Powered By Blogger

5 Ekim 2015 Pazartesi

SENSİZ YILLAR (1960)

Senaryo ve Yönetmen Aram Gülyüz
Kamera Ernest Von Theumer
Müzik Yalçın Tura
Yapım Metro Film / Aram Gülyüz


Oyuncular: Nurhan Nur, Metin serezli, Serpil Gül, Erol Keskin, Semra Eriş, Rula Pappa


Konu: Hafızasını yitiren bir kadınla, sonunda tekrar birbirlerine kavuşan kocasının öyküsü

SENDEN AYRI YAŞAYAMAM (1960)

Yönetmen Türker İnanoğlu
Senaryo Ural ozon
Kamera Orhan Çağman
Yapım Ural Film / Ural Ozon


Oyuncular: Aysel Tanju, Ahmet Ural, Mehmet Özekit, Mualla Kavur, Kadri Ögelman, Dursune Şirin, Sadri karan, Fikret Fırat, Eyüp Sabri, Saynur Peri, Berkit Sayın, Türküler: Ziya Günay,


Konu: Sokaklarda çiçek satan bir kızın öykü-sü.


Not: Bu Film, Türker İnanoğlu’nun yönetmen yardımcılığından yönetmenliğe geçiş filmidir.

SATIN ALINAN ADAM (1960)

Senaryo ve Yönetmen Dr. Arşavir Alyanak (Özdemir Hazar’ın bir eserinden)
Operatör Kosta Psaros
Müzik Kadri Şençalar
Yapım Melek Film / Şahan Haki


Oyuncular: Göksel Arsoy, Belgin Doruk, Mualla Fırat, Nubar Terziyan, Salih Tozan, Mümtaz Ener, Semih Sezerli, Necdet Tosun, Dursune Şirin


Konu: Mecbur kaldığı için zengin şımarık bir kızla anlaşmalı bir evlilik yapan gencin aşk hikayesi.

ÖLÜMLÜ DÜNYA (1960)

Senaryo ve Yönetmen Şinasi Özonuk
Görüntü Yönetmeni Ali Uğur
Yapım Onuk Film / Şinasi Özonuk


Oyuncular: Nevin Aypar, Efkan Efekan, Suphi Kaner, Handan Karaokçu, Asım Nipton

ÖLÜM PEŞİMİZDE (1960)

Yönetmen Memduh Ün
Senaryo Halit Refiğ, Ertem Göreç,Memduh Ün, Atıf Yılmaz, Lütfi Akad,
Görüntü Yönetmeni Turgut Ören
Yapım Uğur Film / Memduh Ün


Diyalog: Bülent Oran, Rejisör Asistanları: Ertem Göreç, Oksal Pekmezoğlu, Ar Direktör: Niyazi Er, Set Direktör: Nuri İnal, Prodüksiyon Müdürü: Adnan Uygur, Operatör Asistanı: Hüseyin Birol, Montaj-Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: İlya Pençoğlu, Laboratuvar: Cemil Orhon, Matipo: Yılmaz Erman, Ses: Makro Buduris, Prodüktör: Reha Yurdakul,

(Kemal Film Stüdyosunda Hazırlanmış, Erman Film Stüdyosunda seslendirilmiştir)

Oyuncular: Ayhan Işık, Fatma Girik, Nilüfer Sezer, Reha Yurdakul, Memduh Ün, Avni Dilligil, Hulusi Kentmen, Senih Orkan, Sela-hattin İçsel, Naci Saraç, Asım Nipton, Hakkı Haktan, Mahmure Handan, Nuri İnal, Halit Refiğ

Konu: 1960 yılının sonbahar aylarında İstanbul. Taksim’de bir yoksul mahallesi. Antonin Dvorak’ın 1893’te yazdığı ‘Yeni Dünyadan Senfonisi’nin Adagio-Allegro Molto bölümüyle izlediğimiz jenerikten sonra BeTeBe fabrikasında neşe içinde (ertesi gün aylıklarını alacaklar) çalışan işçileri görürüz. Bir kısmı mahalle sakiniyken bazıları da (Orhan Kemal’in romanlarındaki kişilere benzer şekilde) ne işçi olabilmiş ne de köylülüğü kalmış Zeynel gibi ‘bir çift öküz bir de tarla’ alabilmek için ‘taşı toprağı altın’ İstanbul’a gelmiş. (Zeynel, bir açgözlülük yapıp Hüsnü’nün planladığı soygun işine bulaşacak ve filmin sonuna doğru da buralara geldiğini bin pişman, ‘çoluğunu çocuğunu tekrar göremeden’ yaşamından olacaktır.)


► Halit “Saccho ile Vanzetti” adlı ünlü bir roman getirdi. Olaylar Amerika'da geçiyor, iki ıtalyan kökenli sendikacının devrimci mücadelesi öyküleniyordu. Romandan bir tretman yaptı Haltl. Ama romanla ilgisi kalmamıştı. Babasına işlemediği bir cinayet yüklenen gencin gerçek suçluları arama serüvenine dönüşmüştü. Ben çok durağan bulmuştum film öyküsünü.


Biraz ben karıştırdım, biraz Ertem karıştırdı, öyküyü bayağı değiştirdik, epey şey ekledik. Ama senaryoyu bitirneyi başaramamıştık. Işleticilerle yapılan anlaşmalar gereği de belli bir tarihte filme başlamak zorunda olduğumuz için eteklerim tutuşmuştu. Her sabah Bülent Oran’ı evinden alıp sete getirtiyordum. Çekilecek olan sahnelerin iç çekimlerini Bülent'e anlatıyordum, o da diyalogları yazıp gidiyordu. İkinci, üçüncü gün hep bu şekilde devam etmişti, ama final ve final öncesini çözememiştik. Iş kopyasını
bastırdım, Ertem'Ie montajını yaptıktan sonra Atıf, Lütfi, Halit ve Ertem bir araya gelip, filmi izledik. Halit'in evinde toplanmıştık.Herkes bir şeyler söyledi, belli ortak paydalarda birleştik. Kaleme alma görevi Atıf'taydı, Sahneleri birer ikişer satır halinde yazdı. Final ve öncesi belirlenmişti böylece. (Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor)

OSMAN ÇAVUŞ (1960)

Senaryo ve Yönetmen Orhan Ateş
Görüntü Yönetmeni Ali Uğur
Yapım Orhan Ateş


Oyuncular: Orhan Murat Arıburnu, Öztürk Serengil, Suzan Avcı, Kemal Ateş, Hidayet Pelit


Konu: Osman Çavuşun kahramanlık öyküsü

MUKADDERAT/ Ağlayan Gözler (1960)

Senaryo ve Yönetmen Muharrem Gürses
Kamera Cezmi Ar
Yapım Kral Film


Oyuncular: Kenan Pars, Mualla Kaynak, Ahmet Tarık Tekçe, Avni Dilligil, Kemal Dirim, Muazzez Arçay, Özcan Tekgül, Filiz Dirim, Aziz Basmacı, Mütrüvvet Sim, Vildan Gületman, Saim Bilge, Faik Coşkun


Konu: Bir aile Dramı.

MERYEM

Yönetmen Baki Çallıoğlu
Senaryo Ahmet Akata
Kamera Mustafa Yılmaz, Dinçer Önal
Yapım Çallı Film / Baki Çallıoğlu, Kemal Dirim


Oyuncular: Muhterem Nur, (Meryem), Efgan Efekan, (Göksel), İhsan Aşkın, (Kerim), Özcan Bilge, (Harun), Emel Yıldız, Ömer Faruk, Suzan, Uçaner, Haluk Kızıltuğ, Araksi (Hebo)


Konu: Bir balıkçı kızına aşık olan bir gençle birlikte çektikleri acıların öyküsü.

MECNUN (1960)

Senaryo ve Yönetmen Hicri Akbaşlı
Kamera Ali yaver
Yapım Sadık Film / Hicri Akbaşlı


Şarkılar: Nuri Güzelses, Müzik: Abdullah Naim Bayşu


Oyuncular: Semra Ece, Atalay Özçakır, Yıldız Sevingen, Asım Nipton, Nuri Genç, Hikmet Serçe,


Konu: Leyla Mecnun öyküsünün bir başka biçimi

NİLÜFER ORMAN ÇİÇEĞİ (1960)

Senaryo ve Yönetmen Hulki Saner “*”
Operatör Kosta Psaros
Yapım Arı Film / Ercüment Eraybar


Reji Asistanı: Ülkü Erakalın, Kamera Asistanı: Paşa Gündoğdu, Prodüksiyon Asistanı: Cevat Şahiner, Set Amiri: Ali Seyhan, Laboratuvar: Cemil Orhon (Şef), Yılmaz Erman, Halit Kunal, Hasan Örnek, İbrahim Güzel, Haydar Özdemir, Ziya Uçak, Montaj, Senkron: Metin Miroğlu, Negatif Montaj: İlya Pençoğlu, Işık: Mehmet Çakar, Sesleri Alan: Marko Buduris, (Erman Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)


Oyuncular: Göksel Arsoy, Cavidan Dora, Ahmet Tarık Tekçe, Nuray Uslu, Osman Zıt, Dursune Şirin, Ayhan Candeğer, Selahattin İçsel, Renan Fosforoğlu, Ali Ulubay, Ali Seyhan,


Konu: Afrika da 4 Türk Gazetecinin başından geçen olayları anlatan bir filmdir. İlginç haber peşindedirler, Ümit 2 Afrikalı ile dolaşmaktadır, Yerliler saldırır Ümit"i öldürmek üzerelerdir Nilüfer ve Yerliler gelir Ümit"i serbest bırakır. Ümit bu beyaz kadını araştırmaya başlar, resimler çekerler Ümit"in arkadaşları tuzak kurarak Nilüfer""i yakalarlar. Ümit arkadaşlarına araştırmayı tamamladıktan sonra onu serbest bırakacaklarını söyler ama arkadaşları onu İstanbul""a götürme taraftarıdırlar. Gazetede haber çıkınca, kızın zengin dedesi Mahir beybaşarılı erkek oyuncu torunu bir gemi kazasında kaybettiğini  söylemiştir. Ümit Nilüfer"i İstanbul"a götürmeyi kabul eder. Zihni bey bu duruma memnun olmamıştır. Çünkü amcasının tek mirasçısıyken şimdi ortak çıkmıştır. Ümit, Suat, Nihal ve Nilüfer yola çıkarlar, arabaları bozulur. Eşkiyalar gelir onları esir alıp götürürler, elleri bağlıdır, onları takip eden Yerli Ümit"in ellerini çözerek kaçmalarını sağlar. Gemiye binip İzmir"e yola çıkarlar. Ümit"in kız arkadaşı Nihal onu kıskanmaktadır. Nilüfer ko-nuşmamaktadır, onu konuşturmaya yeni kelimeler öğretmeye çalışırlar.. İzmir"e geldiklerinde Nihal onlardan ayrılır. Zihni, Ümit ile Nilüfer"in yanına gelir, kendisini tanıtır. Zihni, Nilüfer"in amcasının torunu olamaya-cağını madalyonun sahte olabileceğini söyler. Uçağa binerler, Mahir bey sabırsızlıkla onları bekler. Nilüfer, Ümit ve Zihni gelirler. Mahir bey çok sevinir. Nilüfer ona yakınlık duyar, akşam yatarlar. Nilüfer gece evi inceler ve Ümit"in odasına giderek yere yatar, uyur. Bu durumu öğrenen Zihni Ümit ile konuşarak onunla arasında bir şey geçtiğini düşünerek evden ayrılmasını ister, Ümit ise böyle bir şeyin olmadığını söyler. Mahir bey odada oturur, Zihni gelip parmak izi olan mektubu ister, mirası paylaşamayacağını söyler, Amcasını öldürür. Daha sonra Nilüfer"i alıp gezdirmeye götürür. Ümit parmak izleri sonucunu öğrenir Nilüfer Mahir beyin torunudur. Telefon açarak durumu Dadıya bildirir. Dadı Mahir beyin odasına girdiğinde onu ölü bulur. Polisler ve Ümit gelir. Ümit Dadıya Zihni ve Nilüfer"i sorur ve Surlara gittiklerini öğrenir. Ümit Katilin Zihni olduğunu ve Nilüfer"i de öldüreceğini söyleyerek onların yanına giderler. Nilüfer surlardadır, Zihni arkadan gizlice yaklaşarak gelir onu öldüreceğini söyler. Ümit ve Polisler gelirler Ümit yukarı çıkar Polislerde kapıları tutar. Zihni onu itecekken Ümit yetişir, Nilüfer"i kurtarır. Zihni ile Ümit kavga ederler. Polisler gelir. Zihni kendisini surlardan aşağı-ya atar. Ümit ile Nilüfer sarılırlar. Nilüfer ve Ümit Afrika"ya gelirler. Nilüfer oldukça mutludur.

_______________________________

“*” Anne Day-Hlvag’ın romanından Thomas Fough’un senaryosundan Herman Leitner taraından film çekilen ve 11 Ekim 1957 yılında Batı Almanya’da gösterime giren “ Liane; die Weibe Sklavin” isinli filmden uyarlama. Filmin başlıca oyuncuları; MarionMichael (1940-2007), Friedrich Joloff (1908-1988) ve Adrian Hoven (1922-1981)

NAMUS UĞRUNA (1960)

Senaryo ve Yönetmen Osman F. Seden
Kamera Kriton İliadis
Yapım Kemal Film / Osman F. Seden


Yön. Asist.: Mehmet Dinler; Prod. Amiri: Adnan İrkut; Set Amiri: Hasan Danabaşoğlu; Kamera Asist.: Yavuz Gönenç; Işık Asist.: İlhan Aslım, Fikret Güryalçın; Set Ekibi: Cemi! Paskap, Ali Kan; Işık Şefi: Necati İltaç; Prod. Temsilcisi: Yüksel Tanık; 

(Acar Film Stüdyosu'nda Hazırlanmış ve Seslendirilmiştir)

Oyuncular: Eşref Kolçak, (Eşret), Peri Han (Neriman), Memduh Ün, (Kenan), Serpil Gül ,(Gül), O. Nuri Ergün, Suphi Kaner, Eşref Vural, Diclehan Baban, Mualla Sürer, Haydar Karaer, Memduh Alpar, Leman Akçatepe, Bedri Çavuşoğlu, Hakkı Haktan, Asim Nipton, Hüseyin Güler, İlhan Hemşehri, Yaşar Şener


► Küçük bir mahallede yaşanan bir aile dramını büyük şehrin acımasız kuralları içinde yoğuran Seden, saf insanların dünyasının. Kötü insanların çirkin emelleriyle nasıl gölgelendiğini melodramın tuzaklarına düşmeden vermektedİr.


Bir garajda şoförlük yapan Eşref (Eşref Kolçak), aynı mahallede oturan ve fakir bir kız olan Neriman'a (Peri Han) aşıktır. Bir müddet peşinde koştuktan sonra, evlenme teklifi yapar. Eşref'in annesi ise oğlunu mahallede terbiyesi ve namusu ile tanınan Gül (Serpil Gül) ile evlendirmek istemektedir. Fakat Eşref, Gül'ün babası zengin, kesemiz onlara uymaz diyerek Neriman'ı tercih eder. Üstelik Neriman daha güzel ve alımlıdır. Sonunda evlenirler. Neriman'ın bitmek bilmeyen istekleri yüzünden Eşref, çok borçlanır. Neriman çılgınlar gibi alışverişe, düşkündür. Kocasının verdiği kira paralarını bile giyime ve süse harcar. Bu arada, mahalleden yıllar evvel ayrılarak kötü yola düşen ve çok zengin olan Perihan'la görüş-meye başlarlar. Perihan, Neriman'ı alır, kendi evine götürür. Ona elbiselerinden verir, ne kadar güzel bir kadın olduğunu, eline birçok fırsat geçebileceğini, bunları iyi değerlendirmesini söyler. Eşref bu görüşmeye çok kızar.bir sabah peşine düşer. Kenan'ın evine kadar takip eder. Eve gizlice girerek Kenan'ı ve karısını vurur. Daha sonra terk edilmiş bir eve sığınır. Polis, teslim olmasını söyler ama a edemez. O esnada Gül gelir, Eşref'e yaklaşarak onu ikna etmeyi başarır. Teslim olan Eşref'e onu bekleyeceğini söyler.


Yozlaşmış çevre ve arkadaşlar ailenin genç üyelerini etkilediği kadar büyüklerini de etkileyebilir" temasından yola çıkan Seden, çok başarılı olduğu büyükşehir dramlarından birini daha işlemiş, ortaya özgün bir yapıt çıkarmıştı.
Gayet yalın ve oldukça rahat bir anlatımı olan, ne vermek istediğini bilen ve kendinden emin bir sinema diliyle perdeye aktarılan "Namus Uğruna da, Usta, kendisi için baştan beri bir tutku olan gerilimi, ama psikolojik gerilimi yeterli dozda filme yansıtır ve sanatının doruğüna çıkar. "Düşman Yolları Kesti" örneğinde olduğu gibi Seden, bu filmde kendini ortaya koyuyor, bir yönetmen olarak ağırlığını fazlaca hissettiriyordu. Bu bakımdan "Namus Uğruna", onun filmografisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.


Seden, "Namus Uğruna"nın hikayesini düz bir çizgide yürütmüş, bazen monotonluğa bile kaçabilecek bir sadelik ve açıklığa kavuşturmuştu. Anlatımı alabildiğine rahat, ölçülü ve soğukkanlıydı; özellikle J:!dümünde bu anlatım göz alıcı bir ustalığa varmakta idi.


Düşman Yolları Kesti" ile biçim ustalığını ispatlayan Seden, "Namus Uğruna"yla daha önceki büyükşehir dramlarının entrikalarını, kişilerini çatışmalarını bir senteze götürüyor; çeşitli denemelerinin getirdiği bir taşkınlık ve rahatlıkla, eninde sonunda belirli bir noktaya varıyordu. Namus Uğruna’da Seden'in tipik kişileri olan iyiler ve kötüler daha karşı karşıya geliyor, süresiz mücadelelerini sürdürüyorlar. Öykü Seden'in kurduğu şaşmaz ve çok tutumlu bir düzen içinde bu dörtlünün etrafında dönüp dolaşıp sonuçlanıyor. Ve hikaye. mahallelerin birinde başlayıp kentin "yüksek" semtlerine varıncaya kadar sürüyor. Bir tarafta kenar mahalleIerin birinde eşiyle yaşayan dürüst bir delikanlı, ötetarafta çevresinden, sürdüğü sönük yaşantıdan usanan kira parasını süs eşyalarına düşüncesizce harcayan, lüks tutkusuna kapılmış eşi; bu mahalle dilberini ele geçirmek isteyen istismarcı bir patron ve ona yardımcı olan bir fahişe. Bu kişiler, bir bakıma Seden'in kuklalarıdır, üstelik iyice tanıdığımız kuklalardır bunlar. Davranışlarıyla, patlamalarıyla, sakatlıklarıyla. Seden bu kuklalarını yerleştirip kamerasını etrafında döndürüp dolaştırıyor ve iyice yaklaşıyor onlara, gözlerinin içine girinceye dek. Bir an gelecek, dürüst kenar mahalle delikanlısı patlayacak, gürültü patırtı kopacak ve kötüler cezasını bulacak. Burnu peşin olarak biliyoruz, çünkü Seden bize tüm bunları daha önce de anlatmıştır. Buna rağmen bile bile kurulan oyunun içine giriyoruz, bile bile dalıyoruz; inanmadan, yapaylığını bilerek meraktan dolayı.


"Namus Uğruna", Türk sinemasının teknik bakımdan en sağlam filmlerinden biriydi. Bu film de yönetmen, mizansenden kurguya kadar alışılmışın dışında "güçlü" bir çalış-ma yapıyordu. Film, Seden’in varabildiği en uç noktayı belirliyor, sinemanın "iyi teknikeri" hakkında beslenen ümitlerin artışına vesile oluyordu.


Seden, yer yer oldukça belirgin bir şekilde yakın planlar kullanmış, karakterlerin psikolojik gerilimini olduğu gibi perdeye yansıtmıştı. Senaryonun tutarlılığı, teknik başarı ve yine isabetli seçilen oyuncu kadrosu, filmin başarısını arttıran unsurlardı. “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Türk Sinemasında Düet”,


ÖDÜL


► 9 – 22 Mayıs 1961 arasında İstanbul Belediyesi Sanat Festivali çerçevesinde
► "Namus Uğruna". Ten iyi 2. Film
► Eşref Kolçak “en iyi erkek oyuncu

 

MAHALLENİN SEVGİLİSİ (1960)

Yönetmen Memduh Ün
Senaryo Halit Refiğ, Bülent Oran

Operatör Turgut Ören
Yapım Uğur Film / Memduh Ün


Yönetmen Yardımcısı: Halit Refiğ - Erdoğan Tokatlı, MÜzik: Abdullah Yüce


Oyuncular: Muhterem Nur, Efgan Efekan, Suphi Kaner, Necdet Tosun, Salih Tozan, Rüya Gümüşata, Suna Pekuysal, Neşet Berküren, Recep Şen, Mürvet Sim, Adnan Uygur, Faik Coşkun, Selahi İçsel, Osman Türkoğlu, Rüya Gümüşata


KONU: Ün kendisinden hiç beklenmeyecek yolda, yapımcıların o pek bağlandıkları (hem güldürücü, hem ağlatıcı) film kalıbına uygun, bir film ortaya koymaktaydı. Mahalenin Sevgilisi'nde kaba komedi ile aşırı duygululuk yarış halindeydi. Bütün bun-lara dayanılmaz nitelikte alaturka şarkılar, feci bir okuyuş, kötü bir seslendirme, genel olarak başarısız diyaloglar eklenince Ma-hallenin Sevgilisi Ün'ün ikinci dönemindeki en zayıf film olarak ortaya çıkmaktaydı.


Not: Memduh Ün bu seneye kadar devam eden Yakut filmle olan ortaklığını bozmuş ve oğlunun adını taşıyan Uğur filmi kurarak 2007 yılına kadar sürecek olan yapımcılığa da bu filmle başlamış ve 28 günde bitirmiştir. .

LİMAN YOSMASI (1960)

Yönetmen Şinasi Özonuk
Senaryo Şevket Aktunç
Foto Direktörü Manasi Filmeridis
Yapım Aktunç Film / Şevket Aktunç


Dansları hazırlayan: Jak Bıçakçı ve Balesi, Danslar: Semra Yıldız Eser: Şevket Aktunç, Temel Karamahmut, Prodüktör: Abdullah Ataç, Reji Asistanı: Boğadır Ayanoğlu, Kamera Asistanı: Nedim Akanlar, Laborant: Davut Öner, Montaj: Sezai Elmaskaya, Senkron: Adrine Muradyan, Işıklar: Feyzi Eryılmaz, Sesleri alan: Yorgo İliadis, (Day Film stüdyosunda hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Işın Kaan (Ayhan), Suzan Jaja (Oya), Ahmet Tarık Tekçe (gazino patronu), Aliye Rona (Fatma), Kadir Savun (Arif abi), Mirella Valdi (Leyla), Avni Dilligil (Yakup kaptan), Semih Sezerli (Kıvılcım), Asım Nipton, Vahi Öz, Abdullah Ataç, Mualla Sürer, Osman Türkoğlu,


Konu: Gayrı meşru bir kızı ve üvey oğlu olan bir kaptanın macerası

KÜÇÜK KAHRAMAN “Kanlı Mektup” (1960)

Yönetmen Türker İnanoğlu
Senaryo Murat Akovalı
Foto Direktörü Turgut Ören
Kameraman Mustafa Yılmaz.
Yapım:  Aker Film / Murat Akovalıgil


Oyuncular: Türkan Şoray, Baki tamer, Cavidan Dora, Mehmet Özekit, Diclehan Baban, Sadettin Erbil, Sadri karan, Sevil Sev, Zeki Çan, Necati Dalgakıran, Semra Gül, Küçük Yıldız: Attilla Engin, Necdet Tosun, Nuri Genç


Konu: İstiklal savaşı sorasında geçen bir çavuşla, oğlunun kahramanlık öyküsü.


Not: Türkan Şoray’ın ilk filmi. Türkan Şoray, Karagümrük'teki ev sahiplerinin oyuncuolan kızı Emel Yıldız (panter Emel) ile birlikte bir film setine gider ve Yeşilçam'a adım atar. Burada Türker İnanoğlu tarafından keşfedilir ve Emel Yıldız'ın yerine filminde başrol oynar.

4 Ekim 2015 Pazar

KÖYDE BiR KIZ SEVDİM (1960)

Yönetmen Türker İnanoğlu
Senaryo M. Çetinklaya
Foto Direktörü Nejat Okçugil
Yapım Çan Film / Zeki Çan


Oyuncular: Baki Tamer, Türkan Şoray, Zeki Çan, Salih Tozan, Erol Taş, Necati Dalgakıran, Hülya Oktar, Asım Nipton, Küçük Yıldız: Atilla Engin


Konu: Birlikte büyüdüğü üvey kardeşine aşık olan Ali ile, çalıştığı çiftliğe sahip olmak için kirli, işler çeviren üç adamın öyküsü