Yönetmen: Mehmet
Dinler
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Cengiz Tacer
Yapım: Melek Film / Şahan
Haki
Reji Asistanı: Aykut
Düz, Kamera Asistanı: Ali Özügül, Set Fotoğrafları: Yavuz Taner,
Bican Avşar, İsmail Karataş, Senkron: Arif Özalp, Işık Şefi: Kenan
Eryılmaz, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Dublajı İdare Eden; Zafer
İnan, Laboratuar Elemanları: Recai Karataş, Tanaş Petridis, Osman Bilen,
Nevzat Dişiaçık, Hüseyin Demirayak, Ali Çiçek, Cemal Dursun, Yapım
Sorumlusu: Semih Sarıoğlu, (acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve
seslendirilmiştir)
Oyuncular: Filiz Akın (Nermin), Ediz Hun (Murat
Tekin), Münir Özkul (Kuşbaz Recep), Serpil Gül (Mine), Suzan Avcı (lale Sevil),
Hüseyin Zan (Polis Şefi), Müşerref Çapın (Leman), Şefik Doğan (Gamsız), Nubar
Terziyan (Hüsnü), Hüseyin Salıcı (Ağır ceza üyesi), Vahit Volkan (Lale’nin
adamı), Nubar Kamçılı, Çocuk Oyuncu: Ömercik “Ömer Dönmez “ D.1959
Konu: Jenerikte, Ajda Pekkan,
Maria Tanase’nin ‘Aseara Ti-am Luat Basma’ (Dün Sana Bir Eşarp Aldım) şarkısını
Bora Çakır’ın yazdığı Türkçe sözlerle söylüyor; ‘Ben Bir Köylü Kızıyım’. Bu
sırada Nermin savaşır gibi makyaj yapmaktadır.
Pudralar havada uçuşur,
yüzde boyanmadık yer kalmaz, yapay benler konur, takma kirpik ve peruk takılır.
Tüm bu hazırlık, o geceki konuklara oynanacak küçük bir oyun içindir. Genç kız
üst kattaki odasında böyle bir uğraş içindeyken, alt katta babası Hüsnü Bey,
görücü gelen Galip Bey ve Leman Hanım’ı ağırlamaktadır.
“Kerimenizi görmek için
sabırsızlanıyoruz. Oğlum her zaman bize ondan bahsederdi. Dürüstlüğünü,
hanımlığını anlata anlata bitiremezdi. Böyle bir kızınız olduğu için iftihar
edebilirsiniz.. Bu zamanda sizin kerimeniz gibi kız nerde Hüsnü Bey..
(Şimdikilerin) Kimi ‘hipi’, kimi ‘bitıls’ havasında. Kimisi de flört, içki,
dans, kumar sevdasında.” Sohbet bu şekilde devam ederken Nermin, konukların
gözlerini fal taşı gibi açan bir giysi ile ve “Hello, canikolar” diyerek odaya
girer; “Sizi beklettim cicim, pardon.
Akşam çok
geç yattım, çok da içtim. Şimdi de ‘çivi çiviyi söker’ diye bir iki kadeh
attım. Geceki partide tam 20 bin kaybettim babacığım.. Ne o, 20 bini çok mu
gördün bana? ) Geçen akşam 50 bin kaybettiğim zaman ‘canın sağ olsun’
demiştin, unuttun mu? Siz poker bilir misiniz, mami? Ben öğretirim mamişko.
Sizi de götürürüz cici baba.” Bu şekilde devam eden gösteri, görücülerin “Bu ne
rezalet” diyerek evden ayrılmalarıyla sona erer. Hüsnü bey bu oyunun nedenini
anlamıştır. Yalnız kaldıklarında şöyle konuşur ; “Murat için yaptın bu haltı
değil mi?” Ona göre, Nermin’in çok sevdiği Murat ‘ömrü kadınlarla geçen bir
serseri’dir. (Hüsnü Bey’i seslendiren Rıza Tüzün, (i)’yi biraz fazla
vurguluyor.) Bu olumsuz düşünceleri, filmin, ancak sonunda değişecektir.
Nermin, babasının kuşkularını aktardığında, Murat kendisini şu şekilde savunur
; “Kadınlarla ilgim vardı Nermin, saklayacak değilim. Ama, seni tanımadan
evveldi. Mazimi toprağa gömdüm şimdi. Sensiz geçen günleri yaşanmamış
sayıyorum, inan.” Diğer kadınlarla, ama en önemlisi nefes kesen bir sarışın
olan Lale ile ilişkisini bitirir. Meyhanedeki ‘bekârlığa paydos’ gecesinde,
arkadaşları Kuşbaz (ve Gamsız)’ın söyledikleri olacak kötü şeyler için bir
uyarı gibi ; “..Ya Lale ne olacak? Ötekileri bilmem ama Lale’yi kolay kolay
hayatından silemezsin. Başına bela açar insanın.” Evlenirler. Ömer’in doğumu
mutluluklarını arttırır. Ancak, kimden geldiği belli olmayan mektup ve
telefonlar onları huzursuz etmeye başlar. Anlaşılacağı gibi, bunları Murat’ı
unutamamış olan Lale yapıyor. “Başlangıçtı onlar. Düşündüğüm başka usuller de
var.. Yalnız sevgi değil gurur da karıştı aramızdaki hesaba. Mutlaka ödeşeceğiz
Murat, mutlaka.” Bir gün, parkta top oynayan Ömer’in üzerine araba sürülür.
Nermin, şoförün sarışın bir kadın olduğunu söylediğinde, bu kadarı bile
kocasının her şeyi anlamasına yeter. “Dışarı çıkmam lazım. Bir iş randevum
vardı.. Çabuk dönerim Nermin” diyerek evden ayrılan Murat’ın geri gelişi yıllar
sonra olacaktır. Hesap sormaya giden kocasını izleyen Nermin, onların
‘beraberliklerini’, aralarında bir ilişki var diye yorumlar. Lale,
tartışırlarken “Şimdi anladım bana dönmeyeceğini.
Rahat bırakacağım seni.
Herkes rahat bırakacak. Yüzüne kimse bakmayacak” diyerek Murat’ın yüzüne kezzap
atıyor. Murat, perişan bir halde Kuşbaz ve Gamsız’ın evine sığınır. Ailenin
tekrar bir araya gelmesi Gamsız’ın ve dillendiremedikleri aşklarını çok
sevdiğimiz Kuşbaz ile Mine’nin çabalarıyla olabilecektir. (Murat Çelenligil
“Editör” – Sinematürk Internet veritabanı”