Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Kurt Film / Mehmet Arancı
Oyuncular: Suna Pekuysal, Efgan Efekan, Öztürk Serengil, Necdet Tosun, Sami Hazinses, Ahmet Tarık Tekçe, Erol Günaydın , Müjdat Gezen, Mualla Sürer, Cemal Sahir,
Konu: İmam nikâhlı kocalarıyla alay edip onları birbirine düşüren bir kadının öyküsü
Yedi Kocalı Hürmüz ilk kez 1963 yılında Sadık Şendil tarafından kaleme alındı. Şendil, Yeşilçam'daki altın zamanlarını yaşadığı o yıllarda, Berduş'tan (1957) Altın Kafes'e (1958) pek çok filmle kendini kanıtlamış bir senaristti. Tüm bu yıllar boyunca tiyatro yazarlığından da uzak kalamayan Şendil, 1980'lere kadar sürdürdüğü sanat yaşamında 150'ye yakın filme imza attı. Filmlerinin arasında Kanlı Nigar (1968), Süt kardeşler (1976) ve Gırgıriye (1981) gibi yıllardır izlesek de bıkmadığımız örnekler çok.
Böylece Yedi kocalı Hürmüz'e ilk kez hayat vermiş olan Şendil, komediyle süslenmiş bu sıra dışı hikâyeyle dönemine rağmen "ahlaksızlık"la suçlanmayan, aksine toplumun sempatisini kazanan bir "Hürmüz" yaratmayı başarmıştı. Olaylara kadınların gözünden bakan, başkarakterinin çapkın bir kadın olduğu Yedi kocalı Hürmüz'ün ilk sinema versiyonu 1963 yılında Yılmaz Atadeniz tarafından, Suna Pekuysal'ın oyunculuğunda filme çekildi.
Sonraları gönlünü fantastik sinemaya kaptırıp, Türk izleyicisini "Zorro", "Kızıl Maske" gibi karakterlerle tanıştıran Yılmaz Atadeniz'in bu ilk yönetmenlik denemesi sinema seyircisi tarafından ilgiyle karşılandı.Ancak bir talihsizlik sonucu filmin kayıtlarının yok olmasıyla bugün Yedi Kocalı Hürmüz'ün bu ilk versiyonunu izleme şansımız kalmadı ne yazık ki.
İlk Hürmüz'e hayat veren Suna Pekuysal'a gelecek olursak; sanatçı o dönemlerde tiyatro ve sinemayı bir arada yürüten, genç ve yetenekli oyuncularımızdan biriydi. Pekuysal'ın 100'e yakın filmle doldurduğu sinema kariyerine karşın 250'den fazla oyunda yer almış olması onun sahne aşkının da bir kanıtı aslında. Sanatla dolu dolu geçen 53 yılın sonunda geçtiğimiz yıl hayata gözlerini yuman Pekuysal'ın "Sahnede ölmek istiyorum!" sözlerini nasıl unutabiliriz ki?
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Kurt Film / Mehmet Arancı
Oyuncular: Suna Pekuysal, Efgan Efekan, Öztürk Serengil, Necdet Tosun, Sami Hazinses, Ahmet Tarık Tekçe, Erol Günaydın , Müjdat Gezen, Mualla Sürer, Cemal Sahir,
Konu: İmam nikâhlı kocalarıyla alay edip onları birbirine düşüren bir kadının öyküsü
Yedi Kocalı Hürmüz ilk kez 1963 yılında Sadık Şendil tarafından kaleme alındı. Şendil, Yeşilçam'daki altın zamanlarını yaşadığı o yıllarda, Berduş'tan (1957) Altın Kafes'e (1958) pek çok filmle kendini kanıtlamış bir senaristti. Tüm bu yıllar boyunca tiyatro yazarlığından da uzak kalamayan Şendil, 1980'lere kadar sürdürdüğü sanat yaşamında 150'ye yakın filme imza attı. Filmlerinin arasında Kanlı Nigar (1968), Süt kardeşler (1976) ve Gırgıriye (1981) gibi yıllardır izlesek de bıkmadığımız örnekler çok.
Böylece Yedi kocalı Hürmüz'e ilk kez hayat vermiş olan Şendil, komediyle süslenmiş bu sıra dışı hikâyeyle dönemine rağmen "ahlaksızlık"la suçlanmayan, aksine toplumun sempatisini kazanan bir "Hürmüz" yaratmayı başarmıştı. Olaylara kadınların gözünden bakan, başkarakterinin çapkın bir kadın olduğu Yedi kocalı Hürmüz'ün ilk sinema versiyonu 1963 yılında Yılmaz Atadeniz tarafından, Suna Pekuysal'ın oyunculuğunda filme çekildi.
Sonraları gönlünü fantastik sinemaya kaptırıp, Türk izleyicisini "Zorro", "Kızıl Maske" gibi karakterlerle tanıştıran Yılmaz Atadeniz'in bu ilk yönetmenlik denemesi sinema seyircisi tarafından ilgiyle karşılandı.Ancak bir talihsizlik sonucu filmin kayıtlarının yok olmasıyla bugün Yedi Kocalı Hürmüz'ün bu ilk versiyonunu izleme şansımız kalmadı ne yazık ki.
İlk Hürmüz'e hayat veren Suna Pekuysal'a gelecek olursak; sanatçı o dönemlerde tiyatro ve sinemayı bir arada yürüten, genç ve yetenekli oyuncularımızdan biriydi. Pekuysal'ın 100'e yakın filmle doldurduğu sinema kariyerine karşın 250'den fazla oyunda yer almış olması onun sahne aşkının da bir kanıtı aslında. Sanatla dolu dolu geçen 53 yılın sonunda geçtiğimiz yıl hayata gözlerini yuman Pekuysal'ın "Sahnede ölmek istiyorum!" sözlerini nasıl unutabiliriz ki?