet Akdoğan, Cem Esertepe, Sesleri Alan: Tuncer Aydıonoğlu, Labo-ratuvar Amiri: Recai Karataş, Reji Asistanları: Erbil Altınay, Süleyman Turan, Prodüksiyon Şefi: Hüseyin Çalışkan, Set Amiri: Ahmet Akdoğan, Necati Bostancı, İbrahim Kul, Cem Esertepe, (Acar Film Stüdyosu Renkli Laboratuarlarında hazırlanmış ve ses-lendirilmiştir. )

Oyuncular : Tarık Akan (Tarık), Hale Soygazi (Serap), Süleyman Turan (Rıza),Neriman Köksal (Tarık'ın Ablası), Ali Cağaloğlu (Hulusi), Perran Kutman (Betül), Şaziye Moral (Şaziye), Diler Sa-raç (Mübeccel), Nuri Tosun (Tarık' ın Bisikletini Kaçırdığı Çocuk), Ata Saka (Şebeke Şefi), İbrahim Kurt )(Şebeke Şefinin Adamı), Mehmet Uğurlu, Şebeke Şefinin Adamı (Teoman Aksoy), (Patron Zati Bey), Hikmet Gül (Hizmetçi), Itır Gürdemirel (Mualla), Ehat Alinçe (Tarık'ın Arkadaşı), Doğan Tamer (Tarık'ın Arkadaşı), Ferhat Ünal (Şebeke Şefinin Adamı), Mehmet Ali Güngör (Şebeke Şefinin Adamı), Çocuk oyuncu: Murat Erton (Murat), Itır, Gürdemirel, Ata Saka, Ehat Alince, Ferhat Ünal, Doğan Tamer,

Konu: Tarık zengin bir kızıla sırf babasının serveti nedeniyle evlenmek ister. Ancak kızın mirastan yoksun olduğunu öğrenince , polis kimliğine bürünün arkadaşları tarafından nikah masasında tutuklanarak evlenmekten kurtulur. İzini kaybetmek üzere İstanbul!a ablasının (Neriman Köksal) yanına gitmeye karar verir. İki yıl orada burada aylak aylak dolaşıp dönmüştür artık Ancak eniştesi Hulusi ile araları iyi değildir. Aynı zamanda çapkın olan Tarık bu yüzden de bir iş tutturamamış, eniştesinden devamlı azar işitmektedir.

SENSiZ YAŞAYAMAM (1977)


Yönetmen: Metin Erksan
Senaryo: Metin Erksan, Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Yapım: Çiçek Film/Arif Keskiner

Yönetmen Yardımcıları: Sami Güç-lü, Bülend Engin, Renk Uzmanı: Hasan Örnek, Işık: İsmet Yurtçu, Rifat Yurtçu, Set: Hacı Fidan, Montaj: Turgut İnangiray, Senkron: Reşat Kaya, Negatif Montaj: Orhan Kabataş, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Laboratuar: İsmet Tomaçgil, Selahattin Kaya, Hayrettin Çakmak, Ethem Yalçın, Prodüksiyon Müdürü: Mustafa Eti, Kamera Asistanı: İlyas Akarsu, (Yeni Stüdyo’da hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Cemal Gen-cer, Orhan Elmas, Ekrem Dümer, Macide Yönder, Attila Gökbörü, Gülten Ceylan, Zeki Sezer, Sevim Gencer, Cevdet Arıkan,

Konu: İstanbul'da bir iş kadınının kansere yakalanmış olduğunu ve pek az ömrü kaldığını öğrenmesinden sonra, son bir tatil yapmak üzere Kıbrıs'a gidişini ve oraya, kendisini öldürmek kiralık bir katil getirtilmesini anlatan bir film

* Zengin bir kadın kanser olduğunu doktorundan, "Bir - iki yıl daha yaşama-mız, sonra şiddetli sancılar ve en sonunda da ölüm gelir" sözleriyle öğrenir. Kadın, ölmekten değil ama, acı çekmekten korktuğu için tutacağı bir kiralık katil tarafından öldürülmeyi tercih eder. Film, daha sonra cellatla kurban arasında bir yakınlaşmaya ve sonunda evliliğe gider. Düğün gecesi kadın dayanılmaz sancılar içinde kıvranır. Karısının kanser olduğunu öğrenen adam, birden hayatında her şeyden çok sevdiği varlığı kaybedeceğini ve onsuz yaşayamayacağını fark eder. Filmin sonunda kadın kendisini öldürtmek için tuttuğu kiralık katili hiç beklenmedik bir anda, "Bu dünyada ben öldükten sonra tek başına yaşamana gönlüm razı olmadı" diyerek ateş eder ve öldürür. Adam son nefesini "Şimdi bana aşık olduğuna inandım" diyerek verir.

Umut Film, Kıbrıs Hava Yolları'nın sponsor-luğunda çekeceği filmin senaryosunu yazması ve rejisörlüğünü yapması için Metin Erksan'a teklif götürür. Metin Erksan, kafasındaki hikayeyi Kıbrıs'ta geçmek üzere yeniden yorumlar ve "Sensiz Yaşayamam"ı son haline getirir. Film, İstanbul'da başlar ve Kıbrıs'ta gelişir. Gittikçe ölüme yaklaşan bir kadının, ölüm ve yaşam üzerindeki düşüncelerine yer veren film baştan sona bir tutku filmidir. Film büyük bir tutkuyu anlatırken kadın ve adamın o güne kadar hiç düşünmedikleri ölüm ve yaşam kavramları üzerinde de durmalarına yer verir. Kadın, hem içinde, hem yanında ölüm taşımak-tadır. İçindeki ölüme yenilmemek için yanı başında taşıdığı ölümden yardım ister. O güne kadar profesyonel bir kiralık katil olarak çalışan genç adam da zamanla seveceği kurbanının ölüm ve yaşam üzerindeki düşüncelerine katılır ve ilk kez öldürdüğü insanların kim olduğu üzerine hiç düşünmediğini fark eder. Kiralık katil o güne kadar kendi ölümü üzerine de hiç düşünmemiştir. Aşk hayatlarını doldurduğu zaman ise ölümü unutup yaşamdan tat almaya başlarlar. Ta ki kadının içinde taşıdığı ölüm kendini hissettirinceye kadar. Adam, gerçek anlamda ilk kez ölüm ve yaşam üzerine düşünür ve karısı olmadan bu dünya-da yaşayamayacağına karar verir. Film, ölüme yaklaşan kadının kocasını bu dünyada yanlız bırakmamak için öldürmesiyle biter.

Metin Erksan sineması içinde çarpıcı bir tutku ve aşk filmi olması açısından önemli bir yere sahip olan film, gerek çekim tekniği, gerek diyalogları, gerek-se temaları açısından incelendiğinde bir tutarlılık gösterir:

Erksan bu kez de tümüyle gerçek dışı bir dünya kuruyor. Kahramanlarımız, dış dünyanın olayları, gerçekleri ve insanlarıyla hemen hemen var olmadığı bir alemde, kendi iç serüvenlerini yaşıyorlar. Erksan anlatımında kesinlikle ger-çekçiliği değil, simgeciliği, stilizasyonu seçiyor... Film, sonuç olarak bir tür 'Fantastik Melodram' olarak nitelendirilebilir. Görsel niteliğiyle olsun, anlatımıyla olsun, film bu tanımlamaya Uyumlu bir tutarlılık içinde. Öyle ki başka türde bir film için gülünç kaçacak olan diyaloglar bu filmin genel üslubuyla çelişmiyor, tersine onu bütünlüyor.

Yönetmenin son dönemlerinde çektiği en başarılı filmlerinden kabul edilen "Sensiz Yaşayamam" Metin Erksan Sineması'nın kendine özgün dili içinde incelenmesi gereken bir film olduğunu söylemiştik. Örneğin, yönetmen kiralık katilin cansız bir manken üzerinde hedefi tek atışla Vurma provalarıyla "Sevmek Zamanı"nından sonra manken objesini tekrar karşımıza çıkarıyor….Metin Erksan, bu filminin yarım olduğunu, bazı aksaklıklar Yüzünden senaryoyu tam anlamıyla çekemedik-lerini söylüyor:

Kadın kanser teşhisini öğrendikten kısa bir süre sonra doğum gününü kutlar. Ben bu kutlamayı şöyle çekecektim. Ortaya kadının vücudu şeklinde bir pasta gelecekti. Pasta yavaş yavaş kesilirken kadın ilk kez kendi ölümüyle yüz yüze gelmiş olacaktı. Doğum günü sahnesini ne yazık ki böyle çekemedik. Yine, kadın İstanbul'dan bir sürat teknesi istetecek ve tekneye katiliyle birlikte binip denize açılacaklardı. Tekneyi kayalıklara doğru son sürat sürecek ve son saniyede teknenin yönünü değiştirecekti. Kadın ölümün ucunda olduğu için ölümü tınlamayacak ama, kiralık katil de hiç tepki vermeyecekti. Böyle sahneleri, uçakla, balonla, yarış otomobiliyle tekrar tekrar verecektim. Bu sahneleri de çekebilseydim, film çok daha çarpıcı olacaktı. “Birsen Altıner, “Metin Erksan Sineması” syf, 108 ”

► Metin Erksan’ın uzun bir aradan "Kadın Hamlet"ten sonra sinemaya dö-nüşünü haberleyen "Sensiz Yaşayamam" şaşırtıcı ölçüde tipik bir Erksan filmi... Değişik merceklerle deforme edilmiş geniş açılı çekimler, inatla, ısrarla uzatılmış planlar ... Geniş iç ve dış mekanlarda tek bir kişinin dolaşmasıyla elde edilmiş o garip yalnızlık, dış dünyadan hayattan, gerçeklerden soyutlanmışlık duygusu... Dev boyda bir mankeni (bazı filmlerde bu bir portredir) içeren bir bölüm ... Ve yine bir "tutku filmi" .... Beyne girip yerleşen, en olmadık koşullarda olmadık davranışları yaratan bir tutku ...
Ve, ölüm.. Sinemaya toplumcu filmlerle başlayan Erksan'ın 1965’lerden sonra, Giovanni Scognamillo'nun deyimiyle "bir çeşit içe kapanıklık biçiminde beliren yabancılaşma döneminin ürünlerinde hep var olan ölüm teması... "Sevmek Zamanı" "Kuyu", "Kadın Hamlet", TV için "5 Türk Hikayesi" gibi çok tartışılmış, çok övülmüş veya çok yerilmiş olan filmlerin, "kara sevda" motifiyle at başı giden ana teması:

Ölüm... "Felsefenin en önemli konusu intihardır" diyen Albert Caamus'yu doğ-rularcasına ölümü, özellikle intiharı bir saplantı halinde kullanan bir sanatçı... "Müthiş Bir Tren” “Bir İntihar". Eski zaman Elbiseleri" ve "Hamlet"den geçerek "Sensiz Yaşayamam"a ulaşan çizgi, Erksan'ın (1965'ler sonrası Erksan’nın) aynı tematiği nasıl inatla geliştirdiğini, kendi iç dünyasına uygun bir sinemayı nasıl dirençle sürdürdüğünü kanıtlıyor.

Erksan bu kez de tümüyle gerçekdışı bir dünya kuruyor. Kahramanlarımız dış dünyanın, olayları, gerçekleri ve insanla-rıyla hemen hemen var olmadığı bir alemde kendi iç serüvenlerini yaşıyorlar. Erksan anlatımında kesinlikle gerçekçiliği değil simgeciliği stilizasyonu seçiyor... Zorunlu olarak "başkaları"nın bulunduğu sahnelerde bile bu stilize etme duygusu egemen... (Yalnızca küçük bir pastanın yer aldığı bir masanın çevresinde toplanmış 5/6 kişinin tepeden çekimiyle verilen doğum günü partisi, diskotek sahnesi, Ayfer'in doktoruyla, müdürüyle veya otel resepsiyoncusuyla ikili sahneleri, vs). Erksan önceki filmlerinde sanırım gerçeklikle fantastik bir dünya arasında tam. bir seçim yapamamış, onun için daha çok başarısızlığa yakın düşmüştü,. Bu kez seçimini yapmış tümüyle fantastik bir dünyayı yeğlemiş. Film, sonuç olarak bir tür "fantastik melodram" olarak nitelenebilir. Görsel öğeleri ile olsun anlatımı ile olsun, film bu tanımlamaya uyumlu bir tutarlılık içinde... Öyle ki, başka türde bir film için' gülünç kaçacak olan diyaloglar bile filmin genel üslubuyla çelişmiyor, tersine onu bütünlüyor.'

"Sensiz Yaşayamam", Metin Erksan'ın şöyle böyle 15 yıldır kullandığı, geliştirdiği temaların ve bu, temaları yansıtmak için oluşturmaya çalıştığı sinemasal dilin il-ginç bir bireşime ulaştığı bir film ... Bir sanatçının 15 yıldır, kuşkusuz kendi kafa-sında oluşturduğu ve bir ölçüde de topluma ve gerçeklere duyduğu yabancılaşmayı yansıtan bir dünyayı sinemada yaratmaya çalışması, her şeyin ötesinde önemsenmesi gereken bir olgu ... En azından özgün olmanın ve kendine karşı dürüst olmanın bir belirtisi bu... Çeşitli konulardaki aşırı ve saldırgan bulduğumuz düşüncelerini sık sık eleştirdiğimiz Metin Erksan'ın, günümüzde geçerli tüm akımlara karşı çıkarak kendi dünyasını yansıtmayı sürdürmesi, bize önemli gözüküyor. "Sensiz Yaşayamam", Erksan'ın son döneminin en başarılı ürünü... Erksan sinemasının, tüm polemiklerin ötesinde yeni baştan ve kapsamlı biçimde eIe alınması gereğini de anımsatan bir film ... Filmin üstüne son söz olarak, Çetin Tunca'nın görüntü çalışmasının ve Hülya Koçyiğit'in oyununun başarısından da söz etmek isterim. Koçyiğit'in, Meral Taygun'un nefis seslendirmesi ile de desteklenen birinci sınıf oyunu bu sanatçının güzelliğinin ve sanatının doruğunda iken perdeden niye bu denli uzak kaldığı sorusunu akla getiriyor ... “Atillâ Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 155”