Senaryo ve Yönetmen: Ferit Ceylan “*”
Kameraman: Dinçer Önal
Yapım: Meriç Film / Samim Meriç
(Lale Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)
Oyuncular: Samim Meriç (Kara Yalçın), Yılmaz Güney (Ali Duran), Semra Sar (Yalçın’ın Sevgilisi), Hilal Esen (Hilal), Yaşar Tunalı, Ersun Kazançel (Yalçın’ın kardeşi), Önder Somer (Komiser Hüseyin), Ali Şen (1. Ayyaş), Ferit Ceylan (2. Ayyaş), Tunç Bartu, Enver Dönmez), Hasan Yıldız,
KONU: Yalçın (Samim Meriç), kentin ünlü kabadayılarından biridir. Bir türlü uslanmayan Yalçın'ı, aşık olduğu sevgilisi Figen (Semra Sar) dize getirir. Birlikte kenti terk edip, yeni bir hayata başlayacaklardır. Sahibi olduğu kahvehanesini de kardeşi Kara'ya bırakacaktır Yalçın. Kara (Yaşar Tunalı) ağabeyine bir haber getirir. Konya hapishanesinde cezasını tamamlayan ünlü kabadayılardan Ali Duran (Yılmaz Güney) kente gelmek üzere yola çıkmıştır. Haber çevreye yayılınca çeşitli yorumlar yapılır. Kimi Yalçın'dan, kimi Ali Durandan yanadır.
Ali Duran, görevli iki jandarma arasında kente gelir. Elleri kelepçelidir. Altı aylık sürgünü geçirmek üzere karakola teslim edilir. Kelepçeleri açılır. Komiser Hüseyin (Önder Somer), çocukluk arkadaşıdır. Bu altı aylık sürgünde dikkatli olması ve tahriklere kapıl-maması için Ali Duran'ı uyarır. Her gün karakola gelip yoklama defterine imza atması gereken Ali Duran küçük bir otel odasına yerleşir. Yaşlı anasının çerçeveli bir fotoğrafını odasının duvarına asar. Sürgündeki yaşamını kazasız belasız atlatıp, bir an önce anasına kavuşmaktır amacı.
Kendi üstünde bir kabadayı görmeye tahammül edemeyen Yalçın'ın, Ali Duran'ın gelmesiyle birden keyfi kaçar. Kahvede ve mahallede konuşulanlar aleyhine geliştiğinden tahrike kapılan Yalçın, kararını değiştirir ve kenti terk etmekten vazgeçer. Ali Duran'la he-saplaşmak için fırsat kollamaktadır. Bir gün meyhanede karşılaşırlar. Yalçın sarhoştur, laf atıp hakaret eder. Ali Duran ona bulaşmamak için ses çıkarmaz. Masasından kalkıp gider. Yeni bir hayata başlamaya hazırlanan Figen de sevgilisinin karar değiştirmesi yüzünden düş kırıklığı yaşamaktadır. Gitmeleri için onu zorlar. Tartışma sonucu araları açılır Yalçınla.
Sessiz, kendi halinde sürgün cezasını tamamlamaya çalışan Ali Duran, anasıyla mektuplaşır. Yaşlı kadın, dişlerinin yapılması için biriktirdiği parayı da oğluna göndermiştir. Kaldığı otelin karşısındaki evde oturan küçük kız Hilal (Hilal Esen), konuştuğu, dertleştiği tek arkadaşıdır Ali Duran'ın. Pencereden pencereye gülümseyerek, bakışarak tanışmışlardır. Hilal, pencerede mandolin çalar. Parkta otururlar, istasyon civarında dolaşırlar. Ali Duran gelip geçen trenlere bakar. Bu trenlerden biri, onu anasına kavuşturacaktır.
Sözünde durmadığı için sevgilisi Yalçın'ı terk eden Figen, otele gelip Ali Duran'ı suçlar. Yalçınla aralarının bozulmasına, mutluluğu-nun yıkılmasına sebep Ali Duran'dır, Figen'e göre. Sokaklarda ıslık çalarak yürüyen mahallenin gariban delisi Felek (Ferit Ceylan), Figen'in otelden çıktığını görünce gidip Yalçın'a haber verir.
Ali Duran'ın günü dolmuştur. Bavulunu hazırlar. Son bir kez karşıdaki evin penceresine bakar. Küçük kız uykudadır. Yazık ki ona veda edemeden sabah trenine binip gidecektir. Sevgilisi Figen'le ilişkisi olduğunu sanan Yalçın ise, silahlanıp Ali Duran'ın peşine düşer. Kıskançlık krizine kapılan Yalçın'ı durdurmak mümkün değildir. Kardeşi Kara ile Figen, Komiser Hüseyin'i bulup haber verirler. Ali Duran meyhanededir. Trenin kalkmasına yirmi dakika vardır. Yalçın silahıyla Ali Duran'ın karşısına dikilir. "Silahını çek, dövüşelim," der. Duran'ın silahı yoktur. "Bırak beni, gideyim," diye yalvarsa da Yalçın yumruklayıp onu yere devirir. Ali Duran sonunda dayanamaz, kalkıp Yalçın'ın üzerine yürür. Bu kez Yalçın yerdedir. Birden bir silah sesiduyulur. Ali Duran sırtından vurulmuştur. Onu vuran, meyhaneye silahıyla giren deli Felektir. Ali Duran, trene yetişmek için yaralı olarak dışarı çıkar. Deli Felek, "Kabadayı Ali Duran'ı vurdum, herkes benden bahsedecek. Şimdi seni de vuracağım," diye kahkahalar atıp, Yalçın'ı da omzundan yaralar. Polisler gelir.
Silah sesleriyle dışarı fırlayan Hilal, istasyona doğru düşe kalka yürüyen Ali Duran'a yetişir. Duran kanlar içinde yere düşerken tren geçip gider. "Ana, ana, bu tren beni sana getiremedi," deyip son nefesini verirken küçük kız hıçkırıklarla üzerine kapanır. Komi-ser Hüseyin koşarak gelir. "Her oyunun sonunda sen ölürdün," diyen çocukluk arkadaşı Hüseyin acı içindedir. Bu kez Ali Duran gerçekten ölmüştür...
Notlar: Cezasını bitirip altı aylık Konya sürgünü dönüşünden sonra Yılmaz Güney'in oynadığı ilk film. Almanya'da Ulus Video tarafından çıkarılan kasetinin jeneriğinde 'reji ve senaryo yazarı' olarak Sadık Kurtuluş adı geçer. Oysa bu adla bir rejisör olmadığı gibi, filmin yönetmeni, İkisi de Cesurdu da Felek rolünü oynayan Ferit Ceylan; çeşitli bölümleri set çalışmaları sırasında oluşturulan senaryonun yazarı ise Yılmaz Güney'dir. Sadık Kurtuluş, Kurtuluş Film adlı bir şirketin sahibi olup, İkisi de Cesurdu'yu satın alan yapımcıdır. Filmin bir takma adı da 5 Kurşun 2 Adam'dır. Çeşitli kent sinemalarında, özellikle de Anadolu bölgelerinde gişe rekorları kıran, ilk Yılmaz Güney filmi olarak da dikkati çeker. Ayrıca, Yılmaz Güney'in kitlesel açıdan halkla, seyirciyle diyalog kurmasıyla da Güney'i Güney yapan ilk filmdir. Filmin öyküsü, birkaç kez "Antepli" gibi isimler altında yeniden çekilmiştir. “Agah Özgüç “ Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”
________________________________________________
“*” William Bowers (1916-1987) ve Adré De Toth’un (1912-2002) eserinden Yönetmen Henry King’in (1896-1982) 21 Ağustos 1950 de İsveç’te gösterime giren “The Gunfighter” isimli filminden uyarlama. Amerikan (U.S.A) yapımı bu filmde başlıca rolleri Gregory Peck (1916-2003), Helen Westcott (1928-1998), Karl Malden (1912-2009) paylaşmışlardır
Kameraman: Dinçer Önal
Yapım: Meriç Film / Samim Meriç
(Lale Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)
Oyuncular: Samim Meriç (Kara Yalçın), Yılmaz Güney (Ali Duran), Semra Sar (Yalçın’ın Sevgilisi), Hilal Esen (Hilal), Yaşar Tunalı, Ersun Kazançel (Yalçın’ın kardeşi), Önder Somer (Komiser Hüseyin), Ali Şen (1. Ayyaş), Ferit Ceylan (2. Ayyaş), Tunç Bartu, Enver Dönmez), Hasan Yıldız,
KONU: Yalçın (Samim Meriç), kentin ünlü kabadayılarından biridir. Bir türlü uslanmayan Yalçın'ı, aşık olduğu sevgilisi Figen (Semra Sar) dize getirir. Birlikte kenti terk edip, yeni bir hayata başlayacaklardır. Sahibi olduğu kahvehanesini de kardeşi Kara'ya bırakacaktır Yalçın. Kara (Yaşar Tunalı) ağabeyine bir haber getirir. Konya hapishanesinde cezasını tamamlayan ünlü kabadayılardan Ali Duran (Yılmaz Güney) kente gelmek üzere yola çıkmıştır. Haber çevreye yayılınca çeşitli yorumlar yapılır. Kimi Yalçın'dan, kimi Ali Durandan yanadır.
Ali Duran, görevli iki jandarma arasında kente gelir. Elleri kelepçelidir. Altı aylık sürgünü geçirmek üzere karakola teslim edilir. Kelepçeleri açılır. Komiser Hüseyin (Önder Somer), çocukluk arkadaşıdır. Bu altı aylık sürgünde dikkatli olması ve tahriklere kapıl-maması için Ali Duran'ı uyarır. Her gün karakola gelip yoklama defterine imza atması gereken Ali Duran küçük bir otel odasına yerleşir. Yaşlı anasının çerçeveli bir fotoğrafını odasının duvarına asar. Sürgündeki yaşamını kazasız belasız atlatıp, bir an önce anasına kavuşmaktır amacı.
Kendi üstünde bir kabadayı görmeye tahammül edemeyen Yalçın'ın, Ali Duran'ın gelmesiyle birden keyfi kaçar. Kahvede ve mahallede konuşulanlar aleyhine geliştiğinden tahrike kapılan Yalçın, kararını değiştirir ve kenti terk etmekten vazgeçer. Ali Duran'la he-saplaşmak için fırsat kollamaktadır. Bir gün meyhanede karşılaşırlar. Yalçın sarhoştur, laf atıp hakaret eder. Ali Duran ona bulaşmamak için ses çıkarmaz. Masasından kalkıp gider. Yeni bir hayata başlamaya hazırlanan Figen de sevgilisinin karar değiştirmesi yüzünden düş kırıklığı yaşamaktadır. Gitmeleri için onu zorlar. Tartışma sonucu araları açılır Yalçınla.
Sessiz, kendi halinde sürgün cezasını tamamlamaya çalışan Ali Duran, anasıyla mektuplaşır. Yaşlı kadın, dişlerinin yapılması için biriktirdiği parayı da oğluna göndermiştir. Kaldığı otelin karşısındaki evde oturan küçük kız Hilal (Hilal Esen), konuştuğu, dertleştiği tek arkadaşıdır Ali Duran'ın. Pencereden pencereye gülümseyerek, bakışarak tanışmışlardır. Hilal, pencerede mandolin çalar. Parkta otururlar, istasyon civarında dolaşırlar. Ali Duran gelip geçen trenlere bakar. Bu trenlerden biri, onu anasına kavuşturacaktır.
Sözünde durmadığı için sevgilisi Yalçın'ı terk eden Figen, otele gelip Ali Duran'ı suçlar. Yalçınla aralarının bozulmasına, mutluluğu-nun yıkılmasına sebep Ali Duran'dır, Figen'e göre. Sokaklarda ıslık çalarak yürüyen mahallenin gariban delisi Felek (Ferit Ceylan), Figen'in otelden çıktığını görünce gidip Yalçın'a haber verir.
Ali Duran'ın günü dolmuştur. Bavulunu hazırlar. Son bir kez karşıdaki evin penceresine bakar. Küçük kız uykudadır. Yazık ki ona veda edemeden sabah trenine binip gidecektir. Sevgilisi Figen'le ilişkisi olduğunu sanan Yalçın ise, silahlanıp Ali Duran'ın peşine düşer. Kıskançlık krizine kapılan Yalçın'ı durdurmak mümkün değildir. Kardeşi Kara ile Figen, Komiser Hüseyin'i bulup haber verirler. Ali Duran meyhanededir. Trenin kalkmasına yirmi dakika vardır. Yalçın silahıyla Ali Duran'ın karşısına dikilir. "Silahını çek, dövüşelim," der. Duran'ın silahı yoktur. "Bırak beni, gideyim," diye yalvarsa da Yalçın yumruklayıp onu yere devirir. Ali Duran sonunda dayanamaz, kalkıp Yalçın'ın üzerine yürür. Bu kez Yalçın yerdedir. Birden bir silah sesiduyulur. Ali Duran sırtından vurulmuştur. Onu vuran, meyhaneye silahıyla giren deli Felektir. Ali Duran, trene yetişmek için yaralı olarak dışarı çıkar. Deli Felek, "Kabadayı Ali Duran'ı vurdum, herkes benden bahsedecek. Şimdi seni de vuracağım," diye kahkahalar atıp, Yalçın'ı da omzundan yaralar. Polisler gelir.
Silah sesleriyle dışarı fırlayan Hilal, istasyona doğru düşe kalka yürüyen Ali Duran'a yetişir. Duran kanlar içinde yere düşerken tren geçip gider. "Ana, ana, bu tren beni sana getiremedi," deyip son nefesini verirken küçük kız hıçkırıklarla üzerine kapanır. Komi-ser Hüseyin koşarak gelir. "Her oyunun sonunda sen ölürdün," diyen çocukluk arkadaşı Hüseyin acı içindedir. Bu kez Ali Duran gerçekten ölmüştür...
Notlar: Cezasını bitirip altı aylık Konya sürgünü dönüşünden sonra Yılmaz Güney'in oynadığı ilk film. Almanya'da Ulus Video tarafından çıkarılan kasetinin jeneriğinde 'reji ve senaryo yazarı' olarak Sadık Kurtuluş adı geçer. Oysa bu adla bir rejisör olmadığı gibi, filmin yönetmeni, İkisi de Cesurdu da Felek rolünü oynayan Ferit Ceylan; çeşitli bölümleri set çalışmaları sırasında oluşturulan senaryonun yazarı ise Yılmaz Güney'dir. Sadık Kurtuluş, Kurtuluş Film adlı bir şirketin sahibi olup, İkisi de Cesurdu'yu satın alan yapımcıdır. Filmin bir takma adı da 5 Kurşun 2 Adam'dır. Çeşitli kent sinemalarında, özellikle de Anadolu bölgelerinde gişe rekorları kıran, ilk Yılmaz Güney filmi olarak da dikkati çeker. Ayrıca, Yılmaz Güney'in kitlesel açıdan halkla, seyirciyle diyalog kurmasıyla da Güney'i Güney yapan ilk filmdir. Filmin öyküsü, birkaç kez "Antepli" gibi isimler altında yeniden çekilmiştir. “Agah Özgüç “ Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”
________________________________________________
“*” William Bowers (1916-1987) ve Adré De Toth’un (1912-2002) eserinden Yönetmen Henry King’in (1896-1982) 21 Ağustos 1950 de İsveç’te gösterime giren “The Gunfighter” isimli filminden uyarlama. Amerikan (U.S.A) yapımı bu filmde başlıca rolleri Gregory Peck (1916-2003), Helen Westcott (1928-1998), Karl Malden (1912-2009) paylaşmışlardır